https://islamansiklopedisi.org.tr/bedayiul-asar
Cinânî’nin bu eserini, hikâye ve latifeye düşkünlüğü ile tanınan, ancak meddah ve kıssahanlardan hep aynı hikâyeleri dinlemekten usanan III. Murad’ın kendisinden hiç duyulmamış hikâyeleri ihtiva eden yeni bir mecmua tertip etmesini istemesi üzerine hazırladığı kaydedilmektedir. Nitekim şair eserinin mukaddimesinde hikâyelerin işitilmemiş olmasına dikkat ettiğini belirtmiş, ancak Sultan Murad’dan hiç söz etmemiştir. Bu sebeple eserin önceden tertip edilip daha sonra padişahın arzusu üzerine kendisine takdim edildiği de düşünülebilir.
Cinânî’nin tek mensur eseri olan Bedâyiu’l-âsâr’daki hikâyelerde daha çok günlük hayata yer verildiğinden bunlar bazı millî ve mahallî çizgiler de taşımaktadır. Bu özelliğiyle yer yer tarihî olaylara da ışık tutan eser bilhassa folklor malzemesi bakımından zengindir ve benzerleri arasında ayrı bir önem taşımaktadır. Arap ve Acem kaynaklarından alınan hikâyelere çok az yer verilen eserde Anadolu ve Rumeli hayatını aksettiren orijinal hikâyeler çoktur ve bunlar yer yer XVI. yüzyılda halkın yaşantısını ayrıntılarıyla yansıtmaktadır. Gezinti âlemleri, kervan hayatı, gemi yolculuğu vb. yerli hayat unsurları bu hikâyelerde canlı bir şekilde tasvir edilmektedir. Bu arada eski Şark masallarında geçen cin, peri, tılsım, büyü motiflerine de yer verilmiş, hatta bazı hikâyeler tamamen bunlar üzerine kurulmuş, böylece XVII ve XVIII. yüzyıllarda yetişecek olan büyük meddahlara zengin bir malzeme hazırlanmıştır.
Eserin en iyi kabul edilebilecek eksiksiz bir nüshası Paris Bibliothèque Nationale’dedir (Ancien fonds Turc, nr. 385; diğer nüshaları için bk. Özkan, Cinânî-Cilâü’l-kulûb, s. 32-33). Bu nüshada yetmiş iki hikâye ile, eserin sonuna eklenmiş “Acîbe ve Garîbe” başlığını taşıyan ve daha çok yazarın şahit olduğu birtakım acayip olayların nakledildiği ayrı bir bölüm yer alır. Cinânî bu eserinden Divan’ında da söz etmiş ve tamamlanmasına, “Dendi nâmı Bedâyiu’l-âsâr” mısraını tarih düşürerek (bk. İÜ Ktp., TY, nr. 3096, vr. 104b) eserin 999’da (1591) yazıldığını belirtmiştir. Bedâyiu’l-âsâr’ın muhtevası bazı ilgi çekici örneklerle beraber C. Okuyucu tarafından geniş bir şekilde tanıtılmıştır (bk. bibl.).
BİBLİYOGRAFYA
Atâî, Zeyl-i Şekāik, s. 396.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 169.
Îżâḥu’l-meknûn, I, 229.
Köprülü, Edebiyat Araştırmaları I, s. 389-391.
Cihan Okuyucu, Cinânî: Hayatı-Eserleri, Divanının Tenkidli Metni (doktora tezi, 1984), İÜ Ed.Fak., I, 179-208.
a.mlf., “Mustafa Cinânî ve Bedayi’ü’l-âsâr’ı”, TED, sy. 13 (1983-1987), s. 351-385.
Mustafa Özkan, Cinânî-Cilâü’l-kulûb (Giriş-İnceleme-Metin-Sözlük), İstanbul 1990, s. 32-33.
a.mlf., “Cinânî, Hayâtı ve Eserleri”, KAM, XVI/4 (1987), s. 25-50.
Hüsnü Kınaylı, “Cenânî (Bursalı Mustafa)”, İst.A, VII, 3489-3490.