BAYEZİD PAŞA - TDV İslâm Ansiklopedisi

BAYEZİD PAŞA

Müellif:
BAYEZİD PAŞA
Müellif: AYDIN TANERİ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1992
Erişim Tarihi: 23.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/bayezid-pasa
AYDIN TANERİ, "BAYEZİD PAŞA", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/bayezid-pasa (23.04.2024).
Kopyalama metni

Babasının adı Yahşi’dir. Amasya’da doğduğu için kaynaklarda Amasyalı olarak geçer; ancak Arnavut asıllı olması da muhtemeldir. Sarayda yetişti ve Yıldırım Bayezid zamanında askerî bazı görevlere getirildi. Çelebi Mehmed’in Amasya’daki sancak beyliği sırasında, onun yakın maiyeti arasında yer aldı. Fetret Devri’nde de bu şehzadeye bağlı kalarak hizmetlerine devam etti.

1413’te Çelebi Mehmed’in ülkede asayiş ve birliği sağlamasından sonra vezîriâzamlığa ve Rumeli beylerbeyiliğine tayin edildi. Aynı yıl Mûsâ Çelebi’nin öldürülmesinde rol oynadı. Ertesi yıl Osmanlı-Karaman münasebetleri sırasında Karamanoğlu Mehmed Bey’in şartları kendisi için ağır olan bir muahede imzalamasını sağladı. Şeyh Bedreddin vak‘asında da hizmeti geçen Bayezid Paşa, 1420’de önce Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal gibi onun müridleri etrafında toplanan âsileri mağlûp etti; daha sonra Deliorman taraflarında yerleşip çevresine taraftar toplayan Şeyh Bedreddin üzerine yürüdü.

Çelebi Mehmed’in ölümünü, onun vasiyeti üzerine oğlu Şehzade Murad gelinceye kadar kırk gün süreyle gizledi ve böylece çıkması muhtemel bir fitneyi önlemiş oldu. Çünkü Bizans İmparatorluğu nezdinde rehin tutulan Şehzade Murad’ın kardeşi Mustafa, yapılan anlaşma gereği padişahın ölümünden sonra serbest bırakılacaktı.

1421 Mayısında tahta geçen II. Murad’ın ilk zamanlarında da mevkiini koruyan Bayezid Paşa, Çelebi Mehmed’in ölümünün duyulmasından sonra serbest bırakılan ve meşrû hükümdarla mücadeleye başlayan Şehzade Mustafa (Düzmece) üzerine gönderildi. İstanbul Boğazı’ndan Rumeli yakasına geçen yaşlı vezir, yanındaki sayıca az askerle Edirne’nin Sazlıdere mevkiinde Şehzade Mustafa’nın kuvvetleriyle karşılaştı. Emri altındaki askerlerin büyük çoğunluğu Mustafa tarafına geçince teslim olmak zorunda kaldı ve ertesi gün İzmiroğlu Cüneyd Bey’in tahrikleriyle katledildi (1421). Mezarı Sazlıdere’dedir.

Sert bir mizaca sahip, tedbirli ve otoriter bir kişi olan Bayezid Paşa Osmanlı vezîriâzamlarının en büyüklerinden biridir. Özellikle Çelebi Mehmed’in devleti toparlama yolundaki faaliyetleri sırasında büyük hizmetleri geçmiş ve itibar kazanmıştı. Fakat bu itibar Çandarlı İbrâhim ve Hacı İvaz Paşa gibi Türk asıllı vezirlerin kıskançlıklarına yol açtığı için hayatının sonlarına doğru biraz da kasıtlı olarak Rumeli’ye Düzmece Mustafa üzerine gönderilmişti.

Bayezid Paşa’nın kardeşi Hamza Bey onun vezirliği sırasında deniz beylerindendi. Venedikliler 1417 yılında Çanakkale Boğazı’na girip Lapseki’yi topa tuttuklarında karada 10.000’den fazla askeriyle Venedik kuvvetlerine karşı koydu. Hamza Bey daha sonra da İstanbul’un fethi sırasında Baltaoğlu Süleyman Bey’in yerine donanma kumandanlığına getirilmiştir.

Bayezid Paşa’nın Amasya’da inşa ettirdiği cami, imaret ve medresenin 820 (1418), 821 (1418) ve 823 (1420) tarihli vakfiyelerinde sadece Celâleddin unvanı geçer. 1413’te Karamanoğlu yağmasında tahrip olan Bursa Orhan Gazi Camii’nin tamir kitâbesinde ise “vezîr-i kebîr” unvanı görülür. Bayezid Paşa ayrıca Bursa’da da bir medrese inşa ettirmiştir.


BİBLİYOGRAFYA

, s. 83, 97, 190.

İdrîs-i Bitlisî, Heşt Bihişt, Nuruosmaniye Ktp., nr. 3209, vr. 77a vd.

, I, 403-407, 557-559.

, I, 107, 125.

, II, 6-7.

, I, 364-365, 378-379, 543, 553-554, 584.

, I, 184, 185, 441.

, s. 235-236.

Mustafa Akdağ, Türkiye’nin İktisadî ve İçtimaî Tarihi, Ankara 1959, I, 271, 328, 329.

Aydın Taneri, Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş Döneminde Vezîr-i A’zamlık, Ankara 1974, s. 37, 62, 71, 95.

a.mlf., Osmanlı Kara ve Deniz Kuvvetleri, Ankara 1981, s. 149, 150.

, s. 95-96, 560.

Gazavât-ı Sultân Murâd b. Mehemmed Hân (nşr. Halil İnalcık – Mevlûd Oğuz), Ankara 1978, s. 13.

Mustafa Bilge, İlk Osmanlı Medreseleri, İstanbul 1984, s. 115-117.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1992 yılında İstanbul’da basılan 5. cildinde, 242-243 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER