…cevâzât-ı şi‘riyye, icâzât-ı şi‘riyye başlıkları da…
…kelimeleriyle ifade edilmiştir. Şair, şiirinde…
…yapısını koruyabilmek için bazı tasarruflara başvurmak…
…denildiği gibi bunun için “ruhas, cevâzât/icâzât”…
…yer verilmiştir. Şelevbîn’in ifadesine göre zaruretin iki illeti ve…
…ifadesine göre zaruretin iki illeti ve tevcihi vardır:…
…ifadesine göre zaruretin iki illeti ve tevcihi vardır: Asla…
…döndürmede şair kelimeyi i‘lâl, ibdâl, kalb gibi…
…şair kelimeyi i‘lâl, ibdâl, kalb gibi işlemlerden…
…i‘lâl, ibdâl, kalb gibi işlemlerden önceki asıl şekline…
…edebilir. Böylece şair ismini nasb, haberini ref‘eden…
…âlimlerinin çoğunluğuna ait iki temel yaklaşım söz…
…ve kafiye düzenini korumak için yapmak zorunda kaldığı kural…
…uygulama” diye tanımlamış, İbn Mâlik et-Tâî, A‘lem…
…uygulama” diye tanımlamış, İbn Mâlik et-Tâî, A‘lem…
…A‘lem eş-Şentemerî ve İbn Halef gibi âlimler de bu…
…A‘lem eş-Şentemerî ve İbn Halef gibi âlimler de bu…
…bir yaklaşım ortaya koymuş, İbn Mâlik, zaruretin “önlenemez…
…bir yaklaşım ortaya koymuş, İbn Mâlik, zaruretin “önlenemez…
…yerine başka bir şey koyma imkânına sahipse bu takdirde…
...

…Sözlükte “ihtiyacın zorunlu kıldığı şey, insanın…
…zorunlu kıldığı şey, insanın mecbur kaldığı, yapma veya…
…veya yapmama hususunda seçme imkânına sahip olmadığı durum”…
…mantık, felsefe, kelâm gibi ilimlerde “herhangi bir çaba…
…diye açıklanır ve “kıyas, istidlâl, istikrâ gibi yöntemlere…
…ve “kıyas, istidlâl, istikrâ gibi yöntemlere başvurup…
…aklın bu tür kaynaklarla ilgi kurmadan sadece doğrudan…
…kavradığı apaçık bilgiler için kullanılması da söz…
…da söz konusudur. İnsan zihninin sıcaklık ve…
…hem yanlış olamayacağına ilişkin hükmü böyledir (…
…ve yanlışa dönüşmesi imkânsız olan, başlangıçta olumlu…
…( el-Burhân , s. 21). İbn Sînâ’ya göre zaruri “mutlak…
…( el-Burhân , s. 21). İbn Sînâ’ya göre zaruri “mutlak…
…( el-Burhân , s. 21). İbn Sînâ’ya göre zaruri “mutlak veya…
…göre zaruri elde edilmesi irade ve çaba gerektirmeyen,…
…ancak bir taleple idrak edilenler” diye ikiye…
…idrak edilenler” diye ikiye ayrıldığını belirtir ve…
…hakkındaki tasavvurlarla ikinin birden çok olduğuna, bir…
…olacağına dair hükümleri, ikinciye de ruh, melek, cin gibi…
…karşılığı gibi konulara ilişkin tasdikleri örnek gösterir (…
...

…felsefe, kelâm gibi aklî ilimlerde - zanniyyât ın karşıtı…
…değeri taşıyan önermeler için el-mukaddimâtü’l-yakīniyye,…
…kesin ve zorunlu bilgiler içermesi sebebiyle bilimin başta…
…bilimin başta gelen ilkelerini oluşturduğu, bilimin yegâne…
…(Fârâbî, el-Burhân , s. 23; İbn Sînâ, el-Burhân , s. 59-60,…
…(Fârâbî, el-Burhân , s. 23; İbn Sînâ, el-Burhân , s. 59-60,…
…el-Burhân , s. 23; İbn Sînâ, el-Burhân , s. 59-60, 64;…
…el-Burhân , s. 59-60, 64; İbn Rüşd, Telḫîṣu…
…el-Burhân , s. 59-60, 64; İbn Rüşd, Telḫîṣu…
…bilgilerine nazariyyât, ikisine birden yakīniyyât denir…
…anlayışa göre zarûriyyât ile yakīniyyât eş anlamlı olup…
…farklı derecelerde yanlışlık ihtimali taşıyan başka önermelerden…
…kaynaklarda bunlarla ilgili isimlendirmeler, tasnifler…
…kaynaklarda bunlarla ilgili isimlendirmeler, tasnifler ve tanımlar…
…başta zaruri ve mümkin diye ikiye ayırır. Zaruri ya mutlaktır…
…da mümkündür. Fârâbî imkân kavramının söz konusu…
…bir kişinin ayakta durduğuna ilişkin bilgisi kesin olmakla…
…oturduğunda değiştiği için bu tür bilgilere gayri…
…gayri zarûrî yakīn denir. İbn Sînâ’da bu ayırım sürekli…
…gayri zarûrî yakīn denir. İbn Sînâ’da bu ayırım sürekli…
...

…gibi mânaları yanında aklî ilimlerde “bir şeyin kendisi (nefsi),…
…olan, varlığını sürdürmesi için başka bir şeye dayanmayan”…
…eden belirleyici bir güce ihtiyaç duyması ve arazları kabul…
…zâtına ve mahiyetine “inniyye” denebileceğini söyler (…
…bih, nahivde müsnedün ileyh - müsned adı verilmiştir.…
…Bir şeyle mahiyet ilişkisi bulunana “bi’z-zât”,…
…da zâtî ve gayri zâtî diye ikiye ayrılır. Arazın belirleyici…
…girmemesidir. Zâtînin iki özelliği vardır. Birincisi…
…edilemez; bütünün kavranması için önce parçasının bilinmesi…
…bilinmesi gerekir. İkinci özelliği bütünün (zâtın)…
…ve mahiyeti teşkil etmesi için başka bir etkin sebebe…
…için başka bir etkin sebebe ihtiyaç duymaz. Meselâ üçgen (zât)…
…el-Muʿcem , “ẕvt” md.). İlgili âyetlerdeki nefis kavramının…
…nefis kavramının (Âl-i İmrân 3/30; el-Mâide 5/116;…
…6/12, 54; Tâhâ 20/41) ilâhî zâtı ifade ettiği belirtilir…
…54; Tâhâ 20/41) ilâhî zâtı ifade ettiği belirtilir ( Râgıb…
…ettiği belirtilir ( Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât , “nfs” md.;…
…Esâsü’t-taḳdîs , s. 119-120; İbn Kesîr, VI, 272; Elmalılı, V,…
…Esâsü’t-taḳdîs , s. 119-120; İbn Kesîr, VI, 272; Elmalılı, V,…
…el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ ’inde (“Tevḥîd”, 14) “Allah’ın…
...

…planından vazgeçirmek için düzenlenen seriyyelerden…
…Cüzâm kabilesinin toprakları içinde bir su kaynağı olarak…
…gibi Arap kabilelerinin ikamet ettiği belirtilmektedir. Hz.…
…gelip Medine’ye saldırmak için hazırlık yaptıklarını…
…Âmir b. Rebîa, Suheyb b. Sinân, Saîd b. Zeyd, Sa‘d b. Ebû…
…Ubâde gibi muhacir ve ensar ileri gelenlerinden meydana gelen…
…ayrıca kendilerini İslâm’a davet etmesini emretti.…
…onların saldırı için büyük bir hazırlık…
…bildirdi ve yardım istedi. Hz. Peygamber ilk…
…yardım istedi. Hz. Peygamber ilk müslümanlardan Ebû Ubeyde b.…
…Ebû Ubeyde b. Cerrâh’ı, içlerinde Hz. Ebû Bekir ve Ömer’in de…
…kimin komuta edeceği ve imamlık yapacağı konusunda çıkan…
…Amr b. Âs’ın kumandanlığa ve imamlığa devam edip Ebû Ubeyde b.…
…ait bölgenin sonuna kadar ilerlemeye devam eden İslâm ordusu…
…kadar ilerlemeye devam eden İslâm ordusu burada bir grup…
…onları takip etmek istedilerse de Amr b. Âs buna izin…
…de Amr b. Âs buna izin vermedi. Bölgede birkaç gün…
…askerî birliğin erzak ihtiyacı karşılandı. Sonunda…
…Medine’ye döndü. Bu seriyye ile Kuzey Arabistan’daki…
…kendisinin kumanda etmek istemesi dolayısıyla ihtilâfa yol…
...

