SÜLEYMAN ULUDAĞ - TDV İslâm Ansiklopedisi

SÜLEYMAN ULUDAĞ

Müellif toplam 232 madde veya madde bölümü telif etmiştir.
TDV İslâm Ansiklopedisi’ne katkıda bulunduğu ilim dalları:
    İslam Felsefesi ve Ahlak, İslam Tarihi ve Medeniyeti, Tasavvuf, Tefsir, Türk Tarihi ve Medeniyeti
Müellifin özgeçmişi
Amasya Akyazı’da doğdu (1937; nüfus kaydına göre 1940). Çorum İmam-Hatip Okulu’ndan (1963) ve İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nden (1967) mezun oldu. “İslâm Açısından Mûsiki ve Semâ” başlıklı takdim teziyle (danışman: Prof.Dr. İbrahim Âgâh Çubukçu) Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü’nde öğretim üyesi oldu (1972). Daha sonra Bursa Yüksek İslâm Enstitüsü’ne naklen atandı (1975) ve bu enstitünün Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’ne dönüşmesi üzerine aynı yıl “İslâm Tasavvufunda Musikinin Değeri” başlıklı teziyle doktora unvanı aldı (1982). Aynı fakültede 1987 yılında doçent, 1995 yılında profesör oldu.

Bir süre Kastamonu İmam-Hatip Okulu’nda (1967-1970) öğretmenlik yaptıktan sonra Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü’nde (1970-1975), Bursa Yüksek İslâm Enstitüsü’nde (1975-1982) ve Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde öğretim üyeliği yaptı ve bu fakülteden emekli oldu (1982-2007).

TDV İslâm Ansiklopedisi’ne başlangıcından itibaren müellif-redaktör, Tasavvuf İlim Heyeti Başkanı ve üyesi olarak hizmet verdi; 232 madde veya madde bölümü telif etti, bir çok maddenin ilmî redaksiyonunu yaptı.

İbn Haldun’dan yaptığı Mukaddime çevirisiyle Türkiye Yazarlar Birliği “Yılın Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları Ödülleri” kapsamında tercüme dalında ödüle (1982) ve Türkiye Milli Kültür Vakfı Çeviri Ödülü’ne (1983), İran’a ve Turan’a Seyahat (İstanbul 2002) adlı eseriyle Türkiye Yazarlar Birliği “Yılın Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları Ödülleri” kapsamında gezi dalında ödüle (2002), Memur-Sen tarafından “Yılın En’leri” arasında 2006 Yılının Bilim Adamı Ödülü’ne (2007), Türkiye Yazarlar Birliği “Yılın Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları Ödülleri” kapsamında Üstün Hizmet Ödülü’ne (2011), Kerim Vakfı tarafından “13. ‘Dost’ İslâm’a Hizmet Ödülleri” kapsamında Türkiye ödülüne (2016) ve T.C. Kültür veTurizm Bakanlığı “Kültür Sanat Özel Ödülleri” kapsamında tasavvuf tarihi dalında ödüle (2017) lâyık görüldü.

İlmî ve akademik çalışmaları tasavvuf (özellikle tasavvuf tarihi) ve İslâm düşüncesi alanlarında yoğunlaşmakla birlikte İslâm ilimlerinin farklı alanlarında çok sayıda telif ve tercüme eser kaleme almıştır.

İslam Açısından Musikî ve Sema (İstanbul 1976; İslam ve Musikî adıyla İstanbul 2015), İslâm Düşüncesinin Yapısı: Selef, Kelam, Tasavvuf, Felsefe (İstanbul 1979, 2013), İslâm’da Emir ve Yasakların Hikmetleri (Ankara 1987); İslâm’da Faiz Meselesine Yeni Bir Bakış (İstanbul 1988), Tasavvuf Terimleri Sözlüğü (İstanbul 1991, 2016), Hayata Sufi Gözüyle Bakmak (İstanbul 1995, 2015), İslâm Siyaset İlişkileri (İstanbul 1998, 2016) ve Dört Kapı Kırk Eşik: İslâm Toplumlarında Sûfî Gelenekler ve Derviş Tipleri (İstanbul 2009) başlıca telif eserleridir. Ayrıca Gazzâlî’nin Faysalü’t-tefrika’sı (İslâm’da Müsamaha adıyla, İstanbul 1972, 2016), İbn Haldun’un Şifâü’s-sâil’i (Tasavvufun Mahiyeti adıyla, İstanbul 1976, 1984) ve Mukaddime’si (İstanbul 1982, 2018), Teftâzânî’nin Şerhu’l-Akâid’i (Kelam İlmi ve İslâm Akaidi: Şerhu’l-Akâid adıyla, İstanbul 1982), Kuşeyrî’nin Risâle’si (İstanbul 1981) ve Feridüddîn Attâr’ın Tezkiretü’l-evliyâ’sı (İstanbul 1982) gibi pek çok klasik eseri Türkçe’ye kazandırmıştır.

