https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-yais-salomon
Tavira’da (Portekiz) yaşayan Mendes adındaki bir Marrano (baskı sonucu Hıristiyanlığa giren yahudi) ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi ve kendisine Alvaro ismi verildi. İbn Yaîş adına XII. yüzyıl İspanya’sında rastlanmakta ve bu isimde birçok ailenin mevcut olduğu bilinmektedir. Bunlardan bazıları satış kontratlarında şahit, bazıları da mülk sahibi olarak görünmektedir. Batı kaynaklarında adına Shelomoh Even Yaesh, Sa/ol(l)omo(n) Abenas (Abenjaex, Abenaish, Abenyaish) gibi şekillerde rastlanan Alvaro Mendes çocukluğunda bir kuyumcunun yanında çalıştı ve kıymetli taşlar hakkında bilgi edinince 1545’te ailesi tarafından iş münasebetlerinin bulunduğu Hindistan’a gönderildi. Hindistan’da elmas madeni işleterek genç yaşta büyük servet sahibi oldu ve on yıl sonra geri geldi. Portekiz’e dönüşünde Kral III. João’nun (Jean) güvenini kazandı ve Santiago tarikatı şövalyeliği unvanı ile ödüllendirildi. Kralın ölümünün ardından yedi yıl Madrid’de, beş yıl Floransa’da kaldı ve 1569’da Paris’e yerleşti. Paris’te oturduğu on altı yıl içerisinde Avrupa’nın çeşitli şehirlerini dolaştı. Serveti, politik kabiliyeti ve özellikle Portekiz’e olan bağlılığı onu İspanya karşıtı devletlerin yetkilileriyle ilişki kurmaya yöneltti. İngiltere Kraliçesi Elizabeth siyasî kabiliyetini beğeniyor, Fransa Kralı III. Henri ve iktidarda söz sahibi olan annesi Catherine de Medicis sürekli biçimde onunla istişare ediyordu. Alvaro Mendes, Portekiz krallık hânedanının son temsilcisi Kardinal Henrique’in 1580’de ölümü üzerine tahtta hak iddia eden Crato Prensi Don Antonio ile, hânedanla akrabalığı bulunan İspanya Kralı II. Felipe arasında başlayan iktidar mücadelesinde Don Antonio’nun tarafını tuttu; yenilince de onun himayesini üstlendi ve Fransa kralı ile temasını sağladı. Don Antonio, Kraliçe Elizabeth’ten yardım istemek için İngiltere’ye gittiğinde de baş danışmanı, Alvaro Mendes’in kayınbiraderi hekim Rodrigo Lopez idi. Lopez daha sonra kraliçenin özel doktorluğuna getirilmiş ve Mendes’in İngiliz hükümetiyle olan siyasî ilişkilerinde büyük rol oynamıştır.
1585’te Selânik’e giden Alvaro Mendes, burada atalarının dini Yahudiliğe dönerek Salomon Abenas adını aldı; daha sonra da İstanbul’a yerleşti. Kendisi henüz Selânik’te iken onun kralla olan yakın ilişkisini bilmeyen İstanbul’daki Fransız sefiri M. Berthier Paris’e gönderdiği 14 Mayıs 1585 tarihli raporunda, Alvaro Mendes adlı bir Portekizli’nin Selânik’e gelerek orada ailesiyle birlikte Yahudiliğe döndüğünü, İstanbul’a geçip oraya yerleşmek istediğini ve özel bir izin belgesi taşıdığını bildirmektedir (Galante, s. 26). Alvaro Mendes diplomatik çevrelerde genellikle bu adla, bu çevrelerin dışında ise Don Salomon Aben Yaeş adıyla tanındı. İstanbul’da kısa sürede zenginliği, tecrübesi ve siyasî ilişkileriyle sarayın dikkatini çekti; önce III. Murad’ın, daha sonra da III. Mehmed’in güvenini kazandı. Gümrük gelirleri kendisine kiralandığı gibi Sultan Murad tarafından ona Midilli düklüğü ve ayrıca has olarak da Filistin’deki Taberiye şehriyle çevresindeki köyler verildi. Salomon, İstanbul’da İspanya-Portekiz Kralı II. Felipe’ye karşı bir İngiliz-Osmanlı ittifakı oluşturulması için çalıştı ve bu amaçla bütün Avrupa’ya yayılmış bir haber alma ağı kurdu; ayrıca İngiltere’deki Marrano grubuyla temas sağladı. Sonuçta bu hedefine ulaşamadıysa da iki devlet arasında iyi ilişkilerin kurulmasına katkıda bulundu (bu konuda onun çeşitli devletler nezdinde yaptığı girişim ve yazışmalar için bk. a.g.e., s. 33-37). 1587’de İngiliz esirlerinin iadesinde oynadığı rol sebebiyle İngiltere’nin İstanbul elçisi Edward Barton, hükümetinden Salomon’un ödüllendirilmesini istedi. Fakat daha sonra araları açıldı ve bu defa da aleyhinde bir kampanya başlatarak onu padişahın gözünden düşürmeye çalıştı. Buna karşılık Kraliçe Elizabeth, III. Murad’a yazdığı Mart 1592 tarihli bir mektupla Salomon’u destekledi. Salomon, 1593’te Londra’ya Juda Serfatim adlı bir adamını yollayarak Osmanlılar’la Avusturya arasında çıkacak bir savaşta İngiltere’nin tarafsız kalması için çalıştı ve bunda da başarı sağladı; papalık dahil hemen bütün Avrupa devletlerinin asker gönderdiği Haçova Meydan Savaşı’na (26 Ekim 1596) İngilizler katılmadı. Salomon’un bu gibi siyasî faaliyetleri dönemin Avrupa diplomasisinin de dikkatini çekmiş ve çeşitli devletler arasında onunla ilgili birçok yazışma yapılmıştır.
İstanbul’da ölen Salomon Abenas, siyasetle meşgul olurken yakınları vasıtasıyla özel işlerini de yürütmüştür. Yeğeni Yakob’un yönetimine bıraktığı gümrükler yüklü miktarda gelir getiriyordu. Kendisine verilen Taberiye hasında ise oğlu Yakob Abenas (Francisco Mendes) oturuyor ve köylerle arazilerini yönetiyordu (İspanya ve Portekiz asıllı olup İbn Yaîş lakabıyla anılan diğer bazı şahsiyetler için bk. EJd., XVI, 704; EI2 [İng.], III, 967-968).
BİBLİYOGRAFYA
F. C. Burgos – C. C. Parrondo, Las Juderías medievales en la Provincia de Guadalajara, Madrid 1975, s. 117.
P. León Tello, Los Judíos de Toledo, Madrid 1979, bk. İndeks (Yaex / Yaich).
M. Sevilla Sharon, İsrail Ulusunun Tarihi, Yeruşalayim 1981, s. 171-172.
A. S. Badillos – J. T. Borrás, Diccionario de autores Judíos (Sefarad, Siglos X-XV), Córdoba 1988, s. 99.
Avram Galante, “Don Salomon Aben Yaeche”, Histoire des juifs de Turquie, Istanbul 1936, IX, 19-40.
M. Kayserling, “Yaʿish, David b. Abraham Ibn”, JE, XII, 584.
Cecil Roth, “Abenaes, Solomon”, EJd., II, 63-64.
H. Jacob Zimmels, “Yaʾish, Baruch Ben Isaac Ibn”, a.e., XVI, 704.
E. Birnbaum, “Ibn Yaʿis̲h̲”, EI2 (İng.), III, 967-968.