https://islamansiklopedisi.org.tr/fahri
Kat‘ (kâğıt oyma) sanatının Batı’da da tanınmış olan bu büyük üstadının hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Bursa’da doğduğu için Bursalı Fahrî diye meşhur olmuştur. Bir eserine “Fahreddin Burûsevî” olarak imza attığına göre adı Fahreddin, mahlası Fahrî’dir. Eserlerinde genellikle Fahrî mahlasını kullanmıştır. Medrese tahsilini zamanının âlimlerinden Kemalzâde (Edirneli Ali Çelebi) Efendi’den (ö. 1005/1597) tamamladığı bilinmektedir. A. Süheyl Ünver onu Mevlevî dedesi olarak kaydetmişse de (Türk İnce Oyma Sanatı “Kaat’ı”, s. 11) diğer kaynaklarda bu bilgiye rastlanmamaktadır. Kat‘ sanatını nerede ve kimden öğrendiği tesbit edilemeyen Fahrî’nin sanatında ulaştığı seviye onun hat, tezhip, cilt ve minyatür dallarında da iyi bir eğitim görmüş olduğunu göstermektedir. Fahrî’nin ölüm tarihi kesin olarak belli değildir. İsmail Belîğ ve Bursalı Mehmed Tâhir 1020 (1611), G. Jacob 1027-1028 (1618-1619) ve A. Grohmann 980 (1572) yıllarını kabul etmişlerdir. Hayatının büyük bir kısmını geçirdiği İstanbul’da vefat eden sanatkârın Edirnekapı Mezarlığı’nda Hattat Abdullah Kırîmî yakınına gömüldüğü bilinmekteyse de kabri bugün mevcut değildir.
XVII. yüzyılın başlarında sanat hayatının en verimli devrini yaşayan Fahrî’nin müzelerde bulunan eserleri onun kâğıt oyma sanatında elde ettiği mevkii ispat edecek niteliktedir. Âlî Mustafa Efendi Menâkıb-ı Hünerverân’da Fahrî’den, “Rûmiyan’dan Bursalı Fahrî ki kıt‘a kat‘ında lâ nazîr-i âlem ve bahçe tertibinde ve şükûfe ve ezhârın envâını kesmekte gösterdiği eşsiz sanat kudreti her yerde makbul ve müsellemdir” diye bahseder. İsmâil Belîğ Güldeste-i Riyâz-ı İrfân’da, “Elinden ince işler çıkardı. Kısa zamanda bir hüsn-i hat kıtasını maharetle keserdi” demektedir. Fahrî’nin günümüze intikal eden eserlerindeki müennes (oyuk kalan kısım, dişi) ve müzekker (oyulup çıkarılan kısım, erkek) manzara oymaları, ta‘lik kıtaların oyma zemin süslemeleri çok hassas ve pürüzsüz kesilmiştir.
Fahrî, I. Ahmed için Sa‘dî-yi Şîrâzî’nin Gülistân adlı eserini başından sonuna kadar rengârenk kâğıtlarla, ince motifler, çiçekler, resimlerle süslemiş, yer yer geçen şiirleri de ta‘lik hatla keserek hazırlamış, fakat padişah bunu beğenmemiştir. Fahrî günlerce emek sarfederek meydana getirdiği eserine sultanın itibar etmeyişine üzülmüş, ancak Dârüssaâde Ağası Mustafa Ağa’nın tekrar huzura kabul edilmesi için vasıta olması üzerine padişah sedefkârî küçük bir sandukayı kendisine hediye ederek gönlünü almıştır. Daha sonra aynı eseri IV. Murad çok beğenmiştir. Eserin bugün nerede olduğu bilinmemektedir. Ancak Viyana Millî Kütüphanesi’nde III. Murad’a takdim edilmiş 1572 tarihli bir albüm veya murakka‘ bulunmaktadır (Uzluk, s. 53). Bu albümde erkek ve dişi oyma ta‘lik kıtalar, çiçek ve bahçe manzaraları vardır. Albümde bulunan bir tablo da yeşilin bütün tonlarının verildiği ağaçlar, rengârenk lâle, karanfil, gül, yasemin ve bülbüllerle en ince teferruatına kadar iki bahçe tasviri resmedilmiştir. Bu eserler üzerinde G. Flügel, J. von Karabacek ve Şahabettin Uzluk araştırma yaparak albümü yayımlamışlardır.
British Museum’da Fahrî’nin satır araları çiçek motifleriyle süslenmiş nesta‘lik bir kıtası bulunmaktadır (resmi için bk. Yasin Hamid Safadi, s. 86). Ayrıca Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde erkek ve dişi on yedi adet kıtası vardır. Bunlardan ikisi Bağdat Köşkü’nde (nr. 409), on beşi de Hazine Kitaplığı’ndadır (nr. 2138, 2142, 2145, 2169, 2170, 2294). Fahrî’nin Ankara Türk Ocağı teşhir salonunda (nr. 850-854) erkek-dişi iki kıtası mevcuttur. Bursalı Mehmed Tâhir, Said Halim Paşa’da Fahrî oyması enfiye kutusu, Keçecizâde Reşad Fuad’da bir keşkül, Bursalı Hacı İbrâhim Efendi’de “nasîhatü’l-ulemâ”, Prens Abbas Halim Paşa’da bir kıtasını gördüğünü yazıyorsa da bunların bugün nerede olduğu bilinmemektedir.
Fahrî’nin bunlardan başka Kubbealtı Kültür ve Sanat Vakfı Ekrem Hakkı Ayverdi hat koleksiyonunda (nr. 2) müennes bir ta‘lik kıtası, Halim İbrahim Arda’da erkek-dişi karışık bir ta‘lik kıtası, Hasan Fehmi Enata’da iki ta‘lik kıtası, Nureddin Rüştü Büngül koleksiyonunda yer aldığı Eski Eserler Ansiklopedisi’nde neşredilen fotoğrafından anlaşılan, fakat halen nerede olduğu bilinmeyen bir çiçek resmi tesbit edilmiştir. Onun kat‘ sanatından başka fildişi, bağa, ahşap ve maden üzerine oymaları da “Fahrî oyması” diye meşhur olmuştur.
Hattatlık, mücellitlik ve müzehhiplikle sıkı bir ilgisi olan ve XV. yüzyılda Herat’ta müstakil bir sanat kolu olarak gelişen kat‘ sanatının XVI. yüzyılda Osmanlılar’da diğer İslâm sanatları gibi gelişmesi yolunda en ciddi adımlar atılmıştır. Bursalı Fahrî’nin de kat‘ sanatının gelişmesinde önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır.
BİBLİYOGRAFYA
Âlî, Menâkıb-ı Hünerverân, s. 63.
Belîğ, Güldeste, s. 532-537.
Habîb, Hat ve Hattâtân, İstanbul 1305, s. 261.
Flügel, Handschriften, I, 79.
T. Arnold – A. Grohmann, The Islamic Book, Paris-New York 1929.
Nureddin Rüştü Büngül, Eski Eserler Ansiklopedisi, İstanbul 1939, s. 131-134.
Şahabettin Uzluk, Mevlevilikte Resim - Resimde Mevleviler, Ankara 1957, s. 51-53.
J. von Karabacek, Zur Orientalischen Altertumskunde, Wien 1913, IV, 46-49.
Yasin Hamid Safadi, Islamic Calligraphy, London 1978, s. 86.
A. Süheyl Ünver – Gülbün Mesara, Türk İnce Oyma Sanatı “Kaat’ı”, Ankara 1980, s. 11-12.
Kemal Çığ, “Türk Oymacıları (Katığları) ve Eserleri”, AÜ İlâhiyat Fakültesi Yıllık Araştırmalar Dergisi, II, Ankara 1958, s. 159-179.
Filiz Çağman, “XV. Yüzyıl Kağıt Oymacılık (Kaat’ı) Eserleri”, Sanat Dünyamız, sy. 8, İstanbul 1976, s. 22-27.
G. Jacob, “Fahrî”, İA, IV, 447.
a.mlf., “Fak̲h̲rī”, EI2 (İng.), I, 755.
“Fahri” (Bursalı), İst.A, X, 5486-5487.