…olup “silâh” anlamındadır. İbrânîce’de “zain” (zayin) şeklinde…
…söylenir. Yunanca’da ise “dzéta” (zeta) diye anılır…
…ve Sîbeveyhi’ye göre dil ucu ile ön dişlerin az üstünden…
…ve Sîbeveyhi’nin “ön dişler” ifadesi mutlak olduğundan sonraki…
…alt ön dişlerin veya her ikisinin de mümkün ve câiz olduğunu…
…çağdaş dilcilerden İbrâhim Enîs de bu görüşü…
…yüzeyi uzunluğunca, “zây”da ise genişliğince meydana gelir.…
…f fonemlerini de eklemiştir. İbn Sînâ’ya göre z, s ve ş…
…f fonemlerini de eklemiştir. İbn Sînâ’ya göre z, s ve ş…
…de eklemiştir. İbn Sînâ’ya göre z, s ve ş mahrecine…
…( Meḫâricü’l-ḥurûf , s. 17). İbn Sînâ, Farsça’da “zây”ın…
…( Meḫâricü’l-ḥurûf , s. 17). İbn Sînâ, Farsça’da “zây”ın…
…, s. 17). İbn Sînâ, Farsça’da “zây”ın “sîn”e,…
…Kur’an kıraatinde Hamza ile Kisâî “dâl”dan önce gelen…
…“sâd”ın zây sesine kaymaması için “sâd”ı kalınlık niteliğini…
…Bazı Arap lehçelerinde ise bu konumdaki sâd hâlis zây…
…harekeli olması durumunda ise böyle bir değişim ve dönüşüm…
…söz konusu değildir. Ancak İbn Cinnî, bu durumdaki harekeli…
…söz konusu değildir. Ancak İbn Cinnî, bu durumdaki harekeli…
…görmüştür ( Sırru ṣınâʿati’l-iʿrâb , I, 57). Mahreç veya sıfat…
...

…325 (937) yılında inşasını başlattığı yeni hilâfet…
…meşhur Zâhirî fıkıh âlimi İbn Hazm (ö. 456/1064), Endülüs…
…meşhur Zâhirî fıkıh âlimi İbn Hazm (ö. 456/1064), Endülüs…
…bundan daha kapsamlı, ifade ve uygulama bakımından…
…(ö. 488/1095) Zehrâvî’nin ilim ve fazilet ehli olduğunu,…
…vefat ettiğini belirtir, İbn Hazm’ın onunla ilgili…
…vefat ettiğini belirtir, İbn Hazm’ın onunla ilgili…
…belirtir, İbn Hazm’ın onunla ilgili yukarıdaki sözünü de…
…asır sonra gelen Dabbî ve İbn Beşküvâl gibi Endülüslü…
…asır sonra gelen Dabbî ve İbn Beşküvâl gibi Endülüslü…
…I, 357; eṣ-Ṣıla , I, 264). İbn Beşküvâl, Zehrâvî’yi…
…I, 357; eṣ-Ṣıla , I, 264). İbn Beşküvâl, Zehrâvî’yi…
…arasında zikreden Ebû Ömer İbn Sümayk’ın (ö. 450/1058)…
…arasında zikreden Ebû Ömer İbn Sümayk’ın (ö. 450/1058)…
…( eṣ-Ṣıla , I, 102-103, 264) İbn Beşküvâl’in eserine zeyil…
…( eṣ-Ṣıla , I, 102-103, 264) İbn Beşküvâl’in eserine zeyil…
…eserine zeyil yazan İbnü’l-Ebbâr (ö. 658/1260) tabip…
…eserine zeyil yazan İbnü’l-Ebbâr (ö. 658/1260) tabip…
…(ö. 658/1260) tabip İbn Vâfid el-Lahmî’nin…
…(ö. 658/1260) tabip İbn Vâfid el-Lahmî’nin…
...

…malından alınan belli payı ifade eder. Örfte bu payın maldan…
…bu payın maldan çıkarılması işlemine de zekât denilir. Sadaka…
…zekâtla eş anlamlıdır. İslâm maliye hukukunun erken dönem…
…da sadaka mânasınadır, her ikisi de aynı şeye isim olarak…
…her ikisi de aynı şeye isim olarak verilmiştir. Zekât…
…yardım anlamı taşıyan farz ibadettir” ( el-Aḥkâmü’s-sulṭâniyye ,…
…alınan zekât nisbetini ifade eden uşr / öşür…
…kullanıldığını ileri sürmüşlerdir. Hatta J.…
…şehir devletine zekât vermek istemeyen kabilelere karşı savaş…
…yapılan tartışmaları ileri sürerek zekât müessesesinin…
…ortaya çıkıp geliştiğini iddia etmiştir. Ancak zekât…
…sonra vuku bulması bu iddiayı geçersiz kılmaktadır.…
…sûrelerde olmak üzere on iki âyette zekât anlamında…
…olmayan gönüllü ödemeleri de içine alan daha genel bir anlama…
…önce emredildiğini, zekâtın ise ramazan orucundan sonra farz…
…atıf sadece bu kelime ile sınırlı değildir. Mekke…
…nâzil olan âyetlerde inanç, temel ahlâkî değerler ve…
…ve müşriklere karşı bilinç inşası konuları ağırlıklı olsa da…
…yetim, yoksul ve ihtiyaç sahiplerine karşı duyarlı…
…olması da değişik vesileyle işlenir (el-Kalem 68/24;…
...

…köyünde doğdu. Beş yaşında iken ailesiyle birlikte…
…Kahire’ye, dokuz yaşında iken babasının resmî görevi…
…oldu. 1936 yılında altı ay İngiltere’de kaldı. Bir süre Kahire…
…1934’te tanıştığı Ahmed Emîn ile beraber felsefe ve edebiyat…
…kitapları yazdı. Kendi ifadesine göre otuzlu yaşlarında…
…yılında devlet tarafından İngiltere’ye gönderildi. Londra…
…tamamladı. Bu sırada kendisi için -hayatı boyunca peşinden…
…boyunca peşinden gideceği- iki temel hedef belirlediğini…
…temel hedef belirlediğini ifade eder: Bireyi yücelten Avrupa…
…üyeliğine seçildi. Yurt içinde ve yurt dışında birçok…
…Zekî Necîb Mahmûd’un ilmî ve fikrî hayatını altı…
…kültür yapısını akılcı ve ilerlemeci olmamakla suçlayıp…
…birikimini daha yakından incelemeye çalışmış, 1970’li yıllarda…
…ve modern dönemle ilişkisini kurmaya yoğunlaşmıştır.…
…bu eserler, onun hem Arap ve İslâm kültür mirasını hem de…
…açıdan Arap dünyasının aklî, içtimaî ve dinî konulardaki zihniyet…
…tâbi tutmuştur. 1951’de ilk cildini yayımladığı…
…mantığını analiz eden, dil ile düşüncenin, dil ile…
…dil ile düşüncenin, dil ile realitenin bağını inceleyen,…
…dil ile realitenin bağını inceleyen, bundan dolayı da kelimeden…
...

…zell / zülûl masdarından isim olan zelle (…
…zelleyi “kasıt olmadan ilâhî emre aykırı davranma” (Râgıb…
…aykırı davranma” (Râgıb el-İsfahânî, “zll” md.) yahut “kasıtsız…
…md.) yahut “kasıtsız olarak işlenen günah” (Mustafavî, IV, 357)…
…“mükellefin meşrû bir fiili işlerken kendisinden sâdır olan gayri…
…bu hususu dolaylı olarak ifade etmişlerdir. Özellikle bu…
…kök anlamı arasındaki ilişki daha açıktır. Zira çamurda…
…14 b ). Dolayısıyla zelle işleyen kimse aslında mubah yahut…
…kimse aslında mubah yahut iyi olan bir şeyi yapmayı…
…kastı olmadığı halde günah işlemektedir (Rükneddin es-Semerkandî, s.…
…geçmekte olup bunların ikisinde fiil şeytana, ikisinde ise…
…ikisinde fiil şeytana, ikisinde ise insanlara nisbet…
…fiil şeytana, ikisinde ise insanlara nisbet edilmiştir.…
…fiil şeytana, ikisinde ise insanlara nisbet edilmiştir. Zelle…
…ve eşini cennetten çıkarmak için ayaklarını kaydırdığı haber…
…verilmektedir. Diğer âyette ise (Âl-i İmrân 3/155) Uhud…
…Diğer âyette ise (Âl-i İmrân 3/155) Uhud Gazvesi’nde bazı…
…şeytanın yönlendirmesiyle ihmal etmelerine dikkat…
…Sürçme fiilinin insanlara nisbet edildiği âyetlerde…
…nisbet edildiği âyetlerde ise birinde kendilerine açık…
...