https://islamansiklopedisi.org.tr/cudey-b-ali
Ezd kabilesine mensup olan ailesi İran’ın fethinden sonra Kirman’a yerleşti. Kirman’da doğduğu için Kirmânî nisbesiyle meşhurdur. Bütün ömrü Horasan’da geçtiğinden Şeyh-i Horasân lakabıyla anılırdı. Halife Ömer b. Abdülazîz’in müslüman olan gayri Arap unsurdan cizye almama uygulamasının onun ölümünden sonra terkedilmesi bazı isyanlara sebep olmuştur. Bunlardan birisi de Hâris b. Süreyc’in Tohâristan’da başlattığı isyandır. İsyanın yayılmasına engel olamayan Horasan Valisi Âsım b. Abdullah el-Hilâlî azledilerek yerine Esed b. Abdullah el-Kasrî getirildi. Esed yardımcılığına, yıllardan beri Horasan’da bulunan, ülkeyi ve Arap kabileleri arasındaki münasebetleri çok iyi bilen Cüdey‘i getirdi (118/736).
Esed Hâris’e karşı derhal harekete geçerek onu Mâverâünnehir’i terketmeye ve Tohâristan’a çekilmeye mecbur etti. Hâris Kuzey Tohâristan’da akrabalarının bulunduğu Tebûşkân Kalesi’ne gitti, fakat içeri alınmadı. Esed Cüdey‘ b. Ali kumandasındaki bir orduyu Tebûşkân üzerine gönderdi. Cüdey‘ kaleyi kuşatarak içeridekileri teslime zorladı. Kaledeki savaşçılar kılıçtan geçirildi, kadın ve çocuklar ise esir alındı. 736 yılı sonlarında Türgiş hakanı ile Esed arasındaki mücadeleler sırasında Cüdey‘ Belh’te kalarak şehri muhtemel saldırılara karşı korumak için tedbir aldı.
Hişâm’ın ölümünden sonra Emevî halifesi olan II. Velîd’in (743-744) kısa bir süre sonra III. Yezîd’in çıkardığı bir isyan neticesinde öldürülmesi, Horasan’da Arap kabileleri arasında küllenmekte olan rekabeti yeniden alevlendirdi. Ezd ve Rebîa kabileleri Cüdey‘ b. Ali’nin önderliğinde Horasan Valisi Nasr b. Seyyâr’a karşı isyan ettiler. Cüdey‘, Emevîler tarafından şiddetle cezalandırılan Mühelleboğulları’nın intikamını almak iddiasıyla ortaya çıkarak Ezd kabilesini etrafında topladı. Fakat Nasr ile giriştiği ilk mücadelede esir düştü ve Merv’de hapsedildi (744). Cüdey‘ bir ay sonra hapisten kaçarak Merv civarında Ezd ve Rebîa kabilelerinden oluşan yeni bir ordu kurdu. Nasr onların üzerine yürüdüyse de taraflar birbirlerinden çekindikleri için savaş olmadı. Bu sırada Nasr Cüdey‘in can düşmanı olan Hâris b. Süreyc ile temasa geçerek ortak düşmanlarına karşı onunla anlaşmak istedi. Ancak bu mümkün olmadı. Mart 746’da yapılan mücadeleyi Nasr kazandı. Bu yenilgi üzerine Hâris Cüdey‘ ile temasa geçerek onunla anlaştı. Bu defa mağlûbiyet sırası Nasr’a gelmişti. Onların karşısında duramayan Nasr Merv’den Nîşâbur’a çekildi.
Hâris ile Cüdey‘ arasındaki iş birliği uzun sürmedi ve aralarında mücadele başladı. Nisan 746 tarihinde yapılan savaşta Hâris yenildi ve savaş meydanında hayatını kaybetti. Nasr ise Nîşâbur’da yeni Irak umumi valisi Yezîd b. Ömer b. Hübeyre’nin de desteği sayesinde bir ordu düzenleyerek iyice kuvvetlenmiş olan Cüdey‘le savaşmak için hazırlıklarını tamamladı. 747 yılında Merv’i tekrar ele geçirmek için harekete geçti, Cüdey‘ de şehirden çıkarak onu karşıladı. İki ordu Handekayn adı verilen yerde savaşa girmeden günlerce beklediler. Küçük çaptaki çarpışmalar ise devam ediyordu. Nihayet Nasr ile Cüdey‘ arasında Nasr’ın karargâhında müzakereler başladı. Bu sırada Nasr’ın yanında bulunan Hâris b. Süreyc’in oğullarından birisi babasının intikamını almak için Cüdey‘i arkadan bıçaklayarak öldürdü. Başka bir rivayete göre ise iki ordu arasında görüşmeler yapılırken Nasr’ın daha önce verdiği tâlimat üzerine Cüdey‘ âni bir hücumla öldürülmüştür.
BİBLİYOGRAFYA
Dîneverî, el-Aḫbârü’ṭ-ṭıvâl, s. 340, 351-354, 356-357, 362.
Ya‘kūbî, Târîḫ, II, 333, 341.
Taberî, Târîḫ (de Goeje), II, 1589-1591, 1605-1606, 1612, 1659-1661, 1855-1867, 1970-1975.
İbn Hazm, Cemhere, s. 381.
İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, V, 197, 203, 302-307, 342-345, 363-367, 383.
İbn Kesîr, el-Bidâye, IX, 326; X, 15, 26-27, 3033.
Ziriklî, el-Aʿlâm, II, 104.
J. Wellhausen, Arap Devleti ve Sukutu (trc. Fikret Işıltan), İstanbul 1963, s. 222-224, 230-232.
Abdüşşâfî M. Abdüllâtif, el-ʿÂlemü’l-İslâmî fi’l-ʿaṣri’l-Ümevî, [baskı yeri yok] 1404/1984, s. 536.
Barthold, Türkistan (1990), s. 209-210.
G. R. Hawting, The First Dynasty of Islam: The Umayyad Caliphate AD 661-750, Corbondale 1987, s. 87-88, 107-108.
K. V. Zetterstéen, “Nasr b. Seyyâr”, İA, IX, 108.
el-Ḳāmûsü’l-İslâmî, I, 587.
Dihhudâ, Luġatnâme, X, 274.
C. E. Bosworth, “Nasr b. Sayyār”, EI2 (İng.), VII, 1016.