ŞİRVANLI FÂTİH EFENDİ - TDV İslâm Ansiklopedisi

ŞİRVANLI FÂTİH EFENDİ

Müellif: MEHMET ALİ BEYHAN
ŞİRVANLI FÂTİH EFENDİ
Müellif: MEHMET ALİ BEYHAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2010
Erişim Tarihi: 19.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/sirvanli-fatih-efendi
MEHMET ALİ BEYHAN, "ŞİRVANLI FÂTİH EFENDİ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/sirvanli-fatih-efendi (19.11.2024).
Kopyalama metni

Aslen Şirvanlı (Dağıstan) olup hayatı hakkındaki bilgiler daha çok kendi eserlerine dayanır. Babasının adının Yûsuf, dedesinin adının Gıyâseddin olduğunu belirtir. Gürcistan’ın 1797’de Ruslar tarafından işgaline düşürdüğü tarihte işgal esnasında ülkesini savunmak üzere Ruslar’a karşı savaşan direnişçiler arasında yer aldığını, Gürcistan’ın teslim oluşuyla iki yıl Ruslar’ın elinde esaret hayatı yaşadığını ifade eder. İşgal sırasında müellifin yirmili yaşlarda olduğu kabul edilirse 1778-1779’da doğduğu söylenebilir. Bu tarih onun İstanbul’a gelip ilim tahsiline başlamasına da uygun düşer. İstanbul’daki tahsilinden sonra Dîvân-ı Hümâyun’da memuriyete başladı. Tahsil süresi ve hocaları hakkında bilgi yoksa da onun iyi bir öğrenim gördüğü anlaşılmaktadır. Memuriyet hayatına dair bilgiler de kısıtlıdır. Dîvân-ı Hümâyun’daki görevinin ardından kendisine hâcegânlık rütbesiyle Avlonya mukātaacılığı verildi. 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında Şark ordusu mülkiye memurlarının ileri gelenlerinden olan Fâtih Efendi bu savaşta müşavir sıfatıyla görevlendirildi ve Erzurum’da ordu karargâhında bulundu. Doğu cephesinde Fâtih Efendi’nin kumanda kademesinde düşüncelerine önem verilen bir kişi olduğu belirtilmektedir. Nitekim gerek Erzurum’da halk ile askerî yetkililer arasında gerek Osmanlı ordusu ile Ruslar arasındaki iletişimin sağlanmasında rol oynadı. Mısır’da vefat eden Fâtih Efendi’nin Mısır’a ne zaman gittiği bilinmemekteyse de 1828-1829 savaşında bulunduğuna göre Mısır seyahatinin 1830’dan sonra gerçekleştiğini söylemek mümkündür.

Eserleri. 1. Takrîr. Fâtih Efendi’nin 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşına dair gözlemlerine dayanan bir kaynak olup çok önemli bilgiler içermektedir. Müellifin burada verdiği mâlûmatın, savaş hakkındaki literatürde mevcut bilgileri zenginleştirmesi yanında eserde müellifin hayatına dair birçok ipucu vardır. Eser, Mehmed Ârif tarafından neşredilmiştir (bk. bibl.). Mehmed Ârif’in ifadesine göre Takrîr, Topkapı Sarayı’ndan Bâbıâli Kütüphanesi’ne (İstanbul’da vilâyet bahçesindeki kütüphane binası, bugün Osmanlı Arşivi’nin hizmet binalarından biri) tasnif maksadıyla nakledilen belgeler arasında bulunmuştur. Altı sayfalık bir defter şeklinde dört bölüm halinde düzenlenen risâlenin birinci bölümünde Serasker Sâlih Paşa’nın Ruslar üzerine hareketinden Erzurum’un Ruslar tarafından işgaline kadar meydana gelen olaylardan bahsedilir. İkinci bölümde Edirne Antlaşması’ndan Erzurum’un tahliyesine kadar olan süre anlatılır. Üçüncü bölüm Fâtih Efendi’nin memuriyetiyle, dördüncü bölüm İran’ın bu savaş esnasında güttüğü siyasetle ilgilidir.

2. Gülzâr-ı Fütûhât. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması hakkındadır. Üss-i Zafer’in dışında konuya dair kaleme alınan özel tarih niteliğindeki eserlerden biridir. Âyîne-i Zürefâ’da, Babinger’in Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri’nde bu kitaptan söz edilmez. Bursalı Mehmed Tâhir esere dipnotta yer vermekte (, III, 25) ve Şirvanlı Fâtih Efendi’nin Yeniçeri Ocağı’nın ilgasına dair kaleme aldığı Gülzâr-ı Fütûhât’ı gördüğünü belirtmektedir. Gülzâr-ı Fütûhât Yeniçeri Ocağı’nın ilgası yanında Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye’nin kurulması, yeniçerilerin çirkin davranışları, Bektaşî tekkelerinin kapatılması, Bektaşî önderlerinin İstanbul’dan uzaklaştırılması, II. Mahmud’un bazı faaliyetleri ve özelliklerini ihtiva etmekte, eserin asıl konusuyla ilgisi olmayan bazı anekdotlar “lâhika” veya “hikâye” başlığıyla kaydedilmektedir. Bunların dışında eserde Gürcistan, Dağıstan-Şirvan, İran ve Rusya gibi ülkeler ve bu ülkelerde yaşayan kavimler hakkında bilgiler yer almaktadır. Çeşitli yazma nüshaları bulunan Gülzâr-ı Fütûhât (Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 484; İÜ Ktp., TY, nr. 522, 3645) Mehmet Ali Beyhan tarafından dizin ve müellif nüshasının metniyle birlikte yayımlanmıştır (İstanbul 2001). Beliğ bir ifade tarzı ve şairane bir üslûbu olan Fâtih Efendi’nin Gülzâr-ı Fütûhât’ta epeyce şiiri vardır. Metinde Türkçe ve Farsça şiirler, Arapça vecizeler yer alır. Şiirleri kuvvetli bir şair olduğu izlenimi verir.


BİBLİYOGRAFYA

Hâcegân Defteri, İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Muallim Cevdet, nr. K. 184, s. 32.

, s. 319.

, IV, 4.

, III, 25.

Agâh Sırrı Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara 1973, I, 343.

Mehmet Ali Beyhan, “Yeniçeri Ocağı’nın Kaldırılışı Üzerine Bazı Düşünceler, Vak‘a-i Hayriyye”, Osmanlı, Ankara 1999, VII, 258-272.

a.mlf., “Yeniçeri Ocağı’nın Kaldırılışına Dâir Bir Risâle: Gülzâr-ı Fütûhât”, Ata Dergisi, sy. 7, Konya 1997, s. 237-250.

Mehmed Ârif, “Rusya ile 1244 ve 1245 Senelerinde Vuku Bulan Harbe Dâir Bir Vesîka”, , III/14 (1330), s. 882-904.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2010 yılında İstanbul’da basılan 39. cildinde, 210-211 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER