https://islamansiklopedisi.org.tr/esterkuni
Endülüs’te Sarakusta’da (Zaragoza) doğdu. İbnü’l-Eşterkûnî (İbnü’l-Eşterkûyî) lakabıyla, Temîmî, Mâzinî, Kurtubî ve Sarakustî nisbeleriyle de tanınır. Ailesi Endülüs’ün kuzey taraflarındaki Eşterkûn (Eşterkûy) adlı bir kalede oturduğundan bu nisbeyi almıştır. Tahsil maksadıyla Endülüs’te birçok şehri gezdi ve buralardaki âlimlerden faydalandı. Hocaları arasında, başta Ebû Ali es-Sadefî olmak üzere İbnü’s-Sîd el-Batalyevsî ve Ebû Umrân b. Ebû Telîd gibi simalar bulunan Eşterkûnî Belensiye (Valencia), Şâtıbe (Xàtiva), Kurtuba (Córdoba) ve İşbîliye’de de (Sevilla) birçok âlimin talebesi olmuştur. Ayrıca Gırnata, Malaka ve İşbîliye’de bulunan bir kısım ilim adamıyla mektuplaştı ve bazılarıyla görüşmek üzere bu şehirlere gitti. Onun 508 (1114-15) ve 509 (1116) yıllarında Mürsiye’de Ebû Ali es-Sadefî’nin yanında bulunduğu bilinmektedir (İbnü’l-Ebbâr, s. 141).
İbn Beşküvâl, İbnü’l-Ebbâr ve Süyûtî gibi âlimler Eşterkûnî’nin Arap dili ve edebiyatı alanında derin vukufu olduğunu belirtmişlerdir. Eşterkûnî mülûkü’t-tavâif devri emîrlerinden bazılarının sarayında önemli bir mevki elde etmiş, Meriye’de bazı emîrlere kasideler yazmış ve Benî Abbâd’la da dostluk kurmuştur. Daha sonra Kurtuba’ya yerleşerek burada Kur’an ve hadis dersleri verdi. Öğrencileri ve râvileri arasında İbn Beşküvâl, İbn Hayr, Ebû Ca‘fer Ahmed b. Ali el-Kurtubî gibi isimler bulunan Eşterkûnî kaleme aldığı sözlük ve makāmeleriyle ünlüdür. Günümüze gelen şiirlerinden onun güçlü bir şair olmadığı anlaşılmaktadır. Eşterkûnî 21 Cemâziyelevvel 538’de (1 Aralık 1143) Kurtuba’da vefat etti.
Eserleri. 1. el-Müselsel. Bir çeşit sözlük olan bu eserin özelliği, “anlamları birbiriyle ilgili kelimeler” demek olan müdâhal (müdâhalât) tarzında yazılmış olmasıdır. Gulâm Sa‘leb’in (ö. 345/957) el-Müdâḫal’i ve Ebü’t-Tayyib el-Lugavî’nin Şecerü’d-dürr’ünden sonra sahasında üçüncü önemli eserdir. Müellif el-Müselsel’in telif sebebini açıklarken Gulâm Sa‘leb’in eserini yetersiz bulduğunu, daha mükemmel bir eser ortaya koymak için bu kitabı yazdığını söylemektedir. Eserin kaynağının büyük ölçüde Müberred’in el-Kâmil’i olduğu söylenmektedir (Süyûtî, I, 279). el-Müselsel’de kelimeler müterâdifleriyle anlatılmakta, müterâdifin anlamı da bir başka müterâdif kelimeyle açıklanmakta, bu şekilde devam edilerek uzunca bir zincir meydana getirilip sonunda hepsi bir kökle birbirine bağlanmaktadır. el-Müselsel elli babdır ve bunlar herhangi bir başlık taşımamaktadır. Her bab, içinde anlaşılması güç kelimeler bulunan örnek bir şiirle (şâhid) başlar. Müellif söz konusu kelimelerden birini seçerek silsileyi başlatır ve her babın son kelimesiyle ilgili bir başka şiirle istişhâdda bulunarak bitirir. Eser Muhammed Abdülcevâd’ın mukaddimesiyle basılmıştır (Kahire 1377/1957).
2. el-Maḳāmâtü’l-lüzûmiyye. Eşterkûnî, el-Maḳāmâtü’s-Saraḳusṭiyye ve el-Maḳāmâtü’l-Ḳurṭubiyye diye de bilinen bu eseri sayesinde VI. (XII.) yüzyılda Endülüs’te yetişmiş en büyük makāme müellifi olarak kabul edilmiştir. Kurtuba’da telif ettiği bu kitabında Ebü’l-Alâ el-Maarrî’nin üslûbundan etkilendiği ve adını da onun Lüzûmü mâ lâ yelzem (el-Lüzûmiyyât) isimli eserinden ilham alarak verdiği anlaşılmaktadır. Diğer birçok Endülüslü makāme müellifi gibi Eşterkûnî de eserini Harîrî’nin Maḳāmât’ına nazîre olarak kaleme almıştır. Nitekim Harîrî’nin eseri gibi bu kitap da elli makāmeden meydana gelmekte, bir kısım makāmelerin “makāmâtü’ş-şuarâ, makāmâtü’n-nazm ve’n-nesr” gibi adları bulunmakta, bazılarında ise herhangi bir başlık yer almamaktadır. Üslûbu ağır olan eserde secili bir dil kullanılmış olup bu secili tarz makāmeden makāmeye farklılık göstermektedir. Ayrıca Harîrî’nin eserinde olduğu gibi bunda da iki aslî şahsiyet bulunmakta ve konusunu soytarılık ve dilencilikle arzusuna ulaşmaya çalışan bir kişinin macerası teşkil etmektedir. Eşterkûnî’nin geniş sözlük bilgisini ve güçlü bir müellif olduğunu gösteren eserde hikâyelerin şekil ve muhtevalarının birçoğu da Harîrî’nin Maḳāmât’ından alınmıştır. Bundan dolayı eser Doğu makāmeleri tarzına çok benzemekte, ancak Endülüs halkının fert ve toplum hayatını da yansıtmaktadır. Aşırı Doğu tesiri sebebiyle bu kitabı toplumsal ve edebî tenkit yönünden bir yenilik olarak kabul etmek mümkün değildir (İhsan Abbas, Târîḫu’n-naḳdi’l-edebî, s. 501; Muhammed Rıdvân ed-Dâye, s. 358). VI. (XII.) yüzyılın başlarında Dâniyeli vezir Ebû Ca‘fer Ahmed b. Ahmed, kitaptaki makāmelerden birine Risâletü’l-intiṣâr fi’r-reddi ʿalâ ṣâḥibi’l-Maḳāmâti’l-Ḳurṭubiyye adıyla bir reddiye yazmıştır (Brockelmann, GAL Suppl., I, 543). el-Maḳāmâtü’l-lüzûmiyye Beyrut’ta basılmıştır (ts.). Eşterkûnî’nin Müberred’in el-Kâmil’ine bir şerh yazdığı da kaydedilmektedir (Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1382; Hediyyetü’l-ʿârifîn, II, 89).
BİBLİYOGRAFYA
İbn Beşküvâl, eṣ-Ṣıla, Kahire 1966, II, 588.
İbnü’l-Ebbâr, el-Muʿcem fî aṣḥâbi’l-İmâm Ebî ʿAlî eṣ-Ṣadefî, Madrid 1885 → Beyrut, ts., s. 140-141.
Süyûtî, Buġyetü’l-vuʿât, I, 279.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1382, 1785.
Abdurrahman Fehmi, Medresetü’l-Arab, İstanbul 1304, I, 137-138.
Brockelmann, GAL, I, 377; Suppl., I, 543.
Hediyyetü’l-ʿârifîn, II, 89.
Ziriklî, el-Aʿlâm, VII, 149.
Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, XII, 129.
Muhammed Rıdvân ed-Dâye, Târîḫu’n-naḳdi’l-ʿArabî, Beyrut 1401/1981, s. 352-363.
Ömer Ferruh, Târîḫu’l-edeb, V, 237-245.
İhsan Abbas, Târîḫu’n-naḳdi’l-edebî ʿinde’l-ʿArab, Beyrut 1404/1983, s. 500-501.
a.mlf., Târîḫu’l-edebi’l-Endelüsî: ʿAṣrü’ṭ-Ṭavâʾif ve’l-Murâbıṭîn, Beyrut 1985, II, 317-324.
Ahmed eş-Şerkāvî İkbâl, Muʿcemü’l-meʿâcim, Beyrut 1407/1987, s. 344-346.
H. Nemah, “Andalusian Maqāmāt”, JAL, V (1974), s. 88-92.
Muhammed el-Hâdî et-Trablusî, “Medḫal ilâ taḥlîli’l-Maḳāmâti’l-lüzûmiyye li’s-Saraḳusṭî”, Ḥavliyyâtü’l-Câmiʿati’t-Tûnisiyye, sy. 28, Tunus 1988, s. 111-143.
Mahmûd Tarşûne, “Fennü’l-Maḳāme fi’l-Endelüs”, a.e., s. 145-166.
“İbn-i Eşterkûnî”, DMBİ, III, 15-16.