https://islamansiklopedisi.org.tr/ebu-madi-iliyya
Lübnan’da Bekfeyâ’ya bağlı Muhaydise köyünde doğdu. İlk eğitimini burada aldı. Babası ayakkabıcılık yapan ve ticaretle uğraşan bir köylüydü. Ebû Mâdî sekiz yaşına gelince babası onu Bekfeyâ’daki hıristiyan okuluna gönderdi. Lübnan’da geçirdiği çocukluk yılları köyün sınırlarını aşmadı. Daha sonra Mısır’daki amcası tütün dükkânında kendisine yardımcı olması için onu yanına çağırınca okulunu bırakıp İskenderiye’ye gitti (1901) ve on bir yıl devam edecek olan Mısır hayatı başladı. Ağabeyinin de tütün dükkânı açması üzerine onun yanına geçti. Ağabeyinin dükkânına gelip şiir ve edebiyat geceleri düzenleyen şair ve ediplerin yanında bulundu. Bir buçuk yıl sonra ağabeyisiyle birlikte Lübnan’a döndü. On yedi yaşına geldiğinde şiir yazıp gazete ve dergilerde yayımlamaya başladı. İlk şiirini yolladığı haftalık el-Eksbres dergisinin sahibi Nazmî Nesîm onu şiir yazmaya, eski ve yeni divanları okumaya teşvik etti. Ebû Mâdî bu dönemde toplumsal, siyasal ve dinî şiirler yazıp eẓ-Ẓuhûr dergisinde neşretti. Köyde yaşayan babası oğlunun siyasetle ilgilendiğini duyunca endişeye kapıldı ve İskenderiye’den döndükten sonra onu Amerika’da bulunan büyük oğlunun yanına gönderdi.
1912’de Mısır’dan ayrılıp önce Lübnan’a, oradan Amerika’ya geçen Ebû Mâdî, Mısır’dan ayrılmadan önce Teẕkârü’l-mâżî adlı ilk divanını neşretti (1911). Amerika’da Ohio eyaletinin Cincinnati şehrinde ticaretle uğraşan ağabeyinin yanında çalışmaya başladı. Beş yıl süreyle çalıştığı dükkânda o zamanlar New York’ta çıkan Mirʾâtü’l-ġarb dergisinin sahibi Necîb Deyyâb ile tanıştı ve şiirlerini bu dergiye yolladı. Ebû Mâdî, ticareti bırakıp şiir ve edebiyatla uğraşması gerektiğini farkederek 1916’da New York’a gitmeye karar verdi. Oraya varınca önce kısa bir süre el-Mecelletü’l-ʿArabiyye ve ardından el-Fetât dergilerini, daha sonra da Mirʾâtü’l-ġarb gazetesini çıkardı. 1919’da New York’ta Dîvânü Îliyyâ Ebî Mâḍî adlı divanını, Mısır’daki ilk divanına koymaya cesaret edemediği şiirlerini de ekleyerek mehcer edebiyatının en önemli ismi Cibrân Halîl Cibrân’ın mukaddimesiyle birlikte yayımladı. 1920’de Cibrân Halîl Cibrân ile Mîhâîl Nuayme’nin kurduğu er-Râbıtatü’l-kalemiyye adlı edebiyat derneğine üye oldu; burada Nesîb Arîza, Reşîd Eyyûb, Nedre Haddâd gibi mehcer edebiyatının önemli isimleriyle tanıştı. 1929’da başyazarlığını yaptığı Mirʾâtü’l-ġarb gazetesini bırakıp aynı yıl es-Semîr dergisini çıkarmaya başladı. Önce ayda bir çıkan dergi 1936’da günlük gazete haline geldi. Ebû Mâdî hayatının sonuna kadar bu gazetenin idaresiyle ilgilendi. 1927’de el-Cedâvil adlı divanını ve 1940’ta el-Ḫamâʾil adlı son divanını neşretti. UNESCO’nun davetlisi olarak bir konferansa katılmak üzere 1948’de Lübnan’a gitti. Ardından Amerika’ya es-Semîr’deki işinin başına döndü. Yeni bir divanın hazırlıklarını yaparken kalp rahatsızlığı yüzünden bir süre hastahanede tedavi gördü. 13 Kasım 1957’de geçirdiği kalp krizi sonucu öldü.
Ebû Mâdî, elli beş şiir içeren ilk divanında İbnü’r-Rûmî ve Mütenebbî gibi klasik Arap şairlerinden etkilenmiş, şiirlerini Bârûdî, İsmâil Sabrî ve Ahmed Şevkī gibi klasik kafiye düzeni ve klasik temaların hâkim olduğu bir yapıyla yazmıştır. İkinci divanı taklitle yaratıcılık arasında bir geçiş dönemine işaret eden ağıt, politika, milliyetçilik, aşk vb. konulardaki yetmiş dokuz şiirinden oluşur. Şair bu divanında zaman zaman ilk divanında görülen tek anlatıcı ve tek kafiye formatının dışına çıkar. Ebû Mâdî’nin üçüncü divanı olan el-Cedâvil en meşhur şiiri “eṭ-Ṭalâsim”le birlikte otuz beş şiir içerir. Divana yazdığı kısa önsözde er-Râbıtatü’l-kalemiyye’nin şiir tutumunu benimsediğini vurgular. Mîhâîl Nuayme, bu divanla şairin yedi yıl önce çıkan divanının aynı şair tarafından yazıldığına inanmanın güç olduğunu ve bu divanla birlikte Ebû Mâdî ile aralarında bir bağ oluştuğunu söyler. el-Cedâvil’deki şiirlerde zaman zaman karamsar bir yolun izlendiği romantizmin etkisi görülür. Ancak şair Halîl Cibrân ve arkadaşlarının romantik eğilimine tamamen bağlı kalmamış, şiirlerinde hayatın güzel yönlerini de yansıtmıştır. Şevkī Dayf onun bu anlayışını, Ömer Hayyâm’ın rubâîlerinde görülen hayatı doya doya yaşamaya yönelik felsefesinden etkilenmesine bağlar (Dirâsât, s. 183). Ebû Mâdî’nin 1946’da çıkardığı el-Ḫamâʾil adlı divanı altmış yedi kısa şiiri ihtiva eder ve burada özellikle tabiat vurgusu ile iyimserlik göze çarpar. Şair en zor durumlarda bile hayata olumlu bakmaya çalışır. Ayrıca bu divanında milliyetçilikle ilgili şiirler de yer alır. Divandaki bazı şiirler daha sonra şarkı sözü olarak bestelenmiştir. Kendisinin Tibr ve türâb adını koyduğu divanı bazı şiirlerinden seçilerek 1960’ta basılmış, daha sonra da bütün şiirleri Sâmî ed-Dehhân tarafından derlenip el-Aʿmâlü(ş-şiʿriyyetü)’l-kâmile adıyla yayımlanmıştır (Beyrut 2004).
Gazetecilik Ebû Mâdî’nin hayatında çok önemli bir yer tutmuş, şiirlerini yayımlamak ve görüşlerini daha geniş bir alanda sunmak için kendisine fırsat vermiştir. Ebû Mâdî’nin her ne kadar şairliği ön plana çıksa da Mirʾâtü’l-ġarb ve es-Semîr gazetelerinde yayımladığı nesir türü yazıları da mevcuttur. Nesir yazıları arasında eleştirel olanların yanında özellikle bireyin ve toplumun ıslahına yönelik makaleler göze çarpar. M. Nuayme, mehcer şairleri arasında düz yazıları da yayımlanmaya değer sadece iki isim bulunduğunu zikreder. Bunlardan biri Cibrân Halîl Cibrân, diğeri Îliyyâ Ebû Mâdî’dir.
Ortodoks hıristiyan bir aile içinde dünyaya gelmiş olan Ebû Mâdî daha sonra dinî inançlarını terketmiş, özellikle âhiret inancını reddetmiştir. Tek inandığı şey kendi varlığı ve geleceği kesin olan ölümdür. “eṭ-Ṭalâsim” (Bilmeceler) başlıklı uzun kasidesinde yer alan, “Geldim, nereden bilmiyorum, fakat geldim” gibi mısraları tepkiyle karşılanmış ve birçok din âlimi tarafından sert bir dille eleştirilmiştir (Demirayak, VIII/20 [2002], s. 307-328). Genelde mehcer edebiyatı, özelde Ebû Mâdî’nin şiirleri dil bozuklukları sebebiyle de eleştirilere mâruz kalmıştır. Nitekim Tâhâ Hüseyin, Ebû Mâdî’yi sarf ve nahiv kurallarını çiğnemekle suçlamıştır. Onun kullandığı dilin zaman zaman çirkinlik derecesine ulaştığını, kendisi de bunun farkında olmasına rağmen bozuk dille yazmayı şiirsel bir ekol haline getirmeye çalıştığını söyler (Ḥadîs̱ü’l-erbiʿâʾ, s. 195-201).
Divanları: Teẕkârü’l-mâżî (İskenderiye 1911), Dîvânü Îliyyâ Ebî Mâḍî (New York 1919; nşr. Afîf Nâyif Hâtûm, Beyrut 1431/2010), el-Cedâvil (New York 1927), el-Ḫamâʾil (New York 1940), Tibr ve türâb (Beyrut 1960), el-Aʿmâlü(ş-şiʿriyyetü)’l-kâmile I-III (der. Sâmî ed-Dehhân, Beyrut 2004), el-Aʿmâlü’ş-şiʿriyyetü’l-kâmile (der. ve nşr. Abdülkerîm Eşter, Küveyt 2008).
Şairin kaynaklarda Ḳıṣaṣü’l-Aġreş ve mereʾtühû el-Hübele, Muġāmerâtü Ḫâlid Ḥazîn, Maʿa’l-ḥayât fi’n-naḳd ve’l-edeb (Beyrut 1986) adlı eserleri de zikredilmektedir.
Ebû Mâdî hakkında birçok monografi yazılmış ve akademik çalışma yapılmıştır: Abdüllatîf Şerâre, Îliyyâ Ebû Mâḍî: Dirâse taḥlîliyye (Beyrut 1961); Îliyyâ Selîm Hâvî, Îliyyâ Ebû Mâḍî: Şâʿirü’t-tesâʾül ve’t-tefâʾül (Beyrut 1972); Abdülalîm Kabbânî, Îliyyâ Ebû Mâdî: Ḥayâtühû ve şiʿruhû bi’l-İskenderiyye (Kahire 1974); George Dimitiri Selîm, Îliyyâ Ebû Mâḍî (1889-1957): Dirâsât ʿanhü ve eşʿarihi’l-mechûle (Kahire 1977); Îsâ en-Nâ‘ûrî, Îliyyâ Ebû Mâḍî: Resûlü’ş-şiʿri’l-ḥadîs̱ (Beyrut 1977); Mahmud Sultân, Îliyyâ Ebû Mâḍî beyne’r-rûmansiyye ve’l-vâḳıʿiyye (Küveyt 1979); Muhammed Ali Seyyid, el-İtticâhâtü’l-fenniyye fî şiʿri Îliyyâ Ebî Mâḍî (doktora tezi, Ezher Üniversitesi, Kahire 1981); Abdülmecîd Âbidîn, Beyne şâʿireyn müceddideyn: Îliyyâ Ebî Mâḍî ve ʿAlî Maḥmûd Ṭâhâ el-Mühendis (İskenderiye 1989); Cemîl Cebr, Îliyyâ Ebû Mâḍî (Beyrut 1992); Abdülmecîd el-Hur, Îliyyâ Ebû Mâḍî: Bâʿis̱ü’l-emel ve mefcerü yenâbîʿi’t-tefâʾül (Beyrut 1995); Sâlim el-Ma‘ûş, Îliyyâ Ebû Mâḍî beyne’ş-şarḳ ve’l-ġarb: Fî Riḥleti’t-teşerrüd ve’l-felsefe ve’ş-şâʿiriyye (Beyrut 1997); Corc Şekîb Saâde, eṣ-Ṣırâʿ beyne’r-rîf ve’l-medîne fî şiʿri Îliyyâ Ebî Mâḍî (Beyrut 2002); Muhammed Hammûd, Îliyyâ Ebû Mâḍî: Şâʿirü’l-ġurbe ve’l-ḥanîn (Beyrut 2003); Abdülbâsıt Mahmûd, Dirâse fî luġati’ş-şiʿr ʿinde Îliyyâ Ebî Mâḍî (Kahire 2005); Ca‘fer Tayyâr el-Kettânî, Îliyyâ Ebû Mâḍî: Dirâse taḥlîliyye (Kahire, ts. [Mektebetü’l-Hancî]).
BİBLİYOGRAFYA
Tâhâ Hüseyin, Ḥadîs̱ü’l-erbiʿâʾ, Kahire 1937, s. 195-201.
Şevkī Dayf, Dirâsât fi’ş-şiʿri’l-ʿArabiyyi’l-ḥadîs̱, Kahire 1959, s. 183.
Îliyyâ Hâvî, Îliyyâ Ebû Mâḍî: Şâʿirü’t-tesâʾül ve’t-tefâʾül, Beyrut 1972, tür.yer.
Erdinç Doğru, Mehcer Edebiyatı ve Arap Edebiyatına Etkisi (yüksek lisans tezi, 1998), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Afîf Nâyif Hâtûm, Îliyyâ Ebû Mâḍî, Beyrut 1994, tür.yer.
Mîşâl Halîl Cühâ, eş-Şiʿrü’l-ʿArabiyyü’l-ḥadîs̱ min Aḥmed Şevkī ilâ Maḥmûd Dervîş, Beyrut 1999, s. 112-123.
İbrâhim b. Abdullah el-Hâzimî, Mevsûʿatü Aʿlâmi’l-ḳarni’r-râbiʿ ʿaşer ve’l-ḫâmis ʿaşer el-hicrî, Riyad 1419, III, 1060-1061.
Hâmid Mecîd Hedv, “Îliyyâ Ebû Mâḍî”, Mevsûʿatü Beyti’l-ḥikme li-aʿlâmi’l-ʿArab fi’l-ḳarneyni’t-tâsiʿ ʿaşer ve’l-ʿişrîn, Bağdad 1420/2000, I, 83-84.
Halîl Ahmed Halîl, Mevsûʿatü aʿlâmi’l-ʿArabi’l-mübdiʿîn fi’l-ḳarni’l-ʿişrîn, Beyrut 2001, I, 53-59.
C. Stone, “Īliyyā Abū Mādī”, Essays in Arabic Literary Biography: 1850-1950 (ed. R. Allen), Wiesbaden 2010, s. 24-33.
Kenan Demirayak, “Ebû Mâdî’nin et-Talasim ‘Bilmeceler’ Adlı Şiirine Bir Muâraza”, EKEV Akademik Dergisi, VIII/20, Ankara 2002, s. 307-328.
Hâmid Sıdkī, “eṭ-Ṭabîʿa fî teʾemmülâti Îliyyâ Ebî Mâḍî eş-şiʿriyye”, Âfâḳu’l-ḥaḍâreti’l-İslâmiyye, sy. 23, Tahran 2009, s. 263-282.