ÎCÎ, Muînüddin - TDV İslâm Ansiklopedisi

ÎCÎ, Muînüddin

معين الدين الإيجي
Müellif: MUHAMMED EROĞLU
ÎCÎ, Muînüddin
Müellif: MUHAMMED EROĞLU
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 2000
Erişim Tarihi: 21.11.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/ici-muinuddin
MUHAMMED EROĞLU, "ÎCÎ, Muînüddin", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ici-muinuddin (21.11.2024).
Kopyalama metni

18 Cemâziyelevvel 832’de (23 Şubat 1429) Şîraz’ın Îc beldesinde doğduğu kaydedilmekteyse de (Sehâvî, VIII, 37) tefsirini 870’te (1465-66) kırk yaşında iken tamamladığına göre (aş.bk.) bu tarihin 830 (1427) olması gerekmekte, Ömer Nasuhi Bilmen’in “takriben 866” şeklindeki tesbitinin ise doğru olmadığı anlaşılmaktadır. Hasanî ve Hüseynî nisbeleriyle de anılan Îcî ilk bilgileri babasından aldı, Arap edebiyatını amcazadesi Kutbüddin Îsâ es-Safevî’den öğrendi. Tahsilini ilerletmek için Kirman’a gitti; burada Seyyid Şerîf el-Cürcânî’nin talebesi Mevlâ Ali’den ve ardından geçtiği Horasan’da Cürcânî’nin diğer bir öğrencisi Mevlâ Hâce Ali’den ders aldı. Mevlâ Muhammed el-Câcermî’nin Şerḥu’l-Mevâḳıf derslerine devam etti. Ayrıca Zeyneb bint el-Yâfiî, Ebü’l-Feth İbnü’l-Merâgī, Muhibbüddin el-Matarî, Takıyyüddin İbn Fehd, Muhammed b. Muhammed b. Ömer b. A‘ser gibi âlimlerden icâzet aldı. Daha sonra memleketine dönerek talebe yetiştirmekle meşgul oldu. Hac maksadıyla Mekke’ye giden Muînüddin el-Îcî burada on yıldan fazla kaldı. Ömrünün en verimli yıllarını oluşturan bu dönemde daha ziyade ders okutmaya ve eser yazmaya önem verdi. Kendisinden pek çok kişi faydalandı. Sehâvî, Mekke’de onunla çeşitli zamanlarda karşılaştığını, soylu ve iyi ahlâk sahibi bir zat olduğunu belirtir. Muînüddin el-Îcî 905’te (1500) Mekke’de vefat etti; bu tarih bazı kaynaklarda 906 (1501) olarak zikredilmiştir.

Eserleri. 1. Cevâmiʿu’t-tibyân fî tefsîri’l-Ḳurʾân (Câmiʿu’l-beyân fî tefsîri’l-Ḳurʾân, Tefsîrü’ṣ-Ṣafevî, Tefsîrü’l-Îcî). Müellifin babasının isteği üzerine Mekke’de Kâbe’nin karşısında yazılan eserin telifi, iki yıl üç ay süren bir çalışma sonunda 870 (1465-66) yılında ve müellif kırk yaşında iken tamamlanmıştır (Cevâmiʿu’t-tibyân, Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 70, vr. 3b; a.e.: Câmiʿu’l-beyân, s. 508). Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki bir nüshanın sonunda (Amcazâde Hüseyin Paşa, nr. 24, vr. 563a), tefsirin yazımına Medine’de Ravza-i Mutahhara’da 2 Cemâziyelâhir 904’te (15 Ocak 1499) başlanıp aynı yerde 25 Ramazan 905’te (24 Nisan 1500) bitirildiğine dair bir kayıt bulunuyorsa da bunun telifle değil temize çekme veya istinsahla ilgili bir tarih olduğu anlaşılmaktadır. Cevâmiʿu’t-tibyân’ın kaynakları arasında Vâhidî’nin el-Vasîṭ’i, Begavî’nin Meʿâlimü’t-tenzîl’i, Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ı, Şerefeddin et-Tîbî ve Teftâzânî’nin el-Keşşâf hâşiyeleri, Beyzâvî’nin Envârü’t-tenzîl’i ve Nesefî’nin Medârikü’t-tenzîl’i gibi eserler yer alır. Âyetlerin tefsiri sırasında Hz. Peygamber’den rivayet edilen sahih hadislere öncelik verilmiş, yer yer âyetlerdeki kıraat farklılıklarıyla i‘rab vecihlerine de işaret edilmiştir. Çeşitli görüşler genellikle kime ait olduğu belirtilmeden nakledilmiş, müellif zaman zaman kendi yorumlarını da kaydetmiştir. Kısa ve güvenilir olmasıyla Tefsîrü’l-Celâleyn’e benzeyen eser Câmiʿu’l-beyân fî tefsîri’l-Ḳurʾân adıyla basılmış (Dehli 1296, Süyûtî’nin el-İklîl’i ile birlikte; Delhi 1297, Şah Veliyyullah’ın el-Fevzü’l-kebîr’i ile birlikte; 1316; Kahire 1343; Lahor 1879), ayrıca Tefsîrü’l-Celâleyn ve Ebü’l-Bekā el-Ukberî’nin et-Tibyân fî iʿrâbi’l-Ḳurʾân adlı eseriyle birlikte neşredilmiştir (Dehli, ts. [el-Matbau’n-Nizâmî]).

2. Risâle fî beyâni (is̱bâti)’l-meʿâdi’l-cismânî ve’r-rûḥ. Dirilişin beden ve ruhla olacağının savunulduğu, kabir hayatı, nefis-ruh ilişkisi, ruhun bedenle birlikte ölüp ölmediği gibi konuların ele alındığı risâlenin Süleymaniye (Lâleli, nr. 3710; Hüsrev Paşa, nr. 752/4) ve Beyazıt Devlet (nr. 3684) kütüphanelerinde nüshaları bulunmaktadır.

3. Risâle fi’l-kelâmi’n-nefsî. Allah’ın kelâm sıfatının kadîm ya da hâdis oluşuyla ilgili tartışmalarda Kur’an’ın mahlûk olduğuna dair görüşlere karşı geliştirilen nefsî kelâm - lafzî kelâm ayırımının ele alındığı eserde önce Adudüddin el-Îcî’nin aynı konuyla ilgili risâlesi eleştirilmiş, ardından Allah’ın müteşâbih sıfatlarının ta‘tîl ve teşbîhe düşmeden yorumlanmasının gereği üzerinde durulmuştur. 902 (1496-97) yılında kaleme alınan eserin (bk. vr. 48b) bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Hüsrev Paşa, nr. 752/3).

4. Risâle fî beyâni’l-ḳader (Süleymaniye Ktp., nr. 708).

5. İctimâʿu’n-naḳīżayn. Kaynaklarda zikredilmeyen ve kapağında Muînüddin el-Îcî’ye ait olduğu belirtilen eserin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir (Hüsrev Paşa, nr. 752/2).


BİBLİYOGRAFYA

Muînüddin el-Îcî, Risâle fi’l-kelâmi’n-nefsî, Süleymaniye Ktp., Hüsrev Paşa, nr. 752/3, vr. 48b.

a.mlf., Cevâmiʿu’t-tibyân, Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 70, vr. 3b; a.e., Süleymaniye Ktp., Amcazâde Hüseyin Paşa, nr. 24, vr. 3b; a.e.: Câmiʿu’l-beyân, Delhi, ts. (el-Matbau’n-Nizâmî), s. 508.

, VIII, 37-38.

, I, 60, 452, 610-611.

Fihrisü’l-Kütübḫâneti’l-Ḫidîviyye, Kahire 1310, I, 159.

, I, 500-501, 1075.

, II, 183, 261; , II, 278, 614.

Fihrisü’l-Ḫizâneti’t-Teymûriyye, Kahire 1367-69/1948-50, I, 190; III, 284.

, I, 303.

, II, 223.

, II, 670-671.

Nüveyhiz, Muʿcemü’l-müfessirîn, Beyrut 1407/1986, II, 549.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2000 yılında İstanbul’da basılan 21. cildinde, 414-416 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER