BABA NAKKAŞ - TDV İslâm Ansiklopedisi

BABA NAKKAŞ

Müellif: FİLİZ ÇAĞMAN
BABA NAKKAŞ
Müellif: FİLİZ ÇAĞMAN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1991
Erişim Tarihi: 04.10.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/baba-nakkas
FİLİZ ÇAĞMAN, "BABA NAKKAŞ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/baba-nakkas (04.10.2024).
Kopyalama metni

Asıl adı Muhammed b. Şeyh Bayezid’dir. Doğum ve ölüm tarihleri bilinmemektedir. Fâtih Sultan Mehmed’in Ramazan 870’te (Mayıs 1466), Çatalca’ya yakın İnceğüz nahiyesinde Kutlubey (bugün Nakkaşköy) köyünü Baba Nakkaş’a mülk olarak verdiği, aslı bugün mevcut olmayan bir temliknâmenin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki Türkçe’ye çevrilmiş suretinden (19.6.1946 ve 1517 nolu suret) anlaşılmaktadır. Baba Nakkaş’la ilgili diğer bir belge, Safer 880 (Haziran 1475) tarihli bir vakfiyedir. Başında Fâtih Sultan Mehmed’in altın yaldızla çekilmiş, etrafı siyah tahrirli tuğrasının yer aldığı bu Arapça vakfiye, Baba Nakkaş’a verilen Kutlubey köyünde yaptırdığı mescide aittir. Köyün tamamı ile İnceğüz’de bir değirmen ve diğer emlâk bu mescide vakfedilmiş ve mütevelliliği Baba Nakkaş’ın ölümünden sonra evlâtlarına intikal ettirilmiştir. Halen özel bir koleksiyonda bulunan bu vakfiyenin önemli yanlarından biri, Baba Nakkaş’ın kimliğine ve yaşadığı döneme açıklık kazandırmasıdır. Vakfiyede Baba Nakkaş’ın sultanın mukarreblerinden (yakın adamlarından) olduğu, asil bir soydan geldiği ve kemal sahibi bulunduğu belirtilmektedir.

Evliya Çelebi de Baba Nakkaş hakkında bilgi verir. Ona göre sanatçı Özbek asıllıdır ve Sultan II. Bayezid’in musâhibi olup ilm-i nakşta Mâni ile Bihzâd ayarındadır. Eski Saray kapısındaki nakışlı saçakla Sarây-ı Cedîd’de Divanhâne-i Bâyezid Han’ın kubbe nakışları onun tarafından yapılmıştır. Yine Evliya Çelebi’ye göre renkli nakış sanatını diyâr-ı Rûm’da o ortaya çıkarmıştır. Evliya Çelebi ölüm tarihini vermemekle birlikte türbesinin Baba Nakkaş kasabasında olduğunu söylemektedir.

Baba Nakkaş’ın oğlunun Mahmud Defterî olduğu bilinmekte ve Kutlubey köyündeki cami hazîresinde yer alan mezar taşından 936 (1529) yılında öldüğü anlaşılmaktadır. Onun oğulları, dedesinin vakfını genişleten ve İbn Baba Nakkaş diye anılan Derviş Mehmed Çelebi ile yine Baba Nakkaş diye anılan Şeyh Mustafa’dır. Dedesi gibi nakkaş olan Şeyh Mustafa’nın 980 (1572) yılında vefat ettiği bilinmektedir. Bu sanatçı ile Baba Nakkaş, isim benzerliğinden dolayı kaynaklarda birbirine karıştırılmıştır.

S. Ünver, vakfiye ile Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’ndeki bilgilere dayanarak Baba Nakkaş’ın Fâtih Sultan Mehmed’in ve II. Bayezid’in mukarreb ve musâhibi olduğu ve ayrıca onun “nakkaşların babası”, en ustaları ve en yaşlıları olduğunu belirterek nakkaşbaşı mevkiinde bulunduğu sonucuna varmış ve İstanbul Üniversite Kütüphanesi’nde bulunan (FY, nr. 1423) bir albümdeki çizimleri sanatçıya atfederek bu albüme Baba Nakkaş Albümü adını vermiştir. Fâtih Sultan Mehmed’in saltanatının sonlarına doğru düzenlendiği anlaşılan çeşitli hat örneklerini, tezhip ve bezeme desenlerini ihtiva eden bu albüm, sarayda bir nakış atölyesinin varlığını ispatlayacak niteliktedir. J. Raby, Fâtih Sultan Mehmed dönemi sarayında yeni bir anlayışla yorumlanan rûmî ve hatâyî üslûbunu “Baba Nakkaş üslûbu” olarak tanımlamış, daha doğrusu Fâtih devri bezeme üslûbunu onun adıyla özdeşleştirmiştir. S. Ünver, Baba Nakkaş vakfiyesindeki altın yaldızla çekilmiş Fâtih Sultan Mehmed tuğrasının da sanatçının elinden çıkmış olabileceğini ileri sürmüştür. Ancak bütün bunlara rağmen kesin olarak Baba Nakkaş’ın elinden çıktığı söylenebilecek herhangi bir eser tanınmamaktadır.


BİBLİYOGRAFYA

, VI, 151-152.

Halil Ethem [Eldem], Elvâh-ı Nakşiyye Koleksiyonu, İstanbul 1924, s. 14.

A. Süheyl Ünver, Fatih Devri Saray Nakışhanesi ve Baba Nakkaş Çalışmaları, İstanbul 1958.

a.mlf., “Baba Nakkaş”, Fâtih ve İstanbul, II/7-12, İstanbul 1954, s. 169-188.

Osmanlı Padişah Fermanları / Imperial Ottoman Fermans (haz. Ayşegül Nadir), London 1986, s. 37.

Nurhan Atasoy – J. Raby, Iznik, London 1989, s. 76 vd.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1991 yılında İstanbul’da basılan 4. cildinde, 369-370 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER