HÂRÛN b. MÛSÂ el-EZDÎ - TDV İslâm Ansiklopedisi

HÂRÛN b. MÛSÂ el-EZDÎ

هارون بن موسى الأزدي
Müellif: M. SUAT MERTOĞLU
HÂRÛN b. MÛSÂ el-EZDÎ
Müellif: M. SUAT MERTOĞLU
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2020
Erişim Tarihi: 22.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/harun-b-musa-el-ezdi
M. SUAT MERTOĞLU, "HÂRÛN b. MÛSÂ el-EZDÎ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/harun-b-musa-el-ezdi (22.12.2024).
Kopyalama metni

Hocalarının vefat tarihinden hareketle I. (VII.) yüzyılın sonlarında veya II. (VIII.) yüzyılın başlarında doğduğu tahmin edilmektedir. Aslen Basralıdır. Lakabı A‘ver olup künyesi Ebû Mûsâ şeklinde de geçer. Ezd kabilesinin bir kolu olan Atîk b. Nadr b. Ezd’in mevlâsıdır, bu sebeple Atekî olarak da anılır. Yahudi iken Müslümanlığı kabul etti. Asmaî, Hârûn’un kendisine, isminin önceden İbrânîce’de “Âdem” anlamına gelen Îzâm olduğunu söylediğini aktarmaktadır (İbn Kuteybe, s. 532). Önce Arapça’yı öğrendi ve Kur’an’ı ezberledi, “muallim” diye anılmasına bakılırsa Kur’an’ı başkalarına da öğretti. Basra’da yetişen ve orada yaşayan Hârûn ömrünün ilerleyen yıllarında Bağdat’a yerleşti. Kendilerinden rivayette bulunduğu kişiler dikkate alınarak onun Kûfe, Mekke ve Medine gibi şehirlere seyahat ettiği söylenebilir (Nâsır b. Muhammed el-Menî‘, s. 15-16). Hadis rivayet ettiği hocaları arasında Tâvûs b. Keysân, Şuayb b. Habhâb, Sâbit el-Bünânî, Dâvûd b. Ebû Hind, Humeyd et-Tavîl ve Ebân b. Tağlib; kendisinden rivayette bulunanlar arasında Ebû Ubeyde el-Haddâd, Müslim b. İbrâhim, Ebü’l-Velîd et-Tayâlîsî, Hüdbe b. Hâlid, Şeybân b. Ferrûh ve Vekî‘ b. Cerrâh gibi isimler yer almaktadır. Akranı olan Şu‘be b. Haccâc kendisine hem hocalık hem talebelik etti (Mizzî, XXX, 116-117). Şu‘be’nin Bağdat’ta insanları Hârûn’a yönlendirdiği yolundaki rivayetler (Hatîb, XIV, 4) onun güvenilirliği konusunda bir fikir vermektedir. İbnü’l-Cezerî, Hârûn’un 200 yılından önce vefat ettiğine dair tahminini belirtirken (Ġāyetü’n-Nihâye, II, 348) Süyûtî 170 yılı civarında öldüğünü söyler (Buġyetü’l-vuʿât, II, 321). İbn Mâce dışında Kütüb-i Sitte müelliflerinin eserlerine rivayetlerini aldığı Hârûn sika, sadûk, hâfız, me’mûn şeklinde nitelendirilmiş, bununla birlikte Kaderiyye’den olmakla itham edilmiştir (Hatîb, XIV, 4; Mizzî, XXX, 119; , II, 313). Goldziher de onun Mu‘tezile’nin irade hürriyeti akîdesini benimsediğinden söz eder (Die Richtungen, s. 39).

Hârûn’un öne çıktığı alanlardan biri de kıraat ilmidir. Basra’da kıraat vecihlerini ilk defa dinleyen ve derleyen, şâz kıraatleri ve senedlerini araştıran Hârûn bu konuda ileri gelenlerden biri ve kıraat sahibi olarak nitelendirilir (İbnü’l-Cezerî, II, 348). “Kıraat sahibi” ifadesinden onun kendine has bir kıraati olduğu ya da kıraatlerden seçmeler yaptığı anlaşılmaktadır. Kıraat vecihlerini Âsım el-Cahderî, Âsım b. Behdele, Ebû Ma‘bed İbn Kesîr, İbn Muhaysın, Humeyd b. Kays el-A‘rec ve Ebû Amr b. Alâ gibi kurrâdan dinlemiş; kendisinden de Ali b. Nasr, Yûnus b. Muhammed el-Müeddib, Şihâb b. Şürnüfe, Vüheyb b. Amr, Haccâc b. Muhammed gibi kişiler kıraat rivayet etmiştir. Hârûn’un şâz kıraatlerle ilgilenmesi ve onları derlemesi bazılarınca yadırganmıştır. Asmaî ve talebesi Ebû Hâtim’in ona yönelik eleştirilerinin (Alemüddin es-Sehâvî, I, 486-487) cumhura muhalif bu türden kıraatlerle ilgilenmesinden kaynaklandığı tahmin edilebilir. İbn Hâleveyh, Hârûn’a nisbet edilen veya onun rivayet ettiği şâz kıraatleri saymaktadır (Muḫtaṣar, bk. İndeks, s. 214). Taberî de ona nisbet edilen bu türden bazı vecihleri eleştirmektedir (Câmiʿu’l-beyân, XIII, 231-233). Hârûn’un tefsir rivayetleri konusunda da seçkin bir yeri vardır. Hatta Hârûn – Zübeyr b. Hırrît – İkrime tarikiyle tekerrür eden rivayetlerden kadim bir tefsir nüshasının elde edilmesinin mümkün olacağı ileri sürülmektedir (Nâsır b. Muhammed el-Menî‘, s. 18). Hârûn ayrıca nahivci kimliğiyle tanınmaktadır (Süyûtî, II, 321). Rivayette bulunduğu hocaları arasında Halîl b. Ahmed zikredildiği gibi (, VI, 13) kendisinden kıraat tahsil eden Sîbeveyhi’nin de hocalarından biridir.

Hârûn b. Mûsâ’nın el-Vücûh ve’n-neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm adlı eseri, Mukātil b. Süleyman’ın aynı adlı eserinden sonra bu alanda günümüze ulaşan en erken tarihli kitaptır. el-Vücûh, Ebû Nasr Matrûh b. Muhammed b. Şâkir el-Kudâî el-Mısrî tarafından müellifin oğlu Abdullah’tan rivayet edilmiştir (nşr. Hâtim Sâlih ed-Dâmin, Bağdat 1409/1988; Amman 2002). Mukātil b. Süleyman’ın eserini de yayımlayan Hâtim Sâlih ed-Dâmin (el-Vücûh ve’n-neẓâʾir, Dübey 1427/2006), daha önce Mukātil’e nisbetle neşredilen eserin (bu eserin biri Abdullah Mahmûd Şehhâte, diğeri Ali Özek’e ait iki neşri bulunmaktadır) Hârûn b. Mûsâ’nın eseri olduğunu ortaya koymuştur (, XLIII, 142). Mukātil’in eserine göre yirmi dört madde fazlasıyla 208 maddeye ulaşan ve alfabetik olmayıp belli bir metodu da bulunmayan kitapta hemen hemen Mukātil’inkine benzer bir yol izlenmiştir. Hârûn’un eseri daha sonra bu alanda Yahyâ b. Sellâm, Hakîm et-Tirmizî ve İbnü’l-İmâd el-Mısrî gibi kişiler tarafından kaleme alınan eserler üzerinde etkili olmuştur (el-Vücûh, neşredenin girişi, s. 13-14). Nâsır b. Muhammed el-Menî‘, Hârûn b. Mûsâ’nın kıraat yönüyle ilgili bir çalışma yapmıştır (bk. bibl.).


BİBLİYOGRAFYA

Hârûn b. Mûsâ el-Ezdî, el-Vücûh ve’n-neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm (nşr. Hâtim Sâlih ed-Dâmin), Bağdad 1409/1988, neşredenin girişi, s. 10-15.

, VIII, 222-223.

Müslim b. Haccâc, el-Künâ ve’l-esmâʾ (nşr. Ebû Süfyân Yâsir b. Memdûh el-İsmâilî), Kahire 1432/2011, I, 297.

, s. 532.

Taberî, Câmiʿu’l-beyân (nşr. Sıdkī Cemîl el-Attâr), Beyrut 1415/1995, XIII, 231-233.

, IX, 237.

İbn Hâleveyh, Muḫtaṣar fî şevâẕẕi’l-Ḳurʾân (nşr. G. Bergsträsser), Dârülhicre 1934, bk. İndeks, s. 214.

, XIV, 3-5.

Kemâleddin el-Enbârî, Nüzhetü’l-elibbâʾ (nşr. M. Ebü’l-Fazl İbrâhim), Kahire 1386/1967, s. 32-33.

Alemüddin es-Sehâvî, Cemâlü’l-ḳurrâʾ ve kemâlü’l-iḳrâʾ (nşr. Abdülkerîm ez-Zübeydî), Beyrut 1413/1993, I, 485-487.

, III, 361-362.

, XXX, 115-119.

, II, 348.

, II, 313.

a.mlf., Tehẕîbü’t-Tehẕîb, Beyrut 1991, VI, 13.

, II, 321.

I. Goldziher, Die Richtungen der islamischen Koranauslegung, Leiden 1952, s. 39.

Nâsır b. Muhammed el-Menî‘, Hârûn b. Mûsâ el-Aʿver: Menziletühû ve âs̱âruhû fî ʿilmi’l-ḳırâʾât, Riyad 1429, s. 11-22.

Mehmet Suat Mertoğlu, “Vücûh ve Nezâir”, , XLIII, 142.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2020 yılında Ankara’da basılan (gözden geçirilmiş 2. basım) EK-1. cildinde, 535-536 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER