TOSYA - TDV İslâm Ansiklopedisi

TOSYA

Müellif:
TOSYA
Müellif: MEHMET TAŞTEMİR
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2012
Erişim Tarihi: 18.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/tosya
MEHMET TAŞTEMİR, "TOSYA", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/tosya (18.04.2024).
Kopyalama metni

Karadeniz bölgesinin Batı Karadeniz bölümünde yer alır. Şehrin nüvesi, Ilgaz dağlarından çıkarak Devrez çayına ulaşan Kuruçay’ın vadisi ve iki yamacı üzerinde deniz seviyesinden 820 m. yükseklikte kurulmuş, zamanla güneye doğru genişleyip bugünkü devlet karayolu boyuna kadar yayılmıştır. Kuzey Anadolu fay hattında bulunmasından dolayı tarihî dönemlerde şu andaki yerinde olmayacağı var sayılmakta ve birkaç defa yer değiştirdiği düşünülmektedir. Tosya’nın kuruluşu hakkında kesin bilgi bulunmamakla beraber tarihî kalıntılar çok eski devirlere kadar inen bir yerleşim yerine işaret eder. Tosya isminin Bizans döneminden kaldığı ve daha önce Zoaka adını taşıdığı belirtilmektedir. Yine Bizans döneminde görülen Doceia’nın Tosya’da yaşayan yerli bir ailenin adı olduğu ve bunların Kastamonu’daki Komnenler’le ilişkilerinin bulunduğu zikredilir.

Tosya yöresinde ilk Türk idaresi, Emîr Dânişmend’e bağlı kumandanlardan Emîr Karategin’in (Karatigin) 475’teki (1082-83) fetihleriyle başlar. 1132 yılı sonlarında Bizans İmparatoru Ioannes Komnenos bölgeye gelerek Kızılırmak kenarına kadar uzanan sahayı yağmalattı. Ardından burası Selçuklular’ın doğrudan idaresi altına girdi. Tosya ve çevresi, Türkler’in Anadolu’ya geldiği erken dönemlerden itibaren yoğun bir Türk iskânına sahne oldu. Tosya’nın da için yer aldığı Batı Karadeniz bölümünde Çobanoğulları Beyliği’nin hâkimiyeti başladı. Burası, 1291 yılında bölgeye hâkim olan Şemseddin Yaman Candar’ın Kastamonu’yu alması ile Candaroğulları’na geçti. Candaroğulları’nın Sinop kolunda hüküm süren İsfendiyar Bey, Osmanlılar’a karşı direnemeyeceğini anlayınca elçi göndererek affedilmesini ve Sinop’un kendisine bırakılmasını talep etti. Yapılan görüşme neticesinde Sinop İsfendiyar Bey’e bırakılırken Tosya, Kastamonu, Çankırı ve Kalecik Osmanlılar’a verildi. 1402’de Timur, Ankara Savaşı’ndan sonra bölgeyi İsfendiyar Bey’e iade etti. Fetret devri yıllarında Osmanlı Devleti’nin eski gücüne kavuşması için yoğun çaba gösteren Çelebi Mehmed’e karşı İsfendiyar ve Îsâ beyler Çankırı, Kastamonu, Tosya, Kalecik ve Canik askerlerinden meydana gelen bir ordu ile Ankara’ya başarısız bir sefer yaptılar. Çelebi Mehmed’in baskısıyla İsfendiyar Bey, anlaşmazlığa düştüğü oğlu Kasım Bey’e Ilgaz dağı sınır kabul edilerek Tosya ve Kargı dahil Çankırı ve Kalecik’i vermek zorunda kaldı. Kasım Bey, Osmanlı himayesine girdiğinden buralarda da Osmanlı etkisi arttı.

Candaroğlu Beyliği’nin kesin biçimde Osmanlı hâkimiyetine girmesi Fâtih Sultan Mehmed zamanında gerçekleşti (1461); Sinop ve Kastamonu ile birlikte Tosya da Osmanlı egemenliğine girdi. Osmanlı idaresi altında Tosya, Bursa-Tebriz İpek yolu üzerinde ticarî ve kültürel yönden önemli bir kasaba olma özelliğini sürdürdü. Burası hem bir derbent hem doğuya, İran’a yapılan seferlerde bir menzil noktası durumundaydı. Kasaba Ilgaz dağlarının kollarından bir dere içinde kurulduğundan mahalleleri her iki yamaç arasında yer alıyordu.

XVI. yüzyılda Çankırı sancağına bağlı kaza merkezi olan kasabaya ait en erken tarihli tahrir kayıtları burada mahalle bölünmesinden söz etmez. 927 (1521) tarihli Tahrir Defteri’ne göre sancakta toplam 594 hâne mevcuttur. Bunun 576’sı müslüman, on sekizi gayri müslimlerden müteşekkildir. Toplam nüfus 3000’i geçiyordu. 987 (1579) tarihli Tahrir Defteri’nde Tosya’nın yirmi dört mahallesi kaydedilmişti. Bunlar Hacı Ali, Câmi-i Şerif, Hoca Fakih, Celâl Efendi, Kargılı, Şeyh, Çifterli, Hacı Kemal, Dere, Hoca İmâd, Hacı Sinan, Ak Mescid, Ahî Mustafa, Emîr Mahmud, Pınarbaşı, Hacı Pîrî, Mescid-i Hoca Mehmed (Caka Hacı), Yeni, Mescid-i Abdi Çelebi, Ahî Sinan, Sevim, Kazancılar, İlyas Bey ve Zimmiyân idi. Sonuncu mahallede gayri müslimler oturuyordu ve altmış sekiz hâne, otuz üç bekâr erkek nüfusa sahipti (yaklaşık 400 kişi). Müslümanlar ise 719 hâne, 139 bekârdan ibaretti (yaklaşık 3600 kişi). Kasabanın toplam nüfusu tahminen 4000’e ulaşmıştı. Bu durum aradan geçen kırk yıla yakın bir sürede nüfusun % 34 nisbetinde arttığını gösterir.

1521’de Tosya’ya bağlı köy sayısı otuz dört, 1579’da kırk üçtür. Arazinin dağlık ve ormanlarla kaplı olması sebebiyle köy yerleşim alanları nisbeten seyrekti. Toplam köy nüfusu 1521’de 9000, 1579’da 13.500 dolayındaydı. 1769’da şehrin nüfusunun 10.000’e ulaştığı sicil kayıtlarından anlaşılır. 1869’da Çankırı sancağından ayrılarak Kastamonu’ya bağlanan Tosya’nın nüfusu 1869’da 7889 müslüman, 650 gayri müslimden ibaretti. 1879’da 12.000 müslüman, 152 gayri müslim toplam 12.152, 1903’te 25.455 müslüman ve 650 gayri müslim 26.005 idi. Tanzimat döneminde âyanlık müessesesindeki birtakım olumsuzluklar Tosya’da da etkisini gösterdi. Özellikle halka zulmettiği için sadrazamın emriyle görevine son verilen âyanlardan Çolakoğlu Mustafa dikkati çekmektedir. Millî Mücadele döneminde Kastamonu ve Tosya işgal edilmemekle birlikte bölge halkı Kuvâ-yi Milliye’yi desteklemek amacıyla kurulan cemiyetlerle irtibata geçerek burada öncü rolü oynadı.

Tosya’da mevcut kalenin XV. yüzyılda harap durumda olduğu anlaşılmaktadır. Burası tarihî eserler bakımından zengindir. Bunların içerisinde en önemlisi Tosya Camii’dir. Câmi-i Şerif adlı mahalleye adını veren bu cami yüksek vakıf gelirlerine sahipti. Bir diğer cami Abdurrahman Paşa Camii (Yenicami) olup III. Murad döneminde inşa edilmiştir (bk. ABDURRAHMAN PAŞA CAMİİ). Kazada ayrıca yirmi iki mescid, altı zâviye, iki türbe, üç hamam, bir kervansaray (Mehmed Paşa Kervansarayı), medrese, muallimhâne ve mektepler de bulunmaktadır. Tosya’daki bir medrese Akça Mescid yanında yer almaktaydı.

Önemli bir yol üzerinde bulunan Tosya ticarî bakımdan hareketli bir yerdi. Arşiv kaynaklarından anlaşıldığı üzere Tosya merkezinde vakıf ve mülk 1521’de 162 dükkân mevcuttu. 1579’da bu sayının 178’e ulaştığı görülmektedir. Bu rakam, XVI-XVIII. yüzyılların sonuna kadar idarî bakımdan bağlı kaldığı Çankırı’dan daha fazladır. Vergi oranlarının diğer komşu kazalara göre çok olması da ticarî canlılığa işaret eder. Tekstil sektörünün vazgeçilmez unsurlarından boyahane en önemli işletmeler arasında yer alır. Bu işletmenin kapasitesinin yüksekliği dikkati çeker. Bunların yanında tabakhâne, bozahâne, şem’hâne, bezirhâne, selhhâne (mezbahane), başhâne (sakatatçı) ve atla çekilen palamut değirmeninin bulunması ticarî gelişmişliğin bir diğer göstergesidir. Türk kumaş ve kadifeciliği imalâtının yapıldığı yerler arasında Tosya en önemli merkezlerden biridir. Tiftik keçisinin yetiştirildiği bölgeye yakınlığı dolayısıyla tiftikten imal edilen sof veya muhayyer adı da verilen dokuma yaygındır. Şehir Ankara’dan sonra tiftik ve mâmulleri üretiminde ön sıralardadır. Özellikle Tosya muhayyeri, Tosya ham sof çakşırı, karacalar kuşağı vb. ünlüdür. Ayrıca ipek, ipekli ve pamuklu dokuma da önemli bir yer tutmaktadır. Bu mâmuller, Anadolu’nun Kırım’a açılan penceresi konumundaki Sinop’a ve oradan kuzey ülkelerine, Kefe’ye ihraç edilmekteydi. Sof ve tiftiğin yanı sıra pamuk ve pamuk ürünleri de ihraç edilen mâmuller arasında yer almaktaydı. XVI. yüzyılda Tosya çevresindeki ziraî faaliyetlerin başında buğday ve arpa gelirken çeltik üretimi hakkında bir bilgiye rastlanmamakta, bununla beraber XVII. yüzyıldan itibaren önemli çeltik üretim yerleri arasında kaydedilmektedir. Tosya üzüm ve pekmeziyle de meşhurdur. Kasabanın ticarî hareketliliği XVIII. yüzyıl sonlarına kadar devam etti. Tosya’dan geçen yol eski canlılığını kaybedince esnaf ve zanaat erbabı olumsuz etkilendi. Buna rağmen Tosya iç pazar ihtiyacını karşılayacak ekonomik potansiyelini korudu.

Tosya, ticarî hayatın yanında Osmanlı Devleti’nde önemli mevkilerde görev yapmış ilim ve devlet adamları yetiştirmiş, güzel sanatlarda da oldukça şöhret bulmuştur. İstanbul’dan sonra en çok hattat yetişen yerler arasında Tosya da vardır. Bunların en meşhuru Hattat Sâlih Çelebi’dir. Öte yandan Koca Nişancı diye şöhret bulan Celâlzâde Mustafa ve kardeşi Sâlih çelebiler Tosyalı olup Kadı Celâleddin adında bir zatın oğullarıdır. Burada başka âlim, şair ve müderrisler de yetişmiştir. İsmâil Rûmî (müderris), şair Ahmed Hicrî Efendi, şair Derviş Ahmed, Mustafa Tûsî Çelebi, müderris Ali Efendi, Baba Kadı Celâleddin Efendi, müderris Mustafa Efendi, Kādirî şeyhlerinden İsmâil Rûmî, Şeyh Nasuh Efendi, müderris Osman Efendi, müderris Hayreddin Evhad Efendi, müderris Mehmed Efendi, müderris İsmâil Zühdü Efendi, reîsülküttâb Ebûbekir Râtib Efendi, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, müderris Tosyavîzâde Mehmed Efendi, Şerifzâde Mehmed Bahâeddin Efendi bunlardandır.

1914 ve 1916 yıllarında geçirdiği yangın, 1943’te deprem felâketlerinden etkilenen Tosya, Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte idarî teşkilâtlanmadaki birtakım düzenlemelerle Kastamonu vilâyetine bağlı bir kazanın merkezi oldu. Cumhuriyet’in ilk nüfus sayımında (1927) nüfusu 10.000’i bulmazken (9676 nüfus) ikinci sayımda 10.000’i geçti (1935’te 10.048 nüfus), bir sonraki sayımda 10.784’e ulaştı. Ardından sürekli artış göstererek 1985’te 21.172, 2010’da 27.777’ye çıktı. Şehirde el sanatları olarak peştamal ve kese imalâtı ün yapmıştır. Bunun dışında çeltik fabrikaları vardır.


BİBLİYOGRAFYA

, nr. 100, s. 1, 336-346, 352; nr. 291, s. 110, 114, 180-199, 202; nr. 438, s. 718-719, 731, 734, 736; nr. 578, vr. 50a-53b, 74b, 78a, 113a-122b.

, s. 645-646.

, s. 129-130, 135.

Yaşar Yücel, XIII-XIV. Yüzyıllar Kuzey-Batı Anadolu Tarihi: Çoban-oğulları Candar-oğulları Beylikleri, Ankara 1980, s. 90, 92, 95.

Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1983, s. 67 vd.

İsmail Ergi, Tosya Evliyaları ve Türbelerimiz, Ankara 1986, s. 7-28.

Faruk Sümer, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri, Boy Teşkilâtı, Destanları, İstanbul 1992, s. 306, 307, 311, 314, 317, 326.

Suraiya Faroqhi, “Krizler ve Değişim: 1590-1699”, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi: 1600-1914 (trc. Ayşe Berktay v.dğr.), İstanbul 2004, II, 568.

Selahattin Sürel, H. 1211-1217 (M. 1796-1802) Tarihli Şer’iyye Siciline Göre Tosya’nın Sosyo-Ekonomik ve İdari Yapısı (yüksek lisans tezi, 2001), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Ahmet Kankal, Türkmenin Kaidesi Kastamonu (XV-XVIII. Yüzyıllar Arası Şehir Hayatı), Ankara 2004, s. 87, 157, 224, 237.

a.mlf., XVI. Yüzyılda Çankırı, Çankırı 2009, tür.yer.

Barış Taş, Tosya İlçesinde Araziden Yararlanma ve Planlamaya Yönelik Öneriler (doktora tezi, 2006), AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar (1453-1650), Ankara 2009, s. 254, 257, 529.

Hüseyin Sıdkı Köker, “Vakıflar Tarihinde Tosya”, , sy. 5 (1962), s. 257-274.

Cl. Cahen, “Ibn Sa’id sur l’Asie mineure seldjuqide”, , VI/10-11 (1968), s. 42-44, 48.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2012 yılında İstanbul’da basılan 41. cildinde, 269-270 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER