https://islamansiklopedisi.org.tr/abdullah-nedim
Nedîm lakabıyla şöhret bulan Abdullah, 1261’de (1845) İskenderiye’de doğdu. Burada Ezher’in küçük bir örneği olan Şeyh İbrâhim Paşa Camii Medresesi’nde dil, edebiyat ve dinî ilimler tahsiline başladı. Bir müddet sonra medresenin öğretim tarzı hoşuna gitmediği için tahsili bıraktı. Kahire’ye giderek Hidiv İsmâil’in annesinin oturduğu el-Kasrü’l-âlî’de telgrafçı olarak çalıştı. Boş zamanlarında bir yandan Ezher’deki dersleri takip etmek, bir yandan da Cemâleddîn-i Efgānî ve Mahmud Sâmî el-Bârûdî gibi âlim ve ediplerin meclislerinde bulunmak suretiyle kendisini yetiştirdi. Telgrafçılığı bırakarak bir süre Kahire’den ayrıldıysa da yapmaya çalıştığı değişik işlerde başarılı olamadı. el-Cem‘iyyetü’l-hayriyyetü’l-İslâmiyye adında bir dernek kurarak birtakım sosyal faaliyetlere girişti. Önce fakir ve kimsesiz çocuklar için bir okul açtı. Kendisinin de müdür ve öğretmen olarak görev yaptığı bu okulda öğrencilerini bilhassa edebiyat, kompozisyon ve hitabet konularında yetiştirmeye çalıştı. Özellikle siyasî hitabetin Mısır’da canlanması için büyük gayretler sarfetti. Bir taraftan da Mısır’da yabancılara karşı duyulan hayranlığı tenkit etmek üzere yazdığı el-ʿArab ve el-Vaṭan piyeslerini öğrencileriyle sahneye koydu. Dernekte ortaya çıkan bazı anlaşmazlıklar sebebiyle kurduğu okulu terkederek gazeteciliğe başladı. 1881’de cemiyetteki sosyal ve siyasî hataları dile getirmek üzere ciddi-mizahî mahiyetteki et-Tenkît ve’t-tebkît (التنكيت والتبكيت) adlı haftalık gazeteyi çıkardı. Bu sırada bir siyasî darbe hazırlığı içinde olan Urâbî Paşa taraftarlarıyla birleşerek hitabe ve yazılarıyla onları destekledi. Gazetenin adını da eṭ-Ṭâʾif olarak değiştirdi. Yazılarında sosyal ve siyasî reformlar yapılması, Osmanlılar’ın, İngiliz ve Fransızlar’ın Mısır’a müdahale etmemesi, Mısırlılar’ın birleşip yabancıları ülkeden atması konularını işledi. Urâbî Paşa ayaklanması başarısızlıkla sonuçlanınca, ayaklanmaya katılanlarla birlikte Abdullah Nedîm’in de tutuklanması için emir çıktı; onu yakalayanlara veya bulunduğu yeri haber verenlere ödül verileceği vaad edildi. Fakat Abdullah Nedîm, büyük sıkıntı ve mahrumiyetlere katlanarak on yıl süreyle saklanmayı başardı, ancak 1891 yılında bir ihbar üzerine yakalandı. Mısır dışına çıkmak şartıyla Hidiv Tevfik tarafından affedilince Filistin’in Yafa şehrine yerleşti. Abbas Paşa’nın hidiv olması üzerine ülkeye dönmesine izin verildi. Mısır’a gelerek 1892’de el-Üstâẕ isimli haftalık gazeteyi çıkardı; fakat bir müddet sonra aşırı tenkitleri sebebiyle gazetesi kapatıldı, kendisi de Yafa’ya sürüldü; gazetelerde Mısır’ın politikası ile ilgili bir şey yazması da yasaklandı. Bir müddet sonra affedilerek İskenderiye’ye döndü. Burada Gazi Ahmed Muhtar Paşa ile tanıştı. Paşa bir tavsiye mektubu ile onu İstanbul’a gönderdi, orada matbûat müfettişliğine tayin edildi. İstanbul’da sıcak bir ilgi gören Abdullah Nedîm, daha önce buraya gelmiş olan Cemâleddîn-i Efgānî ile sık sık görüştü. 11 Ekim 1896’da İstanbul’da öldü. Devlet ricâli ve Cemâleddîn-i Efgānî’nin de katıldığı kalabalık bir cenaze töreni ile Beşiktaş’taki Yahya Efendi Mezarlığı’na defnedildi.
Abdullah Nedîm yazılarında, hitabe ve şiirlerinde genellikle edebî sanatları yoğun bir şekilde kullanmıştır. İsmâil Paşa, onun çeşitli konularda yüzden fazla kitabı ve risâlesi bulunduğunu söyleyerek bunlardan yirmi altısının adını vermektedir (bk. Hediyyetü’l-ʿârifîn, I, 492). Basılmış eserleri şunlardır:
1. Kâne ve yekûnü. Çeşitli konulara dair makalelerinden oluşan bu eser 1892’de Mısır’da basılmıştır.
2. Sülâfetü’n-nedîm fî Münteḫabâti’s-Seyyid ʿAbdullāh Nedîm. Kardeşi Abdülfettah ile dostu Mahmud Efendi Vâsıf tarafından edebî yazı, şiir ve hitabelerinden seçilerek hazırlanan bu eserin birinci cüzü 1897’de, ikinci cüzü de 1901 ve 1914’te Mısır’da neşredilmiştir.
3. Maḳālât. Millî, edebî ve felsefî makalelerini ihtiva etmektedir (Mısır 1327).
4. el-Mesâmîr. Abdullah Nedîm İstanbul’da iken, II. Abdülhamid’in şeyhi Ebü’l-Hüdâ es-Sayyâdî ile aralarının açılması üzerine adı geçen şeyhin aleyhinde yazdığı yazılardan oluşan ve sadece birinci cüzü basılmış olan eserin baskı yeri ve tarihi belli değildir.
5. Ḥanînü’n-Nedîm. Divanlarından biri olup 1934 yılında Beyrut’ta basılmıştır.
Yayımlanmış olmakla birlikte baskı yerleri ve tarihleri belli olmayan el-Müterâdifât, en-Niḥle fi’r-riḥle ve es-Sâḳ ʿale’s-sâḳ fî mükâbedeti’l-meşâḳ adlı eserleri de vardır.
BİBLİYOGRAFYA
C. Zeydân, Meşâhîrü’ş-şarḳ, Kahire 1902, I, 105-112.
a.mlf., Âdâb (Dayf), IV, 220.
Serkîs, Muʿcem, II, 1850-1851.
Hediyyetü’l-ʿârifîn, I, 492.
Brockelmann, GAL Suppl., III, 331-332.
Ziriklî, el-Aʿlâm (Fethullah), IV, 137-138.
Ahmed Emîn, Züʿamâʾü’l-ıṣlâḥ, Beyrut, ts. (Dârü’l-kütübi’l-Arabî), s. 202-248.
Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, VI, 151-153.
Ömer ed-Düsûkī, Fi’l-edebi’l-ḥadîs̱, Kahire 1961, I, 293-324.
Akkād, Aʿlâmü’ş-şiʿr, Beyrut 1970, s. 291-298.
Enîs el-Makdisî, el-Fünûnü’l-edebiyye ve aʿlâmühâ fi’n-nehḍati’l-ʿArabiyyeti’l-ḥadîs̱e, Beyrut 1980, s. 401-410.
Mv.A, II, 1179.