https://islamansiklopedisi.org.tr/huzeli
403 yılının Ramazanında (Mart-Nisan 1013) doğdu. Şair sahâbî Ebû Züeyb el-Hüzelî’nin soyundan gelip Hüzelî nisbesiyle şöhret bulmuştur. Mağrib’in Küçük Zâb bölgesindeki Biskre (Beskere) beldesinden olduğu için Biskrî ve Mağribî nisbeleriyle de anılmış, künyesi İbn Beşküvâl tarafından Ebü’l-Haccâc olarak zikredilmiştir. Kıraat tahsili için 425 (1034) yılından itibaren seyahate çıkarak Batı Mağrib’den Fergana’ya kadar uzanan geniş alanda Afrika’nın çeşitli merkezlerini, Mısır, Hicaz, Şam, Irak, İsfahan, Horasan, Mâverâünnehir ve Türk dünyasını dolaştı. Bu seyahatleri sırasında kendi ifadesine göre 365 şeyh ile beraber oldu; kıraat öğrendiği 122 şeyhin ismine el-Kâmil’de yer verdi. Harran’da Muhammed b. Hasan en-Nakkāş’ın talebelerinden Ebü’l-Kāsım Ali b. Muhammed ez-Zeydî, Dımaşk’ta Ebû Ali el-Ahvâzî, Mısır’da İsmâil b. Amr b. Râşid el-Haddâd, Mekke’de Muhammed b. Hüseyin el-Kârizînî, Bağdat’ta Ebü’l-Alâ Muhammed b. Ali el-Vâsıtî onun belli başlı hocalarındandır. Bu seyahatlere rağmen yine de faydalanabileceği bir âlimden haberdar olması durumunda nerede olursa olsun kendisine ulaşmak isteyeceğini söyleyen Hüzelî, başta Ebû Nuaym el-İsfahânî olmak üzere İsfahanlı bazı âlimlerden hadis tahsil etti. Hüzelî’den, Muhammed b. Hüseyin el-Kalânisî ve İsmâil b. İhşîd el-Kâmil’indeki muhtevaya göre kıraat okurken İsmâil b. İhşîd ayrıca hadis öğrendi. İbnü’l-Cezerî, Ebü’l-Hasan Ali b. Asâkir b. Murahhab’ın da kendisinden sözü edilen eseri okuduğunu söylüyorsa da (Ġāyetü’n-Nihâye, II, 401) Ebü’l-Hasan, Hüzelî’nin ölümünden yaklaşık yirmi beş yıl sonra doğmuştur.
Nahiv dersleri veren, kelâm ve fıkıh meselelerine de vâkıf olduğu kaydedilen Hüzelî, 458 (1066) yılından itibaren ölümüne kadar Abdülkerîm el-Kuşeyrî’nin meclislerine katılarak ondan usul konusunda istifade etti, Kuşeyrî de çeşitli nahiv meselelerinde kendisinden faydalandı. İbnü’n-Neccâr, Hüzelî’nin 468’de (1076) Bağdat’a tekrar geldiğini, burada hadis okuttuğunu, Abdullah b. Ahmed es-Semerkandî ile Muhammed b. Hüseyin b. Burgūs el-Hâşimî’nin ondan rivayette bulunduğunu söylemişse de (Zehebî, Maʿrifetü’l-ḳurrâʾ, II, 820) Hüzelî’nin vefat tarihi dikkate alındığında bu bilgide bir tarih hatası olduğu anlaşılır.
Zehebî, Nizâmülmülk’ün Hüzelî’yi Nîşâbur’daki medresesinde görevlendirdiğini, onun bu görevi birkaç yıl yürüttüğünü, sarf ve nahiv konusunda önde gelen bir âlim olduğunu söylerken Süyûtî de Hüzelî’nin bu medresede mukrî olarak görev yaptığını ve ölümüne kadar bu görevini sürdürdüğünü kaydetmektedir. Zehebî ayrıca onun kitabında kabul edilemez pek çok şeye yer verdiğine, kıraat isnadlarında yanlışları bulunduğuna işaret etmekte, bunlarla kıraatin sahih ve helâl olmayacağına dikkat çekmektedir. İbnü’l-Cezerî de Hüzelî’nin kitabında bu hataların mevcudiyetini kabul etmekle birlikte onun bu konuda mâzur görülmesi gerektiği kanaatindedir. Çünkü Hüzelî konuya gerçekten kendisine kadar kimsenin ele almadığı genişlikte eğilmiştir. Kurrânın çoğunda isnad bilgisi bulunmadığından bazı yanlışların olması tabii sayılmalıdır. İbnü’l-Cezerî ayrıca Ebü’l-Alâ el-Hemedânî’nin bu hataları ele alarak tashih etmeye çalıştığını, ancak büyük bir kısmından hiç söz etmediğini belirtmiştir.
Zehebî, hayatının sonlarına doğru artık gözleri görmeyen Hüzelî’nin vefat tarihini Maʿrifetü’l-ḳurrâʾi’l-kibâr’da 465 (1073) olarak tesbit ettiği ve el-ʿİber’de de ona aynı yıl içinde ölenler arasında yer verdiği halde Târîḫu’l-İslâm adlı eserinde biyografisini yanlış olarak 460 (1068) dolaylarında vefat edenler arasına almıştır.
Eserleri. el-Kâmil fi’l-ḳırâʾât (el-Kâmil fi’l-ḳırâʾâti’l-meşhûre ve’ş-şâẕẕe, el-Kâmil fi’l-ḳırâʾâti’l-ḫamsîn). Hüzelî bu eserinde, tilâvet edilmekte olan tarikleri ve bilinen kıraatleri bir araya getirdiğini belirtmekte, el-Vecîz, el-Hâdî’yi ve diğer kitaplarını bu eserle hükümsüz kıldığını söylemektedir. Kıraatlere dair elli rivayetin yer aldığı ve Zehebî’ye göre 1000’in üzerinde, Kâtib Çelebi’ye göre ise 1459 tarikin bulunduğu eserin bir nüshası Mektebetü’l-Ezher’de (nr. 200, 250 varak) bulunmaktadır. Müellifin el-Vecîz ve el-Hâdî adlı kitaplarının ise günümüze ulaştığına dair bir bilgi yoktur. Kitâbhâne-i Umûmî Hazret-i Âyetullāhi’l-uzmâ Mar‘aşî Necefî’de bulunan (nr. 3570, vr. 249b-293b) el-Ḳırâʾât (Maḫṭûṭ fi’l-ḳırâʾât) adlı eserin kime ait olduğu bilinmemekteyse de içinde müellifinin el-Kâmil adlı eserine yaptığı atıflar dikkate alınarak Hüzelî’ye ait olabileceği ileri sürülmüştür (Seyyid Ahmed Hüseynî, IX, 358). el-Fihrisü’ş-şâmil’de Seyyid Ahmed Hüseynî’nin katalogundaki bilgilere atıfta bulunulmasına rağmen eser ihtimalden söz edilmeksizin Hüzelî’ye nisbet edilmiş ve muhtemelen onun el-Kâmil’i olabileceği söylenmiştir ki sadece bu iki eserin hacimleri dahi bunun doğru olmadığını ortaya koymaktadır.
BİBLİYOGRAFYA
İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, I, 458-459.
İbn Beşküvâl, eṣ-Ṣıla, II, 680.
Yâkūt, Muʿcemü’l-üdebâʾ, XX, 61-62.
a.mlf., Muʿcemü’l-büldân, I, 422.
Zehebî, Maʿrifetü’l-ḳurrâʾ (Altıkulaç), II, 815-820; III, 1037-1039.
a.mlf., Târîḫu’l-İslâm: sene 441-460, s. 513-514.
a.mlf., el-ʿİber, II, 320.
Safedî, Nektü’l-himyân (nşr. Ahmed Zekî Bek), Kahire 1329/1911, s. 314.
İbnü’l-Cezerî, Ġāyetü’n-Nihâye, II, 397-401.
İbn Nâsırüddin, Tavżîḥu’l-Müştebih (nşr. M. Naîm el-Araksûsî), Beyrut 1414/1993, IX, 237-238.
İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, VI, 325-326.
Süyûtî, Buġyetü’l-vuʿât, II, 359.
Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1381.
İbnü’l-İmâd, Şeẕerât, III, 324.
Ferrâc Atâ Sâlim, Fihrisü’t-tefsîr ve ʿulûmi’l-Ḳurʾân: el-ḳısmü’l-evvel, Mekke, ts. (Câmiatü’l-Melik Abdilazîz), s. 253.
Seyyid Ahmed Hüseynî, Fihrist-i Nüsḫahâ-yi Ḫaṭṭî-yi Kitâbḫâne-i ʿUmûmî-yi Ḥażret-i Âyetullāhi’l-ʿuzmâ Marʿaşî, Kum, ts. (Velâyet-i Kum), IX, 358.
el-Fihrisü’ş-şâmil: ʿUlûmü’l-Ḳurʾân, maḫṭûṭâtü’l-ḳırâʾât (nşr. el-Mecmau’l-melekî), Amman 1415/1994, s. 183.
S. Wild, The Qurʾan as Text, Leiden 1996, s. 30-34.