ed-DAV’Ü’l-LÂMİ‘ - TDV İslâm Ansiklopedisi

ed-DAV’Ü’l-LÂMİ‘

الضوء اللامع
Müellif:
ed-DAV’Ü’l-LÂMİ‘
Müellif: ASRİ ÇUBUKCU
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1994
Erişim Tarihi: 20.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ed-davul-lami
ASRİ ÇUBUKCU, "ed-DAV’Ü’l-LÂMİ‘", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ed-davul-lami (20.04.2024).
Kopyalama metni

Sehâvî’nin en meşhur eseri olup tam adı eḍ-Ḍavʾü’l-lâmiʿ li-ehli’l-(ebnâʾi aʿyâni ʿulemâʾi) ḳarni’t-tâsiʿdir. On iki cüz halinde düzenlenen eserin ilk on cüzünde 10.000’den fazla kişinin biyografisi alfabetik sıra ile verilmektedir. On birinci cüz ise şahısların künye, lakap ve nisbelerine ayrılmıştır. On ikinci cüzde yine alfabetik sıraya göre 800’den fazla meşhur kadının biyografileri bulunmaktadır. Müellif sekizinci cüzde kendi biyografisini de vermiştir (s. 2-32).

Müellif eserinde 801-896 (1398-1491) yılları arasında Mısır, Suriye, Hicaz, Yemen, Anadolu ve Hint ülkelerinde yaşamış olan âlimler, kadılar, edipler, şairler, halifeler, sultanlar, emîrler ve vezirler hakkında bilgi vermiş, ayrıca ahlâk yönünden beğendiği birkaç gayri müslimi de kısaca anlatmıştır. Sehâvî bu eserini hazırlarken faydalandığı kaynakların bir kısmını mukaddimede, bir kısmını da biyografilerin sonunda belirtmiştir. Bunlar arasında en çok istifade ettiği eserler olarak üstadı İbn Hacer el-Askalânî’nin (ö. 852/1449) İnbâʾü’l-ġumr, Refʿu’l-is̱r, ed-Dürerü’l-kâmine, el-Muʿcem, Lisânü’l-Mîzân, Fevâʾidü’r-riḥle, Bedreddin el-Aynî’nin (ö. 855/1451) ʿİḳdü’l-cümân, Makrîzî’nin (ö. 845/1442) es-Sülûk ve el-ʿUḳūd, İbn Hatîb en-Nâsıriyye’nin (ö. 843/1440) ed-Dürrü’l-münteḫab, Takıyyüddin el-Fâsî’nin (ö. 832/1429) Şifâʾü’l-ġarâm ve el-ʿİḳdü’s̱-s̱emîn, Necmeddin İbn Fehd’in (ö. 885/1480) İtḥâfü’l-verâ ve Muʿcem’i zikredilebilir.

Sehâvî biyografileri hazırlarken yazılı kaynaklarla yetinmemiş, ayrıca şahsın kendisinden, akrabalarından veya onu tanıyanlardan bilgi toplamış, verdiği bilgilerin doğru olmasına dikkat etmiştir. Biyografileri kaynaklardan naklederken bazan ilâve ve tashihlerde bulunmuş, ele aldığı kişinin önce etraflıca kimliğini tesbit ettikten sonra hangi şehirde, hangi medreselerde kimlerden ders okuduğunu da kaydetmiştir. Münasebet düştükçe müderrisler arasındaki anlaşmazlıklara, makam ve mansıp kavgalarına, birbirleri hakkındaki takdir ve tenkitlerine de temas eden Sehâvî, çeşitli kimselerden ders okuyan ve icâzet alan âlimlerin okudukları ve ders verdikleri medreseler, ders müfredatı, hocaların ilmî ve ahlâkî durumları hakkında da bilgi vermiştir. Böylece eser sayesinde hicrî IX. yüzyıl İslâm dünyasının belli başlı ilim merkezleri, ilmî kuruluşları, öğretim usulleri ve ilmî seviyeleri hakkında çok zengin mâlûmat elde edilmektedir. Bazı biyografiler vesilesiyle çeşitli zamanlarda meydana gelen salgın hastalık, sel, yangın, zelzele gibi âfetlere de temas edilmektedir. Biyografisi verilen âlimin hükümdar, diğer devlet erkânı ve halk nazarındaki yeri, sultana eser takdimi geleneği ve sultan tarafından yapılan bağışlar anlatılırken devrin bir başka yönü, devletin ilmî kuruluşlarla olan münasebetleri de tesbit edilmiş olmaktadır.

