ÂMİR b. ABDULLAH - TDV İslâm Ansiklopedisi

ÂMİR b. ABDULLAH

عامر بن عبد الله
Müellif:
ÂMİR b. ABDULLAH
Müellif: AHMET ÖNKAL
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1991
Erişim Tarihi: 25.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/amir-b-abdullah
AHMET ÖNKAL, "ÂMİR b. ABDULLAH", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/amir-b-abdullah (25.04.2024).
Kopyalama metni

Sahâbî olduğuna dair rivayetler bulunmakla birlikte genellikle tâbiînden kabul edilir. Bazı kaynaklarda Ebû Abdullah künyesiyle ve Âmir b. Abdülkays adıyla geçmektedir. Benî Temîm’in bir kolu olan Benî Anber’e mensup olduğu için de Anberî nisbesiyle anılmaktadır. Hz. Osman, Abdullah b. Mes‘ud gibi sahâbîleri görmüştür. Hz. Ömer ve Selmân-ı Fârisî’den hadis rivayet etmiş, Hasan-ı Basrî ve Muhammed b. Sîrîn de kendisinden rivayette bulunmuşlardır. Hz. Ömer devrinde Medâin ve Tüster’in fethine katıldı ve daha sonra Basra’ya yerleşti. Burada şehrin valisi Ebû Mûsâ el-Eş‘arî’den kıraat dersleri aldı. Zamanının büyük bir bölümünü Kur’ân-ı Kerîm ve kıraat öğretmeye ayırırdı. Savaşa gittiği zamanlar, üç konuda anlaştığı kimselerle arkadaşlık yapardı. Buna göre, sefer boyunca arkadaşlarına sadece kendisi hizmet edecek, müezzinliği o yapacak ve elinden geldiğince arkadaşlarına bizzat ikramda bulunacaktı. Yaşayış tarzıyla bazı kimselerin dikkatini çeken Âmir, et ve yağ yemediği, evlenmediği, insanlardan kaçtığı ve kendisini Hz. İbrâhim seviyesinde gördüğü ileri sürülerek Hz. Osman’a şikâyet edildi. Bunun üzerine sorguya çekilerek halifenin emriyle Dımaşk’a sürüldü ve Muâviye b. Ebû Süfyân devrinde orada öldü. Halbuki ibadete aşırı düşkünlüğü sebebiyle evlenmemiş olması dışındaki iddialar asılsızdı. Kudüs’te öldüğü de rivayet edilmektedir. Ölümüne sebep olan hastalığa yakalandığında ağladığını görenler, “Ölümden mi korkuyorsun?” diye sorduklarında, “Ben ölümden korktuğum veya dünyayı sevdiğim için değil, sıcak yaz günlerinde oruç tutmanın ve uzun kış gecelerinde namaz kılmanın sevabından mahrum kalacağım için ağlıyorum. Çünkü dünya keder ve üzüntü, âhiret ise ceza ve mükâfat yeridir” cevabını vermiştir.


BİBLİYOGRAFYA

Alkame b. Mersed, Zühdü’s̱-s̱emâniye mine’t-tâbiʿîn (nşr. Abdurrahman el-Feryevâî), Medine 1408, s. 39-42.

Abdullah b. Mübârek, Kitâbü’z-Zühd (nşr. Habîbürrahman el-A‘zamî), Haydarâbâd 1386 ⟶ Beyrut, ts. (Dârü’l-kütübi’l-ilmiyye), s. 298-300.

, VII, 103-112.

, s. 438-439, ayrıca bk. 195, 436.

, IV, 19, 85, 327, 333.

, II, 87-94.

, III, 132-133.

, IV, 15-19.

, I, 350.

İbn Hacer, el-İṣâbe, III, 85-86.

, I, 24-25.

, I, 128-129.

Seyyid Hasan Karûn, “Zâhidü’l-Baṣra”, , LII/2 (1401/1980), s. 298-306.

Ch. Pellat, “ʿĀmir b. ʿAbd al-Ḳays”, , I, 453.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1991 yılında İstanbul’da basılan 3. cildinde, 65 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER