ISTILÂHÂT-ı EDEBİYYE - TDV İslâm Ansiklopedisi

ISTILÂHÂT-ı EDEBİYYE

اصطلاحات ادبيه
Müellif: M. A. YEKTA SARAÇ
ISTILÂHÂT-ı EDEBİYYE
Müellif: M. A. YEKTA SARAÇ
Web Sitesi: TDV İslâm Ansiklopedisi
Yayımcı: TDV İslâm Araştırmaları Merkezi
Baskı Tarihi: 1999
Erişim Tarihi: 21.12.2024
Web Adresi:
https://islamansiklopedisi.org.tr/istilahat-i-edebiyye
M. A. YEKTA SARAÇ, "ISTILÂHÂT-ı EDEBİYYE", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/istilahat-i-edebiyye (21.12.2024).
Kopyalama metni

Belâgatla ilgili olarak Tanzimat dönemine kadar yazılmış kitaplar plan ve muhteva bakımından, hatta çok defa örnekleriyle klasik Arap belâgat kitaplarını taklit etmiştir. Tanzimat’tan sonra edebiyat alanındaki değişiklik bu tür eserlerde de kendini göstermeye başlamış, Süleyman Paşa’nın Mebâni’l-inşâ adlı eseriyle (I-II, İstanbul 1288-1289) klasik belâgat meseleleri ve Batı kaynaklı retorik anlayışı uyumlu hâle getirilmeye çalışılmıştır. Bundan sonra Ahmed Cevdet Paşa’nın, yine klasik Arap belâgatı çerçevesinde kalmakla beraber Osmanlı Türkçesi’ne uygulama açısından yeni bir çığır açan Belâgat-ı Osmâniyye’siyle (İstanbul 1298) Recâizâde Mahmud Ekrem’in hemen tamamıyla Batılı retorik anlayışını Türk edebiyatına uygulayan Ta‘lîm-i Edebiyyât’ı (İstanbul 1296), konunun eski ve yeni telakkisi şeklinde iki yönde gelişmesine yol açmıştır. Muallim Nâci’nin Istılâhât-ı Edebiyye’si bu iki anlayış arasında kalan bir edebiyat sözlüğü denemesidir.

Alfabetik veya herhangi sistematik bir tasnifi olmayan Istılâhât-ı Edebiyye, fihristine göre 184 madde başlığı ihtiva eder. Kitap metni içindeki ana başlıklar veya alt başlıklar dikkate alındığında bu sayı daha az veya daha çok olabilir. Maddelerin hacmi arasında da bir tutarlılık yoktur. Birkaç satır içinde açıklanan kavramlar yanında ayrıntılı alt bölümleri ve bol örnekleriyle kafiye bahsine elli altı sayfa ayrılmıştır. Eserle ilgili değerlendirmelerin çoğunda belirtilmiş olan bu dağınıklık, onun Muallim Nâci’nin verdiği ders notlarından derlenmiş olmasıyla açıklanabilir. Nitekim kitabın daha önce Mecmûa-i Muallim’de yayımlanan bazı konularının baş tarafında “Mekteb-i Sultânî derslerinden” kaydı bulunmaktadır.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “eski belâgatın bizde en iyi eseri” şeklindeki değerlendirmesine rağmen Istılâhât-ı Edebiyye sadece eski belâgat çerçevesinde yazılmış bir kitap değildir. Eserde klasik belâgat kitaplarına göre beyân ve meânî bahisleri hemen hiç bulunmamakta, sadece bedî‘ ilmine ait terimler yer almaktadır. Buna karşılık belâgat kitaplarında rastlanmayan klasik nazım şekilleri örnekleriyle beraber kırk sayfayı bulan bir hacmi işgal etmektedir.

Istılâhât-ı Edebiyye, ağırlıklı olarak bir divan edebiyatı sözlüğü olmakla beraber örneklerinin çoğunu çağdaşlarından, hatta Batılı yazar ve şairlerden seçmesiyle de eski belâgat kitaplarından ayrılır. “Şiir” maddesinde nazım ve şiir kavramlarının birbirinden ayrılması ve nesir halinde de şiir bulunabileceği düşüncesine yer verilmesi eserin dönemin yeniliklerine kapalı olmadığını göstermektedir.

Istılâhât-ı Edebiyye’nin özellikle eski nesrin kuralları hakkında getirdiği tenkitler de dikkati çekmektedir. “İ’tilâf”, “Hazif”, “Haşiv”, “Vasıl-Fasıl” gibi maddelerde bu anlayışla yazılan metinlerin eksiklikleri ve kusurları üzerinde durulmaktadır. Böylece Veysî, Nergisî, Âsım, Naîmâ ve Âkif Paşa’dan alınan metinlerin değerlendirmeleri ve tenkitleri, Istılâhât-ı Edebiyye’nin bazı araştırmacıların sandığı gibi tamamıyla klasik belâgata bağlı olmadığını ortaya koymaktadır. Ayrıca Muallim Nâci’nin kitabının baş tarafına koyduğu “İhtar”da, “Bu ıstılâhâta dair verdiğim izahat edebiyyât-ı Türkiyye’nin şimdiki haline ve istikbâline göredir. Öteden beri Arap veya Fars tarz-ı edebîsini aynen kabul etmek fikrine iştirak edenlerden değilim” demesi, onun döneminin yenilik hareketlerine daha millî bir çerçevede yaklaşma arzusunu göstermektedir.

Eserin son sayfasında yer alan “birinci cildin nihayeti” ibaresinden konunun devam edeceği anlaşılıyorsa da kitabın diğer cildi veya ciltleri yazılamamıştır. Daha önce üç basımı gerçekleştirilen Istılâhât-ı Edebiyye (İstanbul 1307, 1307, 1314) biri Alemdar Yalçın – Abdülkadir Hayber (Ankara, ts., tenkidi için bk. Divlekçi, sy. 40, s. 99-101), diğeri M. A. Yekta Saraç (İstanbul 1996) tarafından olmak üzere iki defa da yeni harflerle basılmış, her iki baskıda da maddeler alfabetik sıraya konulmuştur.


BİBLİYOGRAFYA

Muallim Nâci, Istılâhât-ı Edebiyye, İstanbul 1307; a.e.: Istılahat-ı Edebiyye: Edebiyat Terimleri (haz. Alemdar Yalçın – Abdülkadir Hayber), Ankara, ts. (Akabe), hazırlayanların önsözü, s. 5-7; a.e.: Edebiyat Terimleri: Istılâhât-ı Edebiyye (haz. Mehmet Ali Yekta Saraç), İstanbul 1996, hazırlayanın önsözü, s. 3-5.

İbrahim Necmi [Dilmen], Târîh-i Edebiyyât Dersleri, İstanbul 1338, II, 262-263.

İsmail Habip [Sevük], Türk Teceddüd Edebiyatı Tarihi, İstanbul 1340/1924, s. 391.

İsmail Hikmet [Ertaylan], Türk Edebiyatı Tarihi, Bakü 1925, II, 564.

Ahmet Hamdi Tanpınar, XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul 1956, I, 610.

, II, 988-989.

Celâl Tarakçı, Muallim Nâcî Efendi: Hayatı ve Eserlerinin Tedkîki, Samsun 1994, bk. İndeks.

Kâzım Yetiş, Talîm-i Edebiyat’ın Retorik ve Edebiyat Nazariyâtı Sâhasında Getirdiği Yenilikler, Ankara 1996, s. 601-602.

a.mlf., “Belâgat [Türk Edebiyatı]”, , V, 384-386.

Erdoğan Erbay, Eskiler ve Yeniler: Tanzimat ve Servet-i Fünun Neslinin Divan Edebiyatına Bakışı, Erzurum 1997, s. 52-54, 304-305.

Mehmet Kaplan, “İki Retorik Kitabı”, Çağlayan, III/23, İstanbul (Antalya), 1943, s. 4.

Celâleddin Divlekçi, “Istılâhât-ı Edebiyye’deki Arapça Beyitlerin Tercümesine Dair Gecikmiş Bir Tenkit”, İlim ve Sanat, sy. 40, İstanbul 1996, s. 99-101.

Fevziye Abdullah [Tansel], “Nâcî”, , IX, 19.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1999 yılında İstanbul’da basılan 19. cildinde, 206-207 numaralı sayfalarda yer almıştır. Matbu nüshayı pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
TDV İslâm Ansiklopedisi'nden rastgele bir madde okumak ister misiniz?
BAŞKA BİR MADDE GÖSTER