https://islamansiklopedisi.org.tr/hasan-habenneke-el-meydani
1327 (1909) yılı dolaylarında Dımaşk’ta doğdu. Babasının adı Merzûk’tur. Aileden gelen Habenneke lakabı yanında doğup büyüdüğü Meydan mahallesinden dolayı Meydânî nisbesiyle de anılır; daha sonra ailesi de bu nisbe ile tanındı. Hasan Habenneke, ilkokulu bitirdikten sonra Tâlib Heykel ve Abdülkādir el-Eşheb’den gramer ve fıkıh dersleri aldı. Daha sonra Mahmûd el-Attâr, Emîn Süveyd, Ahmed el-Attâr, Abdülkādir el-İskenderânî, Saîd Bidlîs, Atâ el-Kesem ve Muhammed Bedreddin el-Hasenî’den fıkıh ve usûl-i fıkıh, kelâm, mantık, felsefe, gramer, belâgat ve edebiyat okudu; öğrenimi sırasında hoca kalfalığı da yaptı. Dımaşk’ın önde gelen âlimlerinden Ali ed-Dakr ile tanıştı ve onun kurmuş olduğu el-Cem‘iyyetü’l-garrâ adlı özel eğitim kuruluşunda görev aldı. Bu cemiyette çalıştığı süre içinde, aralarında Suriye’deki İslâmî hareketin önderlerinden Abdülkerîm er-Rifâî, ünlü eğitimci Abdurrahman et-Tayyibî ez-Zu‘bî, bilhassa siyer ve tarih alanlarındaki yetişmişliğiyle tanınan Nâyif Abbas, Harran bölgesinde ilmiyle şöhret kazanan Abdülazîz Ebû Zeyd, Şâfiî fıkhının üstadı olarak bilinen Ahmed el-Basravî, ünlü hatip Abdürraûf Ebû Tavk, Arap dili ve edebiyatı uzmanı Abdülganî ed-Dakr’ın da bulunduğu birçok ilim adamı yetiştirdi.
el-Cem‘iyyetü’l-garrâ’dan ayrıldıktan sonra da aynı yöndeki faaliyetlerini sürdüren Hasan Habenneke, geleneksel ilimlerdeki dirayeti yanında uyguladığı başarılı öğretim metotları sayesinde ders halkalarını âdeta bir cazibe merkezi haline getirmiş, Suriyeli gençlerin yanında başka ülkelerden gelen gençlere de bir yandan ders verirken bir yandan da onların geçimini sağlamaya çalışmıştır. İçlerinde kardeşi Sâdık Habenneke, daha sonra babasının ders halkalarını devam ettiren ve halen Suudi Arabistan Ümmü’l-Kurâ Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan oğlu Abdurrahman Habenneke, Suriye’nin şeyhülkurrâsı Hüseyin Hattâb, üçü de âlim ve eğitimci olan Muhammed el-Ferrâ, Muhammed Hayr el-Ulbî ve Mustafa et-Türkmânî, Dımaşk Üniversitesi Şeriat Fakültesi ile Suudi Arabistan’daki çeşitli fakültelerde uzun yıllar öğretim üyeliği yapmış olan Mustafa el-Han, öğretim faaliyetleri yanında Arap Birliği’nin çeşitli kademelerinde çalışan Mahmûd el-Mardînî, Hüseyin Hattâb’ın vefatından sonra Suriye şeyhülkurrâlığı unvanını alan Muhammed Kerîm Râcih, tanınmış yazar M. Saîd Ramazan el-Bûtî, Suudi Arabistan’da İmam Muhammed b. Suûd Üniversitesi’nde pedagoji öğretim üyeliği yapan Mikdad Yalçın, Hasan Habenneke’nin ders halkalarından yetişmiş simalardan bazılarıdır.
Hasan Habenneke, ayrıca okullar açıp bunları finanse eden hayır cemiyetleri kurmak suretiyle geleneksel ilimlerin yaşatılması ve geliştirilmesi için çalıştı. Erkek öğrenciler için kurduğu İslâmî İrşad Enstitüsü’nde Arapça ve dinî ilimlerin yanında bazı modern bilimler de öğretilmekteydi. Öğrencilerin bütün masraflarının karşılandığı bu enstitüde 1949 yılından itibaren çok sayıda Türk öğrenci de okudu. Habenneke kızlar için de aynı mahiyette bir enstitü kurdu; müderrislik ve hatipliğini yürüttüğü Mercek Camii’ne bağlı olarak İslâmî İrşad Enstitüsü’nü de hizmete soktu.
Habenneke, yoksullara hizmet vermek üzere Hayırlı Faaliyetler Ailesi adıyla bir dernek kurmuş, sağladığı maddî kaynaklar sayesinde bu tür derneklerin sayısını çoğaltmıştır. Ayrıca cami ve mescidler inşa ettirmiş olup bunların sonuncusu Meydan mahallesinin batı kısmındaki Hasan Camii’dir. Bütün bunların yanında onun evi de çeşitli ihtilâfların çözüme bağlandığı bir sosyal kurum işlevi görmekteydi.
Devrinin ilim çevreleriyle de yakın ilişkiler kuran Hasan Habenneke Suriye Âlimler Birliği’nin önce genel sekreterliğini, ardından başkan yardımcılığını yürüttü. Bu birliğin dağılmasından sonra ilim adamları arasındaki ilişkileri şahsî gayretleriyle devam ettirmeye çalıştı. Daha sonra Râbıtatü’l-âlemi’l-İslâmî’ye üye seçildi.
1926’da Suriye halkının Fransız işgaline karşı başlattığı bağımsızlık mücadelesine etkin şekilde katılan Meydânî, Fransızlar’ın ülkede uygulamaya kalkıştıkları medenî hukuku reddederek Suriye halkının dinî-millî gerçeklerine uygun yeni bir taslak hazırladı. Fransızlar, sosyal bir direniş hareketinin başlamasından kaygı duyarak bu teşebbüslerinden vazgeçtiler. Habenneke, Baas yönetiminin takip ettiği rejimin İslâmî esaslarla bağdaşmayan bir diktatörlük olduğunu savundu; böylece Suriye yönetimiyle Meydânî ailesi arasında bugüne kadar devam eden bir sürtüşme başladı. Yönetim, 1967 Arap-İsrail savaşının patlak vermesi sırasında Hasan Habenneke’yi hapse atarak mallarına el koydu.
Geleneksel ilimlerde dirayetli bir âlim olmasına rağmen faaliyetlerinin yoğunluğu sebebiyle eser yazmaya imkân bulamayan Hasan Habenneke, 14 Zilkade 1398 (16 Ekim 1978) tarihinde Râbıtatü’l-âlemi’l-İslâmî’nin toplantısına katılmaya hazırlandığı bir sırada vefat etti. Çok kalabalık bir cemaatin katıldığı Emeviyye Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Hasan Camii civarına defnedildi.