https://islamansiklopedisi.org.tr/inba
Sözlükte “haber vermek” anlamındaki nebe’ kökünden türeyen kelime, terim olarak genellikle râvinin hadisi hocasından icâzet yoluyla aldığını ifade eder. Hocadan hadisi tek başına alan kimse onu rivayet ederken (edâ) müfred sîgasıyla “enbeenî”, başkalarıyla birlikte alan kimse de çoğul şekliyle “enbeenâ” diye edâ eder. “Nebbeenâ” da “enbeenâ” gibidir.
Yahyâ b. Saîd el-Kattân’ın verdiği bilgiye göre İbn Cüreyc, sözü edilen sîgayı kıraat yoluyla aldığı hadislerin rivayetinde kullanmış olup edâ sîgalarının seçiminde titiz davranmayan bazı muhaddislere göre bu sîga ile semâ ve kıraat metotlarını ifade etmek mümkündür. Hatta Kādî İyâz, bu hususta âlimler arasında ittifak bulunduğu yolundaki rivayetlerin doğru olmadığını söyler. Nitekim İbnü’s-Salâh, râvinin edâ esnasında dilediği sîgayı kullanamayacağı ve hadisi hocasından aldığı metodu gösteren sîga ile rivayet etmesinin uygun olacağı görüşündedir. İlk dönemlerde de yaygın olmamakla birlikte Şu‘be b. Haccâc ve Şuayb b. Ebû Hamza gibi âlimlere göre söz konusu sîga icâzet yoluyla alınan hadislerin edâsını ifade etmiş, bu görüş zamanla yaygınlaşarak genellikle icâzet yoluyla alınan hadisler için kullanılmıştır.
BİBLİYOGRAFYA
Kāmus Tercümesi, IV, 1190.
Hatîb el-Bağdâdî, el-Kifâye (nşr. Muhammed el-Hâfız et-Ticânî), Kahire 1972, s. 415, 416, 432.
Kādî İyâz, el-İlmâʿ (nşr. Seyyid Ahmed Sakr), Kahire 1389/1970, s. 69, 71, 128.
İbnü’s-Salâh, ʿUlûmü’l-ḥadîs̱, s. 171-173.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, VI, 330; VII, 190.
Süyûtî, Tedrîbü’r-râvî (nşr. Abdülvehhâb Abdüllatîf), Kahire 1379/1959, s. 239, 275.
Mücteba Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, Ankara 1992, s. 76, 311-312.