https://islamansiklopedisi.org.tr/kemankes-ali-pasa
Aslen Isparta dolaylarındandır. Genç yaşta İstanbul’a giderek saray hizmetine girdi. Burada silâhdarlığa kadar yükseldi. Bazan “Kara” sıfatıyla da anılan Ali Paşa’nın asıl unvanı ok atmadaki mahareti dolayısıyla “Kemankeş”tir. 1620 yılında vezirlik pâyesiyle Diyarbekir beylerbeyiliğine tayin edildi. Ancak bir süre sonra mal defterdarı Hacı Ahmed Efendi’yi merkeze bildirmeden öldürttüğü için bu zatın yakın dostu ve II. Osman’ın hocası Ömer Efendi tarafından idamı istendiyse de Diyarbekir eski valilerinden Dilâver Paşa’nın telkiniyle görevinden alınmakla yetinildi. Ardından Bağdat valiliğine getirildi. Bir yıl kadar burada kaldıktan sonra tekrar görevinden alınan Ali Paşa, II. Osman’ın katli üzerine (1031/1622) İstanbul’a geldi ve Kubbealtı veziri oldu. 4 Zilkade 1032’de (30 Ağustos 1623) Mere Hüseyin Paşa’nın yerine sadrazamlığa getirildi. Bu makama tayininde IV. Murad’ın eniştesi yeniçeri kethüdâsı Bayram Ağa’nın (Paşa) büyük rolü oldu (Peçuylu İbrâhim, II, 397-398).
Kemankeş Ali Paşa’nın sadrazamlığı döneminde gerçekleştirilen ilk ve en önemli olay, I. Mustafa’nın tahttan indirilmesi ve yerine IV. Murad’ın geçirilmesidir. Nitekim Ali Paşa, dengesiz davranışları iyice çoğalan I. Mustafa’nın hal‘i için şeyhülislâm, diğer ulemâ ve erkân ile birlikte bir meclis akdederek I. Ahmed’in oğlu Murad’ın (IV) padişah olmasını sağladı. Böylece Ali Paşa, Osmanlı tarihinde ilk defa bu şekilde bir saltanat değişikliğinde etkili rol oynadı. Yeni padişahın henüz genç yaşta ve tecrübesiz olmasından istifade ile devlet işlerinde söz sahibi olan Ali Paşa, daha sonra taşrada Abaza isyanını bastırmaya ve İran Şahı I. Abbas’ın Bağdat’ı tehdidini önlemeye, merkezde ise İstanbul olaylarını halletmeye çalıştı. Kapıkulu askerlerine dağıtılacak cülûs bahşişinin temininde çekilen malî sıkıntı Enderun’da bulunan altın eşyanın sikke haline getirilmesiyle giderildi. Ardından sürgünde bulunan âlimlerin ve vezirlerin İstanbul’a dönmelerine izin verildi.
Ali Paşa, devlet idaresinde bağımsız kalabilmek için Zekeriyyâzâde Yahyâ Efendi’yi şeyhülislâmlıktan uzaklaştırmak ve yerine kayınpederi Rumeli Kazaskeri Bostanzâde Mehmed Efendi’yi getirmek amacıyla Yahyâ Efendi’nin eski sadrazam Mere Hüseyin Paşa ile gizlice iş birliği yaparak Sultan Mustafa’yı tahta çıkarmaya çalıştığı yolunda padişaha şikâyette bulundu. Bunun üzerine IV. Murad Yahyâ Efendi’yi azletti, fakat yerine Bostanzâde’yi değil Hocazâde Mehmed Esad Efendi’yi getirdi. Ali Paşa daha sonra vezîriâzamlıkta kendisine rakip olarak gördüğü Gürcü Mehmed Paşa ile Kayserili Halil Paşa’yı Abaza Paşa’yı tahrik ettikleri gerekçesiyle bir süre hapsetti (Solakzâde, s. 737-738). Öte yandan selefi Mere Hüseyin Paşa’yı da katlettirdi.
Kemankeş Ali Paşa, İstanbul’da bu şekilde bazı vezirleri hapis ve katlettirip bazılarını da merkezden uzaklaştırarak yerini sağlamlaştırmaya çalışırken Bağdat’ta Bekir Subaşı olayı ile yeterince meşgul olmaması ve Bağdat’ın Şah Abbas tarafından kuşatılması İstanbul’da aleyhine bir cereyanın oluşmasına yol açtı. Başta Şeyhülislâm Mehmed Esad Efendi olmak üzere Defterdar Bâki Paşa, Mukabeleci Feridun Bey, Dârüssaâde Ağası Mustafa Ağa gibi devlet ricâli sadrazamın bertaraf edilmesi hususunda birleştiler. Bağdat, Musul ve Kerkük civarındaki İran savaşlarında gösterdiği ihmal ve Bağdat’ın elden çıkmasına sebep olması gibi suçlardan dolayı katlinin gerektiğini padişaha bildirdiler. Öte yandan Abaza isyanı, Mısır’da meydana gelen karışıklıklar, malî sıkıntılar ve adının rüşvet olaylarına karışması Ali Paşa’yı çok zor durumda bıraktı. 14 Cemâziyelâhir 1033 (3 Nisan 1624) tarihinde katledildi ve mallarına devletçe el konuldu. Devrin kaynaklarında IV. Murad’ın tahta çıkmasındaki rolünden dolayı gayet mağrur, zalim, yapılan nasihatlere önem vermeyen, rüşvetçi bir vezir olarak nitelenen Kemankeş Ali Paşa’nın mezarı Atik Ali Paşa Camii’nin hazîresindedir (Ayvansarâyî, I, 150).
BİBLİYOGRAFYA
Hasanbeyzâde Ahmed Paşa, Târih, TSMK, Emanet Hazinesi, nr. 1434, vr. 481a.
Topçular Kâtibi Abdülkadir (Kadrî) Efendi Târihi (haz. Ziya Yılmazer, doktora tezi, 1990), İÜ Ed.Fak. Genel Ktp., nr. TE 80, s. 624-631.
Peçuylu İbrâhim, Târih, II, 397-403.
Kâtib Çelebi, Fezleke, II, 7, 38-39, 52.
Solakzâde, Târih, s. 736 vd.
T. Roe, The Negotiations of Sir Thomas Roe, in his Embassy to the Ottoman Porte, from the Year 1621 to 1628 Inclusive, London 1740, s. 173-174, 179, 230.
Mehmed b. Mehmed, Târîh-i Âl-i Osmân, Süleymaniye Ktp., Lala İsmail Efendi, nr. 300, vr. 36b-37b.
Naîmâ, Târih, II, 173, 258-263, 280 vd., 291-296.
Hadîkatü’l-vüzerâ, s. 72.
Ayvansarâyî, Hadîkatü’l-cevâmi‘, I, 150.
Hammer (Atâ Bey), VIII, 262.
Atâ Bey, Târih, II, 55-56.
Mehmed Şem‘î, İlâveli Esmârü’t-tevârih maa zeyl, İstanbul 1295, s. 72-73, 96, 114.
Sicill-i Osmânî, III, 510.
Danişmend, Kronoloji, III, 322 vd., 504.
Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, III/1, s. 148 vd.; III/2, s. 379, 462.
Midhat Sertoğlu, “Tûgî Tarihi, İbretnümâ II. Sultan Osman’ın Şehâdeti Vak’asından Bahseder”, TTK Belleten, XI/43 (1947), s. 514.
M. Münir Aktepe, “Kemankeş Ali Paşa”, İA, VI, 571-573.
R. C. Repp, “Kemānkes̲h̲”, EI2 (İng.), IV, 884.