https://islamansiklopedisi.org.tr/arzu
1099 (1688) yılında Ekberâbâd’da (Agra) doğdu. Lakabı İsti‘dâd Han, mahlası “Ârzû”dur. Ali Hân-ı Ârzû veya Hân-ı Ârzû diye anılır. Kendisi baba tarafından nesebinin, Hâce Nizâmeddin Evliyâ’nın müridi ve halifesi olan, Çırâğ-ı Dehlî diye meşhur Şeyh Nasîrüddin Mahmûd’un kız kardeşinin oğlu Şeyh Kemâleddin’e ulaştığını söyler. Annesi tarafından nesebi ise Şeyh Muhammed Gavs-i Gevâliyârî’ye ve ondan da Ferîdüddin Attâr’a dayanır. Ârzû, Sultan Evrengzîb zamanında kumandan olan babası Şeyh Hüsâmeddin’in sürekli yer değiştirmesi yüzünden hayatının ilk yıllarının çoğunu annesiyle birlikte Gevâliyâr’da geçirdi. “Hüsâmî” mahlasıyla şiir yazan babası sayesinde şiire ilgi duydu. Gülistân, Bostân ve Pendnâme gibi klasik metinleri okuyup Farsça’sını güçlendirdi, ayrıca Arapça öğrendi. On dört yaşında Gevâliyâr’da Mîr Abdüssamed Sühan’ın yanında şiir konusunda birkaç ay ders aldı. Abdüssamed’in şehirden ayrılması üzerine Gulâm Ali Han Ahsenî’nin yanında eğitimini tamamladı. İlk gazelini de bu hocasının gözetiminde on altı yaşında iken kaleme aldı.
Babasının vefatı üzerine (1115/1703) orduda hizmet görmek için Dekken’e gitti. Ancak Evrengzîb’in dokuz ay sonra ölümü sebebiyle oradan Gevâliyâr’a, ardından da I. Bahadır Şah şehzâdeler arasındaki mücadeleden galip çıkarak tahta oturunca Ekberâbâd’a geçti. Burada beklediği ilgiyi göremediğinden beş yıl boyunca Derviş Muhammed diye meşhur Şeyh İmâdüddin’in yanında Arap dili ve edebiyatına dair bilgisini geliştirdi. Bu arada Şah Gülşen, Mirza Hâtim Bîg, Azîmetullah Kâmil gibi dönemin önde gelen şairleriyle tanıştı ve meclislerinde bulundu. I. Bahadır Şah’ın vefatından (1124/1712) sonra dört oğlu arasında taht kavgası başlayınca Gevâliyâr’a döndü. Bu arada tahta geçen Muizzüddin Cihandar Şah’ın hükümdarlığı kısa sürmüş, kardeşi Muhammed Azîmüşşân’ın oğlu Ferruhsiyer onu mağlûp ederek Dehli’de Bâbürlü tahtına oturmuştu. Bâre Seyyidleri’nin nüfuzu altında geçen bu dönemin ardından Nâsırüddin Muhammed Şah tahta geçti, Ârzû da bir görev almak amacıyla 1720’de Dehli’ye gitti. Dehli’de şair ve devlet adamı Anend Râm Muhlis’in hizmetine girdi, câgîr (tiyûl) mansıbı elde edip kendisine İsti‘dâd Han lakabı verildi. Nevvâb İshak Han Mü’temenüddevle ve onun ölümünden sonra oğulları Necmüddevle ve Mirza Muhammed’in hizmetinde bulundu. Yaklaşık otuz beş yıl kaldığı Dehli’den yine taht kavgaları yüzünden 1754’te Eved’e (Avadh) gitti, Nevvâb Sücâüddevle tarafından kabul edildi ve kendisine 300 rupi aylık tahsis edildi. Nevvâbın vefatı üzerine Leknev’e geçti. Ancak ağır bir hastalığa yakalanarak 23 Rebîülâhir 1169 (26 Ocak 1756) tarihinde Leknev’de vefat etti, naaşı Dehli’ye götürülerek orada defnedildi.
Eserleri. 1. Sirâcü’l-luġa (Sirâcü’l-luġāt). 1735’te tamamlanan eser Farsça bir sözlüktür. Ârzû’nun önsözde belirttiği gibi sözlük önceki lugatlara, özellikle Burhân-ı Ḳāṭıʿa yönelttiği eleştirileri ve şairlerin kullandığı Arapça dışındaki kelimelerin açıklamasını da kapsar. Çok sayıda nüshası bulunan eser (Ethé, I, 1352; Ârif Nevşâhî, X/4 [1381 hş.], s. 39-41) henüz neşredilmemiştir.
