https://islamansiklopedisi.org.tr/abbadiler
İşbîliye Kadısı Ebü’l-Kāsım Muhammed b. Abbâd, Endülüs Emevî hilâfetinin son yıllarında mülûkü’t-tavâifin ortaya çıktığı sırada Abbâdîler’in istiklâlini ilân etti (1023). Hânedanın kurucusu Muhammed b. Abbâd’ın Hîre’deki Lahmî kralları soyundan gelen ataları, Endülüs’ün fethinden hemen sonra Hıms’tan İşbîliye’ye göç ederek orada yerleşmişlerdi. Muhammed b. Abbâd başlangıçta Malaga’daki Hammûdîler’in hâkimiyetini kabul ettiyse de bu durum fazla devam etmedi. Bu devirde Abbâdîler’in en tehlikeli rakipleri Kurtuba’daki Cehverîler idi. Devri hakkında fazla bilgi bulunmayan Muhammed b. Abbâd 1042 yılında öldü.
Muhammed b. Abbâd’ın oğlu Ebû Amr Abbâd b. Muhammed, Araplar’ın lideri sıfatıyla Endülüs’teki Berberîler’e karşı harekete geçti. İlk iş olarak Karmûne’deki (Carmona) Muhammed b. Abdullah el-Birzâlî ve oğlu İshak ile mücadeleye girişti. Daha sonra ülkesini batıya doğru genişletmek için askerî harekâta başladı. Onun bu başarıları Batalyevs (Badajoz), Cezîretülhadrâ (Algeciras), Gırnata ve Malaga hâkimlerini birleşmeye sevketti. Bir süre sonra Batalyevs’teki Eftasîler ile Abbâdîler arasında başlayan mücadeleler 1051 yılına kadar devam etti. Abbâd o yıllarda komşularıyla savaşmaktan da geri kalmıyordu. 1053 yılına kadar küçük Berberî hânedanlarını hâkimiyeti altına almıştı. Buna rağmen Gırnata’daki Zîrîler onun karşısında başarıyla mukavemet ediyorlardı. Bu arada Cezîretülhadrâ’yı Hammûdîler’den alarak oğlu İsmâil’i Kurtuba üzerine gönderdi. Ancak İsmâil Cezîretülhadrâ’da bağımsızlığını ilân etmeye karar verdi. Bu sefer de diğer oğlu Muhammed Zîrîler’e karşı Malaga’daki Araplar’ı desteklemek için harekete geçti. Fakat Zîrîler bu orduyu bozguna uğrattılar, Muhammed canını zor kurtardı. Buna rağmen Abbâdîler mülûkü’t-tavâifin en kuvvetlilerinden biri idi. Tahta geçtiği zaman “Hâcib”, bir süre sonra da “el-Mu‘tazıd-Billâh” unvanlarını kullanan, siyasî bakımdan son derece kabiliyetli ve başarılı olan Abbâd, yirmi yedi yıllık hükümdarlıktan sonra 1069 yılında öldü.
İşbîliye’nin bu kudretli hükümdarının yerine oğlu Muhammed geçti. “el-Mu‘temid” unvanını alan Muhammed, tahta geçişinin ikinci yılının başında Cehverîler’in elinde bulunan Kurtuba’yı kendi topraklarına kattı. Ancak Tuleytula Hâkimi Me’mûn’un tahrikleri sonunda Hakem b. Ukkâşe adındaki bir maceraperest Kurtuba’ya saldırdı ve burayı Me’mûn adına zaptetti (1075). Mu‘temid üç yıllık bir mücadeleden sonra Kurtuba’yı tekrar geri aldığı gibi Vâdilkebîr (Guadalquivir) ile Vâdiiâne (Guadiana) arasındaki toprakları da ülkesine kattı. Bu arada Kastilya Kralı VI. Alfonso’nun İşbîliye’ye saldırısını Vezir İbn Ammâr’ın gayretleriyle bertaraf etti.
Kurtuba’nın alınmasından sonra Mu‘temid, İbn Ammâr’ın teşviki üzerine, Arap asıllı Muhammed b. Ahmed b. Tâhir’in idaresinde bulunan Mürsiye’nin zaptına teşebbüs etti. İbn Ammâr 1078 yılında Barselona Kontu II. Ramon Berenguer’e baş vurarak yardım istedi ve buna karşılık 10.000 dinar ile emîrin oğlu Reşîd’i rehine olarak vermeyi teklif etti. Uzun görüşmelerden sonra anlaşmaya varıldı ve İbn Ammâr Mürsiye’yi zaptetti. Ancak İbn Ammâr giriştiği entrikalar sebebiyle Mu‘temid tarafından öldürüldü.
Mülûkü’t-tavâif arasındaki mücadeleler Endülüs’te İslâm hâkimiyetinin zayıflamasına ve hıristiyan devletlerin kuvvetlenmesine sebep olmuştur. Kastilya Kralı VI. Alfonso bu gelişmeleri yakından takip ederek 1085 yılında güneye doğru harekete geçti ve Tuleytula’yı zaptetti; Cezîretülhadrâ’ya kadar ilerledi. Alfonso’nun bu başarılı harekâtı Endülüs’te İslâm adına bir felâket oldu. Artık kuzeydeki hıristiyan devletlerle başa çıkamayan müslüman hânedanlar Murâbıtlar’dan yardım istemek zorunda kaldılar. Murâbıtlar’ın hükümdarı Yûsuf b. Tâşfîn Cebelitârık’ı geçerek Zellâka’da hıristiyanları bozguna uğrattı (23 Ekim 1086). Ancak bu başarısına rağmen Endülüs’teki fakihler tarafından iyi karşılanmadığı için geri dönmek zorunda kaldı. Yûsuf b. Tâşfîn’in Endülüs’ü terketmesi üzerine hıristiyanlar tekrar harekete geçtiler. Bu defa Mu‘temid, Yûsuf’tan yardım istedi. Yûsuf bu teklifi kabul ederek 1088 ilkbaharında Cezîretülhadrâ’ya çıktı. Fakat Endülüs’teki mülûkü’t-tavâif ile iş birliği yapmanın mümkün olmadığını anlayan Yûsuf b. Tâşfîn, Endülüs’e hâkim olmaya karar verdi ve sırasıyla Karmûne, Kurtuba ve İşbîliye’yi zaptederek Abbâdîler hânedanına son verdi (1092). Abbâdîler’in son emîri Mu‘temid Tanca’ya ve oradan da Merakeş’e kaçtı; 1095 yılında da öldü.
BİBLİYOGRAFYA
İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IX, 286; X, 142, 143, 151-154, 187, 248, 249, 585.
İbn İzârî, el-Beyânü’l-muġrib (Kettânî), s. 215, 221.
İbn Haldûn, el-ʿİber, IV, 156-159.
Makkarî, Nefḥu’ṭ-ṭîb, bk. İndeks.
Zambaur, Manuel, s. 54.
Robert Mantran, L’Expansion Musulmane, Paris 1969, s. 45, 214.
Dozy, Spanish Islam, s. 598, 637, 649, 660, 662-667, 670-674, 676, 680, 681, 687, 688, 689, 694, 696-698, 700-702, 710-711, 713-715, 729, 732, 733-736.
Chejne, Muslim Spain, s. 48, 57, 58-61, 63-64, 65, 66, 150, 164, 178, 221, 230, 285, 299.
Bernard Lewis, Islam, London 1974, I, 127.
Bosworth, İslâm Devletleri Tarihi, s. 20.
Hitti, İslâm Tarihi, III, 855-856, 872, 886, 951.
Hasan İbrâhim, İslâm Tarihi, IV, 101-102.
David Wasserstein, The Rise and Fall of the Party-Kings: Politics and Society in Islamic Spain 1002-1086, New Jersey 1985, s. 42, 95, 101, 104, 105, 110, 114, 119-123, 130-131, 137-138, 154-160, 241-242.
C. F. Seybold, “Abbâdîler”, İA, I, 8-9.
E. Lévi-Provençal, “Mutemid”, a.e., VIII, 753-756.
a.mlf., “ʿAbbādids”, EI2 (Fr.), I, 5-7.