Güncelleme Tarihi: 30.12.2018
Müellifin telif ettiği maddeler veya madde bölümleri
ABÂ
Müslüman kavimlerin çoğu tarafından giyilen önü açık bir üstlük ve bu üstlüğün yapıldığı kaba kumaş.
ABÂDİLE / 2. Bölüm: TASAVVUF
Hadiste ve tasavvufta farklı anlamlarda kullanılan terim.
ABBÂDÎ, Ebû Mansûr
İranlı mutasavvıf, vâiz ve hatip.
ABD / 2. Bölüm: TASAVVUF
Hür veya köle olan insan, kul.
ABDAL / 1. Bölüm: TASAVVUF
Tasavvuf ve İslâmî edebiyat alanlarında kullanılan bir terim.
ABDAL MEHMED
II. Murad devrinde Bursa ve çevresinde yaşayan Anadolu abdallarından biri.
ABDULLAH ed-DİHLEVÎ
Nakşibendiyye tarikatının Hâlidiyye kolunun kurucusu Hâlid el-Bağdâdî’nin şeyhi.
ABDULLAH-ı ŞETTÂRÎ
Şettâriyye tarikatının kurucusu kabul edilen Hindistanlı mutasavvıf.
ABDÜLKĀDİR-i GEYLÂNÎ
Kādiriyye tarikatının kurucusu.
ABDÜLLATÎF-i BİHİTÂÎ
Pakistan (Sind) tasavvufî halk edebiyatının önde gelen temsilcilerinden, mutasavvıf-şair.
ABDÜLVÂHİD b. ZEYD
İlk devir sûfîlerinden.
ABDÜSSELÂM b. MEŞÎŞ el-HASENÎ
Tasavvufun Kuzey Afrika’daki en büyük temsilcilerinden biri, Ebü’l-Hasan eş-Şâzelî’nin şeyhi.
ABES
Dünya ve âhirette bir işe yaramayan, maddî ve mânevî bir fayda sağlamayan söz, iş ve davranış.
ÂBİD
Âhiret saadetinin ibadetle kazanılacağına inanarak kendisini ibadete veren samimi dindar.
ACARA / 2. Bölüm: Bölgede İslâmiyet
Kafkasya’da Gürcistan Cumhuriyeti’ne bağlı özerk bölge.
ÂDÂBÜ’l-MÜRÎD
Sûfîlerin uymaları gereken kurallardan bahseden eserlere verilen genel ad.
ÂDÂBÜ’l-MÜRÎDÎN
Ebü’n-Necîb Abdülkāhir b. Abdullah es-Sühreverdî’nin (ö. 563/1167) müridlerin uyması gereken kurallardan bahseden eseri.
ADEVİYYE
Adî b. Müsâfir’e nisbet edilen bir tarikat.
ADÎ b. MÜSÂFİR
Adeviyye tarikatının kurucusu sayılan ve sonradan Yezîdîler tarafından da sahip çıkılan mutasavvıf, âlim ve fakih.
ADL / 3. Bölüm: TASAVVUF
Kelâm, tasavvuf ve hadis alanlarında farklı anlamlarda kullanılan bir terim.
ÂFİYET
Hadislerde nimetlerin en hayırlısı olarak nitelendirilen ruh ve beden sağlığı anlamında bir terim.
AĞIT / 1. Bölüm
Ölen kişinin ardından nağme ile terennüm edilen sözler; yas törenlerinde söylenen şiir, şarkı ve türküler.
AĞYÂR
Genellikle mâsivâ karşılığı olarak kullanılan bir tasavvuf terimi.
AHADİYYET
Bütün isim ve sıfatlardan mücerret olarak Allah’ın zâtının tek ve bir olduğunu ifade eden terim.
AHİD / 2. Bölüm: TASAVVUF
Çeşitli ilimlerde farklı anlamlarda kullanılan bir terim.
AHMED el-GAZZÂLÎ
İmam Gazzâlî’nin kardeşi, vâiz ve mutasavvıf.
AHMED ŞEMSEDDİN, Yiğitbaşı
Halvetiyye tarikatında “orta kol” olarak bilinen Ahmediyye şubesinin kurucusu.
AHMEDİYYE
Halvetiyye tarikatının Yiğitbaşı Ahmed Şemseddin’e (ö. 910/1504) nisbet edilen ana kollarından biri.
AHSEN-i TAKVÎM
İnsana Allah tarafından verilen en güzel ve en mükemmel biçim.
AHZ / 1. Bölüm
Tasavvuf ve hadis ilimlerinde farklı anlamlarda kullanılan bir terim.
AKABE
Allah’a giden yolda sâlikin önüne çıkan aşılması güç engelleri ifade etmek için kullanılan bir tasavvuf terimi.
