https://islamansiklopedisi.org.tr/gulnus-emetullah-sultan
Venedikli Verzizzi ailesinden olup 1640’lı yıllarda Girit’te doğduğu sanılmaktadır. Râbia Emetullah Gülnûş ve Emetullah Gülnûş adlarıyla da anılır. Girit serdarı Deli Hüseyin Paşa’nın Resmo’yu fethi sırasında esir düşerek İstanbul’a götürülmüş ve saraya takdim edilmiş, kendisine güzelliği dolayısıyla Gülnûş adı verilmiştir.
Gülnûş Emetullah, kısa zamanda IV. Mehmed’i kendisine bağlayıp sarayda başkadın oldu. 1664’te Şehzade Mustafa’yı, 1673’te Şehzade Ahmed’i dünyaya getirmesi onun saraydaki mevkiini iyice kuvvetlendirdi. Tahta kendi oğullarının oturmasını sağlamak için bir ara saray entrikalarına girerek Şehzade Süleyman ile Şehzade Ahmed’i bertaraf etmek istediyse de Vâlide Hatice Turhan Sultan buna imkân vermedi. Gülnûş Sultan, vâlide sultanla iyi geçinmeye dikkat etmiş, onun 1683’te ölümü üzerine haremin tek hâkimi olmuştur. Av meraklısı IV. Mehmed sık sık gittiği ve uzun süre kaldığı Balkan şehirlerine onu da beraberinde götürmüştür. Günlerini genellikle Edirne Sarayı’nda geçiren Gülnûş Sultan’ın mevkii kocası IV. Mehmed’in 1687’de tahttan indirilmesiyle sarsıldı, Topkapı Sarayı’ndan alınarak Beyazıt’taki Eski Saray’a nakledildi. II. Süleyman ve II. Ahmed’in saltanatları sırasında burada mütevazi bir hayat süren Gülnûş Sultan, oğlu II. Mustafa’nın 1695’te tahta çıkması ile vâlide sultan olarak tekrar nüfuz kazandı ve padişah olan oğlunun bulunduğu Edirne’ye gitti (28 Cemâziyelâhir 1106 / 13 Şubat 1695). Öteki oğlu III. Ahmed’in saltanatında da devam eden vâlide sultanlığı 9 Zilkade 1127’de (6 Kasım 1715), Silâhdar’a göre ise 8 Zilkade’de (5 Kasım) Edirne’de vefatına kadar aralıksız yirmi yıl sürdü. Naaşı İstanbul’a getirilerek Üsküdar’da yaptırdığı Yeni Vâlide (Vâlide-i Cedîd) Camii önündeki türbesine defnedildi.
Sağlam mevkiine rağmen genellikle siyasetten ve nisbeten de saray entrikalarından uzak kalan Gülnûş Vâlide Sultan’ın muhtemelen bu tutumundan dolayı Osmanlı kroniklerinde hayratıyla ilgili kayıtların dışında faaliyetlerine pek yer verilmemiştir. Gülnûş Sultan’ın hayratı arasında, hasekiliği esnasında Mekke’de yaptırdığı Hasekiye İmareti, hac yolundaki çeşme ve kuyular, büyük oğlu Sultan Mustafa zamanında Galata’da yanmış olan eski bir kilisenin yerinde inşa ettirdiği Yenicami ve çeşmesiyle küçük oğlu Sultan Ahmed’in saltanatı sırasında Üsküdar İskelesi’nin sağında yaptırdığı cami, sebil, çeşme, imaret, sıbyan mektebi ve medreseden oluşan külliyesi (bk. YENİ VÂLİDE KÜLLİYESİ) sayılabilir.
BİBLİYOGRAFYA
TSMA, nr. D. 4594; nr. E. 145, 1188.
Silâhdar, Nusretnâme, II, 336.
Defterdar Mehmed Paşa, Zübde-i Vekāyiât (nşr. Abdülkadir Özcan), Ankara 1994, s. 523, 526, 607, 752, 821.
Râşid, Târih, IV, 165.
Ayvansarâyî, Hadîkatü’l-cevâmi‘, II, 34, 187-188.
Hammer, HEO, XVIII, 71 (nr. 637), 90 (nr. 750), 126 (nr. 242).
Sicill-i Osmânî, I, 64.
Cuinet, IV, 636-637.
Ahmed Refik [Altınay], Kadınlar Saltanatı, İstanbul 1923, IV, 239, 240.
Alderson, The Structure of the Ottoman Dynasty, Oxford 1956, cedvel 38, 40, 41.
Danişmend, Kronoloji, III, 433, 443.
Tanışık, İstanbul Çeşmeleri, II, 38, 298-302.
Tahsin Öz, İstanbul Camileri, Ankara 1965, II, 15.
M. Çağatay Uluçay, Harem II, Ankara 1971, tür.yer.
a.mlf., Padişahların Kadınları ve Kızları, Ankara 1980, s. 65-67.
L. P. Peirce, The Imperial Harem, Oxford 1993, s. 108, 195, 265.