https://islamansiklopedisi.org.tr/harbiye-nezareti
1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nın ilgasından sonra kurulan Bâb-ı Seraskerî, yarım asırdan fazla bir süre barış ve savaş zamanlarında askerî işlerin görüldüğü en üst makam olmuştur. Sultan Abdülaziz zamanında seraskerliğin işleri ikiye ayrıldı. 1863’te ikinci defa sadrazamlığa getirilen Keçecizâde Fuad Paşa’nın üzerinde Bâb-ı Seraskerî’nin hizmetleri de bırakılınca bürokratik işlerin görülmesi için Harbiye Nezâreti adıyla bir daire teşkil edildi. Bu makama serasker yardımcısı olarak Müşir Hurşid Paşa getirildi ve kendisine Harbiye nâzırı denildi. Ancak bu makam, bilinen anlamıyla bir nâzırlık değil sadece Bâb-ı Seraskerî’ye bağlı bürolardan biriydi ve gelişip teşkilâtlanamamıştı.
I. Meşrutiyet’in ilânından üç yıl sonra 1879’da Bâb-ı Seraskerî gerçek anlamda nezârete dönüştürüldü ve Harbiye nâzırı seraskerin bütün yetki ve sorumluluklarını üstlendi. Ancak bu durum uzun süreli olmadı, 1884’te tekrar eski şekline çevrildi. II. Meşrutiyet’in ilânından bir gün önce (22 Temmuz 1908) Küçük Said Paşa’nın sadrazamlığı döneminde yeniden kurulan Harbiye Nezâreti varlığını imparatorluğun sonuna kadar devam ettirmiştir.
Yeni kurulan bu nezâretin başına getirilen ilk nâzır Ömer Rüşdü Paşa’dır. Sadrazamlıktan sonra ikinci önemli makam özelliği kazanan Harbiye nâzırlığına önceleri en kıdemli müşirler getirilirken dönemin siyasî ve askerî çalkantıları içinde bu uygulamadan vazgeçilmiş, ferik rütbesindeki zâbitlerin tayin edildiği de olmuştur. Bilhassa İttihat ve Terakkî Fırkası’nın iktidarı döneminde Enver Paşa’nın çok genç yaşta Harbiye nâzırlığına getirilmesi âdeta yeni bir dönemin başlangıcını teşkil etmiştir (Harbiye nâzırlarının listesi için bk. TA, XXIV, 183-184). II. Meşrutiyet döneminde askerî alanda önemli yenilikler yapılırken Umum Jandarma Kumandanlığı kurulmuş ve Harbiye Nezâreti’ne bağlanmıştır.
1329 (1911) yılında Harbiye Nezâreti bünyesinde Şûrâ-yı Askerî, Tahrirat Dairesi, Şifre, Tercüme, Sicill-i Me’mûrîn ve Evrak kalemleriyle Hukuk Müşavirliği, Erkân-ı Harbiyye-i Umûmiyye Dairesi, Zâbitan, Ahz-ı Asker, Kuvve-i Umûmiyye, Fen şubeleri ve Mitralyöz Bölüğü’nden oluşan Piyade Dairesi; üç şubeye ayrılan Süvari Dairesi, Süvari Müfettişliği; biri fen olmak üzere dört şubeden teşekkül eden Sahra Topçu ve Nakliye Kıtaları Dairesi; üç şubeye ayrılan Ağır Topçu Müfettişliği Dairesi; Sicil ve Muâmelât, Kuvve-i Umûmiyye, Ecza ve Malzeme-i Sıhhiyye, Fen, Eczâ-yi Müdahhar şubelerinden oluşan Sıhhiye Dairesi; Umûr-ı Baytâriyye Müfettiş-i Umûmîliği; üç şubeye ayrılan Kıtaât-ı Fenniyye ve Mevâki-i Müstahkeme Müfettiş-i Umûmîliği; bir tahrirat kalemi bulunan Muhâkemat Dairesi; Bütçe, Kontrol ve Tetkik, Hey’et-i Teftîşiyye ve Hesâbât-ı Atîka şubeleriyle evrak kaleminden teşekkül eden Muhâsebât-ı Umûmiyye Dairesi; Hey’et-i Teftîşiyye; Maaş ve Harcırah, Muayyenat, Melbûsat ve Teçhizat, İnşaat ve Tamirat, Sevkiyat ve Nakliyat, Muâmelât şubeleriyle İntihâb-ı Küttâb-ı Askerî Komisyonu’ndan oluşan Levâzımât-ı Umûmiyye Dairesi; İkraz Komisyonu; Matbaa-i Askeriyye; Tahrirat Kalemi, İnzibât-ı Askerî Bölüğü, Misafirhâne-i Askerî, Tevkifhâne-i Askerî birimlerine ayrılan Dersaâdet Merkez Kumandanlığı; Terbiye ve Tedrîsât-ı Askeriyye Müfettiş-i Umûmîliği’ne bağlı Erkân-ı Harbiyye, Harbiye, Topçu, Tıbbiye ve Baytar mektepleriyle Kuleli İdâdîsi; Piyade Mekâtibi Müfettişliği’nin denetimindeki Piyade Endaht, İhtiyat Zâbitanı, Dersaâdet Küçük Zâbit, Dersaâdet Küçük Zâbit-i İbtidâî; Edirne, Selânik, Beyrut, Erzincan Küçük Zâbit mektepleri; Binicilik ve Küçük Zâbitan mekteplerine ayrılan Süvari Mekâtibi; Levazım Mektebi; Dâire-i Harbiyye Mektebi; Dersaâdet Rüşdiye mekteplerinin bağlı olduğu Mekâtib-i Rüşdiyye İdaresi; Taşra İdâdî ve Rüşdiye mektepleri vardı. Ayrıca Dersaâdet, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Selânik, Manastır, Üsküp, Şam, Erzurum, Erzincan, Van, Musul, Bağdat ve Yemen kolorduları erkânı ile Trablusgarp ve Hicaz fırkaları da Harbiye Nezâreti’ne bağlıydı. Balkan Savaşı arefesinde birçok müessese gibi Harbiye Nezâreti de bazı düzenlemelere tâbi tutulurken Jandarma Umum Kumandanlığı Dahiliye Nezâreti’ne bağlanmış ve vilâyetlerdeki jandarma kuvvetleri valilerin emrine verilmiştir.
1336 (1917-18) yılında Harbiye Nezâreti müsteşarlık, çeşitli şubelerden oluşan Harbiye Dairesi, Muâmelât-ı Zabtiyye Müdüriyeti, Sıhhiye, Levâzımât-ı Umûmiyye, Muhâsebat daireleriyle Dersaâdet Merkez Kumandanlığı gibi her biri kendi içinde birçok şube ve memuriyetlerden oluşan birimlerden teşekkül etmekteydi.
Harbiye Nezâreti personeli, Millî Mücadele yıllarında Ankara’da Büyük Millet Meclisi hükümeti bünyesinde 3 Mayıs 1920 tarihinde teşkil edilen Müdâfaa-i Milliyye Vekâleti’ne önemli ölçüde destek olmuş, özellikle silâh, teçhizat vb. savaş malzemesinin Anadolu’ya geçirilip zaferin kazanılmasında büyük hizmetlerde bulunmuştur. Cumhuriyet döneminde bir süre Müdâfaa-i Milliyye Vekâleti adıyla varlığını sürdüren nezârete 27 Eylül 1930 tarihinde Millî Müdâfaa Vekâleti denilmiştir. Bu isim daha sonra Millî Savunma Bakanlığı şeklinde de söylenmeye başlanmış ve 1961 anayasasına girince resmiyet kazanmıştır. Hemen bütün dünya devletlerinde “savaş bakanlığı” adıyla faaliyet gösteren nezâretin adının Türkiye Cumhuriyeti’nde “millî savunma” olması mânidardır ve yeni devletin politikasının savaş değil barış olmasının bir gereğidir.
Osmanlı döneminde Sultan Abdülaziz tarafından seraskerlik binası olarak inşa ettirilen yapı daha sonra Harbiye Nezâreti’ne çevrilmiştir; günümüzde ise İstanbul Üniversitesi’nin merkez binası olarak kullanılmaktadır (bk. BÂB-ı SERASKERÎ).
BİBLİYOGRAFYA
Mustafa Nûri Paşa, Netâyicü’l-vukūât, İstanbul 1327, IV, 109.
Salnâme-i Umûmî (1329), s. 240 vd.
Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye Salnâmesi (1336), s. 434 vd.
Karal, Osmanlı Tarihi, VII, 141-142; VIII, 352, 353.
Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, s. 82, 85, 97, 112, 227, 369, 373.
S. J. Shaw – E. K. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye (trc. Mehmet Harmancı), İstanbul 1983, II, 108, 268, 332, 368.
Pakalın, I, 738.
İsmet Parmaksızoğlu, “Milli Savunma Bakanlığı”, TA, XXIV, 182-184.
Abdülkadir Özcan, “Bâb-ı Seraskerî”, DİA, IV, 364.