https://islamansiklopedisi.org.tr/has-bey
Asıl adı Bey Arslan olup XII. yüzyılın birinci yarısında Türkistan’dan Azerbaycan’a gelen Oğuz beylerinin ileri gelenlerinden Belengerî’nin oğludur. Sultan Mes‘ûd b. Muhammed Tapar (1134-1152) Erdebil yöresinden geçerken karşılaştığı Bey Arslan’ı beğenmiş ve hizmetine almıştı. Hükümdar ve beylerin büyük ilgi gösterdiği çevgân oyununda maharet sahibi olan Bey Arslan, sultana en yakın beyler arasında yer almış ve bundan dolayı kendisine Has Bey denilmiştir.
Emîr-i hâcib Abdurrahman b. Togayürek’in, Rey valisi Emîr Abbas’ın yardımı ile nâibi Cemâl el-Câcermî’yi Sultan Mesud’a vezir yapma girişimi, Arrân Valisi Emîr Çavlı Candar ile Has Bey’in muhalefeti üzerine sonuçsuz kalmıştı (1141). 1145 yılında Rey Valisi Abbas ile Fars Valisi Boz-aba (Boz-apa), bazı Selçuklu melikleriyle birlikte bağlılıklarını arzetmek için huzuruna geleceklerini Sultan Mesud’a bildirdiler. Ancak asıl amaçları onu tahttan indirmekti. İki emîrinin maksadını anlayan Sultan Mesud, emîr-i hâcib Abdurrahman ve Has Bey ile birlikte Bağdat’a gitmek zorunda kalmıştı.
Ertesi yıl Emîr Çavlı ile “devletin direkleri” denilen mîrâhur ve İsfahan Valisi Sa‘düddevle Yarınkuş’un ölümü üzerine emîr-i hâcib Abdurrahman b. Togayürek, hem Has Bey’in yükselişini önlemek hem de sultandan emin olmak için görünüşte sultana itaat ettirdiği Fars Valisi Boz-aba ve Rey Valisi Abbas ile anlaşıp Sultan Mesud’a karşı üçlü bir ittifak oluşturdu. Emîr Tatar da bu ittifaka dahil edildi. Sultan Mesud ise tahtını korumak için nasıl isterlerse öyle hareket edeceğine yemin ederek onları yatıştırdı. Abdurrahman b. Togayürek Arrân valisi oldu. Boz-aba’nın nâibi vezir yapıldı. İçlerinden biri de sultandan emin olmak için askerleriyle birlikte onun hizmetinde bulunacaktı. Has Bey’in sultanın yanından uzaklaştırılıp emîr olarak Abdurrahman’ın hizmetinde bulunmasına karar verildi. Abdurrahman, Arrân ve Azerbaycan’daki bazı yerlerin valisi sıfatıyla Gürcüler’e karşı yapılacak sefer için Arrân’a giderken Has Bey’i de yanında götürdü (1147). Sultan da aynı yılın sonbaharında Rey Valisi Abbas ile Bağdat’a gitti. Sultan Mesud, Has Bey’e Arrân’a giderken bir fırsatını bulup Abdurrahman’ı öldürmesini söyledi; Has Bey de Gence önünde Abdurrahman’ı öldürdü (Mart 1147). Bunu haber alan Sultan Mesud, emîrlerinden Irak’ta bulunan Alp Kuş Kûnehar ile Tatar’ı yanına getirtip Emîr Abbas’ı öldürttü (Nisan 1147). Boz-aba’ya da bir mektup yazarak kendisine itaat ettiği takdirde yerinde bırakılacağını bildirdi. Ancak Boz-aba askerini toplayıp Hemedan üzerine yürüdü. Yanında eskisi gibi Selçuklu melikleri vardı. Bu sırada Bağdat’tan Hemedan’a dönen sultan ordusuyla birlikte gelmesi için Has Bey’e haber gönderdi. Has Bey, Abdurrahman’ı ortadan kaldırıp uç bölgesi Arrân’ın idaresini kendine bağladıktan sonra Erdebil’i de Ak Arslan’ın elinden kolayca almış, ancak Aksungur’un oğlu tarafından şiddetle müdafaa edilen Merâga önünde beklemek zorunda kalmıştı. Acele olarak yetişmesi için sultandan haber alınca Aksungur’un oğlu ile bir anlaşma yapıp Hemedan’a hareket etti ve Boz-aba’nın yaklaşmasından önce şehre ulaştı. İki ordu Hemedan’a bir konak uzaklıktaki Karategin çayırında karşılaştı. Yapılan savaşta sultanın ordusunun sağ ve sol kolları bozguna uğrayıp Hemedan’a doğru kaçmaya başladıysa da sultan ve Has Bey’in başında bulunduğu merkezdeki kuvvetler savaşa devam etti ve Boz-aba yakalanıp Has Bey tarafından öldürüldü.
Savaşın kazanılmasında önemli rol oynayan Has Bey’e emîr-i hâciblik verilerek en yüksek mevkiye çıkarıldığı gibi atabeg unvanı da tevcih edildi. Ancak birçok emîr Has Bey’e gösterilen bu teveccühü kıskandı. Selçuklu hânedanının memlükleri olan bu emîrler, Has Bey’in eski aleyhtarlarından Hâcib Tatar’ın hapsedilip öldürülmesi üzerine Sultan Mesud’un hizmetinden ayrılarak Bağdat’a gittiler. Maksatları, sultanı Abbâsî halifesinin hizmetine girmekle tehdit edip isteklerini kabul ettirmekti. Kendilerine kötü davranan bu emîrlerle Bağdat halkı arasında bazı çarpışmalar oldu; halktan birçok kişi öldü. Bir süre sonra Sultan Mesud emîrleri bağışladı ve dirliklerini geri verdi.
Has Bey’in tecrübeli emîrlerin başına geçirilmesinden dolayı ortaya çıkan hoşnutsuzluğa, Mesud’un amcası ve metbûu Büyük Selçuklu Sultanı Sencer ilgisiz kalmadı. Bazı kaynaklara göre Mesud’a Has Bey’i uzaklaştırmasını, bunu yapmadığı takdirde tahtını elinden alacağını bildirdi. Sencer’in 1148 yılının sonlarında Rey’e gelmesi muhtemelen bu meseleyle ilgilidir. Sultan Sencer’in Rey’e geldiğini Bağdat’a giderken Esedâbâd’da haber alan Mesud, Has Bey ile vezirini ve maiyetini orada bırakıp Sencer’in huzuruna çıkmak için hareket etti. Mesud’u çok iyi karşılayan Sencer, hakkında bilgi edindiği Has Bey’in meziyetlerine hayran kalarak yeğenine onun daha fazlasına lâyık olduğunu söyledi. Sultan Mesud’un Has Bey’e gösterdiği teveccüh artarak devam etmiş, onun 1150 yılında yakalandığı bir hastalıktan kurtulması üzerine “mükûs” denilen ve halka ağır gelen gayri şer‘î vergiyi kaldırmıştır.
Sultan Mesud’un vefatı üzerine (Receb 547 / Ekim 1152), oğulları daha önce öldüğünden kardeşi Mahmud’un oğlu Melikşah, Has Bey ve diğer beyler tarafından Selçuklu tahtına oturtuldu. Sultan Mesud’un ölümünü fırsat bilen Halife Muktefî-Liemrillâh Bağdat’ta sultan ve beylerin konaklarına el koydurdu; ayrıca Vâsıt, Hille ve Kûfe’deki Selçuklu valilerini uzaklaştırarak buraları kendi idaresine aldı. Melikşah ise devlet işlerini Has Bey’e bırakarak eğlence ile vakit geçirmeye başladı. Melikşah ile devleti idare edemeyeceğini anlayan Has Bey onun yerine Melik Muhammed’i tahta geçirmeyi düşündü. Emîrlerin de bu görüşe katılması üzerine Melikşah’ı Hemedan Kalesi’nde hapsettirdikten sonra (Ocak 1153) bir vezirle bir emîri Hûzistan’da bulunan Melik Muhammed’e gönderdi. Ancak bunlar Has Bey’e ihanet ederek Muhammed’e Has Bey’i kötüleyip onu öldürmeden rahat şekilde hükümdarlık yapamayacağını ve ortadan kaldırılmasına herkesin sevineceğini söylediler. Bu durumdan haberdar olmayan Has Bey, Kaymaz oğlu İl Kavşut vasıtasıyla Melik Muhammed’i sultan ilân etmek üzere Hemedan’a davet etti. Muhammed Hemedan’a gelince kendisine çok değerli hediyeler sundu. Fakat Muhammed, gelişinin üçüncü günü tahtın devri hususunu konuşmak için Has Bey’i huzuruna çağırdı ve Has Bey ile birlikte Emîr Zengî Candar’ın boyunlarını vurdurdu. Has Bey’in askerleri Muhammed’in köşküne yürüdülerse de Has Bey ile Zengî Candar’ın kesik başları ile karşılaşınca dağıldılar. Has Bey’in çok zengin hazinesi Sultan Muhammed ve adamlarının eline geçti.
Samimiyeti, saflığı ve kıskançlığın kurbanı olan Has Bey’in başı Merâga hâkimi Nusretüddin ile Arrân Valisi Şemseddin İldeniz’e gönderildi. Olaya büyük tepki gösteren Nusretüddin ile Şemseddin, Zencan Valisi Bâzdâr ve Yarınkuş oğlu Alp Argu ile birleşerek Hemedan’a yürüyünce Sultan Muhammed İsfahan’a kaçmak zorunda kaldı. Emîrler onun yerine amcası Süleyman’ı Selçuklu tahtına geçirdiler.
BİBLİYOGRAFYA
İbn Hamdûn, Teẕkire, TSMK, III. Ahmed, nr. 2948, vr. 180b, 182a, 183a.
İbnü’l-Ezrak el-Fârikī, Târîḫu Meyyâfâriḳīn, British Museum, Or., nr. 5803, vr. 183b.
İbnü’l-Cevzî, el-Muntaẓam, X, 124, 131, 135, 138, 143, 147, 148, 153-154.
Râvendî, Râhatü’s-sudûr (Ateş), I, 215, 224, 225, 228, 232-237; II, 241, 244-245, 249-251, 270.
Aḫbârü’d-devleti’s-Selcûḳıyye, s. 114-115, 118-121, 126-127; a.e. (Lugal), s. 79, 80, 82-83, 85, 89.
İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, bk. İndeks.
Bündârî, Zübdetü’n-Nusra (Burslan), s. 176, 181, 182, 193, 196, 198-204, 206, 208-209.
Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî, Câmiʿu’t-tevârîḫ (nşr. Ahmed Ateş), Ankara 1960, s. 120-121, 123, 127, 128, 130-137, 139, 159.
Faruk Sümer, “Mes’ûd”, İA, VIII, 135-141.
a.mlf., “Khāṣṣ Beg”, EI2 (İng.), IV, 1097.