…Babası Ca‘fer-i Tayyâr Habeşistan’a…
…hicret eden sahâbîlerdendir. Annesi, daha sonra sırasıyla Ebû…
…daha sonra sırasıyla Ebû Bekir ve Ali ile evlenecek olan…
…Ali ile evlenecek olan Esmâ bint Umeys el-Has‘amiyye’dir.…
…el-Has‘amiyye’dir. Ailesiyle birlikte Habeşistan’dan Medine’ye…
…Medine’ye dönen Abdullah, yedi yaşlarında iken…
…yaşlarında iken Peygamber’e biat etti. Babasının Mûte…
…iken Peygamber’e biat etti. Babasının Mûte Savaşı’nda şehid…
…üzerine Hz. Peygamber ona büyük ilgi gösterdi.…
…gören ve sohbetinde bulunanların sonuncusudur. Hz.…
…vefatında on yaşlarında genç bir sahâbî olan Abdullah, ayrıca…
…genç bir sahâbî olan Abdullah, ayrıca cömertliği ile de…
…cömertliği ile de şöhret buldu; bu sebeple “bahrü’l-cûd” ve…
…ile de şöhret buldu; bu sebeple “bahrü’l-cûd” ve…
…de şöhret buldu; bu sebeple “bahrü’l-cûd” ve “kutbü’s-sehâ” diye…
…buldu; bu sebeple “bahrü’l-cûd” ve “kutbü’s-sehâ” diye…
…ve “kutbü’s-sehâ” diye anıldı. Abdullah, özellikle Hz.…
…diye anıldı. Abdullah, özellikle Hz. Ali’nin…
…dönemlerde adından sık sık bahsedilenlerden biri olmasına rağmen, siyasî…
…sık sık bahsedilenlerden biri olmasına rağmen, siyasî…
...

…yıllarından itibaren, babası devrinde çıkan isyanların…
…devrinde çıkan isyanların bastırılmasında görev aldı. Kardeşi…
…Münzir’in, İbn Hafsûn’un Bübeşter’i (Bobastro) muhasarası…
…888 tarihinde tahta geçti. Bu sırada Ömer b. Hafsûn’un…
…tahta geçti. Bu sırada Ömer b. Hafsûn’un isyanı devam…
…Hafsûn isyandan vazgeçip ona biat etti, ancak bir yıl geçmeden…
…vazgeçip ona biat etti, ancak bir yıl geçmeden tekrar…
…ona biat etti, ancak bir yıl geçmeden tekrar isyan…
…yıl geçmeden tekrar isyan bayrağını açtı. Abdullah b. Muhammed,…
…tekrar isyan bayrağını açtı. Abdullah b. Muhammed, yıllardan beri…
…bayrağını açtı. Abdullah b. Muhammed, yıllardan beri…
…b. Muhammed, yıllardan beri devleti tehdit eden İbn…
…olarak halletmek istiyordu. Bu maksatla Mayıs 891’de âsinin…
…maksatla Mayıs 891’de âsinin bulunduğu Bulây (Polei) Kalesi üzerine…
…891’de âsinin bulunduğu Bulây (Polei) Kalesi üzerine…
…karşısında dayanamayacağını anlayan İbn Hafsûn kaçtı ve Bulây…
…anlayan İbn Hafsûn kaçtı ve Bulây zaptedildi. Bunu, İbn…
…kaçtı ve Bulây zaptedildi. Bunu, İbn Hafsûn’un elinde…
…Bunu, İbn Hafsûn’un elinde bulunan İstice’nin (Ecija) alınması…
…(Ecija) alınması ve Bübeşter’in kuşatılması takip etti.…
...

…, “ḫlḳ” md.). Başta hadisler olmak üzere İslâmî…
…ve takdire değer davranış biçimlerine, bunlara dair öğüt verici…
…değer davranış biçimlerine, bunlara dair öğüt verici kısa ve…
…kısa ve hikmetli sözlere ve bu sözlerin derlendiği eserlere…
…kemalini sağlamaya yönelik bilgi ve düşünce alanını ifade…
…alanını ifade etmiştir. Bu sebeple, İslâm’da önceleri…
…hâkimken daha sonra bunun yerini ahlâkın aldığı…
…öncesinde Araplar’ın ahlâk anlayışı hakkındaki kaynaklar,…
…Kur’an ve Sünnet gibi İslâmî belgelerdir. Bu kaynaklardan edinilen…
…gibi İslâmî belgelerdir. Bu kaynaklardan edinilen…
…Bu kaynaklardan edinilen bilgilere göre Câhiliye edebiyatında…
…rastlanmamaktadır. Bu kelimenin tekili olan hulk…
…ise nâdiren kullanılmıştır. Bir ölçüde iyi ahlâk mânasını…
…üzere şecaat, kerem, sehâ, cûd ve vefâ gibi çeşitli…
…gibi çeşitli kavramlarla bunların zıtlarının kullanımı da…
…da oldukça yaygındı. Ancak bütün bu kavramlar yüksek ve…
…da oldukça yaygındı. Ancak bütün bu kavramlar yüksek ve…
…yaygındı. Ancak bütün bu kavramlar yüksek ve…
…yüksek ve cihanşümul bir ahlâk anlayışını ifade…
…ve cihanşümul bir ahlâk anlayışını ifade etmekten tamamen uzak…
...

…ışr kökünden türemiş Arapça bir kelime kabul edenler olduğu…
…kabul edenler olduğu gibi, bu dilde “fâûlâ” vezninin…
…bu dilde “fâûlâ” vezninin bulunmadığını ileri sürerek İbrânîce’den…
…vardır. Fakat âlimlerin çoğu bu görüşe katılmamakta,…
…Arapça asıllı olduğunu benimsemektedirler. Âşûrânın menşei hakkında…
…menşei hakkında kaynakların belirttiği görüşleri iki noktada…
…tutmakla mükellef olduğu bir gündür. Daha çok…
…Daha çok müsteşriklerin benimsediği bu görüşe göre müslümanların…
…müsteşriklerin benimsediği bu görüşe göre müslümanların…
…göre müslümanların mübarek bir gün olarak kabul edip oruç…
…Âşûrâ, Hz. Nûh’tan itibaren bütün Sâmî dinlerde mevcut olan ve…
…arasında da Hz. İbrâhim’den beri önemli görülüp oruç tutulan…
…önemli görülüp oruç tutulan bir gündür. Bu görüş, Hz. Âişe…
…oruç tutulan bir gündür. Bu görüş, Hz. Âişe ile Abdullah…
…Bu görüş, Hz. Âişe ile Abdullah b. Ömer’in rivayetlerine…
…görüş, Hz. Âişe ile Abdullah b. Ömer’in rivayetlerine…
…devrinde oruç tuttuğu bir gündü. Resûlullah da buna…
…bir gündü. Resûlullah da buna riayet ediyordu. Medine’ye…
…Medine’ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve…
…bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretmişti. Fakat ramazan…
...

…(1632) Şumnu’da doğdu. İlk bilgilerini babası Fethullah Efendi’den…
…doğdu. İlk bilgilerini babası Fethullah Efendi’den aldı.…
…yedi yılı hakkında yeterli bilgi yoktur. Daha sonraki…
…ve halifesi İsmâil Hakkı Bursevî’nin eserlerinden tesbit etmek…
…Efendi’ye intisap etti. Burada sıkı bir riyâzet hayatı…
…intisap etti. Burada sıkı bir riyâzet hayatı yaşayan Osman…
…kızını vermek istediğini anlayınca artık feyiz alamayacağını…
…tekkesine gitti. Yaşlı bir derviş ona, tekkenin şeyhi…
…irşada yetkili olmadığını, bu konuda Zâkirzâde Şeyh…
…bu konuda Zâkirzâde Şeyh Abdullah’ın kendisine daha faydalı…
…yanında tekkesi olan bu Celvetî şeyhine intisap etti…
…etti ve sekiz yıl kadar burada kaldı. Bu arada çeşitli…
…yıl kadar burada kaldı. Bu arada çeşitli hocaların…
…zâhirî ilimlerle ilgili bilgilerini geliştirdi. Şeyhinin her…
…zikrine de devam etti. Bu yıllarda içine doğan…
…duyguları kaleme almaya başladı. Bunları Zâkirzâde’ye…
…kaleme almaya başladı. Bunları Zâkirzâde’ye gösterdiğinde…
…“Şeyh-i Ekber zevki” bulunduğunu söyledi. Bir müddet sonra…
…bulunduğunu söyledi. Bir müddet sonra şeyhi…
…şeyhi Atpazarî’yi Edirne’ye bağlı Aydos kasabasına halife…
...

…Babası II. Selim devrinde Anadolu…
…Babası II. Selim devrinde Anadolu ve Rumeli kazaskerliklerinde…
…ve Rumeli kazaskerliklerinde bulunan Muallimzâde Ahmed…
…Ahmed Efendi’dir. Feridun Bey’in yerine nişancı olan Mahmud…
…veya Muallimzâde nisbesiyle anılan İbrâhim Çelebi hayatının ilk…
…dervişâne, hatta meczubâne bir hayat sürerken medrese…
…sürerken medrese tahsiline başlayarak Ebüssuûd Efendi’den mülâzım…
…Efendi’den mülâzım oldu. Ancak kardeşi Mahmud Efendi’nin…
…ları arasına katıldı. Fakat bir müddet sonra asıl mesleğine…
…dönerek kadılık yapmaya başladı. Tire ve Kestel…
…ve Kestel kadılıklarında bulundu. Hama kadısı iken hummaya…
…Âzerî Çelebi” (993) olan bir tarih manzumesi yazmıştır.…
…yazmıştır. Atâî’nin verdiği bilgiye göre mezarı, arkadaşı Hâmid…
…Hâmid Çelebi’ninki ile birlikte Hama’nın dışında, şehre…
…dikkatini çeken yüksekçe bir yerde idi. Kaynaklarda…
…hayatı hakkında daha fazla bilgi bulunmayan Âzerî Çelebi,…
…hakkında daha fazla bilgi bulunmayan Âzerî Çelebi, Riyâzî’ye göre…
…Riyâzî’ye göre gençliğinde bir güzele tutularak Konya’ya…
…divanındaki şiirlerden anlaşılmaktadır. Kaynaklarda kudretli ve…
…kudretli ve kabiliyetli bir sanatkâr olduğu…
...

…Hayatına dair çok az bilgi vardır. Doğum yeri ve tarihi…
…yeri ve tarihi kesin olarak bilinmemekte, hakkındaki bazı…
…bilinmemekte, hakkındaki bazı kayıtlardan, küçük yaşta…
…câriye olarak teslim edilen bir Gürcü kızı olduğu…
…edilen bir Gürcü kızı olduğu anlaşılmaktadır. Sarayda yetiştirilip…
…oldu; daha sonra ondan bir şehzade (Abdülmecid) dünyaya…
…sonra, on altı yaşını henüz bitirmiş olan oğlu Abdülmecid tahta…
…Abdülmecid tahta geçince Bezmiâlem de Vâlide Sultan ve Mehd-i…
…(30 Haziran 1839). Daha çok Bezmiâlem Vâlide Sultan adıyla…
…henüz çocuk denecek bir yaşta bulunması ve devlet…
…çocuk denecek bir yaşta bulunması ve devlet işlerinde…
…işlerinde tecrübesiz oluşu, annesinin devlet ve hükümet işlerinde…
…devlet ve hükümet işlerinde bizzat yol gösterici ve müessir rol…
…açtı. Vâlide Sultan hemen bütün hayatı boyunca bu rolünü…
…Sultan hemen bütün hayatı boyunca bu rolünü başarı ile yerine…
…hemen bütün hayatı boyunca bu rolünü başarı ile yerine…
…hayatı boyunca bu rolünü başarı ile yerine getirdi.…
…yakalanmış olduğu amansız bir hastalık sonucunda 3 Mayıs…
…sonucunda 3 Mayıs 1853 günü Beşiktaş Sarayı’nda vefat etti ve…
…Türbesi’ne defnedildi. Bezmiâlem Vâlide Sultan akıllı,…
...