Eserde ağırlık noktası daha çok âlimler üzerinde olmakla beraber halife, sultan, emîr ve eşrafın biyografilerine de gerekli önemin verildiği söylenebilir. Bunlar hakkındaki özet bilgiler sıralanırken zaman zaman devlet idaresinde görülen rüşvet ve adam kayırmalara da temas edilir.

Bazı devlet başkanları ve âlimler hakkındaki araştırmaların dikkatli ve tarafsız bir şekilde yapıldığı söylenemez. Meselâ İstanbul’un Türkler tarafından fethi sıradan ve basit bir olay olarak geçiştirildiği gibi Fâtih Sultan Mehmed hakkındaki bilgiler hem çok kısa hem de hatalıdır.

Sehâvî bu eserinde hiçbir ilmî ve siyasî niteliği olmayan kişilere de yer vermektedir. Onun medrese kapıcıları, mezar bekçileri ve berberlerin yalnız isimlerini yazmaktaki maksadını anlamak güçtür. Bunun gibi birkaç aylıkken ölen veya dokuz on yaşlarında kendisinden bazı bilgiler almış olan çocukların böyle bir eserde niçin zikredildiği bilinmemektedir. Biyografilerin bir kısmında yer yer dedikodu cinsinden bilgilere de rastlanmaktadır.

Çeşitli müellifler tarafından tenkit edilmesine rağmen bir bütün olarak ele alındığında eserin ilmî ve ciddi bir çalışma ürünü olduğu söylenebilir. Kitap özellikle Burciyye Memlükleri’nin kültür tarihi açısından önemli bir kaynaktır. eḍ-Ḍavʾü’l-lâmiʿ, Hüsâmeddin el-Kudsî tarafından on iki cüz halinde yayımlanmış (Kahire 1353-1355), ayrıca Bulak ve Beyrut’ta da basılmıştır (ts.).

Celâleddin es-Süyûtî eḍ-Ḍavʾü’l-lâmiʿi tenkit için el-Kâvî fî Târîḫi’s-Seḫâvî adlı bir risâle yazmıştır (Ahmed eş-Şerkāvî İkbâl, s. 337). İbnü’ş-Şemmâ‘ el-Halebî el-Ḳabesü’l-hâvî li-ġureri’ḍ-Ḍavʾi’l-Seḫâvî, İbn Abdüsselâm el-Menûfî el-Bedrü’ṭ-ṭâliʿ mine’ḍ-Ḍavʾi’l-lâmiʿ adlı eserlerinde eḍ-Ḍavʾü’l-lâmiʿden seçmelerde bulundukları gibi Ahmed el-Kastallânî de en-Nûrü’s-sâṭıʿ fî muḫtaṣari’ḍ-Ḍavʾi’l-lâmiʿ adıyla eseri ihtisar etmiştir (, II, 43; Suppl., II, 31-32).


BİBLİYOGRAFYA

, I, 72, 82, 99, 113, 116, 117, 172, 177; II, 69, 81, 118, 120, 126, 132, 241, 268; III, 35, 40; IV, 84, 207, 228; V, 182; VI, 24, 251, 323; VIII, 2-32, 264, 265; IX, 216; X, 6, 46, 79, 86, 100, 102, 105, 122, 123.

Süyûtî, Naẓmü’l-ʿiḳyân (nşr. P. K. Hitti), New York 1927, s. 152-153.

, I, 53-54.

, II, 1089-1090.

, II, 185-187.

, I, 1012.

, II, 43; , II, 31-33.

Abbas el-Azzâvî, et-Taʿrîf bi’l-müʾerriḫîn, Bağdad 1376/1957, I, 252-253.

, VII, 67.

, III, 279.

Ahmed eş-Şerkāvî İkbâl, Mektebetü’l-Celâl es-Süyûṭî, Rabat 1397/1977, s. 337.

, III, 183.

, s. 103-104.

Tarif Khalidi, “Islamic Biographical Dictionaries: A Preliminary Assessment”, , LXIII/1 (1973), s. 59.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1994 yılında İstanbul’da basılan 9. cildinde, 56-57 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER