DESTÂN-ı YÛSUF - TDV İslâm Ansiklopedisi

DESTÂN-ı YÛSUF

دستان يوسف
Müellif: TUNCER GÜLENSOY
DESTÂN-ı YÛSUF
Müellif: TUNCER GÜLENSOY
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1994
Erişim Tarihi: 04.10.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/destan-i-yusuf
TUNCER GÜLENSOY, "DESTÂN-ı YÛSUF", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/destan-i-yusuf (04.10.2024).
Kopyalama metni

Bilinen tek yazma nüshasının üzerinde eserin adı Destân-ı Yûsuf aleyhi’s-selâm şeklinde kayıtlı olup altında da “ve hâzâ ahsenü’l-kasasi’l-mübârek” ibaresi yer almaktadır. Mesnevi tarzında 1529 beyitten oluşan ve aruzun “fâilâtün fâilâtün fâilât” vezniyle yazılmış olan kitap, Anadolu sahasında bu konuda kaleme alınan ilk eserdir. İslâm ve İslâmî Türk edebiyatlarında pek çok yazar tarafından işlenen Yûsuf kıssası, Kur’an’da “ahsenü’l-kasas” (kıssaların en güzeli) olarak nitelendirilmiş (Yûsuf 12/3) ve geniş bir şekilde anlatılmıştır. Müellifin eserini meydana getirirken Orta Asya Türk şairi Ali’nin 1232 yılında yazdığı Kıssa-i Yûsuf adlı mesnevisinden faydalandığı da kabul edilmektedir.

Mesnevi dokuz beyitlik besmele, tevhid, münâcât ve üç beyitlik na‘ttan sonra başlar. Hikâyenin arasında uygun yerlerde “nükte” adıyla bazı öğütler de verilir.

Eserin bilinen tek nüshası Türk Dil Kurumu Kütüphanesi’nde olup “Raif Yelkenci nüshası” olarak da anılır. Abdürrahim b. Kāsım b. Hasan adlı bir kişinin Zilhicce 952’de (Şubat 1546) istinsah ettiği bu nüshada birçok vezin ve imlâ hatası vardır. Dehri Dilçin tarafından Latin harflerine çevrilerek Türk Dil Kurumu yayınları arasında Yusuf ve Zeliha adıyla (İstanbul 1946) yayımlanan yazmadaki bu yanlışların bir kısmı nâşir tarafından düzeltilirken aynı zamanda pek çok okuma hatasına düşülmüştür. Neşrin sonunda verilen metnin tıpkıbasımı ise eseri aslından okumak bakımından önemlidir.

Destân-ı Yûsuf, bilinen bütün “Yûsuf u Züleyhâ” mesnevileriyle aynı konuyu işlemekle birlikte dinî motifleri ve “nükte” başlığı altındaki değerlendirmeleriyle zengin bir üslûba sahiptir. Dil bakımından Eski Anadolu Türkçesi’nin fonetik ve morfolojik özelliklerini taşıdığı için ayrıca önemlidir. Türk edebiyatında bu konu manzum ve mensur olarak Destân-ı Yûsuf, Kıssa-i Yûsuf, Yûsuf ve Züleyhâ, ayrıca Ahsenü’l-kasas ve Sittîn li-câmii’l-besâtîn (Arapça’dan tercüme) gibi adlarla da pek çok defa kaleme alınmıştır.


BİBLİYOGRAFYA

Şeyyad Hamza, Yusuf ve Zeliha (haz. Dehri Dilçin), İstanbul 1946.

Talât Tekin, Şeyyad Hamza’nın Destân-ı Yûsuf Mesnevisi Üzerinde Dil Tetkikleri (mezuniyet tezi, 1951), Türkiyat Araştırma Merkezi, T, nr. 367.

İsmail Hikmet Ertaylan, “Türk Dilinde Yazılan İlk Yûsuf ve Züleyhâ”, , III/1-2 (1948), s. 211-230.

Halide Cemil Dolu, “Yûsuf Hikâyesi Hakkında Birkaç Söz ve Bazı Türkçe Nüshalar”, a.e., IV/4 (1952), s. 420-445.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1994 yılında İstanbul’da basılan 9. cildinde, 210 numaralı sayfada yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER