https://islamansiklopedisi.org.tr/imruulkays-b-abis
Hadramut bölgesindeki Terîm’de hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Kinde kabilesinin Benî Temlik koluna mensuptur. Asıl adının Handec olduğu da söylenmiştir (Zehebî, I, 28). İyi bir binici olan İmruülkays’ın bir şiirinden onun Temlik adlı bir kadınla evlendiği anlaşılmaktadır (Hasan es-Sendûbî, s. 346). Muhtemelen 10. yılda (631) kabilesinden bir heyetle birlikte Hz. Peygamber’e gelerek müslüman olmuş ve geri dönmüştür. Hz. Ebû Bekir devrinde meydana gelen ridde olaylarında halifeye yardımcı olan İmruülkays isyan eden amcasının oğlu Eş‘as b. Kays’a karşı cephe almış ve yazdığı bir şiirle durumu halifeye bildirmiştir (İbn Habîb, s. 186). Âsilerin toplandığı Hadramut yakınlarındaki Nüceyr Kalesi’nin fethine katılarak yararlıklar göstermiş, düşman safları arasında bulunan bir amcasını da bizzat kendisi öldürmüştür.
Rebîa b. Aydân el-Hadramî ile aralarında çıkan bir arazi ihtilâfında Resûl-i Ekrem’in hakemliğine müracaat edilmiş, Rebîa’nın yalan yere yemin edeceği anlaşılınca Resûlullah’ın bu durumda iken feragat edenin cenneti kazanacağını müjdelemesi üzerine haklı olduğu halde araziyi Rebîa’ya bırakmıştı (İbn Abdülber, I, 104). İmruülkays, Yermük Savaşı’na (15/636) ve daha sonraki savaşlara da katıldı; bir müddet Şam bölgesinde Beysân’da kaldı. Hz. Ömer devrinde Amvâs’ta veba salgını çıkınca (18/639 veya 17/638) kabilesine döndü. Ömrünün son yıllarına doğru Kûfe’ye gitti ve orada vefat etti.
Önemli bir muhadram şairi olan İmruülkays’ın şiirlerinden çok azı günümüze kadar gelebilmiş, bazı beyitleri akrabası olan İmruülkays b. Hucr’e nisbet edilmiştir. Pek çok eserde dağınık halde bulunan şiirlerinden seksen beyit kadarını Luvîs Şeyho bir araya getirmiş, daha sonra Arap edebiyatında İmruülkays adını taşıyanlarla ilgili çalışmasında Hasan es-Sendûbî bu sayıyı 100’e yaklaştırmıştır. İbn Manzûr’un Lisânü’l-ʿArab’da on iki beytini örnek (şâhid) olarak kullandığı İmruülkays (Yâsîn el-Eyyûbî, s. 66) şiirlerinde genellikle ridde olaylarını, karısı Temlik’i ve Hz. Osman zamanında ilgi duyduğu bir kadını konu edinmiştir.
BİBLİYOGRAFYA
Vâkıdî, Kitâbü’r-Ridde (nşr. Muhammed Hamîdullah), Paris 1409/1989, s. 95.
İbn Habîb, el-Muḥabber, s. 186-187.
İbn Kuteybe, eş-Şiʿr ve’ş-şuʿarâʾ, I, 85; II, 581-582.
Taberî, Târîḫ (Ebü’l-Fazl), III, 334, 390, 396.
İbn Abdülber, el-İstîʿâb (Bicâvî), I, 104-105.
Yâkūt, Muʿcemü’l-büldân, Beyrut 1397/1977, III, 96; IV, 158; V, 210-211, 273.
İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (Bennâ), I, 137.
Zehebî, Tecrîdü esmâʾi’ṣ-ṣaḥâbe, Beyrut, ts. (Dârü’l-ma‘rife), I, 28.
İbn Hacer, el-İṣâbe (Bicâvî), I, 112-113.
Luvîs Şeyho, Şuʿarâʾü’n-Naṣrâniyye baʿde’l-İslâm, Beyrut 1967, s. 56-60, 383-384.
Hasan es-Sendûbî, Aḫbârü’l-merâḳıse ve eşʿârühüm fi’l-Câhiliyye ve ṣadri’l-İslâm (Hasan es-Sendûbî, Şerḥu Dîvânı İmriʾilḳays içinde), Kahire, ts. (el-Mektebetü’t-ticâriyyetü’l-kübrâ), s. 339-347.
Sezgin, GAS (Ar.), II, 348.
Yâsîn el-Eyyûbî, Muʿcemü’ş-şuʿarâʾ fî Lisâni’l-ʿArab, Beyrut 1982, s. 66.