KIRIMLI MAHMUD AĞA - TDV İslâm Ansiklopedisi

KIRIMLI MAHMUD AĞA

Müellif: SELMAN CAN
KIRIMLI MAHMUD AĞA
Müellif: SELMAN CAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2022
Erişim Tarihi: 23.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/kirimli-mahmud-aga
SELMAN CAN, "KIRIMLI MAHMUD AĞA", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/kirimli-mahmud-aga (23.11.2024).
Kopyalama metni

Osmanlı mimarlık teşkilâtı olan Hassa Mimarlık Ocağı’nın kaldırılmasından önce görev yapan son başmimarlardandır. Târîh-i Lutfî’de kendisinden Ebniye-i Hassa müdürü şeklinde söz edilse de 1831’de oluşturulan bu kurumdan evvel 1827-1829 yıllarında sermi‘mârân-ı Hassa olarak görev yaptığı Osmanlı arşiv belgelerinden anlaşılmaktadır. Maliyeden müdevver 8959 numaralı inşaat defterinde, kendisinden önce başmimar olan Seyyid Abdülhalim Efendi’nin 12 Zilkade 1242 (7 Haziran 1827) tarihli tüfenkhâne tamiratına ait kaydından sonra Kırımlı Mahmud Ağa’ya ait ilk kayıt 8 Muharrem 1243 (1 Ağustos 1827) tarihini taşımaktadır. Bu durumda Mahmud Ağa’nın 1827 yılı Haziran veya Temmuz ayında başmimarlığa getirilmiş olduğu söylenebilir.

21 Temmuz 1829’da Mahmud Ağa görevden alınıp yerine tekrar Seyyid Abdülhalim Efendi tayin edilir (, nr. 33006). Sâbık başmimar olarak Tarabya’da padişah atları için 19 Kasım 1829’da yaptığı bir ahırın (, Cevdet-Maârif, nr. 5525, 22 Cemâziyelevvel 1245) birkaç gün sonra yıkılıp on bir atın ölümüne sebep olması yüzünden ailesiyle birlikte Bursa’ya sürgüne gönderilir. Târîh-i Lutfî’de, ahırın yıkılışını Mahmud Ağa ile arası iyi olmayan Krikor Balyan’ın sağladığı ve bu amaçla işçileri ayarlayıp bina çatısında uygun olmayan malzeme kullandırdığı belirtilir. Abdülhalim Efendi döneminde Mahmud Ağa’nın inşa ettiği binalarda çalışan işçilerin, ayrıca esnafın alacakları olduğuna dair istekte bulunmaları üzerine kendisinden harcama ve ödemelerinin kayıtları istenir. Bu kayıtları ve bir dilekçesini içeren 4 Mayıs 1830 tarihli belgede (, Cevdet-Maârif, nr. 5525, 11 Zilkade 1245) başmimarlığa tayininden önce yıllık 5000 kuruş gelirle mühendishânede otuz yıla yakın bir süre çalıştığını, ancak şimdi ailesinin ve kendisinin zaruret içerisinde bulunduğunu ve hakkındaki iddiaları savunabilmesi için İstanbul’a dönmesi gerektiğini belirtir. Şehremanetinin bu isteğini uygun bulması üzerine İstanbul’a döner. Aynı belgede Dâvutpaşa bahçesinde bazı köprüleri (17 Rebîülâhir 1244 / 27 Ekim 1828), Göksu’da büyük köprüyü (9 Cemâziyelâhir 1244 / 17 Aralık 1828) tamir ettiği, Topçular’daki camiyi (13 Cemâziyelevvel 1244 / 21 Kasım 1828) ve Haseki’de bir karakol (15 Şâban 1244 / 20 Şubat 1829) inşa ettiği kaydedilmiştir.

İnşa ve tamirat defterlerinde, “Rabbi sehhil umûre Mahmûd” (Rabbim, Mahmud’un işlerini kolaylaştır) mührünü kullanan Mahmud Ağa iki yıl gibi kısa bir sürede önemli işlere imza attı. Pars Tuğlacı’nın Krikor Balyan’a mal ettiği Heybeliada Deniz Harp Okulu’nun mimarlığını yaptı (, nr. 29310, 1243/1827-28). Seraskerlik içerisinde Süleymaniye yönünde bulunan kışlaya cephanelik binasını ekledi (, nr. 8959, 9 Cemâziyelevvel 1243 / 28 Aralık 1827). Abdülhalim Efendi döneminde inşasına başlanan Rami Kışlası’nı ( Bina Emini, nr. 16335, 1243/1827-28) ve Maltepe Hastahanesi’ni (, nr. 8959, 17 Safer 1244 / 29 Ağustos 1828) tamamladı. Yeşilköy’de bir Kasr-ı Hümâyun inşa etti (, Cevdet-Saray, nr. 5382, 1244/1828-29). Kâğıthane’de ve İmrahor Kasrı yakınlarında bulunan köprülerin tamiratını yaptı (, Cevdet-Belediye, nr. 2887, 7 Muharrem 1245 / 9 Temmuz 1829).

Mahmud Ağa’nın görevden ayrılışından sonra, Tarabya örneğinde olduğu gibi sağlıksız yapıların inşasında gerçek sorumluların mimariye ait yeterli bilgiye sahip bulunmayan bina eminleri olduğu ve bir müddetten beri inşaatlarda pâye ve kemerlerin yapımında eksik malzeme kullanıldığı, çalışanlara vaktinde ödemelerin yapılmadığı ortaya çıkar. Bunun üzerine şehremini ve başmimarın yapıları sık sık kontrol etmeleri, vaktinde ödemelerin yapılması için tahminî keşif bedellerinin inşaatın başlangıcında bina eminlerine hemen verilmesi kararlaştırılır. Bu amaçla İstanbul için 16473,5 ve taşra için 4880 keselik iki ayrı kalem oluşturulup keşif bedellerinin bu kalemlerden ödenmesi sağlanır (, nr. 8959, 17 Ramazan 1245 / 12 Mart 1830).


BİBLİYOGRAFYA

Bina Emini, nr. 16335, 1243/1827-28; nr. 16351, 11 Rebîülevvel 1244 / 21 Eylül 1828.

, Cevdet-Saray, nr. 5382, 1244/1828-29.

, Cevdet-Belediye, nr. 2887, 7 Muharrem 1245 / 9 Temmuz 1829.

, nr. 29310, 1243/1827-28, nr. 33006, 19 Muharrem 1245 / 21 Temmuz 1829.

, Cevdet-Maârif, nr. 5525, 22 Cemâziyelevvel 1245 / 19 Kasım 1829, 11 Zilkade 1245 / 4 Mayıs 1830.

, nr. 8959, s. 35-69, 9 Cemâziyelevvel 1243 / 28 Aralık 1827, 17 Safer 1244 / 29 Ağustos 1828, 17 Ramazan 1245 / 12 Mart 1830.

, II, 163.

Pars Tuğlacı, Osmanlı Mimarlığı’nda Balyan Ailesi’nin Rolü, İstanbul 1993, s. 46.

Mustafa Cezar, Sanatta Batı’ya Açılış ve Osman Hamdi, İstanbul 1995, I, 114.

a.mlf., “Sanatta Batıya Açılış Döneminde Mimarlar”, 9. Milletlerarası Türk Sanatları Kongresi: Bildiriler, Ankara 1995, I, 479-487.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2022 yılında Ankara’da basılan 25. cildinde, 465 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER