https://islamansiklopedisi.org.tr/ibretname
Kitabın adı yazma nüshalarının bazılarında İbretnâme (ibret kitabı), diğer bazılarında ve matbu nüshalarda İbretnümâ (ibret gösteren) olarak kaydedilir. Ancak Lâmiî Çelebi, mukaddimede kitabına İbretnâme adını verdiğini belirttiği gibi diğer eseri Şerefü’l-insân’da onu aynı isimle zikretmiş, bununla birlikte kitap İbretnümâ diye meşhur olmuştur. Kitabın sebeb-i te’lîf bölümünde Lâmiî Çelebi, 932 (1526) yılında Bursa’da bir gün düşüncelere daldığı sırada hâtiften bir ses işittiğini, bu sesin kendisine fetihlerden söz edip bir fetihnâme telifiyle Sultan Süleyman menâkıbı yazmasını telkin ettiğini anlatır. Bunu müjde olarak telakki eden müellif, menâkıb yazma cesaretini kendinde bulamadığından fetihleri kutlamak amacıyla ibretli hikâyeler yazmaya karar verir. Bu bölümden ayrıca Lâmiî’nin daha önceki fetihler, özellikle Belgrad (927/1520) ve Rodos (929/1522) kalelerinin alınışı için tarihler söylediği ve fetihnâmeler yazdığı da öğrenilmektedir (bugün mevcut olmayan bu fetihnâmeler için bk. Levend, s. 39, 43). Eserin bitiriliş tarihi de 932’dir.
İbretnâme’nin mukaddime kısmında on sekiz bin âlemle bunlar arasında meşhur beş âlem (avâlim-i hamse) ve ricâlü’l-gayba dair bilgiler yer alır. Bu bilgiler Muhyiddin İbnü’l-Arabî, Hâce Muhammed Pârsâ, Şeyh Alâüddevle-i Simnânî’den verilen örneklerle zenginleştirilmiştir. İki bölümden meydana gelen eserin birinci bölümünü tanınmış velîlerin “tayy-i zamân ve bast-ı mekân”la ilgili kerametleri oluşturur. Burada Abdullah b. Es‘ad el-Yâfiî, Abdülkādir-i Geylânî, İbnü’l-Fârız, Ahmed er-Rifâî, Bahâeddin Nakşibend, İmam Ali er-Rızâ, Muhammed b. Hasan el-Askerî, Şeyh Müferrih, Muhyiddin İbnü’l-Arabî gibi sûfîlerden nakledilen yirmi bir hikâyeye yer verilir. İkinci bölümde ise merakları yüzünden başlarına çeşitli dertler gelen insanların hikâyesi anlatılır. Burada da Zenbil, Vahşi Âdem ve Zengîler, Beşîr ile Nezîr, Eflâtûn-ı İlâhî, Hammâm-ı Nühtâk, Tûtî, Mâhân ve Fitne-i Gîlân başlıkları altında yedi hikâye bulunmaktadır.
Lâmiî, eserinin başında da belirtmiş olduğu gibi İbretnâme’yi yazarken herhangi bir sanat gayesi gütmemiştir. Kısa cümlelerle yazılan birinci bölümün daha basit bir anlatımı vardır. İkinci bölümde anlatım manzum parçalarla akıcı hâle getirilmiş, mensur kısımlarda çok basit de olsa seciye yer verilmiştir. Lâmiî Çelebi özellikle ikinci bölümde hikâye türüne has özelliklerden de faydalanmıştır.
İbretnâme, tasavvufî muhtevalı ve nefsi ıslah amacına yönelik hikâyelerden meydana geldiği için mev‘iza türünün bir örneği sayılır. Kaynakları dikkate alındığında derleme bir eser olduğu anlaşılmaktadır. Esasen bazı hikâyelerin el-Fütûḥâtü’l-Mekkiyye’nin sekizinci babında mevcut olduğunu müellifin kendisi de belirtir. İkinci bölümdeki hikâyeler ise bazı Türkçe eserlerde de geçmektedir. Bunlardan biri “Kırk Vezir Hikâyeleri”dir (“Eflâtûn-ı İlâhî” ve “Mâhân ve Fitne-i Gîlân” dışındaki hikâyeler için bk. Kızıltan, s. 240, 248, 272, 286, 290). Buna benzer hikâyeler Binbir Gece, el-Ferec baʿde’ş-şidde, Kelîle ve Dimne gibi kitaplarda da yer alır. Muhayyelât’ın baş tarafında faydalandığı kaynaklar arasında İbretnâme’yi de zikreden Aziz Ali Efendi’nin “Ebû Ali Sînâ Hikâyesi”nde Lâmiî Çelebi’den istifade ettiği anlaşılmaktadır (Boratav, II, 55; Tietze, s. 266, 270, 311).
Birçok nüshası bulunan İbretnâme’nin biri tarihsiz ve eksik olmak üzere iki baskısı vardır. Tam olanı Kitâb-ı İbretnümâ adı altında 1273 (1856-57) yılında 303 sayfa olarak basılmıştır. Diğeri 89 sayfadır ve eserin yalnız birinci bölümünden ibarettir. Salih Gülerer, Bursalı Lâmi’î Çelebi-İbretnümâ (İnceleme-Metin) adıyla bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır (1988, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü).
BİBLİYOGRAFYA
Levend, Gazavatnâmeler, s. 39, 43.
Pertev Naili Boratav, “Le conte et la légende”, Philologiae Turcicae Fundamenta, Wiesbaden 1965, II, 55.
Özege, Katalog, II, 649, 897.
Hamit Burmaoğlu, Lâmi’î Çelebî Dîvanı: Hayatı, Edebî Kişiliği, Eserleri ve Divânı’nın Tenkitli Metni (doktora tezi, 1983), Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi.
Mübeccel Kızıltan, Kırk Vezir Hikâyeleri I (doktora tezi, 1991), İÜ Ed.Fak., s. 240, 248, 272, 286, 290.
Nuran Tezcan, Lāmiʿīs Gūy u Çevgān, Stuttgart 1994, s. 38-39.
a.mlf., “Bursalı Lâmi’î Çelebi”, TDe., VIII (1979), s. 328-331.
Andreas Tietze, “ʿAzīz Efendis Muhayyelat”, Oriens, I (1948) s. 266, 270, 311.
Günay Kut, “Lami’i Chelebi and his Works”, JNES, XXXV/2 (1976), 5, 81.
Abdülkadir Karahan, “Lâmi’î”, İA, VII, 13.
B. Flemming, “Lāmiʿī”, EI2 (Fr.), V, 655.
Ali Alparslan, “İbretnüma”, TDEA, IV, 336.