BAYKARA, Abdülbaki - TDV İslâm Ansiklopedisi

BAYKARA, Abdülbaki

Müellif:
BAYKARA, Abdülbaki
Müellif: NURİ ÖZCAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1992
Son Güncelleme Tarihi: 27.01.2019
Erişim Tarihi: 26.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/baykara-abdulbaki
NURİ ÖZCAN, "BAYKARA, Abdülbaki", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/baykara-abdulbaki (26.04.2024).
Kopyalama metni

20 Temmuz 1883’te Yenikapı Mevlevîhânesi’nde doğdu. Babası aynı mevlevîhânenin şeyhi Mehmed Celâleddin Dede, annesi Nazife Zelîha Hanım’dır. Dört yaşında dedesinden bed’-i besmele ettikten sonra Muallim Mûsâ Dede’den Kur’an okudu. 1888 yılında Molla Gürânî semtindeki Dârüttahsîl adlı özel mektebe başladı; daha sonra Dâvud Paşa Rüşdiyesi’ni bitirdi (1897). Ayrıca zamanın tanınmış âlimlerinden de dersler alarak kendini yetiştirdi. Babasından Mes̱nevî okuyarak başladığı bu tahsile Demircili Ahmed Fuad Efendi’den sarf, nahiv, mantık; Beyazıt Devlet Kütüphanesi hâfız-ı kütübü İsmail Saib Efendi’den (Sencer) meânî, kelâm, akaid, Ṣaḥîḥ-i Buḫârî ve Şifâ-i Şerîf; mesnevîhan Esad Dede’den Farsça; Sütlüce’deki Sâdî Dergâhı şeyhi ve Meclis-i Meşâyih reisi Hasîrîzâde Mehmed Elif Efendi’den tasavvuf ve Mes̱nevî dersleri alarak devam etti. Bu devrenin sonunda Elif Efendi’den Mes̱nevî (1906), İsmail Saib Efendi’den de ilmiye (1908) icâzetnâmeleri aldı. Babasının hastalığını ileri sürerek Konya’ya yaptığı müracaat üzerine Şeyh Abdülvâhid Çelebi tarafından 1903’ten itibaren dergâhta vekâleten ism-i celâl zikri ve mukabele yapmasına izin verildi. Bu vazifesine devam etmekte iken 30 Mayıs 1908’de babasının vefatı üzerine boşalan şeyhlik makamına asaleten tayin edildi (24 Temmuz 1908). Üç ay sonra da Abdülvâhid Çelebi tarafından dergâhın mesnevîhanlığını yürütmekle görevlendirildi.

Mehmed Abdülbaki Efendi 1909’da Meclis-i Meşâyih âzalığına tayin edildi ve bu görevini dokuz yıl kadar sürdürdü. Bu vazifedeyken I. Dünya Savaşı sırasında Süveyş Kanalı’nı İngilizler’den geri almak için yapılan kanal harekâtına iştirak etmek üzere kurulan Mücâhidîn-i Mevleviyye adlı gönüllü alayına binbaşı rütbesiyle kumandan vekili olarak katıldı (1915). Şam’daki Dördüncü Ordu emrine verilen bu alayda hastalığı sebebiyle fazla kalamadı ve İstanbul’a döndü. 30 Kasım 1925’te tekkelerin kapatılmasıyla şeyhlik vazifesi resmen sona erdi. Bundan sonra İstanbul Türk Ocağı müdürlüğü, Kütüphaneler Tasnif Komisyonu üyeliği yaptı. Dârülfünun İlâhiyat ve Edebiyat fakültelerinde Farsça okuttu. Dârülfünun’un İstanbul Üniversitesi’ne dönüştürülmesinden bir yıl sonra da bu görevinden alındı. Son resmî görevi, ancak bir iki ay kalabildiği Bakırköy Ermeni Lisesi’ndeki (Bezezyan) edebiyat öğretmenliğidir. Abdülbaki 28 Şubat 1935 Perşembe günü vefat etti. Vasiyeti üzerine Yenikapı Mevlevîhânesi’nin ilk şeyhi Kemal Ahmed Dede’nin (ö. 1615 [?]) yanına defnedildi. Büyük oğlu Gavsi Baykara da (ö. 1967) tanınmış neyzen ve bestekârlardandır.

Abdülbaki Baykara, kaynakların ve kendisini tanıyanların ifadelerine göre zarif, nüktedan, hoşsohbet tam bir İstanbul efendisiydi. Edebiyat ve mûsiki ile meşgul olmuş, çok beğenilen şiirler yazmıştır. Birkaç bestesi olduğu söylenirse de bestekâr değildi, ancak iyi bir tamburî idi. Ebced hesabı ile tarih düşürmede zamanının en önde gelen şairi olduğu belirtilmektedir. Manzumelerinde Bâkî mahlasını kullanmıştır. Büyük bir kısmını aruzla yazdığı Türkçe ve Farsça şiirlerinin bazılarında mizah ve hiciv unsurları hâkimdir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, tekkelerin kapatılması da dahil çeşitli inkılâplar sebebiyle, cemiyette ve dolayısıyla şahsî hayatında meydana gelen şaşırtıcı değişiklikleri mizahî bir üslûpla işlediği “oldum” redifli gazeli, başarılı bir sosyal hiciv olduğu kadar devrin durumunu bir görgü şahidinin ağzından aksettiren tarihî bir vesika olarak da kabul edilmektedir. Şiirleri Mahfil ve Osmanlı Tarih ve Edebiyatı adlı mecmualarda neşredilmiştir. Şair ve hattat Ebüssuudzâde Mehmed Suud Yavsî (ö. 1948), oğlu Resuhi Baykara’ya intikal eden şiir defterlerinden ve ayrıca neşredilmiş şiirlerinden derlediği manzumeleri Enfâs-ı Bâkî adı altında bir divan tertibiyle yazmış ve Fâtih Millet Kütüphanesi’ne vakfetmiştir (Ali Emîrî, Manzum, nr. 533/1).


BİBLİYOGRAFYA

Mehmed Suud Yavsî, Enfâs-ı Bâkî, Millet Ktp., Ali Emîrî, Manzum, nr. 533/1, Mukaddime, s. 1-25.

İhtifalci Mehmed Ziyâ, Yenikapı Mevlevîhânesi, İstanbul 1329, s. 264-272.

Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye Salnâmesi, İstanbul 1334, s. 140.

, V, vr. 213a-217b.

, s. 152-154.

, II, 728-731.

Abdülbâki Gölpınarlı, Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik, İstanbul 1983, s. 177-178.

Resuhi Baykara, “Birinci Harb-i Umumîde Mücahidîn-i Mevleviye Alayı”, Yeni Tarih Dünyası, I/3, İstanbul 1953, s. 106-108.

R. Ekrem Koçu, “Baykarâ (Mehmed Abdülbâki)”, , IV, 2277-2278.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1992 yılında İstanbul’da basılan 5. cildinde, 246-247 numaralı sayfalarda "BAYKARA, Abdülbâki" başlığıyla yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız. Bu madde en son 27.01.2019 tarihinde güncellenmiştir.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER