HUNEYN b. İSHAK - TDV İslâm Ansiklopedisi

HUNEYN b. İSHAK

حنين بن إسحاق
HUNEYN b. İSHAK
Müellif: HASAN KATİPOĞLU, İLHAN KUTLUER
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1998
Erişim Tarihi: 25.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/huneyn-b-ishak
HASAN KATİPOĞLU, İLHAN KUTLUER, "HUNEYN b. İSHAK", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/huneyn-b-ishak (25.04.2024).
Kopyalama metni

194 (810) yılında Kûfe’nin güneyinde eski bir Ârâmî şehri olan Hîre’de doğdu. Ailesi İbâd adıyla bilinen hıristiyan Arap kabilesine mensup olduğundan İbâdî nisbesiyle anılmıştır. Babası İshak eczacılıkla meşguldü. Baba mesleği Huneyn’i çocuk yaşta etkileyerek tıp ilmine yönlendirdi.

Doğduğu yerde hıristiyan din eğitimi alan Huneyn on iki yaşlarında iken Bağdat’a gitti. Burada Cündişâpûr menşeli hekim İbn Mâseveyh’in öğrencisi oldu. Ancak Huneyn’in soru sormayı ve tartışmayı seven tabiatı hocasını rahatsız ediyordu. Esasen Bağdat’ta faaliyet gösteren Cündişâpûr menşeli hekimler, genellikle halkı tüccar olan Hîreliler’in tıpla meşgul olmasını hoş karşılamıyorlardı. Huneyn ders esnasındaki ısrarlı sorularına devam edince İbn Mâseveyh onu ders halkasından çıkardı. Bu gurur kırıcı olay Huneyn’i dönemin tıp ve felsefe dili olan Grekçe’yi öğrenmeye sevketti. Bu dili nerede ve kimden okuduğu bilinmemekle beraber önceleri Bağdat’ta İbnü’l-Hasî adlı bir kişiden ders aldığı, daha sonra da İskenderiye’ye ve Bizans’a gittiği anlaşılmaktadır (İbnü’l-Kıftî, s. 173; İbn Ebû Usaybia, s. 258, 292). Bu arada Arapça bilgisini ilerletmek üzere Basra’ya giden Huneyn devrin ünlü dil âlimlerinden faydalandı. Onun Fars bölgesine gidip Halîl b. Ahmed’den gramer okuduğu yolundaki bilgiler (İbn Cülcül, s. 68-69; bk. İbn Ebû Usaybia, s. 262) doğru değildir. Zira Halîl b. Ahmed Huneyn’in doğumundan önce vefat etmiştir. Huneyn Grekçe ve Arapça bilgisini ilerletmiş, görgüsünü arttırmış, temel kaynakları toplamış genç bir âlim ve tabip olarak Bağdat’a döndü. Onun bu süre içinde Farsça da öğrendiğine, hatta Farsça’dan tercümeler yaptığına dair bilgiler de (İbn Ebû Usaybia, s. 259) mesnetsizdir; zira eserleri arasında hiçbir Farsça kitabın adı geçmemektedir. Farsça tıp terimlerine hâkimiyeti, bu dili bilmeyen diğer Arap hekimlerinin de vâkıf olduğu Cündişâpûr tıp terminolojisini tanımasıyla ilgilidir.

Huneyn, Bağdat’ta ilk tercümelerini Abbâsî Halifesi Me’mûn’un özel hekimi Cibrâîl b. Buhtîşû‘un isteğiyle yaptığı zaman henüz on yedi yaşındaydı ve Câlînûs’tan Fi’l-Ḳuva’ṭ-ṭabîʿiyye ve Fî Eṣnâfi’l-ḥummeyât adlarıyla yaptığı iki tercüme (Risâletü Ḥuneyn b. İsḥâḳ, s. 154, 157) Cibrâîl’i hayran bırakmıştı. Bu gelişmelerden sonra yeniden İbn Mâseveyh’in öğrencisi olan Huneyn, Cibrâîl’in aracılığıyla Beytülhikme’ye mütercim olarak kabul edildi. Böylece yoğun bir tercüme dönemi başlamış oldu. Gerek Beytülhikme gerekse ilmî gelişmeleri yakından takip eden seçkin kişiler için çok sayıda eseri Grekçe’den Süryânîce ve Arapça’ya çevirdi. Halife Me’mûn’un himayesi yanında Benî Mûsâ kardeşlerin kitap temin etmek için Bizans’a gönderdiği heyet arasında Huneyn de vardı. Mu‘tasım-Billâh, Vâsiḳ-Billâh ve Mütevekkil-Alellah’ın hizmetinde de bulunan Huneyn tercüme faaliyetinin yanı sıra Mütevekkil’in özel hekimliğini yaptı. Rivayete göre halife bir düşmanı için zehir hazırlamasını isteyince Huneyn dinî inanç ve meslekî ahlâkının böyle bir şeye izin vermediğini söyleyerek teklifi reddetmiş, bunun üzerine hapse atılmıştı. Halifenin ısrarlı taleplerini hapiste iken de reddedince Mütevekkil’in güvenini kazanmış ve hapisten çıkarılarak onun özel hekimliğine tayin edilmişti (İbn Ebû Usaybia, s. 261).

Mütevekkil-Alellah devri (847-861), Huneyn’in şöhretinin zirvesine ulaştığı ve bu yüzden kıskanç meslektaşlarının çeşitli komplolarına mâruz kaldığı bir dönemdir. Huneyn, Nestûrî dindaşları arasından çıkan bu hekimlerin kendi aleyhindeki tertiplerini Fîmâ eṣâbehû mine’l-miḥan ve’ş-şedâʾid adlı eserinde anlatmıştır. Bu eserde belirtildiğine göre Buhtîşû‘ b. Cibrâîl adlı hekim, hileye başvurarak halifenin huzurunda bir ikonun üzerine tükürmesini sağladığı Huneyn’in “ikonoklast” (ikon kırıcı) olarak suçlanmasına yol açmış ve bunun sonucunda Huneyn, Bağdat Nestûrîleri’nin dinî lideri olan Theodosius tarafından aforoz edilmiştir. Mütevekkil de hıristiyanî değerlere saygısızlık gösterdiği için olsa gerek Huneyn’i hapse attırarak onu mevkiinden uzaklaştırmış ve daha önemlisi kütüphanesinden mahrum etmiştir. Ancak altı ay sonra halifenin hastalanması üzerine tedavi için çağrılarak hapisten çıkarılmış, mevki ve itibarı iade edilmiş, Buhtîşû‘ ise sürgüne gönderilmiştir. Bu olay herhalde başhekimliğin Buhtîşû‘ ailesinin elinden alınarak Huneyn’e verilmesiyle ilgilidir; fakat Huneyn b. İshak’ın ikonoklastik eğilimleri hakkında da bazı ipuçları içermektedir (, XV, 231; Cooperson, VII/2 [1997], s. 237-239, 248). Huneyn, Mütevekkil-Alellah’tan sonraki dört halife döneminde de yüksek mevkilerde bulunmuş, ancak halifeler artık ilmî ve felsefî meselelere fazla ilgi göstermediğinden son otuz yılında eskisi kadar verimli olamamıştır.

Huneyn b. İshak bir mide rahatsızlığından öldü. Onun Mütevekkil döneminde vuku bulan aforoz edilme olayının üzüntüsünden öldüğü veya zehir içerek intihar ettiği yolundaki rivayetler (İbn Cülcül, s. 70; İbnü’l-Kıftî, s. 172) doğru değildir.

Başarılı mütercimliğinin yanında Huneyn b. İshak mesleğini ciddiye alan bir hekim olarak da saygın bir mevkiye sahiptir. Kıskançlıkları sebebiyle onunla alay eden, tıp kitaplarını tercüme etmekten başka hüneri olmadığı halde hekimlik tasladığını ve bu şekilde büyük paralar kazandığını ileri sürenler bulunmasına rağmen (İbn Ebû Usaybia, s. 265) Huneyn’in yazdığı eserlerle tıp eğitimine önemli katkılar sağladığı tesbit edilmiştir. Meselâ onun tıp ilmine giriş mahiyetindeki Kitâbü’l-Mesâʾil fi’ṭ-ṭıb adlı eseri birçok hekim tarafından şerhedilmiş, Ortaçağ boyunca İslâm dünyasında, Latince tercümeleri vasıtasıyla da Batı’da tıp eğitiminde ders kitabı olarak okutulmuştur. Huneyn b. İshak’ın tıpla ilgili belli başlı görüşleri de bu eserde yer almıştır. Ona göre tıp ilmi nazarî ve amelî olmak üzere ikiye ayrılır. İnsan bedeni tıp açısından üç ayrı durumda bulunabilir: Sağlıklı, hasta veya nötr. Sağlıklı oluş bedenî fonksiyonların tabii, hastalık ise tabiat dışı olduğu durumdur. Nötr oluş ne mutlak sağlık ne de mutlak hastalık durumudur. Bu üç hal bedenî şartlar, sebepler ve belirtilerle ilgilidir. Hastalık yahut sağlığa yol açan sebepler tabii olan ve olmayanlar şeklinde ikiye ayrılır. Tabii sebepler sağlığı temin edip hasta bedeni iyileştirir; tabiat dışı sebepler ise ya patolojiktir yahut nötr duruma yol açar. Sağlık ve hastalıkta ortak olan zorunlu sebepler şunlardır: Hava, yiyecek ve içecekler, uyku ve uyanıklık, boşaltım (istifrâğ ve ihtikān), hareket ve sükûn, psikolojik teessürler (, XV, 240).

Huneyn b. İshak’ın tercüme ettiği tıp kitapları, eski Yunan tıbbının Arapça (ve Süryânîce) konuşulan bütün ilmî havzalarda ulaşılabilir olmasını sağladığı gibi Arapça tıp terminolojisinin gelişmesine de yardımcı olmuştur. Günümüze ulaşan Risâletü Ḥuneyn b. İsḥâḳ ilâ ʿAlî b. Yaḥyâ fî ẕikri mâ türcime min kütübi Câlînûs bi-ʿilmihî ve baʿżı mâ lem yütercem adlı eseri sayesinde onun tercüme faaliyeti hakkında ilk elden bilgilere sahip olunmaktadır. Huneyn, ayrıntılı bir Câlînûs (Galen) bibliyografyası niteliğindeki bu kitabında Câlînûs’un eserleriyle ilgili olarak her birinin muhtevasını, yazılış amacını, hangi dile kimin için tercüme edildiğini ve kendisiyle talebelerinin bu tercümelerin gerçekleştirilmesindeki rolünü belirtmektedir. Risâlede Câlînûs’a ait 129 eser tanıtılmakta olup Huneyn’in bunlardan doksan beşini Süryânîce’ye, otuz dokuzunu Arapça’ya çevirdiği anlaşılmaktadır. Bu eserlerden bir kısmı her iki dile de çevrilmiştir. Risâle ayrıca, Huneyn’in araştırma teknikleri ve tercüme yöntemi bakımından günümüz standartlarına uygun biçimde çalıştığını ortaya koymaktadır. Daha önce yapılmış Süryânîce tercümelerin bazısını yetersiz bularak ıslah eden Huneyn, ıslah edilemeyecek kadar kötü olan bir kısım eseri yeniden tercüme etmiştir. Onun modern teknikleri hatırlatan ilgi çekici asıl yöntemi, bir tenkitli neşir çalışmasının ardından bazı tercümelerini mükemmelleştirmesidir. Meselâ henüz on yedi yaşında iken Cibrâîl b. Buhtîşû‘ için yapmış olduğu Fî Eṣnâfi’l-ḥummeyât adlı eserin tercümesi orijinal yazmadaki kopukluklar yüzünden onu tatmin etmemiş, daha sonra elde ettiği iyi durumdaki nüshalardan yararlanarak eseri yeniden tercüme etmiştir. Aynı şekilde Fi’l-Ḳuva’ṭ-ṭabîʿiyye adlı eserin kendisine ait ilk Süryânîce tercümesini daha sonra tashih etmiş, eseri ayrıca Arapça’ya çevirmiş, bu arada ilk yaptığı tercümelerin kusurları hakkında okuyucularını uyarmıştır (Risâletü Ḥuneyn b. İsḥâḳ, s. 154, 157; , XV, 235-236).

Önceleri kendi hattıyla kaleme aldığı tercümelerini daha sonra Ahvel ve Ezrak adlı iki müstensihe yazdıran Huneyn’den İbn Ebû Usaybia dönemine intikal eden yazmalar aşırı derecede hacimli, büyük kûfî harflerle istinsah edilmiş kitaplar halindeydi. İbn Ebû Usaybia eserlerin geniş hacimli olmasını kitaplara ağırlığınca para ödenmesine bağlamaktadır (ʿUyûnü’l-enbâʾ, s. 270-271).

Huneyn’in tercüme ekolünü oluşturan öteki simalar oğlu İshak b. Huneyn, yeğeni Hubeyş b. Hasan el-A‘sem, Îsâ b. Yahyâ ve İstefan b. Bâsil’dir. Huneyn’in diğer oğlu bir pratisyen hekim olarak kalmış, tercümeyle meşgul olmamıştır.

Tıbba dair çok sayıda eseri bulunmakla birlikte Huneyn b. İshak metafizik, jeofizik, meteoroloji, zooloji, lengüistik ve hıristiyan teolojisine dair eserler de kaleme almıştır. Mes‘ûdî onun bir Tevrat mütercimi olduğunu kaydetmektedir (et-Tenbîh, s. 112). Batı’da Johannitus adıyla tanınan Huneyn b. İshak, İslâm dünyasında ilmin gelişmesine hizmet etmiş olan çok yönlü bir ilim ve fikir adamıdır.

Eserleri. A) Telif Eserleri. 1. Kitâbü’l-Mesâʾil fi’ṭ-ṭıb li’l-müteʿallimîn. Câlînûs’un Ars Parva’sı gibi soru-cevap tarzında kaleme alınmıştır. Esere İbn Sînâ, Ebü’l-Kāsım Abdurrahman b. Ali b. Ebû Sâdık en-Nîsâbûrî, Yahyâ b. Saîd el-Antâkî ve İbnü’n-Nefîs tarafından şerhler yazılmıştır. Latince’ye Constantinus Africanus veya Marcus von Toledo tarafından çevrilmiş olan eserin Batı kütüphanelerinde Isagoge Johannitii, Isagoge ad artem parvam Galeni, Ysagoge Johannicii ad Tegni Galieni ve Liber Introductorius in medicinam başlıklarını taşıyan çeşitli Latince yazmaları mevcuttur (Sezgin, III, 250-251). Eser Muhammed Ali Ebû Reyyân, Celâl Muhammed Mûsâ ve Mürsî Muhammed Arab tarafından tahkik edilerek neşredilmiştir (Kahire 1978). Paul Ghalioungui bu neşre dayanarak eseri Questions on Medicine for Scholars adıyla İngilizce’ye çevirmiştir (Kahire 1980).

2. Kitâbü’l-ʿAşr maḳālât fi’l-ʿayn. Göz hekimliğine dair olan eserin, otuz yıl içinde yazılan on makalenin daha sonra müellif tarafından bir araya getirilmesiyle oluştuğu anlaşılmaktadır. Bir göz hekimi olan Alman şarkiyatçısı Max Meyerhof eseri İngilizce tercümesi ve bir girişle birlikte yayımlamıştır (Kahire 1928). Eserin ilk Latince tercümesi Constantinus Africanus tarafından Liber de Oculis adıyla (Omnia opera Ysaac içinde, Lugduni 1515), ikincisi Demetrios tarafından Galani de oculis Liber a Demetrio translatus adıyla (Galeni Opera Omnia içinde, Venedik 1541, 1625) yapılmıştır.

3. el-Mesâʾil fi’l-ʿayn. Üç makaleden oluşan ve soru-cevap tarzında yazılan eser göz hekimliği üzerine 217 meseleyi ele almakta ve Kitâbü’l-ʿAşr maḳālât fi’l-ʿayn’dan bazı iktibasları içermektedir. Eser P. Sbath ve M. Meyerhof tarafından Fransızca tercümesiyle birlikte neşredilmiştir (Le Livre des questions sur l’oeil de Ḥonaïn Ibn Isḥāq, Kahire 1938).

4. Şerḥu Kitâbey Câlînûs ilâ Ġlûḳon fi’t-teʾettî li-şifâʾi’l-emrâż. Câlînûs’un İskenderiye’deki tıp öğrencileri tarafından okunan altı kitabından dördüncüsüyle ilgili bir şerh olup iki uzun makaleden oluşmaktadır. Eser Muhammed Selîm Sâlim tarafından yayımlanmıştır (Kahire 1982).

5. Risâletü Ḥuneyn b. İsḥâḳ ilâ ʿAlî b. Yaḥyâ fî ẕikri mâ türcime min kütübi Câlînûs bi-ʿilmihî ve baʿżı mâ lem yütercem. Dönemin tercüme faaliyetine dair ilk elden bilgiler ihtiva etmesi bakımından önemli olan eser, Huneyn b. İshak ve tercüme okuluyla ilgili olarak Hunain Ibn Iṣhāq und seine Schule (Leiden 1913) adıyla ilk ilmî araştırmayı yapan G. Bergsträsser tarafından neşredilip Almanca’ya çevrilmiştir (Ḥunain Ibn Isḥāq über die syrischen und arabischen Galen-übersetzungen, Leipzig 1925). Meyerhof bu neşre dayanarak eseri tahlil eden bir inceleme yayımlamıştır (, VIII [1926], s. 685-724). Abdurrahman Bedevî, Dirâsât ve nuṣûṣ fi’l-felsefe ve’l-ʿulûm ʿinde’l-ʿArab içinde eseri ikinci defa neşretmiştir (Beyrut 1981).

6. Fi’ḍ-Ḍavʾi ve ḥaḳīḳatihî. Müellifin Aristo’ya dayanarak geliştirdiği, ışığın cisim olmayıp araz olduğuna dair on üç delili ihtiva etmektedir. Luvîs Şeyho’nun yayımladığı eser (el-Meşriḳ, II [Beyrut 1899], s. 1105-1113) klasik kaynaklarda zikredilmemektedir.

7. Risâle fî ḥıfzi’l-esnân ve istiṣlâḥihâ. Necât Zekeriyyâ Yûsuf ve Zekeriyyâ Yûsuf tarafından yayımlanmıştır (Bağdat 1973).

8. Kitâbü’l-Mevlûdîn. Eseri Joseph Habbi neşretmiştir (Bağdat 1978).

9. Cevâmiʿu Ḥuneyn b. İṣhâḳ fi’l-âs̱âri’l-ʿulviyye li-Arisṭoṭâlîs. Hans Daiber tarafından Almanca tercümesiyle birlikte yayımlanan eseri (Ein Kompendium der Aristotelischen Meteorologie in der Fassung des Ḥunain Ibn Isḥāq, Oxford 1975) daha sonra Joseph Habbi ve Abdurrahman Hikmet Necîb de neşretmiştir (Bağdat 1976).

10. Nevâdirü’l-felâsife (Nevâdiru elfâẓi’l-felâsifeti’l-ḥükemâʾ ve âdâbü’l-muʿallimîne’l-ḳudemâʾ). Âdâbü’l-felâsife adıyla da bilinen eser bir hikemiyat mecmuasıdır. A. Loewenthal, eserin Sefer Müsre ha-Pīlōsōfīm adlı bir İbrânîce tercümesiyle (Frankfurt 1896) kendisinin yaptığı bir Almanca tercümesini ayrı ayrı yayımlamış (Berlin 1896), Abdurrahman Bedevî de eserin Muhammed b. Ali b. İbrâhim b. Ahmed Muhammed el-Ensârî tarafından yapılan bir özetini neşretmiştir (Küveyt 1406/1985).

11. Fîmâ eṣâbehû mine’l-miḥan ve’ş-şedâʾid mine’lleẕîne nâṣabûhü’l-ʿadâve min eşrâri eṭıbbâʾi zamânihi’l-meşhûrîn. Huneyn b. İshak’ın, meslekî kıskançlıkla kendisine düşmanlık besleyen Nestûrî hekimlerin hilelerini anlattığı otobiyografik eseri olup bazı bölümleri İbn Ebû Usaybia sayesinde günümüze ulaşmıştır (ʿUyûnü’l-enbâʾ, s. 264-270). Michael Cooperson, bu otobiyografinin Huneyn b. İshak’a aidiyeti konusundaki tereddütleri değerlendiren bir makalesinde eseri tanıtmıştır (Edebiyāt: The Journal of Middle Eastern Literatures, VII/2 [Amsterdam 1997], s. 235-249).

12. Kitâb ilâ ʿAlî b. Yaḥyâ el-Müneccim, cevâbü kitâbihî fîmâ deʿâhü ileyhi min dîni’l-İslâm. Müellifin, arkadaşı Ali b. Yahyâ’nın kendisini İslâm’a davet eden mektubuna cevabıdır. Eser Ali b. Yahyâ, Huneyn b. İshak ve Kustâ b. Lûkā arasındaki yazışmaların toplu neşri içinde yayımlanmıştır. Arapça metinlerin tenkitli neşri Halîl Semîr, Fransızca tercümeleri Paul Nwyia tarafından yapılmıştır (Une correspondance islamo-chrétienne entre Ibn al-Munaǧǧim, Ḥunayn Ibn Isḥāq et Qusṭā Ibn Lūqā içinde, Turnhout 1981).

13. Risâle fî keyfiyyeti idrâki’d-diyâne. Huneyn b. İshak’ın teolojik eserlerindendir. Bir makaleden ibaret olan eseri ilk defa Luvîs Şeyho Fransızca tercümesiyle birlikte neşretmiş (“Un traité inédit de Ḥonein”, Orientalische Studien: Theodor Nöldeke zum siebzigsten Geburtstag [2. März 1906] gewidmet von Freunden und Schülern [ed. C. Bezold], Gieszen 1906, I, 283-290), eser daha sonra P. Sbath tarafından yayımlanmış (Vingt traités philosophiques et apologétiques içinde, Kahire 1929, s. 181-185), bu iki neşri ve üç yazma nüshayı esas alan son ilmî neşrini ise Semîr Halîl gerçekleştirmiştir (el-Meşriḳ, LXXI/2 [Beyrut 1997], s. 345-363).

14. Maḳāle fi’l-âcâl. Müellifin bir başka teolojik eseridir. Ebû İshak Mü’temenüddevle İbrâhim b. Assâl adlı bir müellifin Mecmûʿu uṣûli’d-dîn ve mesmûʿu maḥṣûli’l-yaḳīn adıyla 1267-1268 yıllarında derlediği bir mecmuada “Fî keyfiyyeti’l-iʿtiḳād fi’l-aʿmâl ve’l-âcâl ʿalâ meẕhebi’n-Naṣrâniyye” başlığıyla yer alan risâlenin tahkikli neşri Semîr Halîl tarafından yapılmıştır (a.g.e., LXV/1-2 [Beyrut 1991], s. 403-425).

B) Tercümeleri. 1. Kitâbü Taʿbîri’r-rüʾyâ. Aslı Efesli Artemidoros’a ait olan eser bir girişle birlikte Tevfîk Fehd tarafından yayımlanmış (Artémidore d’Ephese, Le livre des songes, traduit du grec en arabe par Ḥunayn b. Isḥāq, Dımaşk 1964), diğer bir neşri Abdülmün‘im el-Hifnî tarafından gerçekleştirilmiştir (Kahire 1411/1991).

2. Kitâbü Câlînûs ilâ Tûsaran fi’n-nabż li’l-müteʿallimîn. Câlînûs’un Teuthras adlı bir kişiye ithaf ederek yazdığı eserin tercümesi olup Muhammed Selîm Sâlim tarafından yayımlanmıştır (Kahire 1985).

3. Kitâbü Câlînûs fi’l-usṭuḳussât ʿalâ reʾyi Ebuḳrâṭ. Bu eseri de Muhammed Selîm Sâlim neşretmiştir (Kahire 1980).

4. Fî Fıraḳi’ṭ-ṭıb. Aslı yine Câlînûs’a ait olan bu eser de Muhammed Selîm Sâlim tarafından yayımlanmıştır (Kahire 1978).

5. Tefsîru Elemfîdûrus li-Kitâbi Arisṭoṭâlîs fi’l-âs̱âri’l-ʿulviyye. Aristo’nun Meteorologica’sının dört makalesine İskenderiyeli Olympiodros (VI. yüzyıl) tarafından yapılan şerhin tercümesidir. Grekçe aslı kayıp olan tercümeyi Abdurrahman Bedevî neşretmiştir (Şürûḥ ʿalâ Arisṭo mefḳūde fi’l-Yûnâniyye ve resâʾil uḫrâ içinde, Beyrut 1971, s. 82-190).

6. Maḳāle fi’z-zamân li’l-İskender el-Afrûdîsî (a.g.e., s. 19-24).

7. Cevâmiʿu Kitâbi Tîmâvus fi’l-ʿilmi’ṭ-ṭabîʿî li-Câlînûs. Eflâtun’un Timaios’unun Câlînûs tarafından yapılan özetinin tercümesidir. İlk neşri P. Kraus tarafından yapılan eserin (London 1951) daha sıhhatli bir neşrini Abdurrahman Bedevî gerçekleştirmiştir (Eflâṭûn fi’l-İslâm içinde, Beyrut 1980, s. 85-119). Fahreddin Olguner eseri, bir yazma nüshasına (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2410, vr. 1b-19a) dayanarak Türkçe tercümesiyle birlikte tıpkıbasım olarak neşretmiştir (Batı ve İslâm Dünyasında Eflâtun’un Timaios’u, Konya 1990).

8. Ḳıṣṣatü Selâmân ve Ebsâl. Hermânus b. Hirakl es-Sûfistıkî adlı bir kralın sembolik hikâyesi olan ve Hermetik özellikler taşıyan metnin yazarı bilinmemektedir. Eser, İbn Sînâ’nın Tisʿu resâʾil fi’l-ḥikme ve’ṭ-ṭabîʿiyyât’ı içinde yayımlanmıştır (İstanbul 1298, s. 111-131). Henry Corbin, İbn Sînâ’ya ait Selâmân ve Ebsâl adlı eseri tanıtırken Huneyn’e ait eserin adı geçen Hermetik versiyonunu da özetle aktarmış ve incelemiştir (Avicenna and the Visionary Recital, s. 208-223). Metnin Türkçe tercümesi Şerefettin Yaltkaya tarafından yapılmıştır (İbn Sînâ, Şahsiyeti ve Eserleri Hakkında Tedkikler içinde, İstanbul 1937).

Huneyn b. İshak’ın günümüze intikal eden diğer bazı eserleri de şunlardır: Kitâbü’l-Aġẕiye, Âlâtü’l-ġıẕâʾ ve tedbîruhû ve emrü’d-devâʾi’l-müshil, Kitâb fî evcâʿi’l-miʿde, Risâle fi’d-daġdaġa, Risâle fî tedbîri’ṣ-ṣıḥḥa fi’l-maṭʿam ve’l-meşreb, Risâletü’n-nikâḥ, Kitâbü Cevâmiʿi Câlînûs fî esrâri’n-nisâʾ, Kitâbü’l-Kerme, Maḳāle fî ḍîḳi’n-nefes, Maḳāle fi’ṣ-ṣarʿ, Maḳāle fi’l-âcâl, Kitâb fî tedbîri’s-sevdâʾiyyîn, Mesâʾilü Ebuḳrâṭ fi’l-mevlûdîn li-s̱emâniyeti eşhür (Sezgin, III, 253-255; Huneyn b. İshak’ın eserleri hakkında ayrıntılı bibl. için bk. , XV, 233-234, 242-249; kapsamlı bir bibl. için ayrıca bk. Ahmed ed-Dübyân, I, 117-174).


BİBLİYOGRAFYA

Huneyn b. İshak, Risâletü Ḥuneyn b. İsḥâḳ ilâ ʿAlî b. Yaḥyâ fî ẕikri mâ türcime min kütübi Câlînûs bi-ʿilmihî ve baʿżı mâ lem yütercem (nşr. Abdurrahman Bedevî, Dirâsât ve nuṣûṣ fi’l-felsefe ve’l-ʿulûm ʿinde’l-ʿArab içinde), Beyrut 1981, s. 149-179.

a.mlf., Kitâbü’l-ʿAşr maḳālât fi’l-ʿayn (nşr. ve trc. M. Meyerhof), Kahire 1928, neşredenin girişi, s. V-XLVII.

, s. 112.

İbn Cülcül, Ṭabaḳātü’l-eṭıbbâʾ (nşr. Fuad Seyyid), Kahire 1955, s. 68-72.

, s. 352-353.

, s. 171-177.

, s. 257-274, 292.

, III, 247-256; VII, 261-267.

, s. 205-207.

H. Corbin, Avicenna and the Visionary Recital (trc. W. R. Trask), Dallas 1980, s. 208-223.

G. C. Anawati – A. Zakī Iskandar, “Ḥunayn Ibn Isḥāq al-ʿIbādi, Abū Zayd”, , XV, 230-249.

Mâhir Abdülkādir Muhammed, Ḥuneyn b. İsḥâḳ: el-ʿaṣrü’ẕ-ẕehebî li’t-tercüme, Beyrut 1987, tür.yer.

Ahmed ed-Dübyân, Ḥuneyn b. İsḥâḳ: dirâse târîḫiyye ve luġaviyye, Riyad 1414/1993, I, 75-178.

M. Meyerhof, “New Light on Ḥunain Ibn Isḥāq and His Period”, , VIII (1926), s. 685-724.

Semîr Halîl, “Maḳāletü ‘Fi’l-âcâl’ li-Ḥuneyn b. İṣhâḳ”, el-Meşriḳ, LXV/1-2, Beyrut 1991, s. 403-425.

a.mlf., “Maḳāletü Ḥuneyn b. İsḥâḳ fî keyfiyyeti idrâki ḥaḳīḳati’d-diyâne”, a.e., LXXI/2 (1997), s. 345-363.

M. Cooperson, “The Purported Autobiography of Ḥunayn Ibn Isḥāq”, Edebiyāt: The Journal of Middle Eastern Literatures, VII/2, Amsterdam 1997, s. 235-249.

G. Strohmaier, “Ḥunayn b. Isḥāḳ al-Ibādī”, , III, 578-581.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1998 yılında İstanbul’da basılan 18. cildinde, 377-380 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER