https://islamansiklopedisi.org.tr/gedik-pasa-hamami
İstanbul Gedikpaşa’da aynı adla anılan caddenin kenarında bulunmaktadır. Vakfiyesi tesbit edilemeyen yapı, Ekrem Hakkı Ayverdi’ye göre Gedik Ahmed Paşa tarafından Afyonkarahisar’daki külliyeye (bk. GEDİK AHMED PAŞA KÜLLİYESİ) gelir sağlamak üzere inşa ettirilmiş olmalıdır (Osmanlı Mi‘mârîsi III-IV, s. 599). İstanbul Vakıfları Tahrîr Defteri’nden bu hamamın bir vakıf eser olduğu anlaşılmaktaysa da nerenin vakfı olduğu belirtilmemiştir. İnşa tarihini bildiren, fakat günümüze ulaşmayan kitâbesinin metni Tâcîzâde Sâdî Çelebi tarafından Münşeât’ta verilmiştir (s. 59). Burada hamamın adı, yeri ve tarihi, “târîh-i Hamâm-ı Ahmed Paşa der şehr-i Konstantiniyye... hayr be-yed-i Ahmed” ibaresiyle kaydedilmiştir. “Hayr be-yed-i Ahmed” ibaresinin ebcedle karşılığı olan 879 (1474-75) yılı hamamın inşa tarihidir.
Gedik Paşa Hamamı’nın İstanbul’da meydana gelen 1588 ve 1660 yangınları gibi birçok büyük yangından zarar gördüğü bilinmektedir. 1725 yılında hamam civarında başlayan bir yangında Gedik Paşa Mescidi ile birlikte ciddi bir zarar görmüştür. Gedik Paşa Hamamı 1752 yılındaki Sabuncu Han ve 1865’teki Hoca Paşa yangınlarından da etkilenmiştir. Günümüzde de aslî görevini yapmakta olan hamam, erkekler kısmı diğerinden daha büyük ölçüde planlanmış bir çifte hamamdır. İstanbul’un en önemli çarşı hamamlarından biri olan yapının, Neşet Köseoğlu tarafından hazırlanan İstanbul hamamları listesinde adresi yanlış verilmiş, şimdi mevcut olmayan bir başka hamamla karıştırılmıştır.
Hamamın her iki kısmının girişleri aynı yöne bakıyorsa da kadınlar kısmının giriş cephesi diğerinden 10 m. kadar geride bulunmaktadır. Yapının önünden geçen sokağın seviyesi günümüzde yükselmiş olduğundan erkekler kısmının kapısı çukurda kalmıştır. Bundan dolayı ön avluya taş basamaklı merdivenle inilir. Erkekler kısmının kare planlı camekânının üzerini dilimli trompları olan 14,65 m. çapında bir kubbe örter. Sekizgen kasnaklı kubbenin tepesinde bir aydınlık feneri yer alır. Bu bölümün duvarları kubbenin basıncını karşılayabilmek için oldukça kalın cidarlı yapılmıştır. Üç adet pencereden ışık alan camekânın ortasındaki mermer şadırvan havuzdan hiçbir iz kalmamıştır. Ahşap şirvan katına çıkışı, girişe göre sağda arka köşede yer alan taş basamaklı, ahşap korkuluklu bir merdiven sağlamaktadır. Alt katta, üç yanda alçak birer seki üzerinde yan yana küçük soyunma hücreleri bulunmaktadır. Ilıklık girişinin solunda yer alan küçük mekân kahve ocağı ve havlu kafesi olarak kullanılmaktadır. Bunun üzerini örten dilimli kubbeciğe geçişler stalaktitli pandantiflerle sağlanmakta, etek kısmını derin oyulmuş, üzerinde diş sıraları bulunan bir korniş dolanmaktadır. Sağındaki kubbeli mekân sonradan kapatılarak ılıklığa katılmış olup usturalık olarak kullanılmakta ve bir kapıyla helâya açılmaktadır. Üç eyvanlı ılıklığın orta sofasının üzerini, balık pulu şeklinde stalaktitleri olan pandantifli bir kubbe örtmektedir. Kese yeri olarak kullanılan soldaki eyvanın tam karşısında ve onunla aynı ölçülerde olan kapalı bölme halvettir. Ilıklıktan sıcaklığa geçiş yüksek sivri kemerli bir kapıyla sağlanmıştır. Bu bölüm üç eyvanlı ve dört halvetlidir. Sekizgen biçimli mermer göbek taşının bulunduğu orta mekânın üzerini sekizgen kasnaklı, üç sıra stalaktitli pandantifleri olan 6,45 m. çapında bir kubbe, halvetlerin üzerini de kubbeler, eyvanların üzerini ise yanlardan yarım çapraz tonozlarla beslemeli kubbecikler örtmektedir.
Kadınlar kısmının soyunmalık ve sıcaklık bölümleri erkekler kısmının aynıdır. Ilıklık bölümü ise farklı olarak kubbe ile örtülmüş kare planlı bir mekân olup tonoz örtülü dikdörtgen planlı helâya dar bir koridorla bağlanmaktadır. Her iki kısmın hazne ve külhanı hamamın arka cephesinde enlemesine büyük, dikdörtgen planlı bir mekân halindedir.
Soyunmalık ve ılıklık orta sofası döşemesindeki yeşil-kırmızı porfir ve mermer parçalarından yapılmış bordürler, göbek taşında iç içe geçmiş gri ve kırmızı dikdörtgen bordürlerle kurnaların bir kısmındaki zarif taş süslemeler dekoratif özellik arzetmektedir. Glück, eski yapılardan devşirilerek eyvanlardan birinde kullanılan, alçak kabartmalı işlenmiş Bizans işi bitkisel motifli bir kornişten bahsetmekteyse de (Probleme des Wölbungsbaues I, s. 102, şekil 60) bu parça yok olmuştur.
Yapı düzgün kesme taş, moloz taş ve harçla inşa edilmiş, soğukluk kubbelerinin üzeri kiremitle örtülmüştür. Diğer bölümlerin kubbeleri ise taştır.
BİBLİYOGRAFYA
Tâcîzâde Sâdî Çelebi, Münşeât (nşr. Necati Lugal – Adnan Sadık Erzi), İstanbul 1956, s. 59.
Evliya Çelebi, Seyahatnâme, I, 331.
H. Glück, Probleme des Wölbungsbaues I: Die Bäder Konstantinopels, Wien 1921, s. 100-102, şekil 57-60.
K. Ahmet Aru, Türk Hamamları Etüdü, İstanbul 1949, s. 65-66, rs. 49-52.
Ayverdi, Fâtih Devri Mi‘mârîsi, s. 386-388, rs. 407-410.
a.mlf., Osmanlı Mi‘mârîsi III-IV, s. 599-601, rs. 904-905.
W. Müller-Wiener, Bildlexikon zur Topographie Istanbuls, Tübingen 1977, s. 328, rs. 375-376.
M. Nermi Haskan, İstanbul Hamamları, İstanbul 1995, s. 150-152.
Neşet Köseoğlu, “İstanbul Hamamları”, TTOK Belleteni, sy. 128 (1952), s. 5.
Semavi Eyice, “İznik’de ‘Büyük Hamam’ ve Osmanlı Devri Hamamları Hakkında Bir Deneme”, TD, sy. 15 (1960), s. 99-120.
Mustafa Cezar, “Osmanlı Devrinde İstanbul Yapılarında Tahribat Yapan Yangınlar ve Tabii Afetler”, Türk San‘atı Tarihi Araştırma ve İncelemeleri, İstanbul 1963, I, 334, 336-337, 352, 359, 375.
Erdem Yücel, “Gedikpaşa Hamamı”, İst.A, XI, 6073-6076.
“Gedikpaşa Hamamı”, DBİst.A, VIII, 165.