AKIL / 3. Bölüm: TASAVVUF
İnsanı diğer canlılardan ayıran ve onu sorumlu kılan temyiz gücü, düşünme ve anlama melekesi.
ÂL-i ABÂ
Hz. Peygamber’i ve yakın akrabasından belli kişileri ifade eden, daha çok Fars ve Türk edebiyatında kullanılan bir tabir.
ALÂKA / 1. Bölüm
Tasavvuf ve Arap edebiyatında farklı anlamlarda kullanılan bir terim.
ÂLEM / 2. Bölüm: TASAVVUF
Duyu ya da akıl yoluyla kavranabilen veya mevcudiyeti düşünülebilen, Allah’ın dışındaki varlık ve olayların tamamını ifade eden terim.
ALEVİYYE
Hz. Ali’ye nisbet edilen bir tarikat.
ALEVİYYE
Alevî oğullarından Muhammed b. Ali b. Muhammed’e (ö. 653/1255) nisbet edilen bir tarikat.
ALİ RÂMÎTENÎ
Hâcegân silsilesine mensup mutasavvıf.
AMÂ
Mutasavvıfların vâhidiyyet veya ahadiyyet hazretlerini (mertebe) ifade etmek için kullandıkları bir tasavvuf terimi.
AMEL / 1. Bölüm
Dünya ve âhirette ceza veya mükâfat konusu olan her türlü iş ve davranışı ifade eden bir terim.
AMR b. OSMAN el-MEKKÎ
“Üstâdü’s-sûfiyye” unvanıyla tanınan ilk devir sûfîlerinden.
AN / 2. Bölüm: Ân-ı Dâim
Birbirini takip eden süreler arasında varlığı farzedilen zaman sınırı; ardarda gelmesiyle zamanı oluşturan ve bölünmeyen zaman parçası gibi anlamlarda kullanılan felsefe terimi.
ANDELÎB, Hâce Muhammed Nâsır
Hint Nakşibendîliği’nin önemli temsilcilerinden biri, Tarîkat-ı Muhammediyye’nin kurucusu.
ANKA / 2. Bölüm: TASAVVUF
İslâm tasavvuf ve sanatında anka veya sîmurg, halk arasında zümrüdüanka adlarıyla anılan efsanevî kuş.
ARBEDE
Kurbiyet makamında bulunan sâlikin ilâhî aşkla kendinden geçerek Hakk’a serzenişte bulunması.
ÂRIZ / 1. Bölüm
Tasavvuf ve tarih ilimlerinde kullanılan bir terim.
ÂRİF
Mânevî tecrübeyle mârifet ve hakikat mertebesine ulaşan sûfî.
ÂRİF-i RÎVGERÎ
Hâcegân silsilesine mensup mutasavvıf.
ARŞ
Mutasavvıflara göre ilk ve en geniş varlık mertebesi, insân-ı kâmilin kalbi.
ASIL / 3. Bölüm: TASAVVUF
Fıkıh, hadis, tasavvuf, felsefe ve mantık alanlarında çeşitli anlamlarda kullanılan terim.
AŞK / 1. Bölüm
Tasavvuf, İslâm felsefesi ve edebiyatta kullanılan geniş anlamlı bir terim.
AŞKIYYE
Tayfûriyye’den Şettâriyye’nin bir kolu.
AVAM
İnanç ve ibadetleri genellikle taklide dayanan, dinin şekil ve merasimlerinin ötesine geçemeyenler için kullanılan bir tasavvuf terimi.
AVÂRİFÜ’l-MAÂRİF
Sünnî sûfîliğin tanınmış temsilcilerinden Şehâbeddin es-Sühreverdî’nin (ö. 632/1234) tasavvufa dair eseri.
A‘YÂN-ı SÂBİTE
Eşyanın görünür hale gelmeden önce Allah’ın ilminde bilgi olarak mevcudiyeti, zâhir olan varlıkların Allah’ın ilmindeki mahiyetleri, gizli hakikatleri.
AYDERÛS
Yemen, Hindistan, Endonezya ve Mısır’da önemli dinî faaliyetlerde bulunan Hadramut asıllı bir aile.
AYDERÛSİYYE
Ebû Bekir b. Abdullah el-Ayderûs’a (ö. 914/1508) nisbet edilen bir tarikat.
ÂYİN / 2. Bölüm: TASAVVUF
Dinler tarihi, tasavvuf ve Türk dinî mûsikisinde kullanılan bir terim.
AYN / 2. Bölüm: TASAVVUF
Kelâm, felsefe ve tasavvufta değişik anlamlarda kullanılan bir terim.
AYNÜLKUDÂT el-HEMEDÂNÎ
Mutasavvıf, kelâm âlimi, Şâfiî fakihi ve şair.
AZÂİM
Cinleri ve şeytanları itaat altına almayı öğrettiği ileri sürülen bir ilim.
ÂZAT
“Kendi benlik ve sıfatlarından fâni olmuş” anlamında bir tasavvuf terimi.
A‘ZEB
Daha iyi bir dinî hayat yaşamak gayesiyle bekârlığı evliliğe tercih eden erkek.
EBÜ’l-ULÂİYYE
Hindistan Nakşibendîliği’nin Ebü’l-Ulâ b. Ebü’l-Vefâ Ekberâbâdî’ye (ö. 1061/1651) nisbet edilen en önemli kollarından biri.
BABA
Bazı mutasavvıflara, tarikat şeyhleriyle halifelerine veya meczuplara verilen bir unvan.
BÂDÎ
Mânevî halin belirtisi ve başlangıcı olmak üzere sâlikin içine doğan gelip geçici hisler için kullanılan bir tasavvuf terimi.
BÂDİSÎ
Faslı mutasavvıf.
BÂHARZÎ, Seyfeddin
Mutasavvıf, Kübreviyye tarikatının Bâharziyye kolunun kurucusu.
BAKARA
Çile çekme kabiliyeti kazanan ve süflî arzulardan kurtulmaya elverişli hale gelen nefis anlamında tasavvuf terimi.
BASÎRET
Kutsiyet nuruyla aydınlanmış kalbin maddî ve mânevî âlemdeki hakikatleri görme yeteneği anlamına gelen tasavvuf terimi.
BÂTIN İLMİ
Gizli hakikatleri konu alan ve bu yolla insanı mânevî kurtuluşa ulaştırdığına inanılan ilim.
BÂYEZÎD-i BİSTÂMÎ
İlk büyük mutasavvıflardan.
BEHLÛL
Allah aşkından dolayı deli divane olan sûfî, mecnun ve meczuplara verilen unvan.
BEHLÛL-i DÂNÂ
Şahsiyeti meçhul bir sûfî ve hakîm.
BEKKÂÎN / 2. Bölüm: TASAVVUF
Tebük Gazvesi’ne katılamadıkları için üzülüp ağlayan yedi sahâbî ve çok ağlamalarıyla meşhur Kûfeli dört zâhid tâbiî hakkında kullanılan bir tabir.
BELÂ
Allah’ın insanları denemek için verdiği maddî ve mânevî sıkıntı, dert, külfet.
BEYZÂ
Allah’tan ilk feyezan eden varlık olan akl-ı evvel veya melekût âlemi anlamında kullanılan tasavvuf terimi.
BİDÂYET
Tasavvuf yoluna girme, sülûkün ilk merhalesi ve başlangıcı anlamında bir terim.
BÛNÎ, Ahmed b. Ali
Sihir ve tılsım konusundaki eserleriyle tanınan âlim.
CÂBELKĀ-CÂBELSÂ
Tasavvufta çeşitli anlamların sembolü olarak kullanılan efsanevî iki şehir.
CÂMÎ, Ahmed-i Nâmekī
Câmiyye tarikatının kurucusu, mutasavvıf-şair.
CÂMİYYE
Ahmed-i Câmî’ye (ö. 536/1141) nisbet edilen bir tarikat.
CELÂL
Allah’ın kahır ve gazabına delâlet eden isim ve sıfatları için kullanılan bir tasavvuf terimi.
CELVET
Sâlikin benliğinden arınmış ve ilâhî vasıflarla bezenmiş olarak halvetten çıkıp insanlara karışması anlamına gelen bir tasavvuf terimi.
CEMÂL
Allah’ın lutuf ve rızâsına delâlet eden isim ve sıfatlarını ve O’nun mutlak güzelliğini ifade etmek için kullanılan bir tasavvuf terimi.
CEM‘İYYET
Sâlikin bütün endişelerini Allah’a teveccüh noktasında toplaması ve mâsivâyı bırakıp sadece O’nunla meşgul olması hali anlamına gelen tasavvuf terimi.
CENDÎ
Fuṣûṣü’l-ḥikem’in ilk şârihi, mutasavvıf-şair.
CEZÛLÎ, Muhammed b. Süleyman
Şâzeliyye-Cezûliyye tarikatının kurucusu Kuzey Afrikalı sûfî.
CİLVE
İlâhî tecellî anlamında tasavvuf terimi.
CÜNDULLAH
Allah’ın müminlere yardım için gönderdiği mânevî kuvvetler, ilâhî iradenin hâkim olmasına vesile kılınan tabiat varlıkları ve olayları anlamında kullanılan bir terim.
CÜNEYDİYYE
Cüneyd-i Bağdâdî’ye (ö. 297/909) nisbet edilen ve sahvı esas alan bir tarikat.
DEDE
Anadolu’da kurulan bazı tarikatlarda belli bir mertebeye ulaşan dervişlere verilen unvan.
DEHŞET
Hakk’ın heybet, azamet ve celâl tecellileriyle ansızın karşılaşan sâlikin şaşırıp kalma halini ifade eden tasavvuf terimi.
DELÂİLÜ’l-HAYRÂT
Şeyh Muhammed b. Süleyman el-Cezûlî (ö. 870/1465) tarafından derlenen salavat mecmuası.
DEVİR
Varlıkların Hak’tan gelişini ve O’na dönüşünü açıklayan tasavvufî bir görüş.
DEVRAN / 1. Bölüm
Sûfîlerin yalnız başına veya topluca vecde gelip dönerek zikir yapmaları anlamına gelen tasavvuf ve mûsiki terimi.
DUA / 3. Bölüm: Tasavvufta Dua Anlayışı
Kulun bütün benliğiyle yüce yaratana yönelerek ondan istek ve dilekte bulunması anlamında dinî terim ve bu amaçla icra edilen bir ibadet şekli.
DÜNYA
İnsanın ölümden önceki hayatı, bu hayattayken ilişki kurduğu varlıklar, bunlarla ilgili eğilimleri, tutum ve davranışları için kullanılan bir tasavvuf ve ahlâk terimi.
DÜRRETÜ’n-NÂSİHÎN
Hopalı Osman Efendi’nin (ö. 1241/1825) büyük rağbet gören vaaz kitabı.
EDEP / 2. Bölüm: TASAVVUF
Bir toplumda örf, âdet ve kural halini almış iyi tutum ve davranışlar veya bunları kazandıran bilgi anlamında kullanılan terim.
EDHEMİYYE
İbrâhim b. Edhem’e (ö. 161/778 [?]) nisbet edilen bir tarikat.
ENE
Sâlikin fenâ halini ifade eden, ayrıca iddia, kibir ve bencillik anlamında kullanılan tasavvuf terimi.
ERBAÎN
Sâlikin kırk gün süreyle özel bir mekânda inzivaya çekilip kendisini ibadete vermesi anlamında tasavvuf terimi.
ERENLER
Velî ve mürşid anlamında bir tasavvuf terimi.
FAKR
İnsanın zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak imkânlardan yoksun olması veya kendisini her zaman Allah’a muhtaç bilmesi anlamında tasavvuf terimi.
FARK
Allah ile kul arasına madde perdesinin girmesi veya sâlikin halkın Hak’la var olduğunu bilmesi anlamına gelen tasavvuf terimi.
FİRÂSET / 1. Bölüm
İnsanların, diğer varlık ve olayların iç yüzünü keşfetme, gelecek hakkında doğru tahminlerde bulunma melekesi anlamında bir terim ve bu konuyu ele alan ilim dalı.
FÜTÜVVET / 1. Bölüm
Başlangıçta tasavvufî bir mahiyet taşırken XIII. yüzyıldan itibaren içtimaî, iktisadî ve siyasî yapılanmaya dönüşen kurum.
GAFLET
Dünya veya âhiret hayatı için gerekli olan bir şeyin önemini kavrayamama halini ifade eden ahlâk ve tasavvuf terimi.
GALEBE
Sâlikin üzerinde bulunduğu halin kendisini hükmü altına alması mânasında tasavvuf terimi.
GAYN
Zaman zaman kalbi örten mânevî perde anlamında tasavvuf terimi.
GAZZÂLÎ / 4. Bölüm: Tasavvufî Görüşleri
Eş‘arî kelâmcısı, Şâfiî fakihi, mutasavvıf, filozoflara yönelttiği eleştirilerle tanınan İslâm düşünürü.
el-GUNYE
Abdülkādir-i Geylânî’nin (ö. 561/1165-66) itikad, ibadet ve ahlâka dair eseri.
GURBET
Sâlikin vatanından ayrı yaşaması veya halkın davranış ve düşüncelerinden uzak kalması anlamında tasavvuf terimi.
HÂDİM
Tekkenin ihtiyaçlarını karşılayan ve sûfîlere hizmet eden kişi.
HÂLİDİYYE / 2. Bölüm: Anadolu'da Hâlidîlik
Nakşibendiyye tarikatının Hâlid el-Bağdâdî’ye (ö. 1242/1827) nisbet edilen kolu.
HALİFE
Şeyhi adına irşad faaliyetinde bulunan ve ölümünden sonra yerine geçen kimse, insân-ı kâmil anlamında tasavvuf terimi.
HALKA
Zikir veya ilim meclisi anlamında bir terim.
HALLÂC-ı MANSÛR
Tasavvufun gelişmesine önemli katkılarda bulunan ünlü mutasavvıf.
HALVET
Günahtan korunmak ve daha iyi ibadet etmek için ıssız yerlerde yaşamayı tercih etmek anlamında bir tasavvuf terimi.
HALVET DER-ENCÜMEN
Hâcegân silsilesi ve Nakşibendiyye tarikatının temel prensiplerinden biri.
HALVETİYYE
Ömer el-Halvetî’ye (ö. 800/1397-98) nisbet edilen İslâm dünyasının en yaygın tarikatı.
HANKAH / 1. Bölüm
Dervişlerin sohbet ve zikir için toplandıkları, bir süre ikamet ettikleri, bazan inzivaya çekildikleri mekânlar için kullanılan terim.
HARAKĀNÎ
Şathiyeleriyle tanınan mutasavvıf.
HARGÛŞÎ
Mutasavvıf, vâiz, fıkıh ve hadis âlimi.
HASAN-ı BASRÎ / 1. Bölüm
Basralı meşhur tâbiî, âlim ve zâhid.
HÂTİF
Gaipten seslenen anlamında daha çok tasavvufta kullanılan bir terim.
HAVAS
Özel bilgiler ve özel hallere sahip velîler anlamında bir tasavvuf terimi.
HAVÂTIR / 2. Bölüm: TASAVVUF
İnsanın iradesi dışında zihnine gelen veya kalpte hissedilen duygu ve düşünceler anlamında bir terim.
HAYAT
İlâhî tecellîlere mazhar olan ruhun bu sayede kavuştuğu yeni yaşama tarzı için kullanılan bir tasavvuf terimi.
HEBÂ
Allah’ın, içinde âlemin sûretlerini döktüğü şekilsiz madde anlamında tasavvuf terimi.
HEREVÎ, Hâce Abdullah
Mutasavvıf şair ve âlim.
HIFZ
Allah’ın, velî kullarını günahta ısrar etmekten koruması anlamında tasavvuf terimi.
HIRKA
Sûfîlerin ve tarikat mensuplarının giydikleri özel elbise.
HIZIR / 2. Bölüm: TASAVVUF ve HALK İNANCI
Hz. Mûsâ döneminde yaşayan, kendisine ilâhî bilgi ve hikmet öğretilen kişi.
HİCAB / 2. Bölüm: TASAVVUF
Hakka ve hakikate ulaşmaya, âhiret hayatında Allah’ı görmeye engel olan perde anlamında terim.
HİTAP
Allah’ın insanı muhatap alan sözü anlamında tasavvuf terimi.
HİZB
Belli amaçlara ulaşmak üzere düzenlenmiş, genellikle tarikat mensupları tarafından okunan dua anlamında tasavvuf terimi.
HÜCVÎRÎ
Keşfü’l-maḥcûb adlı eseriyle tanınan sûfî müellif.
ISTILÂM
İlâhî tecellinin etkisiyle sâlikin kendinden geçmesi anlamında bir tasavvuf terimi.
ISTIN‘
Allah’ın bir kulu özel dost edinmesi anlamında tasavvuf terimi.
İBADET / 4. Bölüm: Tasavvuf
Kulun Allah’a karşı sevgi, saygı ve bağlılığını gösteren duygu, düşünce ve davranış biçimleri için kullanılan terim.
İBN HALDÛN / 1. Bölüm
Meşhur tarihçi, sosyolog, filozof, siyaset ve devlet adamı.
İBNÜ’l-FÂRIZ
Sultânü’l-âşıkīn olarak tanınan mutasavvıf-şair.
İBNÜ’z-ZEYYÂT et-TÂDİLÎ
et-Teşevvüf ilâ ricâli’t-taṣavvuf adlı eseriyle tanınan mutasavvıf.
İBRET
Yanlış davranışların yol açtığı kötü sonuçlardan ders almak anlamında ahlâk ve tasavvuf terimi.
İHVAN
Aynı şeyhe bağlı olan müridleri, aynı tarikatın veya tarikat kolunun mensuplarını ifade eden bir terim.
İSTİKAMET
Kişinin her türlü aşırılıktan sakınarak doğruluk üzere bulunması anlamında ahlâk ve tasavvuf terimi.
İŞARET
Bir mânayı, düşünceyi veya duyguyu üstü kapalı bir şekilde anlatma anlamında tasavvuf terimi.
İŞÂRÎ TEFSİR
Sûfînin kalbine doğduğu kabul edilen işaretlere dayanarak âyetleri yorumlaması; mutasavvıfların bu yöntemle yaptıkları tefsirler için kullanılan bir tabir.
İŞRÂKIYYE / 2. Bölüm: Tasavvuf
Şehâbeddin es-Sühreverdî’nin (ö. 587/1191) kurduğu mistik ve teosofik felsefe.
KABZ
Sâlikin mânevî bir tutukluk içinde bulunması halini ifade eden tasavvuf terimi.
KADEM
Bir velînin bir melek, peygamber veya başka bir velînin izinde olması anlamında tasavvuf terimi.
KÂŞÂNÎ, Abdürrezzâk
Tasavvufî tefsir ve terimlere dair eserleriyle tanınan mutasavvıf.
KELÂBÂZÎ, Muhammed b. İbrâhim
Tasavvufun temel kaynaklarından olan et-Taʿarruf adlı eseriyle tanınan mutasavvıf, fıkıh ve hadis âlimi.
KEMÂL
Zât, vücud ve sıfat bakımından yetkin olma halini ifade eden bir tasavvuf terimi.
KERAMET / 1. Bölüm
Velîlerden zuhur eden olağan üstü hal.
KEŞF
Aklın ve duyuların yetersiz kaldığı ilâhiyyât konularında doğrudan bilgi edinme yolu anlamında bir tasavvuf terimi.
KEVN
Toplumda bulunmak, kâf ve nûn (kün) vasıtasıyla yaratılan her şey, varlık ve oluş gibi mânalara gelen bir tasavvuf terimi.
KUDDİSE SIRRUH
Vefat eden velîlerin ismi anılırken kullanılan bir dua cümlesi.
KUDDÛSÎ AHMED EFENDİ
Mutasavvıf-şair ve Kādirî şeyhi.
KUŞEYRÎ, Abdülkerîm b. Hevâzin
Mutasavvıf, kelâm, tefsir ve hadis âlimi.
LEVÂMİ‘
Sâlikte gönül aydınlanmasını ifade eden tasavvuf terimi.
LÜB
Dinî ve tasavvufî hal ve makamların bir mertebesini ifade eden tasavvuf terimi.
el-LÜMA‘
Ebû Nasr es-Serrâc’ın (ö. 378/988) tasavvufun temel konularına dair eseri.
MAHV ve İSBAT
Sâlikin kötü huy ve alışkanlıklarını terkedip iyi huy ve alışkanlıklar edinmesi anlamında bir tasavvuf terimi.
MAKAM
Kararlı ve düzenli çabalarla kazanılan ahlâk ilkesi veya sülûkün mertebeleri anlamında bir tasavvuf terimi.
MÂRİFET
Allah ve O’nun sıfatları, fiilleri, isimleri ve tecellileri hakkında mânevî tecrübeyle doğrudan elde edilen bilgi anlamında bir tasavvuf terimi.
MA‘RİFET-i NEFS
Kişinin kendini bilmesi anlamında bir tasavvuf, ahlâk ve felsefe terimi.
MÂSİVÂ
Allah’tan başka her şey anlamında bir tasavvuf terimi.
MA‘ŞÛK-ı TÛSÎ
Horasanlı bir Türkmen sûfîsi.
MECZUP
Mazhar olduğu cezbe sonucu sülûk etmeden Hakk’a eren velî anlamında tasavvuf terimi.
MEVDÛD-i ÇİŞTÎ
Çiştiyye tarikatı şeyhi.
MUHİB
Sûfî olmadıkları halde sûfîliğe ve tarikat ehline yakınlık duyanlar için kullanılan bir terim.
MURAKABE
Kulun, sürekli biçimde Allah Teâlâ’nın gözetimi altında bulunduğunun şuur ve idrakinde olması anlamında tasavvuf terimi.
MUTASAVVIF
Tasavvufî hayat tarzını benimseyen ve bu yolla Hakk’ın yakınlığını kazanmaya çalışan kişi.
MÜCÂHEDE
Sâlikin nefis, şeytan ve düşmanla mücadele etmesi anlamında tasavvuf terimi.
MÜCERRED
Bekâr yaşamayı tercih eden sâlik anlamında tasavvuf ve tarikat terimi.
MÜRİD
Tasavvuf yolunu tutmaya veya tarikata girmeye karar veren yahut bir şeyhe bağlı bulunan kişi anlamında tasavvuf terimi.
MÜRİDİZM
Kuzey Kafkasya müslümanlarının XVIII. yüzyıl sonlarında Ruslar’a karşı başlattıkları tasavvufî kökenli siyasî hareket.
MÜŞÂHEDE
Allah’ın zuhur ve tecellilerini görme anlamında tasavvuf terimi.
NÂFİLE / 2. Bölüm: TASAVVUF
Farz ve vâcip niteliğinde olmayan ibadet anlamında fıkıh terimi.
NÂSÛT
İnsanın beşerî ve cismanî yönünü ifade eden bir tasavvuf terimi.
NEFEHÂTÜ’l-ÜNS
Abdurrahman-ı Câmî’nin (ö. 898/1492) sûfî tabakat kitabı.
NEFES
Sâlikin yaşadığı yoğun tasavvufî halin hafiflemesi neticesinde duyduğu ferahlık, ayrıca velîlerin himmeti gibi anlamlarda kullanılan tasavvuf terimi.
NEFİS / 1. Bölüm
İnsanın özü, kendisi, ilâhî latife, kötü huyların ve süflî arzuların kaynağı anlamında bir terim.
NİHAYET
Sülûkün sonu anlamında tasavvuf terimi.
NİYAZ
Allah’a yalvarıp yakarma, dua etme anlamında bir tasavvuf terimi.
RAB / 2. Bölüm: TASAVVUF
Allah’ın isimlerinden biri.
RAĞBET ve REHBET
Arzu ve kaygı anlamında bir tasavvuf terimi.
RECÂ
Kulun Allah’ın rahmetine güvenerek ümit içinde olması anlamında tasavvuf terimi.
RIZÂ
Dinî hükümlere uyan kuldan Allah’ın ve Allah’ın takdirinden kulun hoşnut olması anlamında dinî-tasavvufî bir terim.
RİCÂLULLAH
İlâhî hakikatlerin mazharı olup âlemde tasarrufta bulunan gizli ve âşikâr Allah erleri anlamında bir tasavvuf terimi.
RİCÂLÜ’l-GAYB
Âlemde tasarruf sahibi gizli ve âşikâr velîler topluluğu.
er-RİSÂLE
Kuşeyrî’nin (ö. 465/1072) tasavvufa dair klasik eseri.
RİYÂZET
Nefis terbiyesi anlamında bir tasavvuf terimi.
RUH / 2. Bölüm: TASAVVUF
İnsanın hayatiyetini sağlayan, idrak edici ve bilici unsuru.
RUHSAT / 2. Bölüm: TASAVVUF
Bazı mazeretlerden dolayı aslî hükmün gereğine uymamayı meşrû hale getiren geçici hüküm.
RÜ’YET
Allah’ı, Hz. Peygamber’i, melekleri, vefat etmiş velîlerin ruhlarını görme anlamında bir tasavvuf terimi.
SAYRAFÎ
Horasanlı zâhid ve sûfî.
SEFER
Sûfîlerin nefsi terbiye etmek ve Hakk’a ermek için bedenle veya kalple yaptıkları yolculuk anlamında bir tasavvuf terimi.
SERÎ es-SAKATÎ
Bağdatlı ilk sûfîlerden.
SİDRETÜ’l-MÜNTEHÂ / 1. Bölüm
Hz. Peygamber’in, Mi‘rac gecesi yanında ilâhî sırlara mazhar olduğu ağaç.
SÜLEMÎ, Muhammed b. Hüseyin
Horasanlı sûfî, müfessir ve muhaddis.
SÜLÛK
Tâlibin bir mürşidin gözetiminde yaptığı mânevî yolculuk anlamında tasavvuf terimi.
ŞATHİYE
Sûfînin vecd ve istiğrak halinde söylediği, muhtevasında bir iddia bulunan söz anlamında tasavvuf terimi.
ŞERH-i ŞATHİYYÂT
Rûzbihân-ı Baklî’nin (ö. 606/1209) ilk dönem sûfîlerinin şathiyelerine dair eseri.
ŞİFÂÜ’s-SÂİL
İbn Haldûn’un (ö. 808/1406) tasavvuf konusundaki eseri.
ŞÜRB
Sâlikin ilâhî aşkı yoğun ve sürekli biçimde yaşaması anlamında tasavvuf terimi.
TAKVÂ
Dinin emir ve tavsiyelerine uyma, haram ve günahlardan kaçınma hususunda gösterilen titizlik anlamında bir kavram.
TASFİYE
Nefsi kötülük ve günah kirinden temizlemek anlamında tasavvuf terimi.
TEVEKKÜL / 2. Bölüm: Tasavvuf
Allah’a güvenip dayanma anlamında terim.
TEVHİD / 2. Bölüm: TASAVVUF
Allah’ın zâtında, sıfatlarında, mâbud oluşunda bir ve tek olduğunu zihin ve kalp yoluyla kabul etme anlamında terim.
TÖVBE / 3. Bölüm: TASAVVUF
Günahtan dönüp Allah’a yönelme anlamında terim.
UZLET / 2. Bölüm: TASAVVUF
Belirli bir ruhsal olgunluğa ulaşmak amacıyla dünya hayatından ve sosyal çevreden uzaklaşarak arzuları sınırlamaya çalışma, münzevi bir yaşam sürme.
VECHÜ’l-HAK
Bir şeye varlık ve gerçeklik kazandıran Hakk’ın yüzü anlamında tasavvuf terimi.
VELÎ
Allah dostu anlamında bir tasavvuf terimi.
VERA‘
Takvânın ileri derecesini ifade eden tasavvuf terimi.
VUKUF
İki makam arasında durup kalma anlamında bir tasavvuf terimi, seyrüsülûkün son mertebelerinden biri.
YAHYÂ b. AHMED el-BÂHARZÎ
Kübrevî şeyhi.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER