https://islamansiklopedisi.org.tr/saint-gotthard-muharebesi
Rába (Raab) nehri kenarında, Osmanlı Vezîriâzamı Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu ile Habsburg orduları başkumandanı Raimondo Montecúccoli’nin başkanlık ettiği müttefik ordusu arasında gerçekleşti. Habsburg kuvvetlerinin zaferiyle sonuçlanan çarpışma, 1663 Nisanı ortasından beri hareket halinde olan Osmanlı ordusunun askerî faaliyetlerine son vererek Habsburg ve Osmanlı sarayları arasında dokuz gün sonra akdedilen Vasvar Antlaşması’na giden yolu açtı.
Esas muharip kıtalarını yeniçeri ve kapıkulu süvari bölükleri, timarlı sipahiler ve seçkin Osmanlı devlet ricâline bağlı ümerâ kapılarının oluşturduğu Osmanlı ordusu, Macaristan’daki Habsburg savunma hattının en önemli kalesi olan Uyvar’ı yaklaşık bir aylık kuşatmanın ardından 26 Eylül 1663’te ele geçirdi. Ancak bu tarihte hafif destek kıtaları ve milis birlikleriyle beraber yaklaşık 70.000 kişilik bir kuvvete tekabül eden Osmanlı ordusu, Saint Gotthard Muharebesi’nin vuku bulmasına kadar geçen zaman boyunca sürekli güç kaybına uğradı. Ordunun bir kısmı 1664 baharında, Nitra (Nyitra), Leva (Léva) ve Novigrad (Nógrád) kalelerini geri almak için Váh (Vág/Waag) nehri boyunca harekete geçen Louis-Raduit de Souches kuvvetlerini karşılamak üzere Budin Valisi Hüseyin Paşa idaresinde bu bölgeye gönderildi. Ayrıca Hırvat Banı M. Zrínyi ve Ren bağlaşıkları komutanı J. Hohenlohe’nin 1663-1664 kışında Osmanlı askerî kademesini gafil avlayan baskını da askerî planlarını altüst ederek askerlerin kışlalarını beklenenden önce terketmelerini gerektirmişti.
Baharda yeniden hareketlenen M. Zrínyi – J. Hohenlohe kuvvetleri nisan sonunda Kanije’yi kuşattı. Belgrad’dan yola çıkan Fâzıl Ahmed Paşa haziran başında kaleyi kurtarmaya muvaffak oldu. Mura nehrinin öte yakasına çekilen Zrínyi-Hohenlohe kuvvetleri, bir süre sonra R. Montecúccoli kumandasında kendilerine katılan Habsburg askerlerinin yardımıyla Hırvat banının 1661 yazında Kanije’nin karşısında inşa ettirdiği Yenikale’yi (Zrínyi-Újvár: bu kalenin inşası Osmanlılar açısından 1663-1664 savaşının resmî sebeplerinden biriydi) savunmaya koyuldu. Haziranın sonuna kadar süren çetin mücadeleler, Yenikale’nin zaptı ve yerle bir edilmesiyle neticelendiyse de Osmanlı ordusunun iyice yıpranmasına ve firar vak‘alarının artmasına yol açtı.
1664 Temmuzu, Habsburg ve Osmanlı ordularının Rába suyu boyunca giriştiği köşe kapmacayla geçti. Osmanlı askerî heyetinin stratejik hesapları Rába nehrinin öte yakasına geçmek üzerine kuruluydu. R. Montecúccoli de Osmanlı askerlerinin nehri aşmasını önlemeye yönelik bir savunma savaşının yapılmasının gerekli olduğuna inanıyordu. Osmanlı askerî heyeti, 25 Temmuz’dan itibaren başta yeniçeriler ve paralı Arnavut tüfekçiler olmak üzere bazı kıtalara ırmağı geçmek amacıyla bu kesimi zorlama görevi verdi. Bu maksatla Rába kenarında yapılan uzun ve zahmetli yürüyüş, suyun karşılıklı yakalarını tutan askerlerin giriştiği çatışmalarla birleşince can kaybı ve hasta erlerin sayısında büyük bir artış oldu.
Osmanlı ordusu, 1 Ağustos sabahı Rába nehrinin Lafnitz suyu ile birleştiği kıvrıma yerleşti. Nehrin öte yakasında Mogersdorf civarına yayılan müttefik kuvvetleri sağ cenahta R. Montecúccoli kumandasındaki Avusturya askerleri, ortada imparatorluk kıtalarından sorumlu Leopold Wilhelm von Baden ve Georg Friedrich von Waldeck, sol cenahta Fransız birliklerinin başında Jean Comte de Coligny-Saligny olmak üzere muharebe düzeni aldı. Muharebenin ise ertesi gün başlaması bekleniyordu. Osmanlı ve müttefik süvarilerinin önemli bir bölümü atlarının su ve yem ihtiyacını karşılamak için etrafa dağıldı. Bununla birlikte Osmanlı saflarında yer alan gönüllü savaşçıların, yeniçerilerin nehirde gizlice köprü inşa etmeye çalıştıkları bir sırada topluca karşıya geçmeleri savaşı kaçınılmaz hale getirdi.
Bosna Valisi İsmâil Paşa, Köprülü ailesinin damatlarından Kaplan Mustafa Paşa ve Halep Valisi Gürcü Mehmed Paşa, sabahın erken saatlerinde taarruza başlayan yeniçeri ve kapıkulu süvarisini desteklemekle görevlendirildi. Osmanlı askerî yönetimi, ilk hücumu belirli muharebe geçmişi olmayan Alman birliklerinin üzerine yaparak ırmağın karşı yakasında nisbeten zahmetsizce bir yerleşme alanı elde etti. Muharebenin bu safhasında Fâzıl Ahmed Paşa’nın kapısında hizmet eden sekban ve sarıca bölükleri de karşı yakaya geçti. Müttefik ordusunun muharebe hattı kırıldı; alaylar arasındaki bağlantı koptu. Osmanlı taarruzu esnasında ezilen imparatorluk kıtalarından artakalan askerler Graz ve Fürstenfeld’e doğru Avusturya’nın içlerine kaçmaya başladı. Yeniçeriler, altı bölük sipahisinin himayesi altında Rába’nın karşı tarafında birbirine paralel uzanan on kadar uzun metris kazarak sağlam bir müdafaa hattı kurdu. Muharebenin beklenmedik bir anda başlaması sebebiyle sabahki köprü inşaatı bitirilemediğinden Osmanlı askerlerinin nehri geçişi zaman alıyordu. Bu esnada ilk zaferin heyecanıyla Mogersdorf’a kadar çıkan bazı Osmanlı birlikleri imparatorluk kıtalarının boşalttığı ordugâhı yağmalamaya başladılar. Ancak nehir kenarındaki ana Osmanlı kuvvetiyle irtibatlarını yitirerek Avusturya ve Fransız askerleri için kolay bir av haline geldiler.
Öğleden sonra toplanan harp meclisinde müttefik kumandanları, akarsuyun kenarında birikmeye devam eden Osmanlı birliklerine karşı taarruza geçme kararı aldı. Bu saatlerde nehrin öte yakasına çıkmış Osmanlı askerlerinin sayısı yaklaşık 10.000 kadardı. R. Montecúccoli ve Coligny-Saligny’nin başını çektiği müttefik ordusu safların arasındaki mesafeyi disiplinle koruduğu, sistematik ve düzenli bir “kontramarş” yürüyüşü gerçekleştirdi. Osmanlı piyadesi, yeniçerilerin kazdığı siperlerin ardından açtığı ateşle müttefik yürüyüşünü kesmeyi denediyse de ön metrislerdeki savaşçıların ricatı bir anda denetimden çıkan bir bozguna dönüştü. Çarpışmanın sonlarına doğru etkisini arttıran yağmurun Rába ırmağını kabartması, emir-komuta zincirinin koptuğu birlikleri iyice zora soktu, asker arasında yaşanan izdiham da hayli can kaybına yol açtı. Köprü aşırı kalabalıktan ötürü yıkılırken suya kapılan askerlerin büyük kısmı hayatını kaybetti. Böylece Osmanlı ordusu açık bir yenilgiye uğramış oldu. Bu yenilginin askerî açıdan devamı gelmedi. Fâzıl Ahmed Paşa, Osmanlı ordusunu 5 Ağustos’a kadar yerinde tutup birliklerin dağılmasını engelledi. Ayrıca 9 Ağustos’ta akdettiği Vasvar Antlaşması sayesinde Saint Gotthard yenilgisinin büyük bir siyasî krize dönüşmesine başarıyla engel oldu.
BİBLİYOGRAFYA
OeStA, Kriegsarchiv, Kartensammlung, H IIIc, 20 (St. Gotthard Muharebesi Planı).
Erzurumlu Osman Dede, Târîh-i Fâzıl Ahmed Paşa, Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 909, vr. 28b-30a.
Mustafa Zühdî, Ravzatü’l-gazâ (Târîh-i Uyvâr), İÜ Ktp., TY, nr. 2488, vr. 26a-29b.
M. Meyer, Theatrum Europaeum oder außführliche und Warhafftige Beschreibung aller und jeder denckwürdiger Geschichten, Frankfurt 1672, IX, 1215-1230.
Mühürdar Hasan Ağa’nın Cevâhirü’t-tevârîh’i (haz. Ebubekir Sıddık Yücel, doktora tezi, 1996), EÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 275-279.
Evliya Çelebi, Seyahatnâme (Dağlı), VII, 31-39.
P. Rycaut, The History of the Turkish Empire from the Year 1623 to the Year 1677, London 1687, s. 156-159.
J. von Stauffenberg, Gründliche warhafftige und unpartheyische Relation des blutigen Treffens / zwischen dem Erbfeinde Christlichen Nahmens und Blutes auff einer / und dem Christlichen Kriegsheer auf anderer Seiten / gehalten den 1. Augusti An.
1664 bey S. Gotthard in Ungarn, Regensburg 1665, s. 30-64.
Silâhdar, Târih, I, 361-372.
Hammer, GOR, VI, 137-144.
Zinkeisen, Geschichte, IV, 930-932.
W. Nottebohm, Montecuccoli und die Legende von St. Gotthard (1664), Berlin 1887.
“Vom Kriege mit den Türken in Ungarn”, Ausgewaehlte Schriften des Raimund Fürsten Montecuccoli General-Lieutenant und Feldmarschall, II, Wien-Leipzig 1899, s. 429-442.
G. Wagner, Das Türkenjahr 1664: Eine europäische Bewährung, Eisenstadt 1964, s. 153-373.
a.mlf., “Die Steiermark und die Schlacht von St. Gotthard-Mogersdorf”, Mitteilungen des Steirmärkischen Landesarchives, XIV (1964), s. 49-79.
R. Kindinger, “Die Schlacht bei St. Gotthard am 1. August 1664: Ein Würdigunsversuch der Feldherrnkunst Montecuccolis unter neuen Gesichtspunkten”, Zeitschrift des historischen Vereins für Steiermark, XLVIII (1957), s. 145-155.
Faruk Bilici, “XVII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun İki Savaş Anatomisi: Saint-Gotthard ve Kandiye”, TTK Bildiriler, XVIII (2002), III/1, s. 139-152.