HÜSAMZÂDE MUSTAFA EFENDİ - TDV İslâm Ansiklopedisi

HÜSAMZÂDE MUSTAFA EFENDİ

Müellif:
HÜSAMZÂDE MUSTAFA EFENDİ
Müellif: İLYAS ÇELEBİ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1998
Erişim Tarihi: 19.04.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/husamzade-mustafa-efendi
İLYAS ÇELEBİ, "HÜSAMZÂDE MUSTAFA EFENDİ", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/husamzade-mustafa-efendi (19.04.2024).
Kopyalama metni

Asıl adı Muslihuddin Mustafa, babasının adı Hüsâmeddin’dir. Bursevî nisbesiyle de anılması Bursa’da doğmuş olabileceği ihtimalini akla getirmektedir. Tahsilini tamamladıktan sonra dinî ve edebî ilimlerde seçkin âlimler arasında yer aldı. Değişik medreselerde müderrislik yaptıktan sonra Bursa’da Sultan Bayezid’in oğlu adına inşa edilen Sultan Mehmed Medresesi müderrisliğine, ardından da Bursa müftülüğüne tayin edildi ve bu görevde iken vefat etti. Bağdatlı İsmâil Paşa ve Ömer Rızâ Kehhâle onun 1035 (1626) yılında vefat ettiğini kaydetmişlerse de bu doğru değildir. Zira 968 (1561) yılında ölen Taşköprizâde Ahmed Efendi eserinde ondan bahsetmektedir (eş-Şeḳāʾiḳ, s. 188). Ayrıca Hüsamzâde’nin kendi hattıyla yazdığı er-Risâletü’ẕ-ẕevḳıyye 889 (1484) tarihini taşımakta, Bursalı Mehmed Tâhir ise kendi kütüphanesinde et-Teşrîḥ’in 893 (1488) yılında müellif tarafından yazılan asıl nüshasının bulunduğunu kaydetmektedir. Hüsamzâde’nin mezarı Bursa’daki Zeynîler Kabristanı’ndadır.

Eserlerinde kullandığı akıcı üslûp ve ayrıca edebî ifadeleriyle dikkati çeken Hüsamzâde tasavvufa da ilgi duymuştur. Zeyniyye tarikatına intisap ettikten sonra birkaç defa halvete girdi ve zâhidâne bir hayat yaşadı. Tasavvufla irtibatından dolayı kaynaklarda keramet sahibi kişiler arasında gösterilir. Bunun yanında onun sohbet ehli ve düşkünlere yardım etmeyi seven bir kimse olduğu kaydedilir.

Eserleri. Hüsamzâde’nin daha çok şerh ve hâşiyelerden ibaret olan eserleri şunlardır:

1. Ḥâşiye ʿalâ Şerḥi’l-Maḳāṣıd. Metni ve şerhi Teftâzânî’ye ait olan kelâma dair esere yazılan hâşiyenin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde mevcuttur (Lâleli, nr. 2225/1).

2. Ḥâşiye ʿale’t-Telvîḥ. Sadrüşşerîa’nın usûl-i fıkha dair Tenḳīḥu’l-uṣûl’üne yine kendisinin yazdığı et-Tavżîḥ adlı şerhe Teftâzânî tarafından et-Telvîḥ adıyla yazılan hâşiyenin hâşiyesidir (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2225/2; Cârullah Efendi, nr. 458).

3. et-Teşrîḥ ʿalâ Şerḥi’l-Viḳāye. Burhânüşşerîa Mahmûd b. Sadrüşşerîa el-Evvel’in Hanefî fıkhına dair Viḳāyetü’r-rivâye’sine torunu Sadrüşşerîa es-Sânî tarafından yazılan şerhin hâşiyesidir. Elli beş bölüm ve bir hâtimeden meydana gelen eserin sonuna müellif, Muhtâr b. Mahmûd ez-Zâhidî’nin Muḫtaṣarü’l-Ḳudûrî’ye yaptığı şerh başta olmak üzere çeşitli fıkıh kitaplarından faydalanarak hazırladığı bir tekmile eklemiştir (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 453).

4. Şerḥu Naẓmi Îsâġūcî. Esîrüddin el-Ebherî’nin mantığa dair eserinin manzum hale getirilmiş şekline yazılan şerh olup bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde mevcuttur (Lâleli, nr. 2677).

5. Ḥâşiye ʿalâ Ḥâşiyeti’s-Seyyid eş-Şerîf ʿale’l-Muṭavvel. Hatîb el-Kazvînî’nin Arap edebiyatına dair Telḫîṣü’l-Miftâḥ’ına Teftâzânî tarafından kaleme alınan el-Muṭavvel adlı şerhin Seyyid Şerîf el-Cürcânî’ye ait hâşiyesi üzerine yazılmış bir hâşiyedir. Hüsamzâde burada, aynı esere şerh yazan Molla Hüsrev’in Cürcânî’ye yönelttiği tenkitleri haksız bulup eleştirmiştir. Eserin 881 (1476) yılında müellif hattıyla yazılmış bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Hacı Mahmud, nr. 5855, vr. 67a-138a).

6. er-Risâletü’ẕ-ẕevḳıyye. Tasavvufa dair olan eser dört bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde yaratılış, sevginin sırrı ve bu sır üzerine bina edilen ruh, akıl, nefis gibi kavramların açıklanması, ikinci bölümde kadîm sıfatların işaret ettiği hususlar, üçüncü bölümde zâtı, sıfatları ve fiilleri yönünden Allah’ın birlenmesi, dördüncü bölümde bazı sûre ve duaların fazilet ve özellikleri ele alınmıştır. Kitabın müellif hattıyla olan 889 (1484) tarihli bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Hacı Mahmud Efendi, nr. 3121). Bu nüshanın son sayfasının kenarında, Hüsamzâde’nin daha küçük ebatta er-Risâletü’ş-şevḳıyye adlı bir risâlesinin daha bulunduğu kaydedilmektedir.

7. Mecmûʿatü’l-münşeʾât. Müellifin yazdığı inşâ ve mektupların derlenmesinden meydana gelmiş olup çoğu Arapça ve Farsça, az bir kısmı ise Türkçe’dir (, II, 439).


BİBLİYOGRAFYA

Hüsamzâde Mustafa Efendi, et-Teşrîḥ ʿalâ Şerḥi’l-Viḳāye, Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 453, vr. 1b-2a.

a.mlf., Ḥâşiye ʿale’t-Telvîḥ, Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2225, vr. 121b-122a.

, s. 188.

, s. 206-207.

Hoca Sâdeddin, Tâcü’t-tevârîh (nşr. İsmet Parmaksızoğlu), Ankara 1992, V, 156.

, s. 213-214.

, I, 275.

, II, 439.

, XI, 248.

Recep Cici, Kuruluştan Fatih Devrinin Sonuna Kadar Osmanlılarda Fıkıh Çalışmaları (doktora tezi, 1994), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 255-258.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1998 yılında İstanbul’da basılan 18. cildinde, 517-518 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER