https://islamansiklopedisi.org.tr/ebu-umame
600 yılı başlarında doğdu. Bâhile kabilesine mensup olan Ebû Ümâme’nin İslâmiyet’i ne zaman kabul ettiği belli değildir. Uhud Gazvesi’ne katıldığına dair olan rivayet zayıf görülmekle beraber Hudeybiye Antlaşması’ndan önce müslüman olduğu ve bu antlaşmada hazır bulunduğu bilinmektedir. Hz. Peygamber’le birlikte muhtelif gazvelere katıldı. Bu gazvelerin üçünde şehid olması için dua etmesini Resûl-i Ekrem’den ısrarla istedi. Fakat Resûlullah her defasında kendisine selâmet ve ganimet temennisinde bulundu. Hz. Peygamber onu irşad maksadıyla kendi kabilesi Bâhile’ye gönderdi. Kavminin önceleri ona ilgi göstermediği, hatta yiyecek vermeyip aç bıraktığı, ancak mânevî bir gıda ile doyurulduğunu görmeleri üzerine İslâmiyet’i kabul ettikleri rivayet edilmektedir (Hâkim, III, 641-642; Heysemî, IX, 387). Ebû Ümâme Vedâ haccında Hz. Peygamber’in yanında yer aldı. Resûlullah’ın vefatından sonra Mısır’a gittiyse de bir müddet sonra Humus’a yerleşti. Sıffîn Savaşı’nda Hz. Ali tarafında yer aldı.
Hz. Peygamber’den başka Ömer, Osman, Ali, Muâz b. Cebel, Ebû Ubeyde b. Cerrâh, Ubâde b. Sâmit ve başka sahâbîlerden 250 hadis rivayet etmiş olan Ebû Ümâme’nin rivayetlerinin çoğu Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde (V, 248-270) ve Kütüb-i Sitte’de yer almıştır (bk. Wensinck, VIII, 123-124). Hadisi duyduğu gibi rivayet edebilmek için titizlik gösterir, bir hadisi Hz. Peygamber’den yalnız bir defa duymakla onu rivayet etmeyeceğini söylerdi (Müsned, V, 250). Tâbiîn neslinden Mekhûl b. Ebû Müslim, Hâlid b. Ma‘dân, Ebû İdrîs el-Havlânî, Recâ b. Hayve gibi âlimler ve Suriyeli muhaddisler kendisinden rivayette bulunmuşlardır.
Ebû Ümâme 86 (705) yılında 106 yaşında iken Humus’ta vefat etti. 81 (700), 82 (701), hatta 91’de (710) öldüğü de ileri sürülmüştür. İbn Hibbân’ın 86 yılında yetmiş bir yaşında öldüğünü söylemesi yanlışlık eseri olmalıdır. Tehẕîbü Târîḫi Dımaşḳ’ta da doksan bir yaşında öldüğü belirtilmektedir. Vefatı konusundaki bu ihtilâflara rağmen onun Humus’ta en son vefat eden sahâbî olduğu kabul edilmektedir.
Hz. Peygamber’in, “Sen bendensin, ben de senden” diyerek iltifat ettiği söylenen (İbn Hacer, el-İṣâbe, III, 421) Ebû Ümâme gösterişi sevmez, bazı kerametlerinin ortaya çıkması onu rahatsız ederdi. Mescidde secdeye kapanıp ağlayan birini, bunu evinde yapması gerektiğini söyleyerek uyarmıştı. Cömert bir insan olan Ebû Ümâme eline geçen her şeyi muhtaçlara dağıtır, hiçbir fakiri geri çevirmezdi.
BİBLİYOGRAFYA
Wensinck, el-Muʿcem, VIII, 123-124.
Müsned, V, 248-270.
Hâkim, el-Müstedrek, III, 641-642.
İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, VII, 411-412.
Buhârî, et-Târîḫu’l-kebîr, IV, 326-327.
İbn Kuteybe, el-Maʿârif (Sâvî), s. 134.
İbn Ebû Hâtim, el-Cerḥ ve’t-taʿdîl, III, 454.
İbn Hibbân, Meşâhîr, s. 50.
İbnü’l-Cevzî, Ṣıfatü’ṣ-ṣafve, I, 733-736.
a.mlf., Üsdü’l-ġābe, III, 16; VI, 16-17.
a.mlf., el-Kâmil, II, 405; IV, 477.
Nevevî, Tehẕîb, II, 176.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, III, 359-363.
a.mlf., Târîḫu’l-İslâm: sene 81-100, s. 226-230.
Heysemî, Mecmaʿu’z-zevâʾid, IX, 386-387.
İbn Hacer, Tehẕîbü’t-Tehẕîb, IV, 420-421.
a.mlf., el-İṣâbe (Bicâvî), III, 420-421.
İbnü’l-İmâd, Şeẕerât, I, 96.
Bedrân, Tehẕîbü Târîḫi Dımaşḳ, VI, 419-424.