Taraflar ve şahitlerinin hâkim huzurunda dava ile ilgili olarak sundukları bilgi ve delillerin, yemin, ikrar veya inkârın kaydedildiği belge ve defterler.bk. ŞÜRÛT ve SİCİLLÂT الشروط و السجلّات
ZAMAN AŞIMI Bir hakkın kazanılmasını sağlayan veya dava edilmesini önleyen belli bir sürenin geçmesini ifade eden fıkıh/hukuk terimi.
NÂMIK KEMAL XIX. yüzyılın ikinci yarısında Türk edebiyatı ve siyasî hayatında büyük tesirler meydana getiren vatan ve hürriyet şairi, dava ve mücadele adamı, edip, yazar, gazeteci ve idareci.
HUSUMET الخصومة Yargılama hukukunda şahısların davaya taraf olma sıfat ve ehliyetini ifade eden bir terim.
KADI القاضي Hukukî uyuşmazlıkları ve davaları karara bağlamak üzere devletçe tayin edilen görevli, hâkim.
MUHZIR المحضر Mahkemelerde davalı ve davacıyı mahkeme huzuruna celbeden görevli, yüksek rütbeli bir yeniçeri kumandanının unvanı.
HUZUR MÜRÂFAASI Osmanlılar’da itiraz edilen bir davanın sadrazamın huzurunda yeniden görülmesini ifade eden bir tabir.
KAZASKER قاضيعسكر İslâm tarihinde askerler arasındaki davalara bakan ordu kadısı, Osmanlılar’da Dîvân-ı Hümâyun’un üyesi, yargı ve eğitim teşkilâtının sorumlusu.
NİZÂMİYE MAHKEMELERİ Tanzimat’tan sonra kurulan ve şer‘î hususlar dışındaki davalara bakan mahkemeler.
SULH الصلح Karşılıklı rıza ile çekişmeyi ortadan kaldıran akid veya görülmekte olan davanın anlaşmayla sona erdirilmesi anlamında fıkıh terimi.
EMÎR-i DÂD أمير داد Selçuklular’da başta devlet aleyhine işlenen cürümler olmak üzere şer‘î davaların dışındaki örfî davalara hükümdar adına bakan görevli.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?