…Hz. Peygamber ve Dört Halife Devri.…
…Fenikeliler, Himyerîler ve Sebeliler gibi denizci…
…kavimler yaşadı. Doğu Afrika ve Hindistan’la, Umman denizi,…
…Umman denizi, Aden ve Basra körfezleriyle…
…geliyorlardı. Uman, Yemen ve Habeşistan’da depolanan…
…gibi (Kureyş 106/1-2) yaz ve kış seferleriyle Kureyşliler…
…Bununla beraber güney ve doğu Arabistanlı denizciler…
…denizciler Hindistan, Çin ve Doğu Afrika sahillerine…
…nâdiren kullanılan gemi ve deniz motifleri şairin…
…bambu türü ağaç levhaların kendir ipiyle bağlanıp su…
…bambu türü ağaç levhaların kendir ipiyle bağlanıp su…
…için köpek balığı yağı veya ziftle doyurularak yapılmış…
…beraber Kur’ân-ı Kerîm ve hadislerde denize oldukça…
…denize oldukça geniş yer verilmiştir. Kur’an’da denizle ilgili…
…giderek Allah’ın oralardaki lutuf ve ihsanından faydalanmak…
…giderek Allah’ın oralardaki lutuf ve ihsanından faydalanmak…
…Allah’ın oralardaki lutuf ve ihsanından faydalanmak için…
…yüzebilen (Hûd 11/42), levha ve çivilerle inşa edilerek…
…yüzebilen (Hûd 11/42), levha ve çivilerle inşa edilerek…
…yüzebilen (Hûd 11/42), levha ve çivilerle inşa edilerek…
...

…Hadisleri öğrenmenin ve başkalarına rivayet etmenin…
…“tahammül”, onu ezberden veya bir kitaptan usulüne uygun…
…kelimeye “edâ sîgası” veya “edâ lafzı” denilir. Bir…
…“edâ sîgası” veya “edâ lafzı” denilir. Bir haberin…
…“edâ sîgası” veya “edâ lafzı” denilir. Bir haberin…
…şahsiyetine, dürüstlüğüne ve hâfıza gücüne bakıldığı…
…anlamaya yarayan edâ lafızları da göz önünde bulundurulur.…
…anlamaya yarayan edâ lafızları da göz önünde bulundurulur.…
…haberlerin sahih, hasen ve zayıf sayılmasında etkili…
…rivayet etti” anlamındaki bu lafız kullanılmıştır. Hocadan…
…rivayet etti” anlamındaki bu lafız kullanılmıştır. Hocadan…
…rivayet etmesi, talebenin de imlâ yoluyla aldığı hadisi…
…aldığı hadisi “haddesenâ imlâen” diye nakletmesi en güçlü edâ…
…ederken “semi‘tü” (işittim) lafzını kullanmışlardır (bk. SEMÂ ;…
…ederken “semi‘tü” (işittim) lafzını kullanmışlardır (bk. SEMÂ ;…
…2. Ahberenâ. “Bize haber verdi” anlamındaki bu ibare, ilk…
…). 3. Enbeenâ. “Bize haber verdi” anlamına gelen ve semâ,…
…haber verdi” anlamına gelen ve semâ, icâzet ve icâzete…
…gelen ve semâ, icâzet ve icâzete bağlı münâvele…
…(bk. İNBÂ ). 5. Vecedtü. Bir muhaddisin el yazısıyla…
...

…kuralları ele alan eser imlâ konusunda günümüze ulaşan…
…üzerine kaleme aldığı kısa ve özlü eserini bir girişle üç…
…ilminin önemi, hadisleri lafzan rivayet etmenin gereği,…
…ilminin önemi, hadisleri lafzan rivayet etmenin gereği,…
…içinde en makbulünün imlâ usulü olduğu, bu usulün Hz.…
…Peygamber, sahâbe, tâbiîn ve tebeu’t-tâbiîn (selef)…
…çeşitli beldelerde imlâ yoluyla hadis rivayet eden…
…iyi hazırlanması, camilerde imlâ meclisleri düzenlemesi,…
…için faydalı olacak ibadet ve muâmelâta dair hadisler…
…dinleyenleri bıktırmaması ve yazılan hadislerin hocanın…
…nakleden kimse (müstemlî) ve onun uyması gereken âdâb…
…yüksek bir yerde oturması veya ayakta durması, gür sesli ve…
…ayakta durması, gür sesli ve dikkatli bir kişi olması,…
…sünnetine uyması, mütevazi ve ağır başlı olması, hadis…
…rahatsız etmeden oturması ve hocaya karşı saygılı…
…meselesi ele alınmakta ve yazma âdâbı ile yazı…
…kalemlik, bıçak, mürekkep ve kâğıt hakkında bilgi…
…ve kâğıt hakkında bilgi vermektedir. Hadislerin güzel bir şekilde…
…sırasında gerekli düzeltme ve noktalamaların yapılması,…
…Kitabın sonunda, imlâ ve istimlâ âdâbı konusunda…
...

…Ehl-i hadîs (ehlü’l-hadîs) veya aynı anlamdaki…
…“Siz bizim halefimiz ve bizden sonraki ehl-i…
…Ehlü’l-hadîs, ashâbü’l-hadîs ve sâhibü’l-hadîs gibi…
…tabirlerle, hadis öğrenim ve öğretimiyle uğraşan,…
…râvilerin durumlarını bilen ve hadisi ilgilendiren bütün…
…Buna göre ünlü hadis âlimi ve muhaddis Şu‘be b. Haccâc…
…da hadisle amel etme ve bunun için belli usulleri…
…teşkil eden (Hâkim, s. 3) ve naslara yaklaşımları…
…kadar yoruma tâbi tutmadan ve kıyasa başvurmadan…
…yakınlığı ile bilinen Şâfiî ve Mâlikîler de ehl-i hadîs…
…’inin bab başlıklarında vermeye çalışan Buhârî ehl-i hadîsin…
…yer almışlardır. II (VIII) ve III. (IX.) yüzyıllar bu…
…için yapılan bir ibadet ve müslümanlara bir hizmet…
…ve müslümanlara bir hizmet vesilesi sayılırken II. (VIII.)…
…katıldığı bir gösteriş ve hatta kazanç vesilesi…
…bir gösteriş ve hatta kazanç vesilesi yapıldığı anlaşılmaktadır.…
…tamamen nakilciliğe dökmüş ve hadisleri anlama yönünde bir…
…b. Hanbel’in görüşlerine yer vermemesi, ehl-i hadîsin bu önemli…
…tenkitlerine imkân vermemek için hadislerin fıkhını…
…Bu durum ehl-i hadîsin lehine olmuş, onların hadisleri…
...

…I. TARİHÇE A) Etimoloji ve Kapsam. “Eski” anlamındaki…
…gelir. İnsana uyanıkken veya uykuda duyurulmak yahut…
…[el-Burûc 85/17]) ve yapılan konuşmaya da hadis…
…“el-ehâdîsü’l-fi‘liyye” ve tasvip ettiği şeylere de…
…özelliklerini (şemâil) ve ahlâkî vasıflarını da…
…etmiş, sahâbe devrinde ve daha sonraki dönemlerde bu…
…sözleriyle onun fiillerini ve tasviplerini bildiren…
…daha da genişleterek sahâbe ve tâbiînin şahsî beyan ve…
…ve tâbiînin şahsî beyan ve fetvalarını da bu kapsama…
…olanlara da maktû adını vermişlerdir ( İbn Hacer,…
…33). Sonraları merfû, mevkuf ve maktû terimlerinin hepsini…
…bazıları da merfû ve mevkuf rivayetlere hadis…
…Resûl-i Ekrem’in söz, fiil ve takrirleriyle birlikte…
…birlikte sahâbe ve tâbiîne ait her türlü haberi…
…Resûlullah’ın söz, fiil ve takrirleri için kullanılması…
…kabul görmüştür. Sünnet ve hadisin çerçevesini daha da…
…önce söylediklerini ve yaptıklarını da bu çerçeve…
…kapsamına Kur’an, hadis ve fıkhın girdiği, fakat…
…böylece onlar için hidayet ve rahmet kaynağı olan Kur’ân-ı…
…herkesten iyi anlayan ve âyetlerdeki ilâhî maksadın…
...

…Sözlükte imlâ “uzatmak” anlamında…
…Kelimenin “mühlet vermek, yazdırmak, dikte etmek”…
…Buna göre bir kitabı imlâ etmek onu yazacak kişiye…
…es-Sehâvî, II, 295). İmlâ kelimesinin aslının imlâl…
…İmlâ kelimesinin aslının imlâl olduğu, imlâyı Benî…
…aslının imlâl olduğu, imlâyı Benî Temîm’in, imlâli de…
…imlâyı Benî Temîm’in, imlâli de Benî Esed’in kullandığı…
…25/5). Terim olarak imlâ, “bir kimsenin…
…etrafındakilere ezberinden veya kitaptan bir şey yazdırması”…
…yazılan esere de imlâ veya çoğul şekliyle emâlî…
…yazılan esere de imlâ veya çoğul şekliyle emâlî…
…yazan öğrenciye müstemlî veya nâdiren kâtib adı…
…veya nâdiren kâtib adı verilmektedir. İmlâ ile ilgili olarak…
…kâtib adı verilmektedir. İmlâ ile ilgili olarak kullanılan…
…ilgili olarak kullanılan istimlâ da, imlâ meclisinde hocanın…
…kullanılan istimlâ da, imlâ meclisinde hocanın…
…yazdırdığı hadisleri yazmak veya hocanın yazdırdığı hadisleri…
…nakledenlere ise müstemlî veya mübelliğ denilmiştir.…
…mübelliğ denilmiştir. İmlâ usûl-i fıkıhta, tefsirde,…
…fıkıhta, tefsirde, Arap dili ve edebiyatında da uygulanan…
...

…kalay, tunç, pirinç, fildişi ve kemik levhaların yazı için…
…pirinç, fildişi ve kemik levhaların yazı için kullanıldığı…
…pirinç, fildişi ve kemik levhaların yazı için kullanıldığı…
…papel kelimeleri Grekçe ve Latince’deki papyrus,…
…papel kelimeleri Grekçe ve Latince’deki papyrus, papyros tan…
…papel kelimeleri Grekçe ve Latince’deki papyrus, papyros tan…
…tahtada yan yana dizilmesi ve üstüne buna çapraz ikinci…
…deniz hayvanları kabuğu veya fildişinden yapılmış mühre…
…Bu malzeme daha çok, keçi ve koyun derisinin üzerindeki…
…derisinin üzerindeki yün veya kılın kazınıp birkaç gün…
…kartâs), beyaz sayfa veya parşömene mührâk ve varak…
…veya parşömene mührâk ve varak derler. Kelime…
…sonra 105’te Çin’de Ts’ai Lun’un icat ettiği kabul…
…sonra 105’te Çin’de Ts’ai Lun’un icat ettiği kabul…
…geçmiştir. Berthold Laufer kelimenin Uygurca kağat…
…geçmiştir. Berthold Laufer kelimenin Uygurca kağat…
…kelimenin Uygurca kağat veya kağas tan geldiğini söyler.…
…söyler. Ona göre bazı Türk lehçelerinde kâğıt karşılığı yer alan…
…söyler. Ona göre bazı Türk lehçelerinde kâğıt karşılığı yer alan…
…kadız (kazız) kelimesini vermesi bu ihtimali…
...

…Vergi konusunda önemli adımların…
…adımların atıldığı Hz. Ömer ve Ömer b. Abdülazîz dönemleri…
…ilk iki yüzyılındaki vergi ve arazi hukuku, kısmen de…
…ilk iki yüzyılındaki vergi ve arazi hukuku, kısmen de…
…hukuku, kısmen de idare ve devletler hukuku…
…Ammâr, Ebû Eyyûb ed-Dımaşkī ve Ahmed b. Hâlid el-Hımsî gibi…
…rivayetlerine yer verilmesi, Ebû Ubeyd’in eserini 213…
…orantısız bölümler (kitâb) ve alt başlıklardan (bab)…
…oluşan eser devlet başkanı ve raiyyenin karşılıklı…
…(fey, humustan pay ve safî) bunların harcama…
…devlet başkanının korumak ve dağıtmakla mükellef…
…kılındığı mallar fey, humus ve zekât olmak üzere üç ana…
…ayrılarak ele alınmakta ve kitabın çatısını da bu…
…eserde ele aldığı konuları ve varılan sonuçları kitap,…
…sonuçları kitap, sünnet ve icmâ ile delillendirmeye…
…çalışır. Kendisi sahâbe ve tâbiîn kavlini de sünnet…
…hadis ilminin sistemleşmiş ve tedvin aşamasına gelmiş…
…aşamasına gelmiş olmasının verdiği imkânla Ebû Ubeyd…
…kısaltmalara gitmekte veya mâna ile rivayetle…
…sadece hakkında Kitap ve Sünnet’ten hüküm bulunmayan…
...

…“sırt, dağın yamacı; güçlü ve dayanıklı kişi; yazıyla…
…ardından gelen, sünnet veya hadis tarifinin kapsamına…
…sözü ya da davranışının ve tasviplerinin anlatımından…
…anlatımından oluşan lafızlar yahut diğer şahısların…
…anlatımından oluşan lafızlar yahut diğer şahısların…
…İslâm âlimleri, sünnet ve hadis metinlerinin sıhhatini…
…işitildiği gibi korunmasını ve başkalarına ulaştırılmasını,…
…duymayanlara aynı dikkat ve özenle iletmesini istemiştir…
…herkesi şaşırtan bir özen ve çaba göstermişlerdir.…
…metin denilince öncelikle lafzı ve mânası Resûl-i Ekrem’e…
…metin denilince öncelikle lafzı ve mânası Resûl-i Ekrem’e…
…denilince öncelikle lafzı ve mânası Resûl-i Ekrem’e ait…
…Resûl-i Ekrem’e ait olan ve müslümanlar için bağlayıcı…
…görevine bağlı olarak verdiği haber, uyulması gereken…
…gereken haram, mubah veya mekruh bir hükümdür. Bununla…
…isnat edilen sünnet ve hadis malzemesinden ibaret…
…merfû”, bir başkasının söz veya tavrını onaylamasının…
…ise ona “hükmen merfû” adı verilir. Sahâbeden sonraki nesle…
…taşımayacağı gibi dinî veya dünyevî bir konuda aynı…
…sayılmaz. Özellikle mevkuf ve maktû metinler İslâm…
...

…medreselerde müderrisin verdiği dersi arkadaşlarına tekrar…
…arkadaşlarına tekrar eden ve müderrise yardımcı olan…
…mescidlerde, dârüssünne veya dârülhadislerdeki imlâ…
…veya dârülhadislerdeki imlâ meclislerinde, “miâd” da…
…de hadis talebesi olan ve hocanın söylediklerini o…
…mezun olmuş bir öğrenci veya kürsüsü bulunmayan bir fıkıh…
…en zeki, en kabiliyetli ve çalışkan öğrencisini muîd…
…sonra iyice olgunlaşmadan ve hocası görevi bırakmadan…
…ise mûidler de ders vermiştir. Nitekim daha önce…
…müderris sıfatı ile ders veren muîdler onların aldığı maaşı…
…genellikle her hocanın bir veya iki muîdi olurdu.…
…ders sırasında sağında ve solunda yer alan muîdlerden…
…solunda yer alan muîdlerden ve hocanın kıyafetinden söz…
…görevi yanında dârüssünne veya dârülhadis bölümünde hadis…
…haline gelmiştir. Nâsıriyye ve Salâhiyye medreselerinde her…
…maaş görevlerinin önemi ve zamanın iktisadî şartlarına…
…akranı içinde iyi yetişmiş ve mâhir olanların muîd…
…bunlara günlük 5’er akçe verileceği kaydedilmektedir. Muîdler,…
…okuttuğu derslerin tekrarı ve müzakeresiyle değil aynı…
…bir defa medrese muîdine ve “muzaf” denilen muîd…
...