https://islamansiklopedisi.org.tr/ilig
Türkçe il “devlet” kökünden +lig ekiyle türetilen ve kaynaklarda illig > ilig şeklinde geçen kelimenin sözlük karşılığı “devletli” olup “hükümdar” anlamındadır (semantik açıdan Osmanlılar’daki “devletlü” ile paralel). Ancak bazan devlete bağlı bir bölgenin ya da kanadın idarecisinin unvanı olduğu ve bu durumda “ilhan” ile aynı anlama geldiği görülür. Ayrıca “uluğ” (ulu) ve “beg” (bey) kelimeleriyle birlikte “uluğ ilig” (büyük hükümdar) ve “ilig beg” (veliaht) unvanlarını oluşturur.
İlig unvanına ilk defa Kuzey Çin’de hüküm süren Tabgaçlar’da (386-581) rastlanmaktadır. Daha sonra büyük Uygur Kağanı Bögü’ye (759-780) ait bir belgede, IX. yüzyılın başlarında dikilen Karabalgasun kitâbesinde ve hıristiyan Uygur metinlerinde “hükümdar” veya “saltanat sahibi” anlamlarında kullanılmıştır. Hazar Hakanlığı’nda ise (VII-XI. yüzyıl) ikinci derecedeki idarecilerce taşındığı görülür. Kelimenin özel isim olarak kullanıldığına dair ilk örnekler de Batı Hun İmparatoru Attilâ’nın (434-453) oğlu İlek’in, VI. yüzyıl Sabar devlet adamlarından İliker’in ve Macarlar’ın önderi Arpad’ın (ö. 907) oğlu Yelek’in adlarıdır.
Bu unvanın Türk tarihinde öne çıkışı müslüman Karahanlılar dönemine rastlar. Unvan Uygurlar’dan, 840 yılında büyük kağanlıklarının yıkılmasından sonra birlikten ayrılan Yağma-Karluk Türkleri’nin kurduğu Karahanlı Devleti’ne geçmiş ve İslâmiyet’i kabul ederek Abdülkerim adını alan ilk müslüman Türk hükümdarı Satuk Buğra Han’dan (? - 955) itibaren de Karahıtay istilâsına kadar sikkeler üzerinde resmî hükümdarlık unvanı olarak hanla birlikte (ilig-han) kullanılmıştır. Bundan dolayı Karahanlı Devleti’ne günümüz tarihçileri tarafından İlig Hanlar adı da verilmektedir. Ancak Karahanlılar’ın başşehri Balasagun’u (Kuzordu) ele geçiren Karahıtay gürhanının son Karahanlı hükümdarından sadece “İlig Türkmen” diye bahsetmesi, iligin geleneksel han unvanından daha aşağı bir kademede olduğunu göstermektedir. Karahanlılar’dan Selçuklular’a geçtiği anlaşılan (Kutalmış’ın oğlu Alp İlig) unvanın Dede Korkut Kitabı’nda da yer alması (İlig Koca oğlu Alp Eren Çapar) uzun süre kullanıldığının işaretidir. Bugün de Kazakistan’ın kuzey sınırının bir kısmını oluşturan nehirle onun Salmış nehriyle birleştiği noktada bulunan şehir (Rusya’da) İlek adını taşımaktadır.
BİBLİYOGRAFYA
Dîvânü lugāti’t-Türk, I, 106; II, 25; III, 123, 221.
Clauson, Dictionary, s. 141, 630.
Ahmet Caferoğlu, Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, İstanbul 1968, s. 92, 264.
Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti, İstanbul 1969, s. 153.
a.mlf., “İlig Unvanı Hakkında”, TM, VII-VIII/1 (1942), s. 192-199.
Reşat Genç, Karahanlı Devlet Teşkilâtı, Ankara 1981, s. 7, 43-46, 50, 51, 59, 60, 67, 68, 79, 81-83, 95, 130-132, 134, 140, 166, 181, 207, 269, 270, 272, 274, 289, 293, 310.
a.mlf., “Karahanlı Devri Kültürü”, Tarihte Türk Devletleri, Ankara 1987, I, 283-286.
İbrahim Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü, İstanbul 1987, s. 69, 71, 73, 93, 105, 161, 168, 244, 246, 250, 255, 281, 315, 343.
Abdülkadir Donuk, Eski Türklerde Askerî-İdarî Unvan ve Terimler, İstanbul 1988, s. 19-20, 73-76.
W. Barthold, Türkistan (haz. Hakkı Dursun Yıldız), Ankara 1990, s. 284, 286, 287, 290, 292-296, 301, 305, 318, 319.
W. Eberhard, “Bir Kaç Eski Türk Unvanı Hakkında”, TTK Belleten, IX/35 (1945), s. 321 vd.
Mirza Bala, “İlig”, İA, V/2, s. 972-973.
O. Pritsak, “Kara-hanlılar”, a.e., VI, 251-252.
C. E. Bosworth, “Ilek-K̲h̲āns”, EI2 (İng.), III, 1113.