2. Çerâġ-ı Hidâyet. Sirâcü’l-ıṣṭılâḥ diye de bilinir, Safevî dönemi şiirlerinde kullanılan terimlerin yer aldığı Farsça bir sözlüktür (Kanpûr 1291, nşr. Muhammed Debîrsiyâkī, Tahran 1338 hş.; nşr. Mansûr Servet, Tahran 1363 hş.).
3. Zevâyidü’l-fevâyid. Abdülvâsi‘ Hânsevî’nin aynı adlı eserinin taklidi olup Farsça’da nâdir masdarları ve bunlardan türeyen kelimeleri ihtiva eder (nşr. Esedullah Vâhid, Tebriz 1392 hş.).
4. Tenbîhü’l-ġāfilîn. Şeyh Ali Hazîn’e ait şiirlerin tenkididir (nşr. Seyyid Muhammed Ekrem İkrâm, Lahor 1401).
5. Dâd-ı Süḫan. 1741-1751 yılları arasında kaleme alındığı tahmin edilen eser şiir sanatıyla ilgilidir (nşr. Seyyid Muhammed Ekrem, Ravalpindi 1352 hş.).
6. Sirâc-ı Münîre. Ârzû’nun edebî eleştirilerini içeren eser Münîr-i Lâhûrî’nin Kârnâme-i Münîr’ine cevap olarak yazılmıştır (nşr. Muhammed Ekrem, İslâmâbâd 1397, Kârnâme ile birlikte).
7. Müs̱mir. Müellifin gramer konuları dışında yazdığı tek eseridir. Dil meseleleriyle ilgili çeşitli tahliller ihtiva eden kitapta Celâleddin es-Süyûtî’nin el-Müzhir’i örnek alınmıştır (nşr. Reyhâne Hâtûn, Karaçi 1991).
8. ʿAṭıyye-i Kübrâ. Beyân ilmi hakkında olup müellife göre Farsça’da bu konuda yazılmış ilk kitaptır (Kalküta 1832, bu eserin zeyli mahiyetindeki meânîye dair Mevhibet-i ʿUẓmâ ile birlikte; nşr. Sîrûs Şemîsâ, Tahran 1381 hş.; nşr. Mehdî Rahîmpûr, Tahran 1392 hş.).
9. Mecmaʿu’n-nefâʾis. Önemli bir tezkire kitabı sayılan eser 1735 şairin biyografisini içerir. Önce Âbid Rızâ Bîdâr tarafından 1977’de Hudâbahş Kütüphanesi dergisinde ve ardından müstakil olarak (Patna 1992) kısmen yayımlanmış, daha sonra muhtelif neşirleri yapılmıştır (Teẕkire-i Mecmaʿu’n-nefâyis, nşr. Zîbünnisâ Ali Han v.dğr., İslâmâbâd 1383-1385; nşr. Mîr Hâşim Muhaddis, Tahran 1385 hş.).
10. Nevâdirü’l-elfâẓ. Abdülvâsi‘ Hânsevî’nin Ġarâʾibü’l-luġāt adlı eserinin düzeltilmiş halidir (nşr. Seyyid Abdullah, Karaçi 1330 hş./1951).
11. Ḫıyâbân-ı Gülistân. Sa‘dî’nin Gülistân’ının şerhidir (Delhi 1268; nşr. Mihr Nûr Muhammed Han, İslâmâbâd 1375 hş.).
12. Şükûfe-i Zâr. Nizâmî-i Gencevî’nin İskendernâme’sinin ilk yarısının şerhidir (Bombay 1277; nşr. Zehrâ İbrâhimoğlî, Tahran 1392 hş.).
13. Dîvân. Farsça ve Urduca şiirler yazan Ârzû’nun kendi ifadesine göre kaside, gazel, mesnevi vb. türlerde yazdığı şiirler 30.000 beyte ulaşmıştır. Bugün eldeki Urduca şiirleri fazla değildir. Baba Figānî’nin divanına cevap olarak yazdığı divanını Nûrülislâm Sıddîkī neşretmiştir (Dehli 2007). Diğer şiirleri dağınık haldedir.
Örfî’nin kasidelerini ve Mîr Necât’ın Gülkeştî’sini de şerheden Ârzû (Mehdî Rahîmpûr, sy. 40 [1387 hş.], s. 307) İḥḳāḳu’l-ḥaḳ, Sirâc u Ḥâc, Miʿyârü’l-efkâr, Naḳd ber Dîvân-ı Ḥâkim Lâhûrî, Âdâb-ı ʿAşḳ, Peyâm-ı Şefk, Gülzâr-ı Ḫayâl ve Âbrû-yi Süḫan gibi eserler de kaleme almıştır (günümüze ulaşan eserlerinin bir listesi ve muhtevaları için ayrıca bk. Saîd Şefîiyyûn, II/2 [1389 hş.], s. 95-100, 103-104).
Ârzû’nun hayatı ve eserleri üzerine çok sayıda makale ve bazı monografiler yazılmıştır (Reyhâne Hâtun, Aḫvâl u Âs̱âr-i Sirâceddîn ʿAlî Ḫân Ârzû, Delhi 1366 hş./1987; Mehdî Rahîmpûr, Ber Ḫân-ı Ârzû: Güftârhâyî der Zemîne-i Naẓariyyehâ-yi Edebî u Zebânşinâḫtî-yi Sirâceddîn ʿAlî Ḫân Ârzû, Kum 1391 hş.).
BİBLİYOGRAFYA
Ethé, Catalogue of the Persian Manuscripts, I, 1352-1354.
Storey, Persian Literature, I/2, s. 834-840.
Bindrâban Dâs Hûşgû, Sefîne-i Ḫûşgû (nşr. Şâh Muhammed Atâurrahman), Patna 1378/1959, s. 312-331.
Ahmed Gülçîn-i Meânî, Târîḫ-i Teẕkirehâ-yı Fârsî, Tahran 1348 hş., II, 158-166.
Muhammad Sadiq, A History of Urdu Literature, Delhi 1984, s. 91-92.
Mihr Nûr Muhammed Han, “Ḫân-ı Ârzû der ʿArṣa-i Edeb u Taḥḳīḳ”, Nâme-i Pârsî, sy. 3, Tahran 1377 hş., s. 5-14.
Ârif Nevşâhî, “Sirâcü’l-luġa”, Neşr-i Dâniş, X/4, Tahran 1381 hş., s. 39-41.
Mehdî Rahîmpûr, “Dîdgâhhâ-yı Âvâşnâḫtî-yi Sirâceddîn ʿAlî Ḫân Ârzû ber Esâs-ı Risâle-i Müs̱mir”, Kitâb-ı Mâh-ı Edebiyyât, sy. 15, Tahran 1387 hş., s. 12-23.
a.mlf., “Seyrî der Aḥvâl u Âs̱âr-ı Sirâceddîn ʿAlî Ḫân Ârzû-yi Ekberâbâdî”, Âyîne-i Mîrâs̱, sy. 40, Tahran 1387 hş., s. 289-318.
a.mlf., “Naẓariyye-i Deryâft: Ez Sirâceddîn ʿAlî Ḫân Ârzû-yi Ekberâbâdî tâ Hans Robert Jauss-i Âlmânî”, a.e., sy. 44 (1388 hş.), s. 90-109.
Saîd Şefîiyyûn, “Laʿl ü Ḫazef, Naḳd ü Berresî Taṣḥîḥ-i Dîvân-ı Ârzû der Cevâb-ı Dîvân-ı Bâbâ Fiġānî”, a.e., sy. 46 (1389 hş.), s. 115-130.
a.mlf., “Pejûheşî Nev der Aḥvâl u Âs̱âr-ı Sirâceddîn ʿAlî Ḫân Ârzû”, Mecelle-i Bûstân-ı Edeb, II/2, Şîraz 1389 hş., s. 83-106.
Yûsuf Bîg Bâbâpûr, “Cilvehâ-yi Naḳd-ı Edebî der Âs̱âr-ı Sirâceddîn ʿAlî Ḫân Ârzû”, Kitâb-ı Mâh-ı Edebiyyât, sy. 33 (1388 hş.), s. 24-29.
Alîm Eşref Hân, “Ferhengnevîsî-yi Fârsî der Şibh-i Ḳārre-i Hind Sirâceddîn ʿAlî Ḫân Ârzû ve Ferheng-i Çirâġ-ı Hidâyet”, Nâme-i Encümen, sy. 33-34, Tahran 1388 hş., s. 171-186.
Sîrûs Şemîsâ – Şehlâ Ferkadânî, “Taḥlîl-i Dîdgâhhâ-yi İntiḳādî-yi Ḫân-ı Ârzû der Teẕkire-i Mecmaʿu’n-nefâʾis”, Faṣlnâme-i Müṭâlaʿât-ı Şibh-i Ḳārre, II/5, Zâhidân 1389 hş., s. 7-28.
P. Hardy, “Ārzū K̲h̲an”, EI2 (İng.), I, 680.
M Siddiqi, “Ārzū, Serāj-al-Dīn ʿAlī Khan”, EIr., II, 691.
Fethullah Müctebâyî, “Ârzû”, DMBİ, I, 295-296.