BÂHİLÎ, Abdurrahman b. Rebîa - TDV İslâm Ansiklopedisi

BÂHİLÎ, Abdurrahman b. Rebîa

عبد الرحمن بن ربيعة الباهلي
Müellif:
BÂHİLÎ, Abdurrahman b. Rebîa
Müellif: AHMET ÖNKAL
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1991
Erişim Tarihi: 26.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/bahili-abdurrahman-b-rebia
AHMET ÖNKAL, "BÂHİLÎ, Abdurrahman b. Rebîa", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/bahili-abdurrahman-b-rebia (26.04.2024).
Kopyalama metni

Kılıcının adından dolayı “Zü’n-nûr” lakabıyla anılır. İbn Abdülber, onun Hz. Peygamber’in zamanına yetişmekle beraber hiçbir hadis duyup nakletmediğini kaydederek sahâbîliğine şüpheyle bakarsa da İbn Hacer, sahâbî olmayanların fetihlerde kumandan tayin edilmediklerine dikkat çekerek onun sahâbî olduğunda şüphe bulunmadığını söyler. Herhalde Bâhilî, İslâmiyet’i geç kabul etmesi ve Hz. Peygamber’in savaşlarına katılamaması sebebiyle ashap arasında fazla tanınmamıştı. O daha ziyade Hz. Ömer devrinden itibaren şöhret bulmuştur. Hz. Ömer Bâhilî’yi Sa‘d b. Ebû Vakkās kumandasında İran’a gönderdiği (14/635) orduya kadı tayin etmiş, ayrıca savaş sonunda elde edilecek ganimetlerin muhafazası ve taksimiyle de görevlendirmişti. Onun bu görevlerinin yanı sıra Kādisiye Savaşı’nda bir birliğe kumanda ettiği ve ileri gelen düşman kumandanlarından birini öldürdüğü bilinmektedir. Hz. Ömer tarafından Hazar denizi kıyısında bir liman şehri olan Derbend’in (Bâbülebvâb) fethiyle görevlendirilen Sürâka b. Amr’ın öncü birliklerine kumandanlık etti. Sürâka’nın ölümünden sonra da vali ve başkumandan tayin edilerek Hazar Türkleri’yle muharebeye memur edildi (22/642). Hz. Osman devrinde de aynı göreve devam eden Bâhilî, Belencer çevresinde birçok muharebe ve fetihlerde bulundu. Hz. Osman’ın halifeliğinin sekizinci yılında Hazarlar’la yaptığı bir savaş sırasında şehid düştü. Hz. Ömer devrinde Kûfe kadısı olan kardeşi Selmân b. Rebîa’nın onun şahadetine rağmen savaşa devam ettiği ve Derbend’i fethettiği rivayet edilmektedir.

Cesareti ve daima muzaffer olması sebebiyle Bâhilî’nin bir velî olduğuna inanan Türkler onun kabrini itina ile korumuşlar, kuraklık yıllarında ve diğer sıkıntılı zamanlarında mânevî gücünden medet ummuşlardır.


BİBLİYOGRAFYA

, III, 489, 569; IV, 139, 155-159, 304-305.

, II, 418-419.

, III, 446.

, II, 398.

Mahmûd Şît Hattâb, “ʿAbdurraḥmân Ẕü’n-nûr b. Rebîʿa el-Bâhilî”, , XXIV (1974), s. 83-92.

D. M. Dunlop, “Bāhilī”, , I, 949.

a.mlf., “Bâhilî”, , III, 1022-1023.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1991 yılında İstanbul’da basılan 4. cildinde, 483-484 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER