KUREYŞ SÛRESİ - TDV İslâm Ansiklopedisi

KUREYŞ SÛRESİ

سورة قريش
KUREYŞ SÛRESİ
Müellif: M. KÂMİL YAŞAROĞLU
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2002
Erişim Tarihi: 19.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/kureys-suresi
M. KÂMİL YAŞAROĞLU, "KUREYŞ SÛRESİ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/kureys-suresi (19.04.2024).
Kopyalama metni

Mekke döneminde nâzil olmuştur. Dört âyet olup fâsılaları ت، ش، ف harfleridir. Sûrede Kureyş kabilesinden bahsedildiği için bu adı almıştır. Li-îlâfi Kureyş olarak da adlandırılır. Kur’ân-ı Kerîm’de sadece Kureyş sûresine illet ve sebep gösterme (ta‘lîl) edatı olan lâm harfiyle başlanmaktadır. Sûrenin ilk âyetinde Allah’ın Kureyş kabilesine lutuflarda bulunduğu hatırlatılarak kabile imana davet edilmektedir.

Kureyş sûresi konu ve anlam bakımından bir önceki Fîl sûresinin devamı gibidir. Fîl sûresinde Kureyşliler’in Ebrehe ordusunun saldırısından nasıl korunduğu anlatılırken bu sûrede Kureyş’e verilen nimetler, güven ve refah dile getirilmektedir. Aralarındaki yakın ilgi sebebiyle bu iki sûrenin tek sûre olduğunu söyleyenler bulunmakla birlikte bu görüş doğru değildir. Sûrede Kureyş adına yer verilmiş olması, Hz. Peygamber’in ve ilk müslümanların bu kabileye mensup olmalarının yanı sıra Kâbe’nin bakımı, Kâbe ve hac işlerinin yönetimi, hacılara su ve yemek dağıtımı gibi hizmetlerin yine bu kabile tarafından yerine getirilmiş olmasıyla bağlantılıdır.

Sûrenin başında Allah’ın Kureyşliler’i yaz ve kış yolculuklarına alıştırdığı ifade edilir (âyet 1-2). İlk âyette yer alan “îlâf” kelimesi sözlükte “alıştırma, ısındırma; ahid, antlaşma ve ülfet” gibi anlamlara gelir. Kureyş ismine izâfe edilen kelime sûrede iki defa geçmektedir. Kelimenin dostluk anlamı dikkate alındığında burada hem Kureyş’in kendi içindeki güven ve kaynaşmaya hem de komşu topluluklarla aralarındaki dostluğa dikkat çekildiği anlaşılır. Tefsirlerde, bu âyetlerde sözü edilen yolculuklarla Kureyşliler’in yaz mevsiminde Suriye bölgesine, kış mevsiminde Yemen taraflarına ticaret amacıyla düzenledikleri seyahatlere işaret ettiği belirtilmektedir. Kureyşliler bu ticarî seferler sayesinde bir yandan ekonomik durumlarını düzeltiyor, diğer yandan da çeşitli medeniyet ve kültürleri tanıma imkânı buluyorlardı.

Kureyş sûresinde daha sonra Allah’ın Kureyşliler’i doyurup açlıktan kurtardığı ve korkudan emin kıldığı vurgulanarak bu nimetlerden dolayı Allah’a ibadet etmeleri emredilir (âyet 3-4). Kaynaklarda, Allah’ın Kureyş’i korkudan emin kılmasının, hem ikamet ettikleri Mekke ve civarında hem de bu bölge dışına yaptıkları yolculuklarda emniyet içerisinde olmaları veya Fil Vak‘ası’nda Ebrehe ordusunun mağlûp edilerek güvenliklerinin sağlanması ile gerçekleştiği nakledilmektedir (Fahreddin er-Râzî, XXXII, 109). Diğer taraftan aynı âyette işaret edilen açlıktan kurtarmanın ise Mekke ve çevresinin tarıma elverişsiz bir bölge iken Hz. İbrâhim’in duası (İbrâhîm 14/37) ve Kâbe’nin kutsallığı sayesinde Kureyş’in bolluk içerisinde yaşamasını veya yine bu dua sayesinde o bölgede meydana gelmesi muhtemel açlıktan yaz ve kış dönemlerindeki ticarî seferler sayesinde korunmalarını ifade ettiği belirtilir. Sûrede “bu ev” (Kâbe) tabirinden sonra Allah’ın verdiği nimetlerin hatırlatılması Kureyş’in sahip olduğu saygınlığa ve nimetlere Kâbe sayesinde ulaştığını ima eder. Kureyş sûresinin mesajı genel olarak ihsan edilen nimetlere lâyık olmaya ve yalnızca Allah’a kulluk etmeye yöneliktir.

Sûrenin faziletiyle ilgili olarak Hz. Peygamber’den nakledilen, Allah’ın Kureyş hakkında sûre indirmesinin başka hiçbir topluluğa nasip olmayan ilâhî bir lutuf olduğu (Âlûsî, XXX, 238) ve Kureyş sûresini okuyan kimseye on sevap verileceği şeklindeki rivayetler zayıf kabul edilmiştir (Makdisî, III, 1626; Muhammed et-Trablusî, I, 1057).


BİBLİYOGRAFYA

, XXX, 197-200.

Vâhidî, Esbâbü’n-nüzûl, Kahire 1379/1959, s. 259-260.

Makdisî, Ẕaḫîretü’l-ḥuffâẓ (nşr. Abdurrahman b. Abdülcebbâr el-Firyevâî), Riyad 1416/1996, III, 1626.

, IV, 287-288.

, XXXII, 103-110.

Muhammed et-Trablusî, el-Keşfü’l-ilâhî ʿan şedîdi’ż-żaʿf ve’l-mevżûʿ ve’l-vâhî (nşr. M. Mahmûd Ahmed Bekkâr), Mekke 1408, I, 1057.

, XXX, 238-241.

, IX, 6147-6161.

Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kur’ân (trc. Muhammed Han Kayanî v.dğr.), İstanbul 1988, VII, 247-250.

Ahmed Abdurrahman Îsâ, “Min delâlâti sûreti Ḳureyş”, Mecelletü Külliyyeti’l-ʿulûmi’l-ictimâʿiyye, I, Riyad 1977, s. 93-126.

Emin Işık, “Kureyş Sûresi Üzerine Bir Tefsir Denemesi”, , sy. 3 (1985), s. 9-14.

Salim Rashid, “Surah Quraysh”, The American Journal of Islamic Social Science, V/1, Herndon 1988, s. 129-134.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2002 yılında Ankara’da basılan 26. cildinde, 444-445 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER