https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-ebu-ishak
29 (650) yılında doğdu. Mevâlîden bir ailenin çocuğudur. Babası Zeyd b. Hâris Ebû İshak künyesiyle anıldığı için oğluna İbn Ebû İshak künyesi verilmiştir. İbn Ebû İshak tahsilini Basra’da yaptı. Meymûn el-Akrân’dan nahiv, Yahyâ b. Ya‘mer ve Nasr b. Âsım el-Leysî’den kıraat dersleri aldı. Naklettiği bir rivayet sebebiyle Ebû Harb b. Ebü’l-Esved’in de talebesi olduğu sanılmaktadır (Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, XII, 299). Meşhur âlim İbn Sîrîn’in hadis okuttuğu mescidde İbn Ebû İshak’ın nahiv dersi verdiği, İbn Sîrîn nahivcilerden hoşlanmadığı için aralarında bazı tartışmalar meydana geldiği kaydedilmektedir. Yûnus b. Habîb, Îsâ b. Ömer es-Sekafî, yedi kıraat imamından Ebû Amr b. Alâ ve Ahfeş el-Ekber gibi tanınmış âlimlerin hocası olan İbn Ebû İshak Basra’da vefat etti. Kurrâdan Ya‘kūb el-Hadramî onun yeğenidir.
İbn Ebû İshak, öğrencisi Îsâ b. Ömer es-Sekafî ile birlikte şiirlerindeki dil hataları yüzünden eski Arap şairlerini eleştirmişler (Sîrâfî, s. 45; Ebû Bekir ez-Zübeydî, s. 32), meşhur şair Ferezdak bile onların eleştirilerine muhatap olmaktan kurtulamamıştır. Bunun üzerine Ferezdak, İbn Ebû İshak’ın mensup olduğu Hadramîler’in bir zamanlar Benî Abdüşems’in mevlâsı olmasını kastederek bir beytinde onu “kölelerin kölesi” (mevlâ mevâliyâ) diye hicvedince İbn Ebû İshak Ferezdak’ın bu beyitte de hata yaptığını, kıyasa ve gramer kuralına göre “mevlâ mevâlin” demesi gerektiğini söyleyip Ferezdak’ı susturmuştu.
Kıyası nahivde ilk uygulayanlardan olan İbn Ebû İshak’ın nahiv ilmi tarihinde önemli bir yeri vardır. Yûnus b. Habîb onun nahivde bir zirve olduğunu söyler (Ebû Bekir ez-Zübeydî, s. 31-32). Ebû Ubeyde Ma‘mer b. Müsennâ’ya göre ise Ebü’l-Esved ed-Düelî ve Meymûn el-Akrân’la birlikte nahiv ilmini kuran üç kişiden biridir (Ebü’t-Tayyib el-Lugavî, s. 13; Sîrâfî, s. 43). Öğrencisi Yûnus b. Habîb’e nahvi sistemli, düzenli ve kullanılabilir kurallar halinde toplamasını tavsiye eden İbn Ebû İshak (Ebû Bekir ez-Zübeydî, s. 32), nahvin diğer lisânî ilimlerden ayrılarak müstakil bir ilim haline gelmesinde de büyük pay sahibidir. Kaynaklarda hemzeyle ilgili olarak tutturduğu notların bir kitap haline getirildiği kaydedilmektedir (Ebü’t-Tayyib el-Lugavî, s. 12). Kendisinden meşhur kurrânın kıraatlerine muhalif kıraat rivayetleri de nakledilmiştir.
Süreyyâ Abdullah İdrîs, ʿAbdullāh b. Ebî İsḥâḳ el-Ḥaḍramî ḥayâtühû ve ârâʾühû adıyla bir yüksek lisans çalışması yapmıştır (1401/1981, Ümmülkurâ Üniversitesi [Mekke]).
BİBLİYOGRAFYA
Cumahî, Fuḥûlü’ş-şuʿarâʾ, I, 1821.
Ebü’t-Tayyib el-Lugavî, Merâtibü’n-naḥviyyîn (nşr. Muhammed Ebü’l-Fazl İbrâhim), Kahire 1375/1955, s. 12-13.
Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî, XII, 299.
Ebû Saîd es-Sîrâfî, Aḫbârü’n-naḥviyyîne’l-Baṣriyyîn (nşr. Muhammed İbrâhim el-Bennâ), Kahire 1405/1985, s. 42-45.
Ebû Bekir ez-Zübeydî, Ṭabaḳātü’n-naḥviyyîn ve’l-luġaviyyîn (Muhammed Ebü’l-Fazl İbrâhim), Kahire 1973, s. 31-33.
Kemâleddin el-Enbârî, Nüzhetü’l-elibbâʾ (nşr. Muhammed Ebü’l-Fazl İbrâhim), Kahire 1386/1967, s. 18-20.
İbnü’l-Kıftî, İnbâhü’r-ruvât, II, 104-108.
Süyûtî, Buġyetü’l-vuʿât, II, 42.
Şevkī Dayf, el-Medârisü’n-naḥviyye, Kahire 1976, s. 23-25.
Muhammed Hayr el-Hulvânî, el-Mufaṣṣal fî târîḫi’n-naḥvi’l-ʿArabî, Beyrut 1399/1979, I, 141-156.
Ziriklî, el-Aʿlâm (Fethullah), IV, 71.
Ch. Pellat, “ʿAbd Allāh b. Abī Isḥāḳ”, EI2 (İng.), I, 42-43.