KARAHİSAR - TDV İslâm Ansiklopedisi

KARAHİSAR

Müellif: METİN TUNCEL
KARAHİSAR
Müellif: METİN TUNCEL
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2001
Erişim Tarihi: 22.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/karahisar
METİN TUNCEL, "KARAHİSAR", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/karahisar (22.11.2024).
Kopyalama metni

Ülkemizde ikisi Trakya’da -biri Karahisarlı şeklinde olmak üzere- otuzdan fazla yerde Karahisar adına rastlanmaktadır. Genellikle ulaşılması güç yerlerde kurulmuş hisarlarla (kale) bunların yanı başındaki yerleşme yerlerine Karahisar adı verilmiştir. Hisar kelimesinin başına eklenen kara sıfatı, genellikle üzerinde hisar bulunan yükseltinin sert bazalt ya da trakit lavlarından oluşmuş koyu renkli bir görünümde olmasıyla ilgilidir. Ülkemizde Karahisarlar’ın birbirine karışmaması için çoğunun başına birer tanımlayıcı kelime ilâve edilmiştir. Bu isim bazan söz konusu Karahisar’ın hangi yörede bulunduğunu ifade eder: Vankarahisarı, Tekekarahisarı, Develikarahisarı gibi. Bazan Şarkîkarahisar örneğinde olduğu gibi yön ifade eder. Bazan da yerleşmenin veya çevresinin önemli bir ürününü hatırlatır (Afyonkarahisar ve Şarkîkarahisar’ın başka bir adı olan Şebinkarahisar örneklerinde afyon ve şap ürünlerini anımsatması gibi). Bir kısım Karahisar isminin ise başına değil sonuna başka bir kelime eklenerek yer ismi oluşturulmuştur. Ankara’nın Nallıhan ilçesi sınırları içinde bulunan Karahisarkozlu ve Karahisargölcük ile Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesine bağlı Karahisartatlısı köyleri gibi. Bazan da Karacahisar ve Karahisarlı gibi az farklı yerleşme isimlerine rastlanmaktadır. Türkiye’deki Karahisarlar’ın en tanınmış olanları Afyonkarahisar ile Şebinkarahisar’dır.

Develikarahisar (günümüzdeki adı Yeşilhisar). Erciyes dağının güneyindeki Develi ovasının (Develikarahisar ovası) batı kenarındaki bir tepenin yamacında deniz seviyesinden 1150 m. yükseklikte kurulmuştur. Kayseri’yi Niğde’ye bağlayan karayolu ve demiryolu buradan geçer. Bugünkü yerleşmenin 4 km. kadar güneybatısındaki Kaleköy yakınında bulunan ve İlkçağ’a ait harabeleri görülen (Zengibar Kalesi) Nora veya Cybystra antik şehirlerin mirasçısı olan Karahisar, Selçuklular’dan sonra Eretnaoğulları’nın hâkimiyetinde kalmış, bir süre Kadı Burhâneddin Devleti’nin, ardından Karamanoğulları Beyliği’nin idaresi altına girmiştir. 1391’de Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katıldıysa da burada kesin bir hâkimiyet kurulamadı. Osmanlılar, Karamanoğulları ve Kadı Burhâneddin Devleti sınırları yakınında bulunduğundan sık sık bu üç devlet arasında el değiştirdi. 1474’te Fâtih Sultan Mehmed’in Karaman Beyliği’ne son vermesi üzerine kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmış oldu. Bu dönemlerde Develikarahisar olarak tanınan kasaba aynı ovanın doğusunda bulunan Develi kasabası ile karıştırılmış, birine ait bilgilerin diğerine ait gibi gösterilmesi yakın zamanlara kadar sürmüştür. Develikarahisar, Osmanlı yönetiminin ilk dönemlerinde Karaman eyaletinin Niğde sancağına bağlı bir kaza merkeziydi. 1530’da burası dört mahalleden oluşan (Yukarı mahalle, Orta mahalle veya Cami, Kadı Mescidi mahallesi ve Şâmî Mescidi mahallesi), 118 hâne (yaklaşık 550 kişi) nüfusu bulunan küçük bir kasabaydı (387 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Karaman ve Rum Defteri, I, 184). Kalesinde ise altmış iki muhafız görev yapıyordu. XIX. yüzyılın ikinci yarısında eyalet sisteminden vilâyet sistemine geçilince burası Ankara vilâyetinin Kayseri livâsı içinde yer aldı. XIX. yüzyılda Karahisar birkaç yüz evden müteşekkil bir köy olarak tasvir edilmiştir. Bu yerleşmenin gelişme gösterememesinde, Erciyes dağı eteklerinden Karahisar yakınlarına kadar uzanan ve Sultan sazlığı adı verilen geniş bataklıkların da rolü vardır. Gerileme devam edince kaza merkezi de Erciyes’in güney eteklerindeki Everek’e (bugünkü Develi) nakledildi. Develikarahisar, Kayseri sancağının merkez kazasına bağlı bir nahiye merkezi durumuna geldi. Daha sonra da Kayseri sancağının İncesu kazası sınırları içinde nahiye merkezi durumunu sürdürdü. Bu dönemlerde artık sadece Karahisar olarak adlandırıldı. Cumhuriyet döneminin başlarında da Kayseri ilinin İncesu kazasına bağlı bucak merkezi olan Karahisar’ın adı, çevresinin meyve (özellikle elma, ikinci sırada kayısı) bahçeleriyle çevrili olması sebebiyle Yeşilhisar’a dönüştürüldü ve 1948 yılında çıkarılan 5071 tarihli kanunla bir ilçe merkezi durumuna getirildi. Nüfusu bucak merkezi olduğu yıllarda 5000’i bulmazken (1940’ta 4763) ilçe merkezi olduktan sonra 5000’i aştı (1950’de 5812 nüfus) ve ilk defa 1975’te 10.000’i geçti (10.409). 1985’te 13.711’e çıktıktan sonra bir düşüş göstererek 1990’da 11.904’e ve 1997’de 10.000’in de altına inerek 9549’a geriledi.

İscekarahisar (günümüzdeki adı İscehisar). Afyonkarahisar şehrinin yaklaşık 22 km. kuzeydoğusunda bulunur. İzmir’i Afyon üzerinden Ankara’ya bağlayan önemli karayolu İscehisar’ın yakınından geçer. Deniz seviyesinden 1115 m. yükseklikte bulunan bu yerleşmenin adı bazı kaynaklarda Eskikarahisar olarak da geçer (Hamilton ve Charles Texier’de olduğu gibi). Eskiçağ’da Anadolu’nun önemli mermer ocaklarının bulunduğu Dokimion şehrinin yerini alan İscehisar’ın mermerleri çeşitli yerlere gönderiliyordu. Daha sonra işletilmeyen bu ocaklar, XX. yüzyılın hemen başlarında bazı Avrupalı müteşebbisler tarafından yeniden bir süre işletmeye açıldı. Cumhuriyet’in başlarında Afyon’un merkez ilçesi sınırları içinde bir nahiye merkezi durumunda olan İscehisar’ın nüfusu 1955 yılında 3000’i geçiyordu (3293). 1975’te 5000’i geçti (5398). 1987’de aynı adla kurulan bir ilçenin merkezi oldu. 1990 yılında 10.000’i aşan nüfusu (10.071) 1997’de gerileyerek 9633’e düştü.

Vankarahisarı. 1990 yılına kadar Van ilinin Özalp ilçesine bağlı olan köy (1950’de 160, 1975’te 503, 1985’te 828 nüfus) bu tarihte yeni kurulan Saray ilçesi sınırları içinde kaldı. 1990’da 948’e yükselen nüfusu 1997’de 969’u buldu. Van’ı Kotur’a bağlayan tarihî yolun epeyce uzağında kalmasına rağmen Evliya Çelebi Van’dan Kotur’a giderken buraya uğradığını söylemektedir.

Eskişehir İli Sınırları İçindeki Karahisarlar. Hamamkarahisarı, Eskişehir ili sınırları içinde Sivrihisar ilçesine bağlı köy. Sivrihisar’ın 17 km. doğusunda bulunan bu köy, yeni haritalarda ve nüfus istatistiklerinde Hamamkarahisar olarak geçmektedir. 1950’da 443 nüfuslu olan köy, 1990’da Sivrihisar’dan ayrılarak ilçe olan Günyüzü’nün sınırları içinde kaldı (1990’da 627 nüfus). Daha sonra yeniden Sivrihisar’a bağlandı (1997’de 592 nüfus). Eskişehir ilindeki bir başka Karahisar da eski kaynaklarda Karacahisar ya da Karacaşehir olarak geçen yerdir. Osmanlı kaynaklarında Osmanlılar’ın ilk yerleştikleri bir yer olarak geçen ve 1288’de Osman Bey tarafından alındığı belirtilen Karacahisar, XV. yüzyılın ikinci yarısında Sultanönü sancağının sınırları içinde bulunuyordu. XVII. yüzyılda Eskişehir’e bağlı bir nahiyenin merkeziydi. Günümüzde Eskişehir’in 13 km. kadar güneybatısında bulunan ve Karacaşehir adı verilen bir köy durumundadır (1975’te 528, 1997’de 340 nüfus).

Ankara İlindeki Karahisarlar. Ankara’nın Nallıhan ilçesi sınırları içinde Karahisar ismi taşıyan birkaç köye rastlanmaktadır. Bunlar Nallıhan ilçe merkeziyle Sarıyar baraj gölü arasında yer alan Karahisar (1975’te 118, 1997’de 45 nüfus), Karahisargölcük (1975’te 151, 1997’de 78 nüfus) ve Karahisarkozlu (1975’te 67, 1997’de 26 nüfus) gibi nüfusları sürekli azalan köylerdir. 1530 tarihli kayıtlarda adına rastlanan Karahisarınallı, Beypazarı kazasına bağlı nahiye olup sınırları içinde nahiye ile aynı adı taşıyan küçük bir kasaba mevcuttu. Burası on dokuz hâneden ibaret olup nahiyenin merkezi durumundaydı (166 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri, s. 108).

Sivas İlindeki Karahisarlar. Sivas’ın Ulaş ilçesine bağlı biri belde (Yenikarahisar 1997’de 1807 nüfus), diğeri köy durumunda (Eskikarahisar 1997’de 620 nüfus) iki yerleşme bulunur. Kiepert haritasının 1915 tarihli Sivas paftasında da aynı isimlerle geçen köyler, 1946 tarihli 1/500.000 ölçekli Türkiye haritasının Sivas paftasında Karahisarıcedid ve Karahisarıatik şeklinde yer almaktadır. Halk Eskikaraşar ve Yenikaraşar isimlerini de kullanmaktadır. Aynı ilin sınırları içinde Gürün ilçesine bağlı ve ilçe merkezinin 7 km. güneybatısında bulunan Karahisar köyü sürekli nüfus kaybına uğrayan bir yerleşmedir (1975’te 308, 1990’da 150, 1997’de 57 nüfus). Sivas ili sınırları içinde ayrıca iki Karacahisar ismine rastlanmaktadır ki bunlardan biri İmranlı ilçesine bağlı Karacahisar (1997’de 39 nüfus), diğeri Zara ilçesine bağlı aynı isimli yerleşmedir (1997’de 255 nüfus).

Çorum İlindeki Karahisarlar. Kiepert haritasında Alacahöyük’ün biraz kuzeyinde biri köy, diğeri harabe olarak birbirine yakın iki Karahisar ismi görülmekteyse de günümüzde sadece Çorum’un merkez ilçesi sınırları içinde olan (1997’de 721 nüfuslu) bir Karahisar köyü bulunmaktadır (eski adı Karasor). 1530 tarihli kayıtlarda Çorum’a bağlı olarak Karahisarıdemirli adlı bir kaza merkezinin adı geçer. Bir kale ve etrafında iki mahalleli bir kasabadan oluşan bu yerleşme daha sonra Kalehisar olarak anılmıştır. 1530’da Kadı ve Kazancılar ismini taşıyan iki mahallede doksan yedi hâne bulunuyordu (yaklaşık 500 kişi). Ayrıca kalede dokuz muhafız görev yapıyordu (387 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Karaman ve Rum Defteri, II, 419-427). Kâtib Çelebi’nin Cihannümâ adlı eserinde burası Karahisarıdemirci adıyla geçer (s. 625).

Yozgat İlindeki Karahisarlar. Hamdullah el-Müstevfî’nin eserinde de adı geçen, Seydi Ali Reis’in Sivas’tan Bozok ve Kırşehir’e giderken ziyaret ettiğini söylediği Karahisar, Karahisarıbehramşah adıyla bilinmekte olup 1530’da Zile kazasına bağlı bir nahiye olarak gösterilmiştir. Bir kale ve küçük bir yerleşmeden ibaret olan nahiye merkezinin adı Karahisarıbehramşah-ili şeklinde kaydedilmiş, kırk altı hâne (200 kişi) nüfusu bulunan, iki zâviyenin yer aldığı küçük bir kasaba olduğu, kalesinde on muhafızın görev yaptığı belirtilmiştir (387 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Karaman ve Rum Defteri, II, 465-466). Burası XVII. yüzyılda Sivas eyaletine bağlı bir kazanın merkeziydi. Daha sonra Yozgat’ın Akdağmadeni kazasının Karamağara nahiyesinin merkezi olunca Karamağara adıyla anılmaya başlandı. 1990’da Akdağmadeni’nden ayrılarak Saraykent adıyla kurulan ilçenin merkezi oldu (1997’de 9977 nüfus). Artık ismi yaşamayan bu Karahisar’ın dışında günümüzde Yozgat ili sınırları içinde iki Karahisar ismine daha rastlanmaktadır: Akdağmadeni ilçesine bağlı Karahisartatlısı (1997’de 267 nüfus) ve Kadışehri ilçesi sınırları içinde Karahisarkemallisi (şimdi sadece Kemallı deniyor; 1997’de 417 nüfus).

Konya İlindeki Karahisarlar. Beyşehir ilçesine bağlı Karahisar adlı bir köyle (1997’de 380 nüfus) Kadınhanı ilçesi sınırları içinde Karahisarlı köyü (1997’de 212 nüfus), ayrıca Bozkır ilçesine bağlı Karacahisar köyü (1997’de 186 nüfus) bulunmaktadır.

Trakya’daki Karahisarlar. Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karahisar köyü ile (Keşan’ı Enez’e bağlayan yol üzerinde, 1997’de 374 nüfus) Tekirdağ ilinin merkez ilçesi sınırları içindeki Karahisarlı köyü (1997’de 212 nüfus) olmak üzere iki tanedir.

Manisa İlindeki Karahisarlar. Eski kaynaklara atfen günümüzdeki Turgutlu yerleşmesinin Karahisar olabileceğine dair bir ima bulunmaktaysa da (, VI, 284) İbn Fazlullah el-Ömerî’nin Turgutoğlu-ili’nde olduğunu belirttiği Karahisar, Karaman bölgesindedir (“Mesâlikü’l-ebsâr’ın Anadolu Beylikleri Kısmının Çevirisi”, s. 188). Yalnız günümüzde Manisa ili sınırları içinde biri Demirci, diğeri Soma ilçesi sınırları içinde olmak üzere Karacahisar adlı iki yerleşmeye rastlanır (1997’de nüfusları sırasıyla 196 ve 280). Bunlardan Demirci’ye bağlı olana günümüzde Eskihisar denilmektedir.

Bunlardan başka Muğla’nın Milas, Balıkesir’in Balya, Isparta’nın Aksu, Uşak’ın merkez ilçesi sınırları içinde Karacahisar adlı yerler vardır. Denizli ilinin Tavas ilçesi sınırları içinde, Tavas’ı Karacasu üzerinden Aydın’a bağlayan yol üzerindeki Karahisar beldesi (1997’de 4084 nüfus) geleneksel Denizli el dokumacılığının bulunduğu yerlerden biridir. Bu kasabada daha çok jakarlı bez dokuyan tezgâhlar vardır. Kaynaklarda Tekekarahisar’ı ya da Karahisarıadalya olarak geçen, Yâkūt el-Hamevî’nin Antalya yerine yanlışlıkla Antakya civarında gösterdiği Karahisar günümüzde mevcut değildir.


BİBLİYOGRAFYA

387 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Karaman ve Rum Defteri (937/1530), Ankara 1996-97, I, 189, 190; II, 419-427, 465-466.

166 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri (937/1530), Ankara 1995, s. 108.

İbn Fazlullah el-Ömerî, “Mesâlikü’l-ebsâr’ın Anadolu Beylikleri Kısmının Çevirisi” (trc. Yaşar Yücel, Çoban-oğulları ve Candar-oğulları Beylikleri içinde), Ankara 1980, s. 188.

Seydi Ali Reis, Mir’âtü’l-memâlik (nşr. Ahmed Cevdet), İstanbul 1313, s. 96.

, s. 620, 625.

, IV, 275-276.

Bursa Salnâmesi (1325), s. 125.

, I, 320-321.

Ch. Texier, L’Asie mineure, Paris 1839, I, 145-152.

W. Hamilton, Researches in Asia Minor, Pontus and Armenie, London 1842, I, 461, 467.

1.800.000 Ölçekli Türkiye Haritası Yer Adları Cetveli, Ankara 1946, tür.yer.

Türkiye’de Meskûn Yerler Kılavuzu, Ankara 1946, I, 373, 599, 610, 1136.

Halûk Cillov, Denizli El Dokumacılığı Sanayii, İstanbul 1949, s. 37-38, 76, 82, 95.

Belediyeler Yıllığı, Ankara 1950, III, 755-760.

Reşat İzbırak, Develi Ovası ve Ekonomik Gelişmesi, Ankara 1953, s. 1, 2, 12, 13, 18, 26, 30, 31, 33, 35, 37, 38.

Köylerimiz, Ankara 1968, s. 215, 316, 561.

R. C. Jennings, “The Population, Society and Economy of the Region of Erciyeş Dağı in the Sixteenth Century”, Contributions à l’histoire économique et sociale de l’Empire ottoman (ed. J.-L. Bacqué-Grammont – P. Dumont), Leuven 1983, s. 177, 194-195.

Gazetteer of Turkey, Washington 1984, II, 784.

Besim Darkot – Metin Tuncel, Ege Bölgesi Coğrafyası, İstanbul 1995, s. 67, 89.

Nuriye Garipağaoğlu, Ulaş Havzasının Coğrafi Etüdü, İstanbul 1996, s. 85, 88, 89, 91; ayrıca bk. kitaptaki çeşitli haritalar.

Ahmet Ardel, “Keşan-Enez Bölgesinde Coğrafî Müşahedeler”, İÜ Coğrafya Enstitüsü Dergisi, sy. 10, İstanbul 1959, s. 138-144.

I. Beldiceanu-Steinherr – N. Beldiceanu, “Deux villes de l’Anatolie pré-Ottomane, Develi et Qaraḥiṣār, d’après des documents inédits”, , XXXIX/2 (1971), s. 337-386.

M. Türker Acaroğlu, “Denizli’de Yer Adları”, Türk Kültür Tarihinde Denizli Sempozyumu: Bildiriler, Denizli 1989, s. 28-73.

Besim Darkot, “Karahisar”, , VI, 276-284.

J. H. Mordtmann – [X. de Planhol], “Ḳarā Ḥiṣār”, , IV, 601-604.

Cengiz Orhonlu, “Ḳarad̲j̲a Ḥiṣār”, a.e., IV, 622-623.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2001 yılında İstanbul’da basılan 24. cildinde, 416-418 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER