İBN MAHLED, Sâid - TDV İslâm Ansiklopedisi

İBN MAHLED, Sâid

صاعد بن مخلد
Müellif: OSMAN ÇETİN
İBN MAHLED, Sâid
Müellif: OSMAN ÇETİN
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1999
Erişim Tarihi: 05.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-mahled-said
OSMAN ÇETİN, "İBN MAHLED, Sâid", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ibn-mahled-said (05.11.2024).
Kopyalama metni

Muhtemelen Medâin yakınlarındaki Keskerli bir Nestûrî ailesine mensup olup Abbâsî Halifesi Mu‘temid-Alellah’ın kardeşi Muvaffak’ın hizmetinde iken ihtida etti. Babasının adından dolayı Vezir Ebû Muhammed İbn Mahled’in (ö. 267/880-81) kardeşi olduğu ileri sürülürse de bu konuda kesin bilgi yoktur. Mu‘temid’in hilâfetinin ilk yıllarında hilâfet nâibi tayin ettiği kardeşi Muvaffak otoritesi ve savaş meydanlarındaki cesaretiyle temayüz etmişti. 265’te (878) Muvaffak’ın kâtipliğine tayin edilen İbn Mahled resmen vezir olmasa da bir vezir gibi hareket etti. Bazı isyanların bastırılmasında Muvaffak’ın yanında yer aldı. 266 (879-80) yılında Mu‘temid tarafından vezir tayin edildi (Zehebî, XIII, 327). Basra civarında ortaya çıkan Zenc isyanında ve Sicistan’da Saffârîler’in hâkimiyeti ele geçirdikleri sırada bazı askerî görevler üstlendi.

269’da (882-83) Halife Mu‘temid ile Muvaffak’ın arası açılınca halife yanına Nîzek, Ahmed b. Hâkān, Hotarmış gibi kumandanları da alarak daha önce anlaştığı Ahmed b. Tolun ile buluşmak üzere Mısır’a doğru yola çıktı. Halife ve adamları Küheyl denilen yerde konakladıkları sırada İbn Mahled, Musul Valisi İshak b. Kündacık’a mektup yazarak Mu‘temid’in kumandanlarını yakalattı ve hapsettirdi. Bu başarısından dolayı Muvaffak tarafından vezirliğe getirilen İbn Mahled’e “Ebü’l-Alâ” künyesi ve “Zü’l-vizâreteyn” lakabı verildi. Bu lakabın ona hem Halife Mu‘temid’in hem de nâibi Muvaffak’ın veziri olmasından (Sâbî, s. 130) veya askerî ve idarî kabiliyete sahip olmasından (Shaban, s. 113) dolayı verildiği ileri sürülmektedir. Bu dönemde Irak’ta basılan paralar üzerinde halife ve nâibi ile birlikte İbn Mahled’in adının görülmesi onun itibarının çok yüksek olduğunun bir delilidir.

İbn Mahled, 270 (883-84) yılında Muvaffak’ın oğlu tarafından desteklenen bir ayaklanma sırasında maaşlarının ödenmesini isteyen âsilerin üzerine özel muhafızlarını göndererek isyanı bastırdı. Şâban 271’de (Ocak-Şubat 885) Muvaffak onu Amr b. Leys ile savaşmak üzere Vâsıt’taki karargâhından Fars’a gönderdi. Receb 272’de (Aralık 885) bu seferden dönen İbn Mahled’i karşılamak için kumandanlarını Vâsıt’a yollayarak ona verdiği değeri göstermek isteyen Muvaffak, âni bir kararla birkaç gün sonra onu ve yakınlarını Vâsıt’ta tutuklattı ve mallarını müsadere ettirdi. Yapılan sayımda köle, eşya, elbise, silâh gibi mallarının 300.000, arazi ve diğer akarlarından elde ettiği gelirin 1.300.000 dinar tuttuğu rivayet edilmektedir. İbn Mahled’in iki oğlu Ebû Îsâ ve Ebû Sâlih Bağdat’ta, kardeşi Abdûn Sâmerrâ’da yakalanarak aynı muameleye tâbi tutuldu. İbn Mahled Safer 276’da (Haziran 889) hapiste öldü. Evinde gözaltında tutulduğu, 275 (888-89) yılından sonra hapishaneden çıkarılarak Dicle kenarında bir eve nakledildiğine dair rivayetler de vardır.

İbn Mahled’in bu âni düşüşüne, hazineye para temin etmek hususunda Muvaffak ile aralarında ortaya çıkan ihtilâfın sebep olduğu ileri sürülmektedir. Daha önemli görülen diğer sebep ise hıristiyan olan kardeşi Abdûn’la ilgilidir. Taberî, 271 (884-85) yılı olaylarından bahsederken, bu yıl Bağdat halkının Îsâ Kanalı yakınlarında bulunan eski bir manastırı yağmalayıp tahrip ettiğini, halkın ancak güvenlik güçlerinin müdahalesiyle oradan uzaklaştırılabildiğini anlatır ve manastırın daha sonra Abdûn b. Mahled tarafından onarıldığını ilâve eder. Muhtemelen onun devrinde hıristiyanlara bazı haklar ve imtiyazlar verilmesi söz konusu olmuştu. İbn Mahled ile kardeşinin de aynı âkıbete uğraması bu Nestûrî aileye karşı duyulan reaksiyonu göstermektedir. Kaynaklarda İbn Mahled’in cesareti, ciddi davranışları yanında kibrinden, ayrıca ibadet ve sadaka vermeye düşkünlüğünden söz edilmektedir (İbnü’l-Cevzî, V, 101).


BİBLİYOGRAFYA

, IX, 544, 585, 620, 622, 628, 649, 650, 665, 667; X, 7, 8, 10, 22, 39, 40.

, IV, 209.

, s. 130.

, V, 101.

, VI, 327, 393, 411, 414, 417, 419.

, III, 80; IV, 344; VI, 104.

, XIII, 327.

, III, 272.

, I, 244-245.

D. Sourdel, Le vizirat ʿAbbāside de 749 à 936, Damas 1959, I, 315-326.

a.mlf., “Ibn Mak̲h̲lad”, , III, 859.

M. A. Shaban, Islamic History, Cambridge 1976, s. 95, 113.

K. V. Zetterstéen, “İbn Mahled”, , V/2, s. 766.

H. Kennedy, “al-Muʿtamid ʿAlā’llah”, , VII, 765-766.

a.mlf., “al-Muwaffaḳ”, a.e., VII, 801.

Abdülemîr Selîm, “İbn Maḫled”, , IV, 592-593.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1999 yılında İstanbul’da basılan 20. cildinde, 166-167 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER