…Sözlükteki asıl anlamı “bir şeyin ve…
…Sözlükteki asıl anlamı “bir şeyin ve bir amacın mevcudiyetini…
…asıl anlamı “bir şeyin ve bir amacın mevcudiyetini…
…Kur’an’da tekil ve çoğul şeklinde 382 defa…
…Kur’an’da tekil ve çoğul şeklinde 382 defa geçen âyet kelimesi…
…çoğunlukla âyet diye söz edilir. Kelâm ve felsefede…
…âyet diye söz edilir. Kelâm ve felsefede ihtirâ, gaye ve…
…ve felsefede ihtirâ, gaye ve nizam gibi adlar verilen…
…gaye ve nizam gibi adlar verilen bu deliller Kur’an’da…
…eder. Buna göre göklerin ve yeryüzünün belli bir düzende…
…mevcudiyeti, ziraata ve iskâna uygun ovaların,…
…ve iskâna uygun ovaların, seyahate elverişli yolların oluşumu,…
…oluşumu, hayat kaynağı suyun gökten indirilişi, aynı su…
…gökten indirilişi, aynı su ile beslenen aynı iklimin…
…iklimin topraklarında tadı ve besin değeri farklı yiyecek…
…besin değeri farklı yiyecek ve meyvelerin bitirilişi,…
…getirilişi, güneşin ısı ve ışık, ayın da aydınlık…
…kaynağı oluşu, insan ve yük naklinde faydalanılan…
…denizlerde batmadan seyredişi, besin kaynağı ve binek…
…seyredişi, besin kaynağı ve binek olarak kullanılan…
...

…Havâtim kelimesi “son, sonuç, âkıbet; bir eserin…
…Havâtim kelimesi “son, sonuç, âkıbet; bir eserin veya…
…sonuç, âkıbet; bir eserin veya yazının sonu, son bölümü,…
…bir eserin veya yazının sonu, son bölümü, özeti” gibi…
…eserin veya yazının sonu, son bölümü, özeti” gibi mânalara…
…mânalara gelen hâtime nin, süver de sûre nin çoğuludur.…
…mânalara gelen hâtime nin, süver de sûre nin çoğuludur.…
…hâtime nin, süver de sûre nin çoğuludur. Kur’ân-ı…
…çoğuludur. Kur’ân-ı Kerîm’de sûrelerin tamamına yakın kısmı…
…dikkatini çeken, ilgisini ve merakını uyaran âyetlerle…
…âyetlerle başlar; aynı şekilde konunun tamamlandığı…
…tamamlandığı kanaatini veren, söylenmesi gerekli son söz…
…kanaatini veren, söylenmesi gerekli son söz mahiyetinde…
…veren, söylenmesi gerekli son söz mahiyetinde bir üslûp ve…
…söylenmesi gerekli son söz mahiyetinde bir üslûp ve…
…söz mahiyetinde bir üslûp ve anlam taşıyan âyetlerle…
…Tefsir ilminde bu âyet veya âyetler grubundan ilkine…
…grubundan ilkine “fevâtihu’s-süver”, ikincisine de…
…grubundan ilkine “fevâtihu’s-süver”, ikincisine de…
…ikincisine de “havâtimü’s-süver” denir. Havâtimü’s-süver…
...

…I. TARİFİ ve İSİMLERİ Kur’ân…
…kelimenin hemzesiz ve hemzeli olduğunu savunanlar…
…hemzesiz ve hemzeli olduğunu savunanlar olarak iki grupta ele almak…
…isminin hemzesiz olduğunu söyleyenler içinde yer alan İmam…
…içinde yer alan İmam Şâfiî’den rivayet edilen, başka ilim…
…olarak “el-kurân” ( القرآن ) şeklindedir ve ne “kara’e” ( قرأ )…
…( القرآن ) şeklindedir ve ne “kara’e” ( قرأ )…
…kökten türemiştir; Tevrat ve İncil gibi son din için…
…Tevrat ve İncil gibi son din için gönderilen kitaba…
…kitaba Allah tarafından verilmiş özel isimdir (Beyhakī, I,…
…karn kökünden türemiştir ve “bir şeyi diğer bir şeye…
…kökünden türemiştir ve “bir şeyi diğer bir şeye yaklaştırmak,…
…ve “bir şeyi diğer bir şeye yaklaştırmak, katmak”…
…Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ ve Kurtubî ise kurân kelimesine…
…diğerini tasdik etmekte ve âyetler birbirine…
…Elmalılı Muhammed Hamdi ve Muhammed Tâhir b. Âşûr…
…göre “okumak”, “toplamak” ve “açıklamak” anlamlarından…
…etmek” mânasına geldiğini söylerken Katâde b. Diâme ve Zeccâc,…
…söylerken Katâde b. Diâme ve Zeccâc, “toplamak ve bir…
…Diâme ve Zeccâc, “toplamak ve bir araya getirmek”…
...

…(1374) Dekken bölgesinde bir liman kasabası olan, günümüzde…
…bağlı Mehâim’de doğdu. Şeyh Mahdûm Fakīh Mehâimî, Mahdûm…
…Mehâimî, Mahdûm Mehâimî ve ailesinin Pîro lakabına…
…Mehâimî ve ailesinin Pîro lakabına nisbetle Ali Pîro diye de…
…dedeleri, Haccâc b. Yûsuf es-Sekafî’nin zulüm ve baskıları yüzünden…
…b. Yûsuf es-Sekafî’nin zulüm ve baskıları yüzünden Medine’yi…
…terkederek Hindistan’ın sahil bölgesine ulaşmış ve buraya…
…sahil bölgesine ulaşmış ve buraya yerleşmişti. Ailesi…
…Bilgrâmî, I, 97; Rahman Ali, s. 350). Babası Şeyh Ahmed ilim…
…Rahman Ali, s. 350). Babası Şeyh Ahmed ilim sahibi bir…
…350). Babası Şeyh Ahmed ilim sahibi bir kişiydi. Türk Sultanı…
…sahibi bir kişiydi. Türk Sultanı Muhammed Tuğluk’un bölgeye…
…çeşitli ülkelerden ve özellikle Orta Asya’dan…
…Orta Asya’dan getirilen çok sayıda ilim adamından istifade…
…ederek tahsilini tamamladı ve İslâmî ilimlerin hemen her…
…İslâmî ilimlerin hemen her sahasında kendini yetiştirdi.…
…görüşlerinin en büyük savunucusu olmuş ve eserlerine şerhler…
…en büyük savunucusu olmuş ve eserlerine şerhler yazmıştır…
…olmuş ve eserlerine şerhler yazmıştır (Sıddîk Hasan Han,…
…Abdülhak ed-Dihlevî ondan sûfî, büyük muvahhid âlim diye…
...

…Sözlükte “iki şey arasındaki ilişki”…
…Sözlükte “iki şey arasındaki ilişki” anlamına…
…in çoğulu ile âyet ve sûre kelimelerinin…
…in çoğulu ile âyet ve sûre kelimelerinin çoğulundan…
…çoğulundan oluşan münâsebâtü’l-âyât ve’s-süver terkibinde…
…oluşan münâsebâtü’l-âyât ve’s-süver terkibinde…
…oluşan münâsebâtü’l-âyât ve’s-süver terkibinde münasebet…
…münâsebâtü’l-âyât ve’s-süver terkibinde münasebet…
…münâsebâtü’l-âyât ve’s-süver terkibinde münasebet…
…“el-münâsebe beyne’l-âyât, et-tenâsüb beyne’l-âyât…
…et-tenâsüb beyne’l-âyât ve’s-süver, tenâsübü’l-ây…
…et-tenâsüb beyne’l-âyât ve’s-süver, tenâsübü’l-ây…
…et-tenâsüb beyne’l-âyât ve’s-süver, tenâsübü’l-ây ve’s-süver,…
…et-tenâsüb beyne’l-âyât ve’s-süver, tenâsübü’l-ây ve’s-süver,…
…ve’s-süver, tenâsübü’l-ây ve’s-süver, münâsebâtü’l-Kur’ân”…
…tenâsübü’l-ây ve’s-süver, münâsebâtü’l-Kur’ân” da…
…tenâsübü’l-ây ve’s-süver, münâsebâtü’l-Kur’ân” da…
…tenâsübü’l-ây ve’s-süver, münâsebâtü’l-Kur’ân” da denilmektedir.…
…Kur’an’ın, âyet ve sûreleriyle bir bütün olduğu…
…Kur’an’ın, âyet ve sûreleriyle bir bütün olduğu…
...

…Naẓmü’d-dürer fî tenâsübi’l-âyât ve’s-süver olup…
…fî tenâsübi’l-âyât ve’s-süver olup…
…fî tenâsübi’l-âyât ve’s-süver olup Münâsebâtü’l-Ḳurʾân…
…fî tenâsübi’l-âyât ve’s-süver olup Münâsebâtü’l-Ḳurʾân…
…ve’s-süver olup Münâsebâtü’l-Ḳurʾân ve…
…olup Münâsebâtü’l-Ḳurʾân ve Münâsebâtü’l-Biḳāʿî…
…Münâsebâtü’l-Ḳurʾân ve Münâsebâtü’l-Biḳāʿî isimleriyle de…
…, Tercümânü’l-Ḳurʾân ve mübdî münâsebeti’l-furḳān…
…mübdî münâsebeti’l-furḳān ve Lemmâ adlarını da önerir (…
…münâsebeti’l-furḳān ve Lemmâ adlarını da önerir (…
…447-449; Fetḥu’l-ḳudsî , s. 80-81). Eserin yazımına…
…, s. 80-81). Eserin yazımına Şâban 861’de (Temmuz 1457)…
…Muhammed el-Mağribî’nin âyet ve sûreler arasındaki…
…el-Mağribî’nin âyet ve sûreler arasındaki münasebeti tesbit…
…kitabın esaslarını tesbitte ve yazımında büyük yardımı…
…büyük yardımı olduğunu söyler (I, 17-18). Bikāî tefsirinin…
…çeşitli kesimlerden takdir ve tenkitler almaya…
…yapılan nakiller ve münasebet konusunun çok…
…müellif, eserini yazmaya ara vererek Kitâb-ı Mukaddes’ten naklin…
…( DİA , VI, 149) ve münasebet ilminin…
...

…Sözlükte nazm kelimesi “inci vb.…
…vb. kıymetli taşları dizmek, sözü birbiri peşinden söylemek,…
…sözü birbiri peşinden söylemek, toplamak ve telif etmek”…
…peşinden söylemek, toplamak ve telif etmek” anlamlarına…
…anlamlarına gelir; mecazen söz ve şiir için de kullanılır.…
…gelir; mecazen söz ve şiir için de kullanılır.…
…gelir; mecazen söz ve şiir için de kullanılır. Terim…
…bakımından birbiriyle uyumlu lafızların aklın uygun gördüğü tarzda…
…ile doğrudan ilgilidir ve bir bakıma onun konusunun…
…Kur’an’ın tamamının veya bir sûresinin benzerini…
…Kur’an’ın tamamının veya bir sûresinin benzerini getirmeleri…
…getirmeleri istenmiş ve inkârcıların bundan âciz…
…en büyük delillerinden sayılmıştır. Kur’an’ın inkârcıları âciz…
…çeşitli görüşler ileri sürülmekle birlikte bunun öncelikle…
…eşsiz belâgatı, fesahati ve lafız-mâna dengesi olduğu…
…eşsiz belâgatı, fesahati ve lafız-mâna dengesi olduğu kabul…
…kabul edilmiştir. Nazım daha sonra Arap dilinin de önemli bir…
…kimin ele aldığı kesin şekilde bilinmemekle birlikte bunun…
…konulduğu nakledilir. Nazzâm ve takipçilerinin savunduğu…
…Nazzâm ve takipçilerinin savunduğu “sarfe” görüşü konunun erken…
...

…Sözlükte “sıçramak, duvara tırmanmak”…
…Sözlükte “sıçramak, duvara tırmanmak”…
…tırmanmak” anlamındaki sevr ( sevre ) kökünden türeyen…
…anlamındaki sevr ( sevre ) kökünden türeyen sûre…
…( sevre ) kökünden türeyen sûre kelimesi (çoğulu süver)…
…sûre kelimesi (çoğulu süver) “yüksek ve güzel bina, evin…
…sûre kelimesi (çoğulu süver) “yüksek ve güzel bina, evin…
…(çoğulu süver) “yüksek ve güzel bina, evin bir bölümü…
…güzel bina, evin bir bölümü veya katı, yüce mertebe, şan ve…
…veya katı, yüce mertebe, şan ve şeref, alâmet ve nişan”…
…veya katı, yüce mertebe, şan ve şeref, alâmet ve nişan”…
…katı, yüce mertebe, şan ve şeref, alâmet ve nişan” mânalarına…
…şan ve şeref, alâmet ve nişan” mânalarına gelir.…
…bir araya getirilmesi sonucunda oluşan, sınırları vahiy…
…sonucunda oluşan, sınırları vahiy doğrultusunda Resûl-i…
…Kur’an’ın belli bölümlerine sûre denilmesi, birbiriyle…
…birbiriyle âhenkli veya mânevî derecesi yüksek…
…Kur’an binasının bir katını veya bir parçasını teşkil etmesi…
…bir parçasını teşkil etmesi sebebiyle olmalıdır. Sûre kelimesi…
…etmesi sebebiyle olmalıdır. Sûre kelimesi Kur’an’da dokuz…
...

…Sözlükte “Kur’an ilimleri” anlamına…
…ise bu ilmin muhtevası ve maksadı göz önünde…
…Kur’an’la ilgili olan ve her biri ayrı ilim dalı…
…neşredenin girişi, s. 71). Bu tanımlarda terimin…
…tefsiri, i‘câzı, nâsih ve mensuhu, dil, üslûp ve…
…nâsih ve mensuhu, dil, üslûp ve belâgatı gibi konular…
…bulunmayan, fakat bir şekilde Kur’an âyetlerinin…
…Kur’an ilimlerinden sayılıp sayılmayacağı üzerinde…
…Kur’an ilimlerinden sayılıp sayılmayacağı üzerinde durulması gereken…
…jeoloji, biyoloji, botanik ve astronominin ulûmü’l-Kur’ân…
…de Kur’an’da yer aldığını söylemişler ve bunlarla ilgili bazı…
…yer aldığını söylemişler ve bunlarla ilgili bazı âyetler…
…Kur’an’ın anlaşılmasında ve yorumlanmasında dolaylı…
…Kur’an ilimlerinden sayılmaması gerekir. Ayrıca “Kur’ânî…
…anlamını tam karşılamadığı ve bir terim niteliğini…
…örfünde Kur’an ilimlerinden sayılmaz. İlimleri tasnif eden…
…altında tıp, matematik ve astronomi gibi ilimlerin…
…edilmektedir (Taşköprizâde, s. 879-881).…
…bazı karışıklıklara sebebiyet vermektedir. Zira bu…
…karışıklıklara sebebiyet vermektedir. Zira bu terkipte özellikle…
...