https://islamansiklopedisi.org.tr/cemal-efendi-aksarayli
İstanbul’da doğdu ve orada yaşadı. Doğum tarihi hakkında kesin bilgi yoksa da Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’ndeki bir belgede görülen 1297 (1880) kaydını onun doğum yılı olarak kabul etmek mümkündür. Babası, Üsküdar’daki Atik Vâlide Sultan Camii müezzini iken bir sabah ezanını Yıldız Sarayı’ndan dinleyen Pertevniyal Vâlide Sultan’ın isteği üzerine irâde-i seniyye ile Aksaray Vâlide Camii başmüezzinliğine tayin edilen “Nalıncı Hâfız”dır. Cemal Efendi adliyede mubassır iken babasının vefat ettiği gün okuduğu bir ezandan sonra cemaatin isteği üzerine Vâlide Camii başmüezzinliğine getirildi. Son zamanlarındaki rahatsızlığı sebebiyle görevinden ayrılıncaya kadar bu camide müezzinlik vazifesini sürdürdü. Devrin ünlü hâfızlarından biri olarak soyadı kanunundan sonra Gürses soyadını aldıysa da “Hâfız Cemal” olarak şöhret buldu. 11 Mayıs 1946’da İstanbul’da vefat etti.
Tabii bir ses güzelliğine sahip olan, zamanın önde gelen mevlidhan ve na‘thanlarından Hâfız Cemal Efendi, asıl şöhretini tiz perdelerden okuduğu ezanlarla yapmıştır. Arkadaşlarından tarihçi ve mûsikişinas Ali Rıza Sağman, Meşhur Hafız Sâmi Merhum adlı eserinde ondan bahsederken, “Yalnız ezan okumak için yaratılmış, ezanda bir Bilâl-i Sânî idi. Mevlid nasıl ki Sâmi’de (Hâfız Sâmi) en ulvî sesini kaybetmiş ise ezan okumak da Hâfız Cemal ile gitmiştir. Cemal ezan okumaya başlayınca bütün muhit vecd içinde titrerdi. Ezan bitinceye kadar evler, yollar, meydan mutlak bir sükût içinde kalırdı” demektedir. Süleymaniye Camii müezzinleriyle karşılıklı olarak okuduğu sabah ezanları da meşhurdur. Millî Mücadele’yi takiben “Şehitlikleri İmar Cemiyeti” tarafından Anafartalar’da Çanakkale şehidleri için mevlid okumak üzere davet edilen heyette yer alan Hâfız Cemal’in Gelibolu önlerinde vapurdan okuduğu sabah ezanı, hâfızalarda derin iz bırakan bir okuyuş olarak kaynaklara geçmiştir. Yurt içinden ve yurt dışından gelip onun ezan ve salâsını dinlemek için minare dibinde bekleşenlerin bulunduğu da şifahî rivayetler arasındadır. Cemal Efendi’nin ezan okuma tavrı, bu camide kendinden sonra gelen müezzinler tarafından uzun müddet devam ettirilmişse de günümüze kadar ulaşmamıştır.
BİBLİYOGRAFYA
Evkaf Umum Müdürlüğü Hayrat Hademesi Maaş Defterleri, 1937-38, s. 184; 1939-40, s. 178; 1941-42, s. 178; 1943-44, s. 173; 194-546, s. 177.
Ali Rıza Sağman, Meşhur Hafız Sâmi Merhum, İstanbul 1947, s. 97-104.
Ergun, Antoloji, II, 634.
Türkiye Maarif Tarihi, V, 1832.
Rıdvan Lâle, “Üstat ve Maruf Bestekâr Zeki Arif Bey”, TMD, sy. 35 (1950), s. 16-17.
H. Zeki Altın, “Hafız Cemâl (Aksaraylı)”, San‘at ve Kültürde Kök, II/14, İstanbul 1982, s. 23.
R. Ekrem Koçu, “Cemal Efendi (Aksaraylı Hâfız)”, İst.A, VI, 3438-3439.
Öztuna, BTMA, I, 175.