https://islamansiklopedisi.org.tr/edib-sabir
Horasan’ın Tirmiz şehrinde doğdu. İlk şiirlerini burada yazdı. Hayatının büyük bir bölümünü Nîşâbur’da geçirdi. Şiirlerinde Edîb ve Sâbir mahlaslarını kullandı. Horasan Valisi Mecdüddin Ebü’l-Kāsım Ali b. Ca‘fer tarafından Selçuklu Sultanı Sencer’in huzuruna çıkarıldı; bu olaydan sonra sarayda önemli mevkilere yükseldi. Sencer’i öven kasideler yazdı. Hârizmşah Atsız’la aralarındaki ihtilâfları çözümlemek için Sencer tarafından Hârizm’e elçi olarak gönderildi. Hârizm’de bulunduğu yıllarda Atsız için de kasideler yazdı. Atsız’ın Sencer’i öldürtmek için iki kişiyi görevlendirdiğini yaşlı bir kadın vasıtasıyla Sencer’e bildirdi. Sencer de suikastçıları yakalatarak öldürttü. Ancak Edîb Sâbir, olaydaki rolünü öğrenen Atsız tarafından Ceyhun ırmağında boğdurularak öldürüldü. Zebîhullah Safâ, olayın 538 (1143-44) ile 542 (1147-48) yılları arasındaki bir tarihte meydana gelmiş olabileceğini ileri sürer (Edebiyyât, II, 644). Tezkire müellifleri Devletşah (Teẕkire, s. 57) ile Rızâ Kulı Han Hidâyet ise (Mecmaʿu’l-fuṣaḥâʾ, II, 821-822) Edîb’in ölüm tarihi olarak 546 (1151-52) yılını verirler.
Çağdaşlarından Reşîdüddin Vatvât, Hâkānî-yi Şirvânî, Nizâmî-i Arûzî, Senâî ve Evhadüddîn-i Enverî ile dostça münasebetler kuran Edîb Sâbir, İran edebiyatının büyük şairlerinden biri sayılır. Nitekim ünlü kaside şairi Enverî bile bir şiirinde onu kendisinden daha üstün kabul etmiştir. Üslûbu daha çok Gazneli Mahmud’un saray şairlerinden Unsurî ve Ferruhî-yi Sîstânî’yi andırır. Maddî aşk, şarap, zevk ve eğlence gibi temaların yanında âhiret, dünyanın vefasızlığı ve insanın âcizliği gibi konulara da yer veren Edîb Sâbir’in özellikle aşk ve şarap konulu şiirlerinde İslâmî kurallara pek aldırış etmediği görülür. Şiirlerinde hâkim olan, insanın olayların elinde âciz kaldığı fikri, onun Cebriyye’nin tesirinde kaldığını düşündürmektedir.
Arapça’yı şiir yazacak derecede iyi bilen ve bazı meşhur Arap şairlerinin şiirlerini manzum olarak Farsça’ya tercüme eden Edîb Sâbir’in 6000 beyit tutarındaki Dîvân’ı Ali Kavim (Tahran 1334 hş./1955) ve Muhammed Ali Nesih (Tahran 1343 hş./1964) tarafından yayımlanmıştır. Ancak bunlar ilmî birer neşir değildir.
BİBLİYOGRAFYA
Avfî, Lübâb, s. 329-334.
Cüveynî, Târîḫ-i Cihângüşâ, II, 8.
Devletşah, Teẕkire, s. 57.
Hândmîr, Ḥabîbü’s-siyer, s. 518-519.
Lutf Ali Beg, Âteşkede, Bombay 1277/1860, s. 342-345.
Rızâ Kulı Han Hidâyet, Mecmaʿu’l-fuṣaḥâʾ (nşr. Müzâhir Musaffâ), Tahran 1336 hş., II, 821-822.
Browne, LHP, II, 333-335.
Bedîüzzaman Fürûzanfer, Süḫan ü Süḫanverân, Tahran 1308 hş., I, 250-266.
Rızâzâde-i Şafak, Târîḫ-i Edebiyyât-ı Îrân, Tahran 1321 hş., s. 191-193.
Safâ, Edebiyyât, II, 643-650.
a.mlf., “Adīb Ṣāber”, EIr., I, 460-461.