https://islamansiklopedisi.org.tr/dabbe
Arapça’da kapıyı kapamaya yarayan kol demirine dabbe, kapıyı bu şekilde kapamaya tazbîb denilir. Başı badem şeklinde olan ve “sad” harfine benzeyen dabbe işareti de (صـــــــ) yanılma yolunu kapadığı için adını ve şeklini bu aletten almıştır.
Rivayet yönünden sahih olmakla beraber lafzında veya mânasında bozukluk bulunan, mürsel veya münkatı‘ tarzında rivayet edilen, lafzı gramer kaidelerine uymayan, hadis âlimlerinin çoğunluğu tarafından şâz veya musahhaf kabul edilen, bir veya birkaç kelimesi eksik veya fazla olan hadis ve ibarelerin üzerine dabbe işareti konulmakta olup bu işarete tazbîb ve temrîz de (تمريض) denmektedir. Kâtip yazacağı hadiste bir hata gördüğünde onu tashih etmeyip aynen yazar, doğrusunu da sayfanın kenarında gösterir. Daha sonra yanlış veya bozuk ibarenin başına dabbe işaretini koyarak dabbe çizgisini yanlış ibarenin bittiği yere kadar uzatır. Ancak dabbenin darb işaretine () benzememesi için dabbe çizgisinin kelimelere değmemesine dikkat eder. Bu itina, dabbeyi darb işaretinden ayırt etmek ve tashih için konulan “sad-hâ” (صح) işaretinin “hâ”sız yazıldığı zannını uyandırmamak için gösterilir.
Hadislerin yazılışı sırasında rivayet yönünden sahih olanla olmayanı, tashih edilenle edilmeyeni birbirinden ayırmak için de dabbe işareti kullanılabilir. Bu takdirde eksik kalan yeri işaretlemek maksadıyla “hâ”sız “sad” harfi konur. Böylece hadisin sahih olarak nakledilmekle birlikte ibarelerinin arasında bir bozukluk bulunduğuna işaret edilir. Bu işareti koyan kâtip yazdığı ibaredeki bozukluğun farkında olduğunu, ancak doğru şekli kendisine ulaşmadığı için naklettiği metindeki yanlışı aynen aktardığını belirtmiş olur.
Bozuk ibarelerin üzerine dabbe koymanın asıl amacı, her önüne gelenin metne müdahale ederek hadisleri değiştirmesini önlemektir. Ayrıca okuyucunun dikkati çekilerek ona yazılan metnin doğrusunu araştırma imkânı da verilmiş olmaktadır.
BİBLİYOGRAFYA
Kāmus Tercümesi, “ḍbb” md.
Kādî İyâz, el-İlmâʿ (nşr. Seyyid Ahmed Sakr), Kahire 1389/1970, s. 166-169.
İbnü’s-Salâh, ʿUlûmü’l-ḥadîs̱, s. 174-175.
Irâkī, Fetḥu’l-muġīs̱, III, 33-34.
Tecrid Tercemesi, I, 481.
Talât Koçyiğit, Hadis Istılahları, Ankara 1985, s. 431-432.
Mücteba Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, Ankara 1992, s. 383.