…yılı civarında Lübnan’ın Bikā‘ bölgesindeki dağ köylerinden…
…civarında Lübnan’ın Bikā‘ bölgesindeki dağ köylerinden…
…Hırbetüravha’da doğdu. Babası Zeynüddin Ömer, annesi…
…Babası Zeynüddin Ömer, annesi Fâtıma bint Ali…
…Ömer, annesi Fâtıma bint Ali es-Süleymî’dir. Benî…
…bint Ali es-Süleymî’dir. Benî Hasan kabilesinden olup…
…olup soyunun Sa‘d b. Ebû Vakkās’a dayandığı…
…ve hâfızlığını tamamladı. Babasından şiir, edebiyat ve tarih…
…(Eylül 1418) köyüne yapılan bir saldırıda babası ve amcaları…
…köyüne yapılan bir saldırıda babası ve amcaları öldürüldü,…
…yılında Dımaşk’a yerleşen Bikāî burada ilk hocası Sadaka b.…
…Dımaşk’a yerleşen Bikāî burada ilk hocası Sadaka b. Selâme…
…burada ilk hocası Sadaka b. Selâme el-Mesharâî’den…
…Tâceddin Muhammed İbnü’l-Bahâdır’dan (Sıbt İbnü’ş-Şehîd) sarf,…
…sarf, nahiv, meânî, beyân, mantık, fıkıh usulü ve…
…usulü ve fıkıh dersleri, Abdullah b. Halîl el-Kalaî’den de…
…ve fıkıh dersleri, Abdullah b. Halîl el-Kalaî’den de…
…aşere, 828’de (1425) Bedreddin Hasan el-Hindî’den…
…Kudüs’te Zeynüddin Mâhir b. Abdullah el-Mısrî ve…
…Kudüs’te Zeynüddin Mâhir b. Abdullah el-Mısrî ve Tâceddin…
...

…gelmekte ve kelimenin Batı dillerine algebra şeklinde…
…örneğini getirme” anlamlarını taşımaktadır (geniş bilgi…
…taşımaktadır (geniş bilgi için bk. Saliba, s.…
…(geniş bilgi için bk. Saliba, s. 189-204).…
…genelde “ilmü’l-hisâb”ın bir dalı olarak kabul…
…kabul etmişlerdir. Muhammed b. Ahmed el-Hârizmî (ö.…
…adlı eserinde (s. 116) bu ilmin konusunu “hisâb…
…“hisâb sanatlarından bir sanat” olarak tanımlamış ve…
…(el-ulûmü’l-adediyye) bir dalı olarak görmüş ve “var…
…görmüş ve “var sayılan bilinenlerden bilinmeyen niceliğin…
…“var sayılan bilinenlerden bilinmeyen niceliğin çıkarılması”…
…şeklinde daha matematiksel bir tanım vermiştir ( el-ʿİber ,…
…ise (ö. 968/1561) farklı bir yaklaşımla ilmü’l-aded ve…
…farklı iki adı şeklinde benimsemiş ve ilmü’l-cebr…
…ilmü’l-cebr ve’l-mukābeleyi bu ilimlerin dalı olarak…
…dalı olarak “denklem yoluyla bilinenlerden bilinmeyen niceliklerin…
…yoluyla bilinenlerden bilinmeyen niceliklerin çıkarılması…
…Daha sonraki dönemlerde bu tarif, Kâtib Çelebi’nin (ö.…
…“denklem yoluyla bilinenlerden bilinmeyen niceliklerin…
…yoluyla bilinenlerden bilinmeyen niceliklerin çıkarılması…
...

…sehâ, sehâvet ve cûd terimleriyle ifade edilir.…
…imkân hazırlanması” anlamına gelir. Bu mânadan hareketle…
…anlamına gelir. Bu mânadan hareketle gönül…
…de sehavet denilmiştir. “Bir şeyin yeni, iyi ve sağlam…
…ayrıca “cömertlik yapmak” anlamındaki cevd veya cevdet…
…kökünden türetilmiş olan cûd da terim olarak sehavet…
…sehavet kelimesiyle eş anlamlıdır (bk. Lisânü’l-ʿArab ,…
…Râgıb el-İsfahânî, s. 293). Bazı İslâm ahlâkçıları bu iki…
…293). Bazı İslâm ahlâkçıları bu iki terimi cömertliğin…
…Kerîm’de sehâ, sehavet ve cûd kelimeleri geçmemekle…
…ve cûd kelimeleri geçmemekle birlikte pek çok âyette infak, îsâr,…
…i‘tâ, it‘âm, ihsan, ikram, bezl gibi masdarlardan gelen…
…Hadislerde ise hem bu kelimeler hem de sehâ,…
…hem de sehâ, sehavet ve cûd kelimeleri geçmektedir.…
…arasında yer almaktaydı. Bu dönemde cömertliğiyle ün…
…göre Araplar arasında Kâ‘b b. Mâme, Hâtim et-Tâî ve Herim…
…Mâme, Hâtim et-Tâî ve Herim b. Sinân’dan daha cömert bir…
…b. Sinân’dan daha cömert bir kimse yoktu ( eş-Şiʿr…
…, s. 164). Câhiliye devrinde birinin çok cömert ve misafirperver…
…ve misafirperver olduğunu anlatmak için “kuşları doyuran”,…
...